Entegre mücadele hiçbir zaman pestisit kullanılmayacak anlamına gelmemektedir. Eğer diğer mücadele metotları ile yeterli sonuç alınabiliniyorsa kimyasal mücadeleye gerek kalmamaktadır. Pestisit kullanımı en son çare olarak düşünülmekte ve kullanılma zorunluluğu ortaya çıktığında ise uygun pestisitin, gerektiği zamanda, uygun doz ve metotla kullanılması gereklidir. Yapılan kimyasal mücadele sonucunda bir taraftan zararlı etmen ekonomik zarar eşiğinin altına düşerken, diğer taraftan uygulanan pestisitlerin çevre kirliliği yaratmaması, insanlara ve hedef dışındaki canlılara yan etkilerinin bulunmaması arzulanmaktadır. Pestisitleri, çevreyi ve insan sağlığını koruyacak şekilde kullanmak gerekmektedir. Bu şekilde geriye dönüşü olmayan zararların önüne geçilmiş ve tarımsal üretimde süreklilik sağlanmış olacaktır. Bu sebeple, kullanılacak ilaçlarda ve ilaç uygulamalarında şu hususlar dikkate alınmalıdır.
1. Spesifik ilaçlar kullanılmalıdır.
2. İlaçlar önerilen dozun üstünde kullanılmamalıdır.
3. Etkili en düşük dozlar uygulanmalıdır.
4. Etki süresi kısa olan ilaçlar kullanılmalıdır.
5. İlaçlamalar doğal düşman popülâsyonlarını en az etkileyecek zamanda ve şekilde yapılmalıdır.
6. Faydalılara etkisiz veya en az etkili olan ilaçlar kullanılmalıdır.
7. Ekonomik zarar eşiği dikkate alınarak ilaçlama yapılmalıdır.
8. Mümkünse zararlının yoğun olduğu yerlerde kısmi ilaçlama yapılmalıdır.
9. Uygun zamanda ve uygun bir teknikle ilaçlama yapılmalıdır.
Uygunlanan insektisitlerin sadece % 1’inin hedef alınan zararlıya ulaştığı belirtilmektedir. Bu sebeple, ilacın geri kalan kısmı çevredeki hedef dışı türleri etkileyerek, toprak, su ve elde edilen üründe kalıntıya sebep olmaktadır. Bunun sonucunda doğal denge bozulmakta ve insanlarda çeşitli yan etkileri ortaya çıkmaktadır. Eğer, entegre mücadelede pestisit kullanılacaksa pestisit seçimi oldukça önem arzetmektedir. Bu sebeple entegre mücadelede kullanılacak pestisitlerin belirlenmesi amacıyla ülkeler gerek kanuni ve gerekse bilimsel esaslar dahilinde bazı tedbirler almaktadırlar. Birçok ülke toksik olmayan veya düşük toksititeli ilaçların kullanımına ihtiyaç duymuşlardır. Bu sebeple, IPM programlarında kullanılacak pestisitleri teşvik etmektedirler. Bu amaçla bazı ülkeler, biyopestisitlerin ruhsatlandırılmasında kolaylıklar getirmişlerdir. Bazı ülkelerde de tehlikeli pestisitlerin kullanımının kaldırılması veya sınırlandırılması yoluna gidilmiştir. Hatta bazı ülkelerde kimyasal mücadeleye alternatif metotlardan yeterli sonuçlar alınıyorsa, o konudaki pestisitlerin ruhsatları iptal edilmektedir. Yine, bazı ülkelerde yan etkisi bulunmayan pestisitleri teşvik için daha düşük ruhsat ücreti alınmaktadır. Ayrıca, bazı ülkelerde, ilaçların risklerini azaltmak bakımından etkili en düşük dozun belirlenmesi ve biyopestisitler üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Bazı ülkelerde, pestisitler, entegre mücadelede tavsiye edilen ve tavsiye edilmeyenler diye iki gruba ayrılmışlardır. Ayrıca, dikkat çekmesi bakımından entegre mücadelede kullanılan pestisitler sarı renkli bant ile işaretlenmişlerdir.
Entegre mücadele programlarında çevre dostu ilaçlara yer verilmelidir. Ülkemizde de bu konudaki çalışmaların gittikçe yoğunlaştığı dikkati çekmektedir.
Entegre mücadele programlarında ilaçlama zamanı ve ilaçlama şekli oldukça önem arz etmektedir. Örneğin, havadan yapılan ilaçlamalarda atılan ilacın, ancak, küçük bir kısmı hedefe ulaşmakta, önemli miktarda ilaç hedef dışı bölgeye ulaşmaktadır. Bu sebeple de yararlı böcekler ve hedef alınmayan zararlılarda zarar görmektedir. Yararlı böceklerin zarar görmesi biyolojik dengeyi zararlılar lehine bozmakta, ayrıca, daha önce önemli olmayan bir zararlı potansiyel zararlı haline gelmektedir. Monokültür alanlarda doğal denge son derece hassas olup, ekosisteme dışarıdan müdahale yapılması durumunda zararlılarla beraber yararlılar da ölmektedirler. Zararlıların kendini yenilemesi ise faydalılara göre daha hızlı olduğu için zarar oranı hızla artmaktadır. Yine, pamuk gibi geniş yapraklı bitkilerde havadan atılan ilaç sadece yaprak yüzeyinde kalmakta ve alt kısma ulaşamamaktadır.
Prof. Dr. Erol YILDIRIM
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!
Yorumlar 2