Herhangi bir hareketi (aksiyonu) yapan ya da yapmaya hazır olan kabiliyete Enerji denir. Kısaca enerji “iş yapma yeteneği” olarak da tanımlanabilir.
Enerji ikiye ayrılır.
1-Potansiyel enerji: Depolanan enerjiye denir. Saat zembereği ya da pil gibi.
2-Kinetik enerji: Hareket enerjisidir.Rüzgar, akan sular, giden arabanınenerjisi gibi.
Enerji sağlayan kaynaklar ise; yenilenebilir (renewable) ve yenilenemeyen (nonreneweable) olmak üzere ikiye ayrılır. Kömür ve petrol yenilenemeyen fosil yakıtlara örnek iken, güneş enerjisi yenilenebilen enerji kaynaklarına örnek teşkil etmektedir.
Enerji ile hareket eden İnsan üç temel gelişme alanına sahiptir.
Bunlar;
1-Bedensel gelişme alanı
2-Bilişsel (cognitif) gelişme alanı
3-Duyuşsal (Ruhsal) gelişme alanı olarak ifade edilebilir.
Bu gelişim alanlarının her birini farklı bataryalara benzetebiliriz. Batarya potansiyel enerjiyi koruyup depolayan birimdir. Her bataryanın bir ömrü vardır. Bir batarya yeniden doldurulabilir (rejarjable) özelliğe sahip ise daha uzun ömürlü kullanım imkânı sağlar.
İnsan bedensel faaliyetlerini sürdürebilmek için enerjiye ihtiyaç duyar. Bu enerjiyi gıdalardan alır. Sağlıklı beslenen bir insan elde ettiği enerji ile günlük işlerini yapabilir. İnsanın aldığı enerji yaptığı işten fazla ise obezite gibi farklı sağlık sorunları ortaya çıkmaya başlar.
İnsanın ikinci gelişim alanı olan bilişsel özellikleri bedensel faaliyetlerden ayrı düşünülemez. Beyin vücudumuzun bir parçasıdır. Böyle olmakla birlikte zihinsel faaliyetler vücudumuzun aldığı gıdaların enerjiye dönüşmesi ve sinir sistemimizde elektriksel reaksiyonların meydana gelmesi ile devam eder.
Değirmende un öğütmek için buğdaya ihtiyaç vardır. Beyin de değirmen gibi düşünsel işlemlerini sürdürebilmek için bilgiye ihtiyaç duyar. Bilgi beynin düşünüp üretebilmesi için bir yapıtaşı hükmündedir. Bu nedenle insanın üretebilmesi için beynine bilgi yüklemesi gerekir. Yaşam boyu öğrenme alışkanlığı insanın sürekli olarak öğrenmesi üzerine kurgulanmıştır. İnsan öğrenmeye açık olduğu ve her şeyi bir öğrenme fırsatı olarak gördüğü takdirde sürekli öğrenebilir. İnsan farklı zekâ alanlarına sahiptir. Bizler işiterek, görerek, koklayarak, dokunarak, yaparak ve yaşayarak öğreniriz. Öğrenmenin kalıcı olabilmesi için konu hakkında yaşanan deneyimlerin artırılması gerekir. Yapmadan öğrenmek çok zordur. Teorik bilgi mutlaka pratik olarak kişinin hayatına tatbik edilmelidir. Hayat bir sınavdır. Ne kadar sınanırsanız o kadar öğreniriz. İnsanın bilgisinin kalıcı olması ve yeteneklerinin gelişmesi için sürekli hayatın içinde olması ve bilge kişiler veya olaylar tarafından sınanması gerekir.
