SEVGİ

Teknoloji çağının, insan ilişkilerine olumsuz etki yaptığı gerçeğini hemen herkes kabul ediyor. Teknoloji sonucu insan, diğer canlılara nispetle, üstün  durumunu biraz daha geliştirirken, bir sonraki kuşağı, giderek korunmaya daha muhtaç ve kolay incinir bir varlık haline gelmektedir.

SEVGİ

 

Teknoloji çağının, insan ilişkilerine olumsuz etki yaptığı gerçeğini hemen herkes kabul ediyor. Teknoloji sonucu insan, diğer canlılara nispetle, üstün  durumunu biraz daha geliştirirken, bir sonraki kuşağı, giderek korunmaya daha muhtaç ve kolay incinir bir varlık haline gelmektedir.

Özerk bir varlık olarak haklarına saygı gösterilmeyen, red edilen ya da sömürülen çocuklar, “sevgisiz” kalmış demektir. Bu duruma öfke duysa da, yine de aradığı sevgiyi bir gün bulabileceği ümidini yitirmez. Bazen küçük sarsıntılara rağmen, ana-babasından sevgi alabilirse, değersizlik duygusu çok şiddetli olmaz.

Çocukluğundan itibaren hak ettiği sevgiyi bulamayan çocuklar, ilk başta kızgınlık hisseder. Zaman geçtikçe bu kızgınlığın hakkı olan sevgiyi  almasını kolaylaştırmadığını, hatta daha da zorlaştırdığını gören çocuk; kızgınlığını bilinçaltına iterek, kendini değersiz hissetmeye başlar. Bu değersizlik duygusu, çocukta ve çevresinde insanlardan korkma olarak algılanır.

Aslında korkulan şey, insanlar tarafından red edilme ihtimâlidir. Bu kaygıyı yaşayan çocuk, insanlar beni mutlaka red eder kanaâtini taşımaktadır. Uzun bir süre, her yaşanılan yeni bir olayda kendinin red edildiğini algılayan çocuk, kendini red edilmeye layık olarak görmeye başlayacaktır.

Ama bu korku, aynı zamanda, beklenilen sevginin verilmeyeceği korkusudur. Sevgiden umudunu yitirmek suretiyle, tolum dışı davranışları benimsemiş küçük bir azınlığın dışında, insanların çoğu, ilişkilerinde sürekli hayâl kırıklığına uğrasalar bile, yine de sevgi arayışındadırlar. Bu arayışı da bir gün aradıkları sevgiyi bulma ümidiyle yaparlar.

Olumsuz şartlanmalar ve öğrenmeler insanda doğuştan varolan sevgiye doğru yönelmenin pasif bir hâlde kalmasına neden olabilir.

Bu olumsuz şartlanmalar ve yanlış öğrenmeler nedir?

Bu sorunun cevabını inşallah gelecek yazıda cevaplamayı düşünüyorum. Çünkü sevginin alt yapısı sayılabilecek, hayat ve ölüm, “hayat=sevgi” “ölüm=sevgisizlik” ikilisin açıklanması doğru bir öğrenmenin ilk adımıdır. Bu ikili yaşamak ya da yaşarken ölmek (ya da ölerek yaşamak) diye de anlatılabilir.

Yaşamak, içinde bulunduğumuz an içerisindeki gerçeğimizin farkında olmamızdır. İyisiyle, kötüsüyle insanın kendini bir başka insan gibi gözlemediği, değerlendirmediği ve yargılamadığı yaşantı türüdür. Bu tür insan varolmuş insandır.

Yaşarken ölmek, nasıl olsa bir son varsa, o zaman hayatın ana amacının ölüm olduğu konusunda takılıp kalmaktır. Bunlar sahip olmayı olmak sanırlar.  Bu ilkeye göre, yaşamın tüketilmesi gerekir ve amaç bitirmektir. Bu ilkeyi benimseyen insanlar, başlangıç ile bitiş arasındaki zamanı yaşayamazlar. Onlar için hayat, bir görevler zinciridir. Gün, hafta, ay ve yıl bitirilecek zamanlar olarak dağ gibi karşılarında durmaktadır. Okul mezun olmak için, yol bir yere ulaşmak için, yemek yeyilip bitirilmek için, hayat da ölmek için içindir.

