Çiftçiler her türlü olumsuzluğa ve kar edememelerine rağmen üretmeye devam ediyor. Son yıllardaki veriler, Tarımla uğraşan kişi ve Ekili dikili Tarım arazilerinde azalma olmasına karşılık üretim verim bazında geçmiş yıllara göre daha fazla.
Ancak, geçen hafta Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2010 yılı bitkisel üretim rakamlarını açıkladı. Rakamlar, üretimin gerilediğini gösteriyor. TÜİK verilerlilerine göre, 2010’da tahıl üretimi 2009’a göre yüzde 2.5, sebze üretimi yüzde 2.9 ve meyve üretimi yüzde 0.1 oranında düştü
Bunun yanında nüfusun artması, insanların gelir seviyelerindeki artışa pareler tüketimindeki artış ve artık dört mevsim her türlü meyve ve sebzeleri istemesi nedeni ile tüketimimiz kadar üretemiyoruz.
Geleceğin en akıllı yatırım yapmaya elverişli üç sektörden birisi Gıda sektörüne yapılan yatırım.
Dikkat edilirse bu sektörde de üreten çiftçiler değil, bir nevi aracılar veya Tarımsal hammaddeleri mamul maddeye çevirip piyasaya sunanlar kazanıyor. Hem de iyi kazanıyor. Öyle ki çiftçide marulun ve kıvırcığın tanesi .25 krş iken AVM ( Alış Veriş Merkezi ) lerde veya pazarda 1-1,5 TL .Domates,Biber,Patlıcan 50 krş iken AVM’ lerde 1,5-2 TL arasında. Çiftçinin dara düşmesinden ve borçlanmasından faydalanan AVM’ ler tarlada ürünleri verdikleri kaparo parası ile nerde ise yok pahasına alım yapıyorlar.
Üreticinin organize olması nerede ise imkânsız gibi. Devletin üretici birliklerinin kurulmasında öncü olamaması ve küçük aile işletmesi halindeki çiftçileri işi bıraktırma aşamasına getirmiş. Çalışan üreten ve her türlü riski alan onlar, bu işten kazananlar ise AVM’ ler veya pazarcılar.
Hal yasası AVM’ lere direkt olarak Tarladan mal alma imkanı sundu.Bundaki amaç tüketiciye daha taze malı daha çabuk ve ucuz ulaştırmaktı. Fakat AVM’ ler deki satışlar hem anormal fiyatlarda, hem de pazarcıları aratmayacak şekilde hijyenik ortamdan yoksun. Yol kenarı kaldırımlarda ki tezgâhlarda satılıyor. Kısacası çok az bir zahmetle çok para kazanılıyor.
Ayrıca AVM’ ler semt pazarının kurulduğu günleri “ Halk günü “ilan ederek indirime giderek pazarcılara karşı haksız bir rekabete de giriyorlar.
Ben şahsen bu işin yakın zaman da çözüleceğinizde zannetmiyorum. Denetleme yapacak Bakanlığın ne bu konuda bilgisi ne de bu konulara eğilecek ve çözecek donanımı olduğuna inanmıyorum. Konuştuğum bakanlık elemanları hep bürokrasiden ve işleri yürütemediklerinden dert yanıyorlar. Yani sistemi kilitleyen de dert yanan da bürokrasi. Ama ortada birileri yanarken birileri malı götürüyor.
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!