İnsanın üçüncü gelişim alanı sosyal ve ruhsal gelişim alanıdır. Kalpler sevmekle yorulmaz. Kalpleri ve gönülleri doyurmanın yolu sevmeyi öğrenmekten geçer. Kalplerin gıdası sevgidir. . Sevginin farklı türleri vardır. İnsan güzellikleri sever, güzel gıdaları sever ve bu sevgi sayesinde iştahla yer ve beslenir. İnsan annesini, babasını kardeşlerini sever, vatanını, milletini, dostlarını sever. Leyla ile Mecnun hikâyesinde olduğu gibi sevgilisini sever. Dinini, Yaratıcısını, peygamberini sever. Şunu unutmamak gerekir ki sevgi yalnızca maddeden ibaret değildir.
İnsanın gelişim alanlarının her biri farklı gıdalarla beslendiği gibi farklı üretimler yapar. İnsan sinerji sayesinde yani, akıl, kalp ve bedeninin birlikte çalışması ile güzel eserler üretebilir. Üretmek için öncelikle sevmek gerekir. “Seven ne yapmaz ki…” şarkısının sözlerinde anlatıldığı gibi, insan bir kitabı okumak için bile öncelikle o kitabı sevmelidir. İnsan sevdikten sonra okur, öğrenir ve daha sonra düşünür ve üretir. Üretmek için bilgiye, bilgi sayesinde hayal kurmaya, arkasından zihinsel tasarım yapmaya ve sıra daha sonra bu tasarımın maketini yapmaya gelir.
Bizler düşünmeli, üretmeli ve üretimlerimizi paylaşmalıyız. Proje merkezli düşünmeliyiz. Güzel ülkemizin topraklarının elimizden her yıl erozyonla çıkıp gitmesi gibi, kültürümüzün, değerlerimizin, özgürlüğümüzün, huzurumuzun elimizden çıkıp gitmemesi için bir şeyler yapmalıyız. Herkes kendi kendine sormalıdır; kendim için, köyüm için, şehrim için, ülkem için, insanlık için, mesleğim için ne yapabilirim.
Bir şeyler yapmalıyız. Düşünmeli, üretmeli ve paylaşmalıyız. İyiye doğruya güzele doğru koşmalı ve yapıcı, yararlı fikirler ve projeler üretmeliyiz. Aşağıda bir şarkıdan esinlenerek yeni şiir sözleri yazdım. Bu şiirin sözlerini aşağıda sizinle paylaşacağım.
Bişey Yapmalı
Gençler maç peşinde,
Hanımlar partide,
Dedikodu değil de,
Bişey yapmalı.
Park da çocuklar,
Elde oyuncaklar,
Yağmadan karlar,
Bişey yapmalı.
Önce kuş gribi,
Sonra deli dana,
Sıra gelmeden sana,
Bişey yapmalı,
Kocaman adamlar,
Sanki yamyamlar,
Şimdi bizi hamlar,
Bişey yapmalı hey.
Çok büyük makamlar,
Karışık kafalar,
Durmadan afallar
Bişey yapmalı hey,
Olsa da ayak yalın,
Sırtta yok aba kalın,
Demek için açık alın,
Bişey yapmalı.
Kalemi kapmalı,
Yazılar yazmalı,
Haydi al yazmalı,
Bişey yapmalı,
Olalım kitap kurdu,
Kurtaralım yurdu,
Cumhuriyeti deden kurdu,
Bişey yapmalı.
Nefreti unutmalı,
Sevgiye koşmalı,
Daima coşmalı,
Bişey yapmalı.
Güzeli görmeli,
Doğru söylemeli,
Bu sesi işitmeli,
Bişey yapmalı hey.
Deden çok uyudu,
Anan çok ağladı,
Karalar bağladı,
Bişey yapmalı.
Ürettiğiniz güzel düşünceleri mail adresime göndermenizi bekliyorum. Proje üretirken yararlanmak için “Öğrenme Gücü” ile “Okul ve Hayat Başarısı” isimli kitaplarımdan yararlanabilirsiniz.
Hayat sevince, sevilince, üretip paylaşınca güzeldir. Her şey gönlünüzün dilediği gibi olsun. En güzel günler sizlerin olsun.
Yrd. Doç. Dr. Nadir Çomak
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!