ÜLKEMİZDE DE KENELERLE BİYOLOJİK MÜCADELEYE BAŞLANMALIDIR

kenee.jpgKeneler, insanlar, yabani ve evcil hayvanlar için önemli ektoparazitlerdir. Bilimsel gelişmelere rağmen Türkiye’de kenelerin mücadelesinde genellikle akarisitler kullanılmaktadır. Bu kimyasalların bilinçsizce kullanımı, çevre kirliliğine, gıda maddelerinde ilaç kalıntısına ve kenelerde bu ilaçlara karşı dayanaklılığın gelişmesine sebep olmaktadır. Bu şekilde geriye dönüşü olmayan zararlar ortaya çıkmaktadır.

Keneler, tropik ve subtropik iklim kuşaklarında, gerek bizzat kendileri kan emerek ve gerekse birçok hastalık etmeninin vektörü olarak hayvan ve insan sağlığını tehdit eden en önemli ektoparazitler olduğu, yaşam döngüsünde yumurtadan sonra takip eden her bir gelişme döneminde konukçularından kan emmek zorunluluğu ve kan emme esnasında salgıları ile konukçularında zehirlenmelere ve felçlere yol açtığı, sekonder enfeksiyonlar için giriş kapısı oluşturduğu, ayrıca, yoğun popülasyon oluşturmaları halinde ise anemi ve özellikle küçük hayvanlarda ölümlere sebep olduğu, bazı hastalıkları taşıyarak vektörlük yaptıkları ve bu şekilde hayvan ve insanlarda birçok hastalığın ortaya çıkmasında rol oynadıkları, birçok viral (Kırım–Kongo kanamalı hastalığı (KKVH)), bakteriyal, riketsiyal, spiroketal ve protozoer hastalık etmenlerini mekanik veya bazılarını biyolojik olarak taşıma özelliğine de sahip oldukları belirtilmektedir.

Doğadaki canlıların popülasyonları beslenme ilişkisinin gereği olarak belirli bir dengede devam etmektedir. Zararlı türler ile beslenen birçok canlı türü bulunmaktadır. Bu canlılar zararlıları baskı altında tutarak popülasyon artışını sınırlamaktadırlar. Bu canlılara doğal düşman adı verilmektedir. Zararlıların popülasyonlarını ekonomik zarar eşiğinin altında tutmak amacıyla, zararlıların patojenleri, parazitleri, parazitoitleri veya predatörleri kullanılarak yapılan mücadele çalışmalarına ise biyolojik mücadele adı verilir. Yani, biyolojik mücadele, herhangi bir organizmanın yoğunluğunu, bu etmenlerin (patojenleri, parazitleri, parazitoitleri veya predatörleri) olmadığı zamanki yoğunluğundan daha az düzeyde tutmalarını sağlayıcı faaliyetler olarak da tanımlanabilir. Biyolojik mücadele tek başına uygulanabileceği gibi entegre mücadele programları ile birlikte de uygulanabilir. Biyolojik mücadeleye karar vermeden önce zararlıların doğal düşmanlarının çok iyi tespit edilmiş olması ve bu doğal düşmanların etkinliklerinin bilinmesi gereklidir. Günümüzde, entegre mücadele programlarında biyolojik mücadele oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Ancak, biyolojik mücadele ile ilgili yapılacak çalışmalarda zararlı türlerin doğal düşmanları dikkatli bir şeklide tespit edilerek, bunların biyolojik ve ekolojik özelliklerinin ortaya konması zorunludur.

Kenelerle mücadele konusunda ülkemizde ve dünya genelinde birçok çalışma yapılmış, ancak doğaya zarar vermeyen ve kene popülasyonlarını kontrol altında tutan geçerli ve yaygın bir metot henüz geliştirilememiştir. Yapılan çalışmaların çoğunluğunun kene türü tespit çalışmaları, bunların dağılışları, hastalıklarla ilişkileri, bazı kültürel tedbirler ile bazı kimyasalların kullanımlarını içermektedirler. Ama son yıllarda kene mücadelesi için doğaya zarar vermeyen etmenlerin kullanımına yönelik çalışmalara hız verildiği de dikkati çekmektedir. Kenelerin biyolojik mücadelesine yönelik dünyada oldukça fazla çalışmanın yapıldığı görülmektedir. Doğada kene popülasyonlarını baskı altında tutan oldukça fazla sayıda bakteri, fungus, örümcek, karınca, fare, kuş ve diğer canlıların bulunduğunu ve bunlar toplu olarak kene popülasyonlarını dengede tutmaktadırlar. Bunlar içerisinde en ümitvar olanların; B. thuringiensis subsp. kurstaki bakterisi, Metarhizium anisopliae ve Beauveria bassiana fungusları, Steinernema ve Heterorhabditis cinsilerine ait entomopatojen nematodlar, Ixodiphagus (Hymenoptera: Chalcidoidea: Encyrtidae) cinsine giren parazitoit (asalak) böcek türlerinin yüksek düzeyde parazitleme oluşturduklarını ve arazi şartlarında %25 parazitlenme oluşturduğu bildirilmektedir. Yine, Ixodiphagus hookeri türünün 300 000 dişisi bir kilometrekareye salındığında %95 oranında keneleri parazitleyeceğini ve kene popülasyonunun bir yıl sonra düşebileceği belirtilmektedir. Balkanlarda, Karadeniz’in Kuzey Ülkelerinde ve Kafkasya’da üç türü bulunan, fakat şimdiye kadar ülkemizde varlığı araştırılmayan, Ixodiphagus cinsine ait türlerin ülkemizde de bulunma ihtimali çok yüksektir. Eğer ülkemizde varlıkları tespit edilebilir ve bunların virüs veya diğer hastalık etmenlerini taşımadıkları saptanırsa bu parazitoitlerin etkililik durumu ve kitle üretim imkanları ile ilgili çalışmalar ülkemizde de yapılmalıdır.


