
Gördüğüm kadarı ile herkes sıkıntılı. Öyle ki Bakanlıkta çalışan ve hatırı sayılı bir ilgili bile ne kadar da dertli imiş. Ona kalırsa Türkiye de Tarım politikalarının belirlenmesinde Bakanlığın etkisi neredeyse yok denecek kadarmış. Erzurum'dan arayan bir öğretim üyesi, Fakültedeki bu kalitesiz eğitimin tek sorumlusunun YÖK olduğunu, YÖK ün bütün alanlardaki bilimsel çalışmalarda, Dünyadaki 500 Üniversite arasına hiçbir Üniversiteyi sokamamasının hep kasıtlı ve siyasi olduğunu, birilerinin bazı kaleleri kendileri için zapt ettiğini ve belli rantlarını kayıp etmemek için ülkenin tarımsal potansiyelini şuurlu olarak törpülediğini ve YÖK yok olmadan Fakültelerde verimli bir eğitim olmasının hayal olduğunu söyledi. Ayni sıralarda okuduğum bir İl Tarım Müdürü arkadaşım, Çiftçinin teşkilattaki teknik elemanlardan ümidini kestiğini, Teşkilattaki Teknik elemanları büro memuru gibi çalıştırmak mecburiyetinde kaldıklarını, Doğrudan Gelir Desteği için Mühendislerin Çiftçi Kayıt sistemini yapabilmek için geç saatlere kadar yazın çalıştıklarını ve çiftçiye faydalı olamadıklarını söyledi.
Yine bir İlçe Tarım Müdürümüzün bir şikâyeti var ki gerçekten de çok ciddi.
İllerde Vali, İlçelerde Kaymakam bizim doğrudan amirimiz. Yaptığımız projeler bu makamların onayından geçiyor .Günlerce çalışıp bölge için bir proje yapıyoruz..Kaymakam bey o gün gününde olmaz ise yok kardeşim deyip tutup atıyor. Veya hiç olmayacak bir işi yapın diyor. Kısacası Tarım Teşkilatlarının faaliyet ve proje onaylarının Vali ve Kaymakamlardan kurtarılması lazım diyor.Bunun gibi belki de onlarca şikâyet aldık. Demek ki gerçekten sıkıntı çok ciddi. Bu şikâyetler bana bir hikâyeyi hatırlattı.
"Vaktiyle bir gün Fareler toplanıp, evin kedisinden nasıl kurtulabilecekleri hakkında görüşlerini sıralıyorlar. Herkes bir fikir söylüyor ama bir türlü ortak karar alamıyorlar. Bu arada, orada oyun oynayan evin yavru faresi; Çok kolay bir yolu var, Kedinin boynuna bir zil takalım zil sesini duyunca herkes kaçar ve kurtulur demiş. Herkes çok güzel fikir diye alkışlamışlar. Oradaki en yaşlı Fare demiş ki; iyi hoş da bu zili Kedinin boynuna kim takacak".
Evet, gerçektende " Aşk ağlatır dert söyletir" demişler derdi olan herkes söylüyor ama zilin nereye ve kime takılacağı maalesef bilinmiyor.
Korkmaz MERT
Ziraat Mühendisi
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!