İki gün önce ulusal bir tv kanalında Tohumculuk üzerine bir açık oturum var idi. Konu çok önemli, ancak İçerik olarak boş, zaman öldürmeden başka bir işe yaramayan bu program sanki halk tarafından çok beğenilmiş gibi ikinci kez tekrar verildi. Tv kanallarının sayısı artıkça programlarda o kadar kaliteden yoksun oluyor galiba. Oturumu yöneten Ayşe ÖZGÜN, katılımcılar ise Türkiye Tohumculuk Endüstrisi derneği başkanı Dr. Mete Kömeağaç ve 40 yıllık ilmini vatandaşa şifalı bitki tacirliği yaparak ün salan Prof.Dr İbrahim SARAÇOGLU
Konu başlığını duyunca merak edip tam bir saatimi bunlara ayırdım. Bu ülkede neden insanlar bildiğinden çok bilmediği işi yapmaya kalkışır. Hani halk arasında her işe el ayak ve burnunu sokana “her şeye maydanoz olma” derler ya işte konu tam buna uygun.
Konu hibrit ve Genetik yapılarları değiştirilmiş tohumlar. Programı sunan Ayşe ÖZGÜN konuya o kadar yabancı ki ekim ile dikim nedir, tohum nedir fide nedir, fidan nedir bihaber. Ama kendinden o kadar emin ki konukları tokatlarcasına konuşuyor. Soruyor, cevabı tam almadan konukları susturup bir soru daha. Arkasından bir gelen mesaj daha ve peşe peşe gelen mesajlar. Ve Mete Kömeağaca bağırarak “söyle bakayım GDO lu olmayan kivi tohumunu vatandaş nereden bulacak, bıçaklar domatesin kabuğunu kesmiyor söyle bakayım” diyerek ipe sapa gelmez ifadeler.
Bir sunucu yapacağı bir programa bu kadar hazırlanmadan çıkar mı? Hiç mi izleyicilerinize saygınız yok. Tv yöneticileri bu kadar mı cahil olur. Yok mu bunların bir danışmanı. Yoksa bu halkı “ önüne ne korsan yer” olarak mı görüyorlar.
Yaklaşık bir saat boyu hibrit tohum ile GDO’lu tohumun ayni olmadığını izah edemediniz. Hibrit tohumun mazisi 100 yıl ve bu süre zarfında olumsuz nesi görülmüş. Oysa GDO’lu tohumlar 1994 yılından beri var arasında çok farklılığın olduğunu açıklayamayacak kadar nutkunuz mu durdu yoksa aklınız mı dumura uğradı. İzleyicilerin kafasındaki şüpheleri siz izale edemez iseniz, işte meydan Erman TOROGLU, Ayşe ÖZGÜN gibilere kalır ve üretici perişan olur.
Ve Prof.Dr. İbrahim SARAÇOGLU. Her defasında 40 yılını Bitkilerin koruyucu, önleyici ve tedavi edici güçleri konusuna ayırdığını söyleyen hocamızda ne hikmetse izleyicilerden çok Tv kanalının gönlünü hoş tutacak acıkmamlar yaptı. GDO ile hibrit tohum arasındaki farkı oda açıklayamadı. Kafasını takmış ebter tohum.Sağa dönüyor ebter tohum, sola dönüyor ebter tohum. Nedir kardeşim zararı nedir bunun? İlim adamı olarak siz ilmi delillerle konuşmaz iseniz veya beceremez iseniz orada işiniz nedir? Meşhur olup birkaç kitap satabilme kaygısı ile TV leri dolaşmak ve bilgelik taslamak. Şifalı bitkilerden kür hazırlayıp şifa dağıtmak. Gariban medet bekleyen çaresiz hastaların ümitlerini paraya dönüştürmek uğruna, taşıdığın unvanı yerlere sermeye değer mi? Bu mudur ülkemizde bilim adamı olmak. Her defasında yazıyoruz Üniversite hocalarımız konuşmuyor, çıkıp Erman Toroğlu gibileri susturmuyorlar diye ama böyle çıkmaktan ise okuldaki anfilerinizde oturmanız daha hayırlı. Zira makam ve unvanlarınıza bakıp sizleri otorite zannetsinler.
Bu programı hazırlayandan başlayıp katılımcılara kadar hepsinde okuyucularım adına kınıyorum.
Ziraat Mühendisi
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!