Bazı odunsu süs bitkileri yeterli derecede köklendirilemedikleri için bunların ekserisi aşı yoluyla çoğalır. Aşı tekniği gymnospermlerden conifer sınıfına giren türlerde angiyospermler de ise dikotilodonlar dahil bitki türlerinde uygulanır. Zira monokotilodonlarda aşıda kaynaşmayı sağlayan kambiyum dokuları yoktur. Ancak bazı monokotilodonların boğum aralarından faydalanılarak aşı uygulamaları yapılabilmekte ise de bunlar çok istisnadır.
Bir aşının tutmasını etkileyen dolayısıyla başarılı olmasında rol oynayan en önemli faktörler şunlardır.
1. Kalem ve anaç birbirleri ile uyuşur olmalıdır. Aksi durum uyuşmazlık halidir. Bu takdirde iki birey parçasının birleştiği aşı noktasında kaynaşma ya hiç olmaz veya yetersiz olur. Şişme gözlenebilir ve bu yerden aşı kolaylıkla kırılabilir veya aşılı fidanda bodurlaşma olur, sağlığı bozulur,yaprakları sararır, anaç ve kalem arasında büyüme farklılıkları gözlenir ve ekseri bir - iki yıl içinde aşılı fidan ölür. Bitkiler botanik akrabalık ilişkileri bakımından birbirlerine ne kadar yakın olurlarsa uyuşma şansı dolayısıyla başarı şansı o ölçüde yüksek olur. Bu itibarla sırasıyla aynı klon, aynı alt tür içinde başarı şansı çok yüksektir. Aynı tür içinde de farklı form varyete ve alt türler arasında (örneğin acer negundo üzerinde paneşelisinden alınan bitkisel materyalin aşılanmasında da başarı yüksek olmakta aynı cinsin ayrı türleri arasında ise aynı familyaya dahil de olsalar cinsler arasında uyuşmazlık dolayısıyla başarı şansı çok ender olmaktadır. Bu konuda daimi yeşil süs çalılarını yapraklarını döken türlerin anaçları üzerine aşılama da başarılı olmamaktadır.
2. Bitki Türleri : Aşıda başarı türlere göre de değişmektedir. Bazı türlerde aşılama başarısı düşüktür. Örneğin meşeler,kayınlar çok güç aşılanır. Bazı türlerde ise başarı çok yüksektir.
3. Anaç kaliteli, kuvvetli ve genç bir fidan olmalıdır. Anacın tohumdan yetişmiş olması ekseri diğer vejetatif yollardan üretilmiş fidan olmasına nazaran çoğu türlerde daha çok tercih edilir.
4. Kalemler uygun zamanda alınmalı ve aşı uygun zamanda yapılmalıdır. Genelde kalem aşıları için yaz aşısı dışında en başarılı aşı zamanı ilkbaharda anaçta kök faaliyeti başlarken fakat kalemde gözler henüz uyku durumundayken yapılan aşıdır. Bunun için kalemler daha önce soğuk depolamaya tabi tutularak bu sağlanabildiği gibi, anaçlar daha önce saksılarda sıcak yerlerde, seralara alınarak daha erken aktif hale geçmeleri dağlanabilir.
2.1.2.2. AŞI İLE ÜRETME TEKNİKLERİ
Aşı ile üretme tekniği üretilmesi istenilen bitkinin bir parçasını kökünden faydalanmak istenilen başka bir bitkiyle kaynaştırarak tek bir bitki olarak geliştirme tekniğidir. Bitkinin toprak üstü kısmını yani gövde ve dallarını oluşturmak üzere asıl üretilmesini istediğimiz bitkiden alınan kısma " kalem" veya "göz" denir. Bunlardan kalem, üzerinde birkaç uyur göz bulunan bitki parçasıdır. Bu parçanın göz olarak alınması halinde, bir tek gözden oluşan ve sürgünden alınan üretken bir parça söz konusudur. Yeni bitkinin kök kısmını oluşturacak olan aşı kısmına ise "anaç" veya "altlık" denir. Böylece kalem veya göz anaçla birleştirilmek üzere anaca aşılandığı zaman anaç kökü oluştururken, kalem veya göz de sürerek yeni bitkinin gövde ve dallarını oluşturur. Böylece aşı canlı iki ayrı bitki dokusu (kambiyumları) kaynaştırılarak tek bir bitki halinde geliştirilmesi tekniğidir. Bunun sonucu heterovejetatif bir üretme söz konusu olur. Yani kök anacın, aşı kalemi ise kalem alınan bitkinin genotipine sahip olur. Ancak kalem üzerinde, anacın (aşılı fidanın büyümesi,çiçek teşekkülü,meyve verimi hastalıklara dayanıklılığı vs.) etkileri olduğu gibi, kaleminde anaç üzerinde büyüme, soğuğa dayanma vs. Etkileri söz konusu olabilmektedir.
