
Üstelik üye oldukları 1982 yılından beri özellikle Yunan tarımına akan AB fonlarının haddi hesabı da yok. Bugün Türk sanayisi ve tarımı çok ağır sorunlarla boğuşuyor, makine imalat sanayiimizin dışında kalan diğer endüstriyel alanlarda da karsızlık, yani para kazanamama olgusu ortalığı kasıp kavuruyor. Çiftçinin satın alma gücü azaldıkça azaldı ve bütün bunlara rağmen Türk ekonomisi çok kısa zamanda şahlanabilir. Çünkü yetişmiş insan gücü ve üretim potansiyeli ile Ortadoğu ve Balkanlar bölgesinin en güçlü ülkesi Türkiye.
YENİ STRATEJİ
Köşemizi okuyanlar artık ezberlemişlerdir, hep söylüyoruz, Türkiye son yıllarda sanayi sektörünü geri plana itti ve reel sektör ihmal edildi. Oysa tarım, tarıma dayalı sanayi ve imalatçı KOBİ'ler ülke ekonomisinin şah damarı konumunda. Yeni ekonomi stratejisi bu 3 ayak üstüne oturmalı. İmalat sanayiinde faaliyet gösteren KOBİ'lerimizin stratejik üstünlüklerinden biri de sanayi üretimindeki çeşitlilik. O kadar ki mobilya, metal, otomotiv, doğaltaş-madencilik, tekstil-konfeksiyon, makine imalat, deri-ayakkabı ve tarımsal sanayi gibi çok çeşitli alanlarda üretim gücü olan küçük ve orta ölçekli işletme sayısı komşumuzda olmadığı gibi AB ülkelerinde de öyle fazla değil. O halde ne yapmalı? Yunanistan örneği bize iyi bir ders olmalı, tamam çok ciddi sorunlarımız var ancak gücümüzü bilelim ve üretim potansiyelimizin nasıl zenginliğe dönüşebileceği stratejisini bir an önce uygulamaya sokalım. Budur...
Mail:.ismailugural@gmail.com
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!