SENTETİK VEBA

Et yiyordu, en kırmızı taraflarından. Kesip kesip mangal keyfi yapıyordu ıssız adadaki Avrupalı adam. Mangal dumanının içerisinde, klasik müzik dinleyerek hazırladığı bonfileleri nazikce ızgaraya yerleştirirken gözüne kaçan o ağır dumanın acısını bile fark etmeden, biraz sonra midesine göndereceği o eşsiz tadı hayal ediyordu.  Sentetik kumaştan imal edilmiş olan giysilerinin vücuduna yüklediği elektrik yüklerinden olsa gerek ki; bir anda parladı, siniri kalktı. Bir şekilde sinirini yatıştırdıktan sonra, kalan bonfileleri teker teker mangala yerleştirdi. Kömüre akan yağların çıkardığı cızırtılı sesler, dinlediği müziğe eşlik edercesine teker teker duman olup kokmaya başlamıştı, koltuk altlarındaki ter kokusunu gidermek için sıktığı en kaliteli Fransız parfümleriyle karışarak…


……

 

Genç adam hayatını bu şekildedevam ettirdi. 55 yaşına gelmişti. Artık eskisi gibi seke seke yürüyemiyor, anihareketler belini zorluyordu. Şekeri de genel de yüksekti. İlk “geçmiş olsun”sözünü duyduğunda bembeyaz bir ortamda idi. Sol kolunda bir serum, altında da sondatakılıydı. Önemli(!) bir kalp krizi geçirmiş ve riskli bir ameliyatın ardındanyoğun bakımda iyileşmesi beklenmekteydi. Bir an önce iyileşse iyi olurdu, çünküardından daha binlercesi geliyordu.

 

Biz günümüzün gelişen teknolojisininışığında artık biliyoruz ki; sentetik hayat ölüm saçmakta. Mangallardankızartmaya kadar yanma neticesinde ortaya çıkan akrilamit maddesi, ketçapta bulunansodyum benzoat, potasyum sorbat gibi koruyucu maddeler, gazlı ve toz içeceklerekatılan renklendiriciler, tatlandırıcılar, hazır çorbalara katılan monosodyumglutamat gibi lezzet artırıcılar, konsantre meyve suları ve daha onlarcası…

 

Doğal hayatın sadeliği ileyaşamak dururken, anlık tatları o anda daha etkin bir şekilde alabilmek için,uzun vadede vücudumuzu sentetik kimyasallarla dolduruyoruz. Daha sonra bukimyasallar bizlere böbrek, karaciğer başta olmak üzere farklı özellikleresahip, onarımı zor rahatsızlıklar olarak dönmekte. Çok büyük bir risk.

 

Öyle bir risk ki; henüz tedavisibulunamamış evrensel bir veba. Doğalı dururken neden sentetiği tercihedilmekte?

 

Cevap; daha az mâliyet, daha azişçilik, daha az zaman, daha fazla kâr. Daha fazla, daha fazla… Başımıza negeliyorsa hep bu “daha fazla”lardan gelmiyor mu zaten?

Hep daha fazlası için hep dahafazla insanın hayatı tehlikeye atılmakta. Ortalama yüz trilyon hücreye sahipbir insan organizması ve bu hücrelerdeki araştırıcıyı kendine hayran bırakan “aşırı”düzen…

 

Hep “daha fazla”sını elde etmekiçin bu eşsiz düzene sahip insan hayatını sindire sindire, fark ettirmeden yoketmeye değer mi?

 

Bilim ve dua ile…

 

BiyologMustafa ERSÖZ


Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!
Yorum ekle

Yorum ekle

    • bowtiesmilelaughingblushsmileyrelaxedsmirk
      heart_eyeskissing_heartkissing_closed_eyesflushedrelievedsatisfiedgrin
      winkstuck_out_tongue_winking_eyestuck_out_tongue_closed_eyesgrinningkissingstuck_out_tonguesleeping
      worriedfrowninganguishedopen_mouthgrimacingconfusedhushed
      expressionlessunamusedsweat_smilesweatdisappointed_relievedwearypensive
      disappointedconfoundedfearfulcold_sweatperseverecrysob
      joyastonishedscreamtired_faceangryragetriumph
      sleepyyummasksunglassesdizzy_faceimpsmiling_imp
      neutral_faceno_mouthinnocent
Okunamayan kodu yenilemek için resmin üstüne tıklayınız