Bir tarımsal arazinin kıymet takdirinde görevli olarak Sakarya ilinin Karasu ilçesinde idim. Araziyi bize göstermek için yanımıza aldığımız yöre İnsanı Eşref Bey'e önce Karasu İlçe Tarım Müdürlüğüne giderek yöresel bitkilerin da/kg verim miktarını almamız gerektiğini söyledim.
Eşref Bey
"-Efendim Ziraat Mühendisleri ne iş yapar, inanın babadan kalma fındık üreticisiyiz daha bir gün bahçemizde Ziraat Mühendisi görmedim dedi."
Şimdi ben Eşref bey'e ne anlatayım? Ne anlatsam ikna olur?
Sistem mi desem, yeterince teknik eleman mı yok desem, Ziraat Mühendisi her şeyi bilen demek değil mi desem, yetersiz eğitim mi desem bilmem ki, ne desem ikna olurdu?
Ben ne diyeyim diye düşünürken, Eşref Bey sıraladıkça sıraladı. Ne Ziraat mühendisinin masa başından kalkmadığı kaldı, ne arpa ile buğdayı birbirinden ayırt edememesi, ne sarımsağa soğan demesi. saydı da saydı. Eşref Bey'e dedim ki; Hem Ziraat Mühendisini hiç görmedim diyorsun hem de saydıkça sayıyorsun bu nasıl oluyor?
"-Beyim! Vallahi akşama kadar kahvehanede millet bunu konuşuyor." Dedi.
Soruyorum;
Eşref beyin yanıldığı yer olsa bile çoğu yeri doğru değil mi? Dost acı söyler, çiftçi bizim aynamız. Maalesef Ziraat Mühendislerimiz gerçekten çok yetersiz. Bu yetersizlik ta fakülte yıllarında başlıyor. Bunun için köklü değişiklik şart!Benim önerim:
- Ziraat Fakülteleri 6 Yıl olmalı Çünkü Ziraat mühendisi ziraatın bütün konularından haberdar ve bilgi sahibi olmalı. İlk üç yıl teorik olarak temel zirai bilgiler verilmeli, kalan üç yıl ise çiftliklerde, arazi üzerinde pratiğe dayalı göreceli ders verilmeli.
- 6. Yıldan sonra isteyen her öğrenciye 2 yıl süreyle istediği bir konu üzerinde uzmanlık yani mastır yapma imkanı verilmeli.
- 6 Yılı tamamlayan, Ziraat Mühendisi Unvanını alabilmeli. O zaman Ziraat Mühendisi köylere gitmiyor, masa başından kalkmıyor iddiası ortadan kalkar.
İlçelerimizin hemen hemen bütününde ya bir veya iki, çok nadir olarak üç ziraat mühendis var. Şimdi bir ilçede Bitki Koruma Mezunu bulunmuyorsa, bir köydeki bitki hastalığına bakmak için Zootekni mezunu nasıl gidecek? gitse mahcup olacak. Veya aşı tekniklerini göstermek için Toprak bölümü mezunu arkadaş nasıl gider? veya Arı kovanındaki bir hastalığı belirlemek için kim gidecek? Ya her ilçede her bölüm mezunu olacak, konu kimi ilgilendiriyorsa kalkıp o gidecek yada mevcut ziraat mühendisi her konuya vakıf olacak. İkinci şık daha doğru çünkü bir Ziraat mühendisi hangi alanda nasıl bir işte çalışacağını bilmiyor. Hasbel kader önüne ne çıkarsa onda çalışmak zorunda kalıyor. O zamanda mahcup oluyor.
Gecen hafta yakın bir akrabamın zootekniden mezun çocuğu İstanbul'da ilçe belediyelerinin birinde işe başlamış. İhalesi bir firmaya verilen bir peyzaj işinde, ağaç ve fidan değerleri ile ilgili keşif hazırlaması istenilmiş. Okulda hiç görmediği bir konu ile karşılaştığından Onunda telaştan eli ayağına dolaşmış. Oya, Erguvan, Manolya, Mimoza adlarını ilk defa duyuyor. Ne okulda duymuş, ne memleketi Bayburt da görmüş.
