Tıbbi bitkilerin etki mekanizmaları ve faydaları ile alakalı olarak birçok tez ortaya atıldı ve atılmakta.
Tıbbi bitkiler hakikaten etkili mi? Yoksa hiçbir etkisi yok mu? Veya yapraklarından köklerindeki emici tüylerine kadar her kısmı işe yarıyor mu? Bir tarafta yaratılan “hiçbir ŞEY boş değildir” gerçeğini savunanlar, diğer taraftan muhteşem nebatat ve hayvanat ile mikrodünya canlılarını umarsızca ve ukalaca ilkel-gelişmiş şeklinde sınıflandırmaya çalışanlar…
Kimi gruplar bitkileri de kendi içlerinde faydalı ve zararlı olarak basitçe sınıflandırma yoluna gitmiş. Zararlı olduğu ispatlanarak bu gerçeğe ulaşıldığı muhakkaktır. Fakat faydalı olma ihtimalleri tümüyle araştırıl(a)madan böyle “keskin” bir neticeye ulaşılmış olması açıkçası tartışılır.
Aktarcılık kendi içinde bir ummandır. Mesela; bir bitkinin hangi bölümünün, hangi rahatsızlığa karşı kullanılabileceği, kullanılacak miktarı ve diğer otlarla karışımı gerekiyorsa hangileriyle karıştırıldığında etkisinin nasıl ve ne şekilde artacağı veya azalacağı veyahut da ortadan kalkacağı, kürün hazırlanış yöntemi, hastanın durumu başka bir ifadeyle tam bir check-up yapılarak uygulanacak kürlerin belirlenmesi…
Check-up da yetmeyebilir. Aktarcılıkta “hastalık yoktur, hasta vardır” düsturu temel alınarak hasta üzerinde yapılacak ayrıntılı ve profesyonel çalışmalar ile bu çalışmaların neticesinde uygulanacak olan kür ya da kürler ile bu kürlerin süreleri…
Şu yukarıda saymaya çalıştığım iş akış özeti kendi içerisinde bir profesyonellik gerektirmekte.
Evet değerli okurlarım; son yıllarda tıbbi bitkilere artan rağbet üzerine ortaya atılan yüzlerce tez ve açılan onlarca şifalı bitki satan dükkânlar ve bu dükkânlarda çalışan elemanların bilgi ve tecrübeleri; artık üzerinde elzemle durulması gereken ve bir an önce hangi bakanlık güzelce bu sektörü sahiplenecekse zaman kaybetmeden denetlemelerin “adam akıllı” yerine getirilmesi gerekmekte.
Bunun yanında, aktarlara en az bir adet resmiyette bu işten anladığını ispatlamış eleman, bunun adına ister sorumlu yönetici, ister mes’ul müdür, isterseniz başka bir terim kullanın. Ama fiiliyatta mutlaka verimli bir çalışma ortaya çıkararak artık her önüne gelenin aktar dükkânı açmasının önüne geçin…
Bir umman vasfına sahip aktarcılığı ilkellik ve gelişmişlik mantığıyla ele alıp, ilkel meslekler sınıfına atmadan, hani bazılarının dediği gibi “koca-karı ilaçları” tabirini hafızalardan silerek gereken değerin bir an önce verilmesi dileğiyle…
Bilim ve dua ile…
Biyolog Mustafa ERSÖZ
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!