Organik tarım yüzyıllardır sayısız köyde ve çiftçilikle uğraşan topluluklarda geleneksel tarım uygulaması şeklinde görülmüştür. Yöresel çiftçiler deneme yanılma ile elde ettikleri sonuçları bir jenerasyondan diğerine aktarmışlardır. Organik tarımın modern dünyada yer almaya başlaması ise, 1960'larda çiftçi ve tüketicilerin bitkisel ve hayvansal üretim sırasında oldukça fazla kimyasal kullanıldığını,bunun dünya ve insanlar için korkunç sonuçlar ortaya çıkaracağını fark etmelerinden sonra olmuştur.
temininde kendine yeterliliğinin sağlanmasıdır. 1960'ların sonuna
doğru, özellikle 1970'lerde çevrenin korunması konularının önem
kazanmasıyla birlikte organik tarım önem kazanmıştır. Üreticiler,
tüketiciler ve doğa ile ilgili diğer kuruluşlar ortaya çıkmış ve bu
kuruluşlar üretim metotlarını düzenleyen kuralları belirlemeye
başlamışlardır. 1980'lerde ise organik tarım oldukça hız kazanmış,
organik üretim metodu gelişmeye devam ederken tüketicilerin de bu
ürünlere ilgisi artmıştır.
Organik tarımın yaygınlaşması, tüketicilerin sağlıklı ve çevre dostu
ürünlere olan talebinin artmasının yanı sıra resmi otoriteler
tarafından da tanınması, araştırma konuları içine alınması ve özel
bir yönetmeliğinin hazırlanması sonucudur. Bazı üye ülkeler organik
üretim yapan çiftçilere ulusal yada bölgesel bazda destekler de
sağlamaktadır.
Kaliteli ürün pazarında organik tarımın güvenirliliğini sağlamak,
resmi kuralların kabul edilmesi ile sağlanabileceği için, 1991
yılında Avrupa Birliği 2092/91 sayılı organik tarım yönetmeliğini
çıkarmıştır. Organik tarımın resmi olarak tanınması diğer ülkeler
tarafından da benimsenmiş ve uluslararası organik tarım hareketleri
başlatmıştır
1998 yılında IFOAM (Organik Tarım Hareketleri Uluslararası
Federasyonu) organik üretim ve işleme standartlarını çıkarmıştır.
1972 yılında kurulan ve bu kuruluş organik üretim, bu ürünlerin
sertifikasyonu, araştırma, eğitim ve organik tarımın promosyonu
alanındaki organizasyonları bir çatı altında toplamaktadır.1999
yılında FAO/WHO Kodeks Alimentarius Komisyonu organik olarak
üretilmiş gıdaların üretimi, işlenmesi, etiketlenmesi ve
pazarlanmasına ilişkin bir kodeks (guide) kabul etmiştir. Ayrıca, FAO
1999 yılında, özellikle gelişmekte olan ülkelerde organik tarımın
geliştirilmesi için bir program başlatmıştır. Her iki standartta
bitkisel ve hayvansal ürün üretimi, arıcılık, ürünlerin
işlenmesi,depolanması, paketlenmesi ve taşınması ve organik gıdaların
üretiminde ve işlenmesinde izin verilen maddelere ilişkin kurallar
mevcuttur. IFOAM ayrıca elyaf, su ürünleri ve odun dışındaki orman
ürünlerine ilişkin kuralları da belirlemiştir.
AB organik tarım yönetmeliğine göre üye ülkeler, yetkili otorite
tarafından yada akredite olmuş özel kuruluşlarca gerçekleştirilecek
bir denetim sistemi kurulmak zorundadır. Özel kuruluşlar tarafından
kontrol işlemi gerçekleştirilen ülkelerde, özel kuruluşların
onaylanması ve denetlenmesi için de bir otorite oluşturulması
gerekmektedir. Bu otorite organik tarımla ilgili birçok görevinin
yanında, kontrol kuruluşlarının etkili ve objektif olarak görevlerini
yerine getirebilme kapasitesini garantileyen denetim yapar. Kontrol
kuruluşlarının yılda en az bir kez işletmeyi haberli yada habersiz
olarak ziyaret ederek denetim yapmaları gereklidir. Her üye ülkede,
sertifikasyon kuruluşlarının güvenilir sertifikalandırma yaptıklarını
garanti etmek amacıyla, bu kuruluşların Avrupa Standardizasyon
Komitesi (CEN) tarafından çıkarılan EN 45011 (ISO 65) standartlarına
uygun faaliyette bulunduklarına dair akreditasyonları gereklidir. Bu
husus, AB 2092/91 sayılı organik ürün yönetmeliğinde madde 9, 11 inci
paragrafta belirtilmiş olup, 1 Ocak 1998 den itibaren uygulanmaktadır.
