Cennet gibi olan fakat değerini bilmediğimiz ülkemizin bir değeri bilinmeyeni de kuşkusuz Arı ve bitki florası. Ülkemizde Bal arısı konusunda yetişmiş, üniversiteliler olmak üzere pek çok bilim adamı ve uzman var. Nedense bunlardan yeterince faydalanmayı ve akıl almayı beceremedik. Bütün Arı birliklerinin toplandığı TAB (TÜRKİYE Arı yetirticileri Merkez Birliği) ve sorunları halletmek için çırpınan bir sistem mevcut. Alt yapının bu kadar bilinçli ve haklı isteklerine kulak tıkayan bir yapı mevcut.
Yıllarını kamuda geçirmiş ve oradan emekli olmuş birisi olarak da nedense bürokratik yapıyı her işte olduğu gibi,burada da kıramadık. Üstelik Arı Kolonisi bakımından Dünyada ilk üç ülke arasında olmamıza rağmen. Hala eski yasa ve yönetmenliklerle idare ediyoruz. Doğru, dürüst bir Arıcılık kanunumuz bile yok. Üstelik bu yıl mevcut yönetmenlik 2 kez değişti. Şimdi mevcut yasalara göre bu arıcı birlikleri 2 yılda bir Genel kurullarını yapmak zorundalar. Aksi halde yönetim kurulları suçlu durumdadırlar.
Bu birlikler zaten ekonomik açıdan zor durumdalar. Her bir Genel kurul bu birliklere maddi yönden külfettir. Bu yıl arıcılara kovan başına verilen hibe 7 TL gibi bir para. Bunu diğer ülkelerle kıyaslarsak aradaki farkı siz okuyuculara bırakıyoruz. Bir düşünürün deyişiyle" Gölge etme, başka ihsan istemez." Kardeşim sen arıcıyı Muhtarlara, tarla sahiplerine, belediyelere,Tarım il müdürlüklerine soydurma...ben senden destek falan istemiyorum!!!.
Tarım bakanlığının bünyesinde hala bir Arıcılık kolu oluşturamadınız.Yüksek okulların Arıcılık mezunu gençlerden istifade edemediniz. veteriner Hekimlerin işi değil bu iş...Ülkemizdeki mevcut filoksera yapısını hala çıkaramadık. Anadolu’da bulunan eko tipleri elin adamı 1960 yıllarda alıp götürüp ıslah ederek pek çok arı tipi geliştirmiş. Biz hala bir kaç ilimiz ve Bir kaç büyük üniversitemiz haricinde, modern laboratuarları kuramadık. Bunun içinde adı yenilenen Gıda,tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız da mevcut. Etiketleme yapınız!, paketleme tesisi kuracaksınız!, GSM ruhsatı alacaksınız!, yoksa size şu kadar ceza keserim haaaa... mantığıyla bu işler yürümez. Önce siz öncülük ediniz sayın yetkililer.Bunlar neyle yapılır...Efendim duvarlar fayans olacak, gideri olacak, kapısı iki tane olacak vs..vs. bırakalım bu boş işleri. Siz; nasıl üretelim, kaliteli üretelim ve istihdamı nasıl artırırız ona bakalım.Eğitim çalışmalarına ağırlık verelim,bu ülkede üretimi nasıl artırırız,nasıl ihraç ederiz.Bunlara bakalım gerisi kendiliğinden gelir.
Kısacası un var,şeker var ama helva yapacak yok.Sizlere bal gibi tatlı günler dileğimle.
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!