Et protein kaynaklı besinlerin başında gelir. Protein ise hücre beslenmesinin temel taşıdır. Nerde ise olmasa olmaz besinlerden. Ancak Vejetaryen olan insanları ve et yemeyen diğer canlıları da düşünürsek demek ki et yemesek de ölmeyiz.
Bunu niçin söylüyorum. Bir hafta’dır et ile yatıp et ile kalkıyoruz. Üreticiler isyanda tüketiciler isyanda. İş geldi et ithaline dayandı.
Et ithali, et fiyatlarının düşmesine ve herkesin rahatlıkla et tüketimine faydası olacak mı? Tabi ki hayır. Belki geçici olarak fiyat artışını frenleyecek ama asla durduramayacaktır. Çünkü insanımız dışarıdan gelen ete kuşku ile bakılacak. Bakması da yüzde yüz doğru. Hayvanın belsenmesinde kullanılan yemden kesimine kadar, bizim toplumun örf - adet ve inançlarına uygun olup olmadığı kanaati olacak .
Şahsen ben hükümetin bir Kg et ithalatına başladığı gün et yemeye son vereceğim. Bunu hem inançlarım gereği hem de hayvancılık yapan kendi çiftçimi desteklemek için yapacağım.
Tarım bakanı her yıl bu tür birkaç üründeki suni artışlara ve keriz silkeleme operasyonuna önce seyrediyor sonra müdahale ediyor.Bu arada birileri hep bir şeyleri götürüyor.Gecen yılda pirinç ve kırmızı mercimekte ayni hadiseler olmuştu.
Ancak bu seferki kriz çok değişik. Ne pirince ne de mercimeğe benziyor. Çünkü artık üretim tüketimi karşılamıyor.Nüfus artıyor tüketim artıyor ama iç üretim tersi oranda seyrediyor.
80'li yılların başında başlayan hayvan sayısındaki azalma bugün dibe vurdu.80'li yıllarda 50 milyon olan küçükbaş hayvan sayısı 20 milyona, Büyükbaş hayvan sayısı 20 milyondan 4 milyona düştü.Oysa 80 li yılların başında nüfusumuz 60 milyon milli gelir kişi başı bin dolar çıvarında idi. İnsanların hem alım gücü hem de nüfusumuz artmış ama üretim yarıdan fazla düşmüş. Bu oranları yılardan beri yetkili kişiler görmüyor mu? Görüyor ama bizde siyaset günlüktür. Günü kurtarma üzerine kuruludur.
Daha bir ay önce Tarım bakanımız “ Hayvan sayımız yeterli et ithalatına gerek ve ihtiyaç yok” diyordu. Şimdi ne oldu bir ay da ne değişti. İç piyasa denetimi kontrol altına alınamıyor.
Avrupa’nın ne kadar sağlıksız eti varsa ucuz diye bize gelecek.Zira sağlıklı eti kim verecek bize. Daha iki gün önce ajanslara düşen bir haberde Türkiye hayvan hastalıklarından arınmış dünyanın 5 ülkesi deniliyor. Canlı hayvan ve et ithalatının önünün açılması ile Avrupa’da bulunan tüm hayvan hastalıklarda ülkemize taşınmayacak mı?
Her köyde 4-5 aile kalmıştı hayvancılık yapan, eğer bu et ithalatı yapılırsa bunlarında kökü kazınılmış olacak. Günümüz girdilerine dayanamayan hayvan besicileri bu fiyat düşmesi karşısında işi tamamı ile bırakmış olacak.
Ben kaç yıldır söylüyor ve idea ediyorum ki bizim bakanlık elemanlarımız tüm tarımsal ürünlerde olduğu gibi hayvansal değerlerimizin de tam sayısını ve ülke ihtiyacının ne kadar olduğunu bilmiyor. Çünkü istatistikî verilerin hazırlanışındaki yaşadığım bir olay bunu net olarak ortaya koyuyor.
Hükümetin et ithalatı yerine acil olarak üretimin artırılması konusunda çözüm üretmesi gerekiyor. Bunun için her şey müsait yeter ki kararlılıkla bu işin üzerinde durulsun.
Eski Tarım bakanı Prf.dr. Hüsnü Yusuf hoca bir bildiri yayınlayacakmış ve bu durumu protesto edecekmiş. İşte bizde ki tipik muhalefet örneği. Adama demezler mi 4 yıl sen ne yaptın, üretimi nereye getirdin diye.
Gelin hep beraber 3-4 ay et yemeyelim ve et ithalatı yapanların etleri ellerinde patlasın.
Korkmaz MERT
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!