Böylesi insanlar yalnızlıklarını ve sevgisizliklerini, cansız nesnelere yöneltmek suretiyle takviye etmeye çalışırlar. Eşyalar alınır, korunur, ama kullanılmaz. Diğer insanlarla birlikte yaşamayı öğrenemediği için, alınan eşyalar biriktirilir ve alınan bu eşyalara  uzaktan bakılır.

Mesele; olmak ve sahip olmayı karıştırmaktan doğan  aksaklıktan kaynaklanmaktadır, olmayı sahip olmak olarak gören insanlardır. Daha da uç boyutta olanlar; sadece eşyalara da değil, diğer insanlara ve hatta tabiata sahip olmayı denerler ve bunu  yaşamak sanırlar. Eğer imkanları elverirse, memleketin gidişine etki etmeyi, belirlenen çizgiyi kimsenin aşmaması için, kanunların yasak saydığı (terör) eylemleri bile yapmayı, olmak olarak algılarlar. Bu durumu da şöyle değerlendirirler: Bu uğurda öldürmek var, öldürülmek var, ölmek var!

            Varolmak ve sahip olmaya eğilim birbirine zıt olan güçler olsa da, her insanda ikisi de bir arada bulunur. Bulunması da insan olmasının gereğidir. Çünkü, insan, bir zıtlıklar ülkesidir. Bunların, birinin diğerine oranı önemlidir.

            Hey had ki; sahip olmaya yönelimli çağdaş toplumlar, insanın kendisini bile “ satışa çıkarılmış” bir nesne haline getirmeyi başarmıştır. Değerlerin unutulduğu dünyamızda, ortada sadece fiyatlar kalmıştır. Bir nesne olarak yaşamaya zorlanan insan, sahip olma tutkusunun esiri olmuş ve bu tutku, insanın varolmasının önüne geçirivermiştir.

Yaşamak ya da yaşarken ölmek olgularını günümüzde her durumda görmemiz mümkün haline gelmiştir. İyiler ve kötüler arasındaki, varolmaya ilişkin ilişki biçimi giderek değişmektedir. İyiler pasif olduğu sürece, aktif kötünün teşvikçisi olmaya devam edecektir.

Sonuçta, yaşayanlar ve yaşayanları seyredip eleştirenler olmak üzere iki tür insan ortaya çıkacaktır. Oysa, eleştirenler, eleştirilerini başkalarının da duyabileceği bir sesle yapsalar, seyretmekle kalmasalar, o zaman varolmanın ilk adımını atmış olacaklar. Seyretmenin ölümü, katılmanın ise varolmayı simgelediğini o zaman göreceklerdir. Kısık bir sesle eleştiren günümüz çağdaş toplumu, yaşarken ölmeyi tercih ettiğinin bile farkında değildir.

            Sevgide de, olmak ve sahip olmak biçimi vardır. İnsan sevgiye sahip olabilir mi? Sevgi bir nesne değildir ki, soyut bir kavram ya da yaşantı değil mi? İnsan buna nasıl sahip olur? Varolmuş  bir sevgi ya da sahip olunmuş bir sevginin farklarını, isterseniz gelecek yazıda arayalım.


Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!
Yorum ekle

Yorum ekle

    • bowtiesmilelaughingblushsmileyrelaxedsmirk
      heart_eyeskissing_heartkissing_closed_eyesflushedrelievedsatisfiedgrin
      winkstuck_out_tongue_winking_eyestuck_out_tongue_closed_eyesgrinningkissingstuck_out_tonguesleeping
      worriedfrowninganguishedopen_mouthgrimacingconfusedhushed
      expressionlessunamusedsweat_smilesweatdisappointed_relievedwearypensive
      disappointedconfoundedfearfulcold_sweatperseverecrysob
      joyastonishedscreamtired_faceangryragetriumph
      sleepyyummasksunglassesdizzy_faceimpsmiling_imp
      neutral_faceno_mouthinnocent
Okunamayan kodu yenilemek için resmin üstüne tıklayınız