Agenda 2000 kapsamında birçok AB yönetmeliği 2000-2006 dönemi için
Ortak Tarım Politikasının reformuna ilişkindir. Kırsal kalkınma
Yönetmeliği (1257/99) ile organik tarımın desteklenmesine ilişkin
mekanizmalar belirlenmiştir. Bu destekler; tarım-çevre programları,
yatırım yardımları, pazarlama yardımları, bölgesel kalkınma ve
demonstrasyon çiftlikleri şeklinde olabilir. Ödeme miktarları her
ülkeye göre değişiklik göstermektedir. Örneğin; 2000 yılında,
Almanya'da organik tarıma geçiş yardımı ortalama olarak 180 Euro dur.
Bu rakam Finlandiya da 440 Euro, İsviçre de 1250 Euro dur. 2003
yılında, Agenda 2000 in orta dönem değerlendirmesinden sonra organik
tarıma daha fazla destek verilebilir.
2001 yılında Kopenhag da Avrupa Tarım Bakanları, IFOAM, Avrupa Çiftçi
Birliği(COPA), tüketici kooperatifleri ve Avrupa Çevre Bürosu
temsilcileri tarafından bir deklarasyon imzalanmış ve 2 yıl
içerisinde organik tarımın gelişmesine engel olan unsurlar, pazara
bağlı strateji oluşturma, organik gıda ve tarımın tüm konularını
ilgilendiren gelişim, ortak tarım politikası ile organik tarımın
gelişimi arasındaki ilişinin analiz edilmesi amacıyla bir eylem planı
hazırlanması gerekliliğini ortaya koymuşlardır.
Roma Anlaşması, tek pazar ilkesine göre Birliğin organik tarım
kurallarına uygun olarak üretilmiş yerel yada üçüncü ülkeden ithal
edilmiş her ürün Avrupa Birliği içerisinde serbest olarak hareket
edebilir. Üçüncü ülkelerden gelen ürünlerin organik üretim
kurallarına göre üretildiğine belirlendikten sonra üye ülke pazarında
satılmasın izin verilir. Bu nedenle üçüncü ülke de üye ülkelerdekine
eşdeğerde organik üretim kurallarını içeren bir yönetmeliğin olması
zorunludur. Bu üçüncü ülke ürününün iç pazarda güvenirliliğinin ve
adil ticaretin sağlanması açısından gereklidir. Komisyon incelemeleri
sonucunda üçüncü ülkenin organik üretim kuralları ile üye ülke
kuralları arasında eşitlik saptadığı takdirde bu üçüncü ülkeyi
onaylanmış listeye almaktadır. Bunun anlamı, bu üçüncü ülkenin
ürünlerinin Avrupa Birliğinde serbestçe dolaşabilmesidir. Bu listeye
giren ülkeler; Arjantin, Avusturalya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan,
İsrail ve İsviçre'dir.
ÜLKEMİZDE ORGANİK TARIM
Ülkemizde organik tarım 1980'lerin ortasında Avrupalı ihracatçıların
talebi doğrultusunda başlamıştır. O yıllarda organik üretim Ege
Bölgesi'nde yoğunlaşmış olup, kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incir
ilk organik olarak üretilen ürünlerimizdir. Bugün, kuru meyveler,
taze veya işlenmiş sebze ve meyveler, baklagiller, kabuklu yemişler,
hububatlar, baharat ve şifalı otlar, endüstriyel bitkiler gibi çok
çeşitli ürün kategorilerinde organik üretim yapılabilmektedir.
Ayrıca, donmuş meyve ve sebzeler, meyve suyu konsantreleri gibi
işlenmiş ürünlerimiz de mevcuttur. Organik üretimin büyük miktarı
yurtdışına ihraç edilmektedir.
Hayvansal ürünlerin organik olarak üretimi oldukça azdır. İzmir' de
organik tarım ve hayvancılık bazlı büyük firmalar olmasına rağmen,
2005 yılında ilk satışlarının gerçekleşmesi beklenen tesis,
Gümüşhane'nin Kelkit ilçesi' nde kurulan Aydın Doğan Organik Tarım
Ürünleri tesisidir. Bu tesiste 10 bin inek beslenecek olup, et
ağırlıklı ama süt ürünlerini de kapsayan bir üretim planlanmaktadır.
Üretim için büyük istihdamın yöreden sağlanması ve 2 bin çiftçi
ailesinin eğitimden geçirilmesi düşünülmektedir.Ayrıca, 2001
yılında,Muğla, İzmir, Malatya, Elazığ, Bitlis, Ordu illerinde 111
üretici toplam 557 ton organik bal üretimi yapmıştır.
Günümüzde ürün çeşidi artmış olup, bugün 100 çeşidin üzerinde ürün
üretilmektedir. Organik olarak üretilen fındık, ceviz, şam fıstığı,
kuru incir, kuru kayısı, kuru üzüm, baklagiller, baharatlar ve otlar,
pamuk gibi endüstriyel bitkiler, donmuş meyve ve sebzeler, meyve suyu
konsantreleri, zeytinyağı, gül ve gül ürünleri ihraç
edilmektedir .İhracatın büyük bir kısmı Avrupa Birliği ülkelerine
olmakla beraber, 20 den fazla ülkeye ihracatımız vardır.