4. Mevcut Ziraat Fakültesi sayısını azaltma veya çoğaltma yerine, fakülteler ortaklaşa ders vermeli. Örneğin ilk üç yılı teorik dersleri kazandıkları şehirlerde okuyan öğrenciler, pratik dersleri görmek için bitki desenine uygun şehirlere gitmeli. Mesela Fındık konusu için Ordu-Giresun'a, çay için Rize'ye, pamuk için Adana'ya gidilmeli. Bu şekilde Her konuyu bilen bir Ziraat Mühendisi yetişir ki o zaman gerçek manada kendisine güvenen her konuya vakıf mühendis olur. Bugünkü sistemde değil her konuyu bilen, kendi bölümünün konularını bile bilmeyen bir mühendis yetişiyor. Süne ile Kımıl'ı ayırt edemeyen, İlaçlarda LD50 ne demek onu dahi bilmeyen Bitki Koruma mezunlarına, kapitalizasyon faizi, objektif değer artışının ne olduğunu bilmeyen ekonomi mezunlarına şahit olmaktayız.
Ülkemizde iş sahası en geniş alan ziraat mühendislerinin alanı değil mi? Buna rağmen Ziraat mühendisleri işsiz kalıyorsa bunun başlıca nedeni kendilerine güvenlerinin olamaması, yetersiz donanımlı olmaları. Okuduğu bölüm harici hiçbir zirai yayın takip etmemeleri. Her gün 5 YTL sigaraya veren Ziraat Fakültesi öğrencisi maalesef Ayda 3 YTL bir Tarım dergisine vermiyor. Artık her şeyi devletten bekleme dönemi bitti, her konuda donanımlı olmamız gerekiyor. Eğer Ziraat Fakülteleri 6 yıl olmaz ise ve öğrenciler kendini her alanda yetiştirmez ise şimdiden söylüyorum bu mesleğe hiç başlamasınlar.
Şu an Ziraat Fakülteleri gülünç denecek puanlarla öğrenci toplamaya çalışmasına rağmen 2006 yılında kontenjanlarının ancak yüzde yirmisi kadar talep oldu. Yüzde yirmilik tercihler de, boş kalmaktansa bir fakülte okuyalım cinsinden tercihler. Peki, bu durum karşısında Hocalarımız ne yapıyor? Ne projeler üretiyor?
Bu soruma cevap olarak önceki araştırma makalemi detaylarıyla sizlerle paylaşmıştım. İşte size bir proje sunuyorum.
ZİRAAT FAKÜLTELERİ 6 YIL OLMALI!
Bu Bize ne mi kazandıracak
- Mesleğimizi dört dörtlük öğrenmiş olacağız.
- Kendimize güven, toplumda prestij sahibi olacağız.
- 6 Yıla çıkması ile her önüne gelen tercih etmez, bu işe gönül verenler gelir.
- Mesleğini en iyi öğrenmek ile özel hayat da tek başımıza veya ortaklaşa çok rahatlıkla tarımsal faaliyet de bulunma iş yapma imkânı doğar.
Geçenlerde Bir Öğretim Üyesinin makalesini okudum. Yıllarca Hocalık yapıyor ama maalesef hala sorunun nereden kaynaklandığını doğru tespit edememiş. Üniversitelerin kontenjanlarını dolduramamasını bölümlerin sonradan tercih edilmesinin öğrencileri kararsızlığa düşürdüğünü, bu yüzden tercihin az olduğunu söylüyor.
Ben de diyorum ki: "-Sayın hocam mezun ettiğiniz öğrenciler mesleğini bilmiyor. Arpa ile Buğdayı ayırt edemiyor. Toplumda kötü bir imaj bırakıyor. Sistem toptan değiştirilmeli kısmen Tıp fakülteleri örnek alınmalı."
Sayın Hocalarımı ve yetkili konumda bulunan kişileri bu konu altında tartışmaya davet ediyorum.
Ziraat Mühendisi
Korkmaz MERT
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!