Arı yetiştiriciliği ve başta bal olmak üzere propolis,polen,arı zehiri ve arı sütü gibi katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi ve desteklenmesi kırsal kalkınma,iç göçün önlenmesi ve işsizlikle mücadelede etkin bir rol oynayacak..
Ege TV'de ekrana gelen ve İsmail Uğural'ın hazırlayıp sunduğu "Tarım ve Ekonomi" programına katılan sektör temsilcileri Türkiye Bal Sanayicileri Birliği (Balbirlik) Başkanı Nedim Kalpaklıoğlu,Aydın Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Kadir Kılınç ve Türkiye Arı Yetiştiricileri Birliği (TAYB) 2.Başkanı Ziya Şahin arıcılık sektörünün sorunları ve beklentilerini tartıştılar..

TAYB 2.Başkanı Ziya Şahin,yetiştirici birliklerinin halen 81 ilin 79'unda örgütlü hale geldiğini söylerken,ülkede 45 bine yakın ailenin de arıcılık sektörü içinde yer aldığını vurguladı..Sektörün temel sorununun kovan başına verimi artırmak olduğunu ifade eden Ziya Şahin,bugün ortalama 15-16 kg olan kovan başına verimin ABD ve Arjantin ortalaması olan 40 kg'a çıkmasıyla bal üretiminde büyük artış olacağını ve yıllık 60-65 bin ton olan üretimin 100 bin tonun çok üzerine çıkacağını anlattı..Ziya Şahin,"Önümüzdeki dönemde kırsal kalkınma açısından büyük önem taşıyan 'Bal Ormanları' kurma gibi etkili projeler hayata geçecek ancak bu süreçte kovan başına desteğin artırılması şart.Aksi takdirde üretici finansman sıkıntısından kurtulamaz.Biz de Merkez Birliği olarak boş durmuyoruz özellikle üretici eğitimi çalışmalarına büyük ağırlık veriyoruz" dedi..

Aydın Birlik Başkanı Kadir Kılınç ise tozlaşma (polinasyon) olgusu üzerinde durdu..Tozlaşma sayesinde doğal dengenin ve tarımsal üretimin sürdürülebilir hale geldiğini söyleyen Kadir Kılınç,"Bu yönüyle arıcılık stratejik bir üretim faaliyetidir ve mutlaka gerçekçi destekleme politikaları ile gelişmesi sağlanmalıdır.Tabii biz üreticilere de düşen önemli görevler var.Bunların başında üretimde hijyen ve kalite konusunda azami titizliği göstermektir.Bundan sonra mutlaka teknik arıcılığa geçiş yapmalıyız" diye konuştu..

Balbirlik Başkanı Nedim Kalpaklıoğlu da,Türkiye'nin kovan sayısı ve bal üretimi itibarıyla dünya liginde ilk 5'te olduğunu ancak verimlilik ve ilaç kalıntısı açısından ciddi sorunlar yaşanıldığını söyledi..Bu olumsuzluğa rağmen Türkiye arıcılıkta çok büyük bir potansiyele sahip bulunuyor diyen Kalpaklıoğlu sözlerine şöyle devam etti:"Başlıca rakiplerimiz ABD,Çin ve Arjantin..Fakat üreticinin desteklenmesi ve üretimde yüksek kaliteyi yakalamamız halinde yakın bir gelecekte arıcılıktan büyük getiriler elde etmemiz mümkün.Özellikle Çam Balı'nı çok iyi tanıtmamız gerekiyor.Çünkü gerek kalite gerekse yararlılığı açısından Çam Balı adeta bir şifa kaynağı."

Son olarak,programa katılan sektör temsilcilerinin üzerinde birleştiği konular şunlar oldu:Dünyada en fazla Türkiye'de ve özellikle Ege Bölgesinde üretilen Çam Balı'nın uluslararası bir marka olabilmesi için çalışma yapılması;sözleşmeli arıcılığın geliştirilmesi;balın yanı sıra arıcılıkta yüksek katma değerli yan ürünler olan polen,propolis,arı zehiri ve arı sütü üretiminin sağlayacağı getirilerin yetiştirilerce daha iyi algılanmasına yardımcı olmak;üretici eğitimine ağırlık vermek ve arıcılık sektörünün kırsalda ekonomik ve sosyal gelişmenin sağlanmasını hızlandırdığı gerçeği konusunda kamuoyunda farkındalık çalışması yapmak...

 

İsmail Uğural

Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!