Organik tarım, tarlada üretimden tüketiciye ulaşıncaya kadar, kontrol
altında yürütülmektedir. Kontrol hizmeti Bakanlığımız bünyesinde
kurulmuş Organik Tarım Komitesi (OTK) tarafından, kontrol ve/veya
sertifikasyon yetkisi verilmiş yerli veya yabancı kontrol kuruluşları
tarafından yapılmaktadır. OTK tarafından çalışma izni verilen 4
yabancı ve 2 yerli kontrol ve sertifika kuruluşu (KSK) mevcuttur.
(IMO, ECOCERT, SKAL, BCS, ETKO ve EKOTAR) ve bu kuruluşlar OTK
tarafından denetlemektedirler. Ayrıca, Organik Tarım Ulusal
Yönlendirme, Organik Tarım Ulusal Ticaret ve Organik Tarım Proje ve
Araştırmaları Ulusal Komiteleri Yönetmeliğimiz çerçevesinde kurulmuş
olup tavsiye niteliğindeki kararlarını OTK ya iletirler.
Ülkemizde organik ürünlere ilişkin ilk yönetmelik 1994 yılında
çıkarılmıştır. Bu yönetmelik 2092/91 sayılı Avrupa Birliği
yönetmeliğine uyumlu olarak hazırlanmış olup bir yıl sonra
yaptırımlara ilişkin kısmı revize edilmiştir. İlk yönetmelik AB
yönetmeliklerinde yapılan değişiklikler doğrultusunda ve iç
uygulamalardaki gereklilikler çerçevesinde değiştirilmiş ve 11 Temmuz
2002 tarihinde Resmi Gazete de yayınlanmıştır. Bakanlığımız
tarafından çıkarılan yönetmeliğe ilave olarak organik ürünler
ihracatını belirli bir disipline kavuşturmak ve altyapısını
hazırlamak amacıyla 6.1.1996 tarih ve 22515 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanan İhracat Yönetmeliği eki "Kayda Bağlı İhracat Listesi" nin
7. Maddesi çerçevesinde organik ürünlerin ihracatı kayda
bağlanmıştır. Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği söz konusu
ürünlerin kayıt ve ihracatına yönelik işlemlerde Koordinatör Birlik
olarak tayin edilmiştir.
Bilindiği gibi Avrupa Birliği mevzuatına uyum sağlamak için Ulusal
mevzuatımızda düzenlemeler yapılmaktadır. 24 Temmuz 2003 tarih ve
25178 Mükerrer sayılı Resmi Gazete de yayınlanan öncelikler
listesinde organik tarım 7.1.4. no'lu öncelik sırasındadır. Ulusal
programda belirtildiği gibi ülkemizde organik tarım 1986 yılında
ihracata yönelik olarak başlamıştır. Başlangıçta ithalatçı ülkelerin
mevzuatına göre yapılan üretim ve ihracat, 1991 yılında 2092/91
sayılı AB yönetmeliğine göre yapılmıştır. Bu yönetmeliğin 14 Ocak
1992 tarihinde yayımlanan 94/92 sayılı ekinde, Avrupa Birliği'ne
organik ürün ihraç eden ülkelerin kendi mevzuatlarını oluşturmaları
zorunluluğu getirildiğinden, Bakanlığımızda çeşitli kurum ve
kuruluşların işbirliği ile yönetmelik hazırlama çalışmaları başlamış
ve "Bitkisel ve Hayvansal Ürünlerin Ekolojik Metotlarla Üretilmesine
İlişkin" Yönetmelik, 24 Aralık 1994 tarih ve 22145 sayılı Resmi
Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu yönetmelik
daha sonra Topluluk mevzuatında 1991 yılından sonra yapılan
değişiklikleri içerecek şekilde güncelleştirilmiş ve Organik Tarımın
Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik 11 Temmuz 2002 tarihinde
yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ayrıca organik tarım konusunda
kanun çalışması yapılmıştır. Organik Tarım kanun taslağının
yasalaşmasından sonra, AB mevzuatında yapılan son değişiklikler
doğrultusunda, organik ürünlere ilişkin yönetmelik revize
edilecektir. Kurumsal alt yapı hazırlıkları çerçevesinde, Tarım İl
Müdürlüklerinde "organik tarım birimleri" kurulması planlanmış olup,
bu birimlerde ilgili personel mevzuatın uygulanması konusunda
eğitilmektedir. Kontrol ve sertifika kuruluşları ile bilgi akışını
sağlamak,organik tarım birimleri ile bilgi akışı ve denetim
sonuçlarını takip için bilgisayar ağı ve veri tabanı kurulacaktır.
1997-2006 yıllarını kapsayan "Organik Tarımın Yaygınlaştırılması ve
Kontrolü Projesi" kapsamında Kamu kurum ve kuruluşlarının
temsilcilerine, özel sektöre, işleyici ve sanayicilere, ithalat ve
ihracatçılara, sivil toplum örgütlerine ve çiftçilerimize organik
tarım konusunda eğitimler verilerek organik tarımın
yaygınlaştırılması çalışmaları sürdürülmektedir.
KAYNAK: http://diabk.tarim.gov.tr/Organik Tarım.mht
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!