Aşı tutup gelişme başladıktan sonra da kalem ile altlık arasında bir genetik materyal alış verişi olmadığı ve kalem ile altlığın (anacın) kendi genotiplerini devam ettirdikleri ileri sürülmekle beraber bazı araştırıcılar da altlık ile kalem arasında bir takım ilişkiler olduğunu ve bunun sonucu gerek altlığın yani anacın kalem üzerine ve gerekse kalemin altlık üzerine etkileri bulunduğunu vurgulamaktadır. Nitekim altlıkların vejetatif bakımdan bireyin hızlı büyümesindeki değeri ve altlık kalem uyuşmazlığı konuları önem kazandıkça altlıkların aşıda etkileri gözlenmeye başlamış ve seleksiyonları konusunda da son zamanlarda bazı gelişmeler olmuştur. Bu konuda tarımda özellikle meyvecilikte birçok araştırmalar yapılmış ve bazı ilişkiler ortaya çıkarılmıştır. Bunun sonucu meyve ağaçlarında altlığın,ağacın cesameti ve gelişimine, meyveye meyve tutma ve verimine, soğuğa ve hastalıklara dayanma direncine meyvenin irilik ve renk gibi kalitatif niteliklerine etkileri üzerine bazı örnekler verilmektedir. Hatta bu karşılıklı etkiler sonucu bodur bir birey ister altlık ve isterse kalem olarak kullanılsın bunlardan oluşan bütün aşılı bireylerin bodur olduğu da gözlenmiştir. Bu nedenle altlık olarak kullanılan bireylerin de seleksiyonuna önem verilmiş ve onların da ıslah edilerek kullanılmaları benimsenmiştir.
Bazı odunsu süs bitkileri yeterli derecede köklendirilemedikleri için bunların ekserisi aşı yoluyla çoğalır. Aşı tekniği gymnospermlerden conifer sınıfına giren türlerde angiyospermler de ise dikotilodonlar dahil bitki türlerinde uygulanır. Zira monokotilodonlarda aşıda kaynaşmayı sağlayan kambiyum dokuları yoktur. Ancak bazı monokotilodonların boğum aralarından faydalanılarak aşı uygulamaları yapılabilmekte ise de bunlar çok istisnadır.
Aşılamada bitkinin genotipi (toprak üstü bitki organlarıyla) aynen korunmuş olduğunu belirtmiştik. Gene aynı şekilde bazı bitki türlerinde bireyler erkek veya dişi ayrı ayrı (dioik) olur. Böyle bir fert bir yerde tek bulunması halinde ya erkek veya dişidir. Hangisi olursa olsun bu bitkiden tohum sağlanamaz. Civardan bir tozlaşmayla bu sağlansa da nitelikleri fark edecektir. Bu durumda çelikten üretimde de iyi bir köklenme sağlanamazsa aynı nitelikleri taşıyan bireylerin aşı ile üretilmesi yegane yol olur. Bazen de bir ağaç herhangi bir sebepten çok zarar görmüş ise bunun bir veya birkaç dalına yapılan bir aşı ile bu ağaç yeniden canlandırılıp geliştirilebilir. Bazen de aynı bitki üzerinde farklı dallar ayrı türden farklılık gösteren bireylerden alınan kalemlerle aşılanarak, aynı bitki üzerinde örneğin çeşitli tip ve renkte çiçekler oluşturulabilir.
Aşılama yöntemleri 2 ana metot dan oluşur. Birincisi "kalem aşı" ikincisi ise yalnız bir göz içeren sürgünün kullanıldığı "göz " aşısıdır.
Türlere göre aşılamada başarı oranları çok farklılık gösterir. Bazılarında aşı yöntemleri oldukça cesaret kırıcıdır. Ancak çeşitli faktörler dikkate alınarak bu başarı şansı artırılabilir.
Bir aşının tutmasını etkileyen dolayısıyla başarılı olmasında rol oynayan en önemli faktörler şunlardır.