 

Yine, Kenelerle beslenen 50 kuş türünün bulunduğu bildirilmektedir. Bununla birlikte, sadece birkaç kuş türünün spesifik olarak kenelerle beslendikleri ve kene popülasyonu üzerinde oldukça önemli bir etkiye sahip oldukları belirtilmektedir.

Sığırlar ile tavuklar bir arada tutulduğunda 5.5 saatte her bir tavuğun ortalama 338 keneyi, diğer çalışmalarda ise kuşların her beslenme saatinde 9.7-81 keneyi yediğini bildirilmektedir. Yine, yüksek kene popülasyonlarında ortalama kenelerin %69’nu tavukların yediği belirtilmektedir.

Afrika’nın yerli kuş türleri olan Buphagus africanus ve B. erythrorhynchus türlerinin sadece ektoparazitler ve özellikle de keneler üzerinde beslendikleri kaydetilmektedir. Yakalanan bu kuş türlerinin her birinin midelerinde 16-408 kene bireyinin bulunduğu bildirilmektedir. Yine, kene enfeksiyonuna maruz kalmış sığırlardan 6-7 günde genç bir B. erythrorhynchus tarafından kenelerin larvalarından ortalama 1176, nimflerinden 1549 ve erginlerinden 1293 adet yediklerini, bu sonuçlar bu kuş türünün ergin oluncaya kadar 12 500 larva veya doymuş kenelerin dişilerinin %98’ine eş değer olduğunu ve B. africanus’un B. erythrorhynchus’dan %10 daha fazla kene yediğini ve daha saldırgan olduğunu belirtilmektedir.

B. africanus ve B. erythrorhynchus türlerinin kenelerle mücadelede IPM programlarında oldukça önemli bir yer tuttuklarını, bu türler sosyal yaşama sahip oldukları için minimum 20 bireyinin program uygulanacak alana getirilmesinin gerekli olduğu kaydedilmektedir.


 Kenelerle beslenen doğal düşmanlarla ilgili bilgilerin fazla olmasına rağmen pratikte kenelerle biyolojik mücadele ile ilgili birkaç çalışmanın yapıldığı dikkati çekmektedir. Bunlardan ilk çalışma, Fransa’dan ABD’ye ve Rusya’ya kene parazitoiti, Ixodiphagus’un ithal edilmesiyle başlanmıştır. Son yıllarda kenelerle biyolojik mücadeleye ilgi hızla artmış; çeşitli kuş türleri Brezilya, Kenya ve Zimbabwe’de; parazitoitler Kenya ve ABD’inde; entomopatojen nematodlar Mısır, İsrail ve ABD’inde; entomopatojen funguslar Brezilya, Küba, İsrail, Kenya, Güney Afrika ve ABD’inde ve bakteriler Brezilya’da denenmeye başlanmış ve başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Bunlar arasında en başarılı olanın ise Zimbabwe’de Buphagus’un ithal edilmesiyle elde edilmiştir.


Kenelere karşı biyolojik mücadelenin gelişmesi henüz başlangıç aşamasındadır. Bu amaçla kullanılacak ürünlerin kenelere göre düzenlenip ticarileşmesi için bu sahada çalışan firmaların keneler için kullanılabilecek ürünleri üretmesi, depolaması ve dağıtımı için belirli girişimler yapması gereklidir. Tüketicilerin ise bu ürünlerin depolanması, uygulanması ve sonuçların değerlendirilmesi gibi konularda eğitilmesi gereklidir. Yine, kenelerin biyolojik mücadelesi için alternatif metotlara ihtiyaç bulunmaktadır ve bunların geliştirilmesi ile ilgili çalışmalar yapılmalı ve bu konuda çalışan bilim adamı sayısının teşviklerle artırılması gereklidir.

