
HEMEN ŞİMDİ
Şimdi gelelim sadede.. İki üç ay içinde pamuk ekim dönemi başlıyor ve doğal olarak çiftçi kara kara düşünüyor pamuk eksin mi ekmesin mi? Aslında on yıl önce Ege Bölgesi'nde 230 bin hektarlık alanda pamuk tarımı yapılırken bugün bu rakamın ne yazık ki 60 küsur bin hektara kadar gerilediğini biliyoruz. Fakat dünyada ve Türkiye'de meydana gelen son gelişmeler özellikle Ege çiftçisinin yeniden eski göz ağrısı beyaz altına yönelme ihtimalini doğurdu. Zaten yıllardan beri pamuğun yarattığı katma değeri başka hiçbir üründe bulamayan bölge üreticisi şimdi yeniden eski gözdesine dönebilir. Buraya dikkat! Şu anda çok duyarlı günlerdeyiz. Eğer ekonomi politikalarına yön verenler, yani hükümet yetkilileri olayın ciddiyeti ve zamanlamasının gerçekten farkındalar ise Tariş ve ziraat odalarının beklentilerini dikkate alırlar. Ve yine başta Aydın Milletvekili Ahmet Ertürk olmak üzere bölge tarım ve tarımsal sanayiini iyi bilen siyasetçi ve diğer sektör temsilcilerinin uyarılarına kulak verirler.
60 KURUŞ
Geçen haftadan beri Egeli çiftçi ve temsilcileri ile uzun görüşmeler yaptık. Pamuğa tekrar yönelme yolunda çok ciddi beklentiler olduğunu gördük. Pek tabii kısa vadede mazot ve gübre gibi temel girdi fiyatlarında bir iyileşme olamayacağına göre bu işin formülü belli... Çiftçi diyor ki, eğer bu sezon için pamuğa en az 60 Krş prim verilirse ve söz konusu gerçekçi destekleme iki üç yıl devam ederse beyaz altın yine eski güzel günlerine döner! Ve Ege çiftçisinin beli doğrulur, ithalata harcanan 1 milyar dolardan büyük ölçüde tasarruf edilir. Ege tarımının dengesi yeniden kurulur ve pamuğun çok yönlü katma değeri ulusal ekonomiye de önemli katkılar sağlar. Ama destekleme priminin miktar ve ödeme tarihinin de ekim öncesi ilan edilmesi şart. Sonuç itibarıyla bu tarihi fırsat kaçırılırsa çok yazık olur. Bu arada hemen söyleyelim, salı günü gazetenizin Tarım Meydanı sayfasında bu konuyu çok daha geniş biçimde ele alacağız.
ÇAM BALI
Türkiye Bal Sanayicileri Birliği Başkanı Nedim Kalpaklıoğlu, Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ziya Şahin ve İzmir Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Fikri Barkan ile ayrı ayrı yaptığımız görüşmelerde şu izlenimi edindik: Tüketici 'çam balı'nın değerini tam olarak bilmiyor! Sektör yetkilileri çam balının dünyada en çok Türkiye'de ve özellikle Ege Bölgesi'nde üretildiğini ifade ediyor. Gerçekten de acaba neden biz bu dünyada da çok az bulunan nadide ürünümüzü uluslararası bir marka haline getirmeyi başaramıyoruz? Ama galiba önce kendi tüketicimizin çam balının kalitesini fark etmesi gerekiyor.
Mail:.ismailugural
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!