1. Kalem ve anaç birbirleri ile uyuşur olmalıdır. Aksi durum uyuşmazlık halidir. Bu takdirde iki birey parçasının birleştiği aşı noktasında kaynaşma ya hiç olmaz veya yetersiz olur. Şişme gözlenebilir ve bu yerden aşı kolaylıkla kırılabilir veya aşılı fidanda bodurlaşma olur, sağlığı bozulur,yaprakları sararır,anaç ve kalem arasında büyüme farklılıkları gözlenir ve ekseri bir - iki yıl içinde aşılı fidan ölür. Bitkiler botanik akrabalık ilişkileri bakımından birbirlerine ne kadar yakın olurlarsa uyuşma şansı dolayısıyla başarı şansı o ölçüde yüksek olur. Bu itibarla sırasıyla aynı klon, aynı alt tür içinde başarı şansı çok yüksektir. Aynı tür içinde de farklı form varyete ve alt türler arasında (örneğin acer negundo üzerinde paneşelisinden alınan bitkisel materyalin aşılanmasında da başarı yüksek olmakta aynı cinsin ayrı türleri arasında ise aynı familyaya dahil de olsalar cinsler arasında uyuşmazlık dolayısıyla başarı şansı çok ender olmaktadır. Bununla beraber uyuşmazlığı ortadan kaldırmak üzere anaç ile kalemin bitki sistematiği bakımından benzer taksonlardan gelmesi tam bir çözüm olamamaktadır. Zira halen bitki sınıflandırmaları yalnız generatif özellikler dikkate alınarak yapılmaktadır. Oysa aşılama esasta bitkinin vejetatif özellikleriyle ilgili olduğundan bu yolda bazı şüpheler gözlenmektedir. Örneğin Crateagus oxychantha anaçları üzerine sadece Crateaguslar değil Sorbus, Cotonesster hatta Elma cinslerinin türleri de başarı ile aşılanabilmektedir. Bununla beraber ayrı familyalar arasında ise aşı uygulaması düşünülmemelidir. Bu konuda daimi yeşil süs çalıları yapraklarını döken türlerin anaçları üzerine aşılama da başarılı olmamaktadır.
2. Bitki Türleri: Aşıda başarı türler göre değişmektedir. Bazı türlerde aşılama başarısı düşüktür. Örneğin meşeler,kayınlar çok güç aşılanır. Bazı türlerde ise başarı çok yüksektir.
3. Anaç kaliteli, kuvvetli ve genç bir fidan olmalıdır. Anacın tohumdan yetişmiş olması ekseri diğer vejetatif yollardan üretilmiş fidan olmasına nazaran çoğu türlerde daha çok tercih edilir.
4. Kalemler uygun zamanda alınmalı ve aşı uygun zamanda yapılmalıdır. Genelde kalem aşıları için yaz aşısı dışında en başarılı aşı zamanı ilkbaharda anaçta kök faaliyeti başlarken fakat kalemde gözler henüz uyku durumundayken yapılan aşıdır. Bunun için kalemler daha önce soğuk depolamaya tabi tutularak bu sağlanabildiği gibi, anaçlar daha önce saksılarda sıcak yerlerde, seralara alınarak daha erken aktif hale geçmeleri dağlanabilir.
5. Kalemin kambiyumu ile anacın kambiyumu (yani kabuk ile odun arasındaki üretken ince meristem doku) mümkün olduğunca sıkı bir şekilde üst üste gelmelidir. Böylece kaynaşma çabuk olur. Zira iki parça arasında açıklığı doldurmak üzere bunlarda yara dokusu (kallus) kolaylıkla oluşarak ve yara süratle kapanarak her iki parçanın iletken dokuları arasında süratle kaynaşma sağlanır. Bu süratle kalem sürünce ihtiyacı olan su ve besin maddeleri ihtiyacını, anaçtan birbiri ile en kısa zamanda irtibata geçen iletken dokular yardımıyla kolayca karşılar. Bunun için anaç ve kalemde açılan kesitler ne kadar birbirinin benzeri olursa o kadar kambiyumların üst üste gelme şansı artar. Her iki kesit de keskin bir aletle (jilet veya keskin aşı çakısı) bir defada pürüzsüz olarak kesilerek oluşturulursa başarı olanağı yüksek olur. Kesici aletin reçine,sakız vs. Bulaşmalarını ortadan kaldırıp keskin halde muhafazası için sık sık alkolle temizlenip bilenmesi gerekir.
7. Aşı yeri süratle uygun bir macunla kapanmalıdır. Bu suretle aşı yerinde kuruma ve çeşitli enfeksiyon tehlikeleri önlenmiş olur. Birçok surumda macunlamadan önce her iki parçanın sıkı bir şekilde lastik, plastik veya rafyadan oluşan bir bantla sarılması da ekseri gerekir.
8. Aşıdan sonra uygun bir bakım ve ihtimam gerekir. Özellikle bu arada anaçtan çıkan sürgünler tedricen azaltılarak anaçla kalem arasında öz su sirkülasyonunun yeterli olması teşvik edilmelidir.
