
Bir öğretmen de en az bir bahçıvanın dikkat ve hassasiyetine sahip olmalıdır. Bir gülfidanı kadar hassas ve narin olan çocuklar da bir gül gibi dikkat ve ihtimam ister. Gül ağacının toprağı seçtiği ve yadırgadığı gibi çocuklar da yetiştiği ortamını yadırgayabilir. Gül ağacının ışık, su ve gübre istediği gibi insan da sevgi, ilgi ve bilgi ister. “Gülü seven dikenine katlanır” sözünün ifade ettiği gibi gül dikensiz olmaz. Bir bahçıvan gülü dikeni ile birlikte sever. Bir insanın da dikenlere benzeyen kusurları olabilir. Bu kusurlardan ötürü o insan terk edilmez. Özellikle bir eğitimci veya bir anne ve baba kusuru var diye bir çocuğu terk edip dışlamamalıdır. Bir bahçıvan bir gül ağacının hastalıklı dal ve budaklarını dikkatlice kesip budadığı gibi bir insanın istenmeyen davranışları ve karakter özellikleri de dikkatle belirlenmeli ve ıslahına çalışılmalıdır. Olumsuz davranış ve huylar olumlu tutum ve davranışlarla değiştirilmelidir.
Gül ağacı gibi hassas ve narin olan bir insanın en az bir güle gösterilen hassasiyete ihtiyacı vardır. İhtimam gösterilmeyen bir insan bir gül gibi sararıp solmaya mahkûmdur. Öğretmen güller arasında gezen bir bahçıvan gibi adımlarını hassas bir şekilde atmalıdır. Bir filin gül bahçesinde gülleri ezerek yürüdüğü gibi, bir eğitimci de kalp ve gönüller kırıp insanları darıltarak yoluna devam ederse insan yetiştirme sanatında başarılı olma şansı çok azdır.
Yrd. Doç. Dr. Nadir Çomak
nadir.comak@gmail.com
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!