
Oysa bizi yanıltan TZOB'ne kayıtlı üye sayısı... Kamuoyunun pek fazla dikkate almadığı husus ise tarlada, bahçe ve ahırda bilfiil çalışan milyonlarca kadın ve genç kızımızın varlığı. Sonuç itibarıyla ortada milyonlarca küçük çiftçi ailesinin yarattığı muazzam bir tarım ve hayvancılık potansiyelini görüyoruz.
ÖLÇEK EKONOMİSİ
Küçük çiftçileri desteklemek yararlı ve iyi bir şeydir. Ama 'küçük çiftçilik' desteklenirse bu çok daha fazla etkin ve yararlı sonuçlar doğurur. Arada ne gibi bir fark var derseniz; fark şurada, bir tarafta kişiler diğer tarafta sistem ve felsefe var. Teşbihte hata olmaz dersek, bu insanlara balık vermek ile balık tutmayı öğretmek gibi bir şey. Yani biz sistemi desteklemeliyiz, modern tarım ekonomisinde artık hayati önem kazanmış bir işletme anlayışı olan 'ölçek ekonomisi'ni böylece daha kolay yakalamış oluruz.
Öte yandan son yıllarda giderek daha fazla sayıda yeni tarım işletmesinin kurulmaya başladığını gözlemliyoruz. Bu yeni girişimciler aslında sektör dışından gelmeye başladı, önümüzdeki dönemde sayıları gittikçe artacak. Ama bunlar genelde büyük ölçekli ve sermaye yapısı güçlü işletmeler...
Pek tabii özellikle küçük çiftçilerimizin söz konusu girişimler ile rekabet etmesi mümkün değil. Öyleyse ne yapacağız, kırsalda yaşayan bu dev kitlenin tarımdan kopmak zorunda kalıp büyük şehirlere göç etmesine seyirci mi kalacağız? O zaman dünyada da önemi her geçen gün daha iyi anlaşılan tarımsal üretimin baltalanmasına göz mü yumacağız? Kaldı ki büyük şehirlere gelen göçlerin ekonomik, sosyal ve kültürel maliyetinin mukayeseli olarak çok daha fazla olduğunu hepimiz biliyoruz..
Okurlarımız hatırlar, yeni çağda 'gıda, su ve enerji' açısından güçlü olan ülkelerin avantajlı duruma geçeceğini sıklıkla yazıyoruz. İşte küresel gerçeklerin ışığında ortaya çıkan şudur; dünyanın yeni ekonomik gerçeği tarım ve tarıma dayalı sanayidir. Türkiye ise milyonlarca küçük çiftçi ailesi ile bu yeni gerçekliğin en avantajlı ülkelerinden biri konumundadır. Bu durumu akıllı, basiretli ve vizyon sahibi yöneticilerin tarihi bir fırsat sayması gerekir. Konu çok önemli. Devam edeceğiz.
KÜLTÜR BALIKÇILIĞI
Bugün ülkemizde kültür balıkçılığı sektörü, yaşadığı bütün sıkıntılara rağmen, dünyanın en modern işletmeleri ile yoluna devam etmenin mücadelesi içinde. Şimdi size bazı rakamlar verelim; 1 dönüm deniz yüzey alanı için diğer illerde ve rekabet halinde olduğumuz Akdeniz ülkelerinde kira bedelleri şöyle: Aydın'da 1750 TL, Muğla'da 1800 TL, Ordu'da 450 TL, İtalya'da 27 TL, İspanya'da 420 TL ve Yunanistan'da 750 TL...
Peki İzmir İl Özel İdaresi tarafından 1 dönüm deniz yüzeyi için belirlenmiş bulunan kira bedeli ne kadar? 4 bin 400 TL.
Burada yetkili ve ilgililere çok net bir soru soralım; maksadımız nedir, üzüm yemek mi bağcı dövmek mi? Başka ifade ile asıl niyetimiz bu anormal kira bedeli ile İzmir'de kültür balıkçılığı yaptırmamak mı? Bu mudur? Açık cevap bekliyoruz.
Mail:.ismailugural@gmail.com
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!