Laboratuar çalışmalarında B. thuringiensis bakterisinin kenelere karşı etkili olduğu belirlenmiş, fakat bunların etki mekanizmaları açıklanamamıştır. Bununla ilgili çalışmalara hız verilmelidir. Entomopatojen funguslardan M. anisopliae ve B. bassiana ümitvar olarak görülmekte ve bunların da piyasada bazı böceklere karşı kullanılmak üzere satılan preparatları bulunmaktadır. Fakat keneler için kullanılacak preparatların oluşturulması ve bunların kullanımı cihetine gidilmesi ve ülkemizde de ruhsatlandırılması gereklidir. Kenelere patojen olan entomopatojen nematodlar için de kenelere has etkili ırklarının elde edilmesi gerekmektedir. Ixodiphagus cinsine giren parazitoit böcekler doğal koşullarda keneleri tam olarak kontrol edememekte, ancak kitle halinde üretilip kenelerin sorun olduğu alanlara salındığında o dönem için oldukça etkili olabilmektedirler. Dünyada yedi, Balkanlarda, Karadeniz’in Kuzey Ülkelerinde ve Kafkasya’da üç türü bulunan, ancak şimdiye kadar ülkemizde varlığı araştırılmayan Ixodiphagus cinsine ait türlerin ülkemizde de bulunma ihtimali çok yüksektir. Eğer ülkemizde varlıkları tespit edilebilir ve bunların virüs veya diğer hastalık etmenlerini taşımadıkları saptanırsa bu parazitoitlerin etkililik durumları ve kitle üretim olanakları ile ilgili çalışmalara ülkemizde de başlanmalıdır. Kene predatörlerinin çoğu polifag olup kene mücadelesinde sınırlı bir etkiye sahip görünmektedirler. Bunlar içerisinde Afrika’daki B. africanus ve B. erythrorhynchus kuş türlerinin keneye has olmaları nedeniyle çok etkili bir predatör görünümündedirler. Bunların ülkemize ithali ile ilgili çalışmalara başlanmalıdır.


Bütün bu hususlar göz önüne alındığında kenelerle biyolojik mücadelede bütün doğal düşmanlar etkili bir şekilde kullanılabildiği takdirde gelecekteki kene IPM programları ümitvar olarak görülmektedir. Bunun başarılı olması için uygun doğal düşmanın bulunması ve bunların preparatlarının yapılması, etkiliklerinin artırılması ve pratikte kullanılacak duruma getirebilmesi için ekonomik olarak üretimlerinin yapılması gereklidir. Çeşitli arazi çalışmalarında bu doğal düşmanların tek tek veya bir arada çeşitli kombinasyonları yapılarak bu biyolojik etmenlerin birlikte kullanılmasıyla kenelere karşı bir entegre mücadele stratejisi belirlenmelidir. Yine kimyasal mücadeleye alternatif metotların araştırılması ve uygulamaya konulması, pestisitlerin asgari seviyede kullanılması yoluna gidilerek, doğal dengeyi, çevreyi ve insan sağlığını koruyan mücadele metotlarını ile kene mücadelesi için ülkesel bir IPM programı mümkün oldukça hızlı bir şekilde hazırlanmalı ve uygulamaya konulmalıdır.


 


Kaynaklar


Yıldırım, E., 2008. Tarımsal Zararlılarla Mücadele Yöntemleri ve İlaçlar. 2. Baskı. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları No: 219, Ziraat Fakültesi Ofset Tesisi, Erzurum, 350 s.


Yıldırım, E., 2008. Kenelerle Biyolojik Mücadele. Atatürk Ü. Zir. Fak. Der.,39 (2): 269-279.


Yıldırım, E., 2009. Kenelerle Biyolojik Mücadele. Hasad, 25 (292): 82-84.



Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!
Yorum ekle

Yorum ekle

    • bowtiesmilelaughingblushsmileyrelaxedsmirk
      heart_eyeskissing_heartkissing_closed_eyesflushedrelievedsatisfiedgrin
      winkstuck_out_tongue_winking_eyestuck_out_tongue_closed_eyesgrinningkissingstuck_out_tonguesleeping
      worriedfrowninganguishedopen_mouthgrimacingconfusedhushed
      expressionlessunamusedsweat_smilesweatdisappointed_relievedwearypensive
      disappointedconfoundedfearfulcold_sweatperseverecrysob
      joyastonishedscreamtired_faceangryragetriumph
      sleepyyummasksunglassesdizzy_faceimpsmiling_imp
      neutral_faceno_mouthinnocent
Okunamayan kodu yenilemek için resmin üstüne tıklayınız