9. Gerek hava ve gerekse rutubet ve sıcaklık şartları uygun olmalıdır. Bu uygunluk türlere göre değişirse de genellikle çeliklerde en iyi gelişme için gereken koşullar aşılar içinde benzerdir. Özellikle kallus dokularını oluşturan paranşim hücreler ince zarlı ve gevşek yapıda olduklarından kuraklığa dayanıklı değildir. Bu itibarla serada camekanlarda, sisleme altında başarı şansı artar. Açık alanlarda başlangıçta gölgeleme veya aşılara torba geçirmek de bu konuda faydalı olur (özellikle kurakça yetişme ortamlarında).
10. Aşının başarısında poloritenin doğruluğuna dikkat edilmesi de önemli bir etkendir. Ters takılmış yani kalemin proksimal ucu anacın distal ucu içine sokulmamış olması halinde kalem gelişemez.
11. Son olarak başarı oranı o türe ve koşullara uygun aşılama yönteminin iyi seçimi ve deneyimli bir aşıcı ile çok yükseldiği de başarı koşularına eklenebilir.
Konuya girerken de belirtildiği gibi aşılama yöntemleri iki ana metottan oluşur. Birincisi "kalem" aşısı ikincisi ise yalnız bir göz içeren sürgünün kullanıldığı "göz aşısı"dır.
2.1.2.2.1 Kalem Aşısı Metotları
Üzerinde birkaç tomurcuk bulunan ve "kalem" adı verilen bir gövde parçası kullanılarak yapılan aşı yöntemi "kalem aşıları"adı altında toplanır.
Birçok kalem aşısı metodu vardır. Burada en önemlileri ele alınacaktır.
Kalem aşısı veya bindirme aşı :
Bu aşı yöntemi "kopulasyon" veya "eklemeli aşı" (Splice graft) adları ile de anımsanan aşının aynı veya benzeridir. Meyvecilikte çok kullanılan "dilcikli aşı" (Whip Tongue Grafting) da bu aşının özel bir şekli kabul edilebilir.
Metot en basit ve yaygın yöntemlerden biridir. Esas olarak bu yöntemde anaç ve kalemin aynı kalınlıkta olması aranır. Uygulamasa anaç ve kalemde birbirine denk uzunluk ve şekilde birer kesit oluşturur. Kesitin bir aşı bıçağı ile bir kerede açılması düz ve pürüzsüz bir satıh sağlayarak başarı oranını artırır .
Anaç ve kalem kalınlaştığı ölçüde kesimi uzun yapmak isabetli olur. Böylece temas alanının arttırılması sağlanır. Sürgünler zayıf olsa da kesim satıhları en az 3 cm. uzunlukta olmalıdır. Her iki kesim yüzeyi birbirine intibak edecek şekilde kalem anacın üstüne oturtulur ve bir lastik veya rafya ile bağlanır, müteakiben de macunlanır. Bağlama ve macunlama sahasına girecek tomurcuk üzerine bağ gelmemeli ve tomurcuğun üstünün macunlanmamasına dikkat edilmelidir.
Anaç kalın olursa bu takdirde kalem ancak bir taraftan kabukları üst üste gelecek şekilde intibak ettirilir. Zira iki taraflı intibak mümkün olmaz. Ancak kalem kalın olursa gene bir tarftan intibak (uyum) mümkün ise de başarı şansı daha azalır. En iyisi her ikisininde eşit kalınlıkta olması ve iki taraftan birbirlerine iyi intibakıdır. Bu intibakın daha iyi sağlanması için karşılıklı kesitlerde ikinci bir kesim yapılarak karşılıklı diller oluşturulur. Anaç ve kalem birbirleri üstüne getirildiği zaman bu diller birbirinin içine girerek iyi bir uyum sağlarlar. Bu özel şekle "dilçikli aşı" denilmektedir.Bu aşı Castenea, Clematis, Cornus, Crateagus, Hibiscus, Malus, Morus, Syringa, Ulmus, Weigela türlerinde özellikle kullanılmaktadır. Dilçikli aşı tutma oranı daha yüksek olur. Bu nedenle bu aşı tutma oranı düşük olan sert odunlu yapraklı türler olarak Meşe ve Kayınlar için de önerilmektedir.
Bindirme aşı erken ilkbaharda kalem henüz latent halde, anaç ise kök faaliyetine başlamış halde büyümenin başlangıcında yapılmalıdır. Bu aşı yöntemi fidanlıkta açık alanda yahut camekan koşulları altında Katalpa, Söğüt, Yalancı Akasya ve Kokar ağaç türlerinde çok uygulanır.
Yanaştırma Aşı : ( Approach Grafting)
İki serbest bitkinin gene kendi köklerini muhafaza edecek şekilde her birinin gövdesinden oluşturulan çeşitli tipte kesim satıhları meydana getirerek bunları üst üste getirecek tarzda her iki bireyi birbirine yanaştırarak uygulanan bir aşılama yöntemidir.
Bu aşı için genellikle bireylerden biri veya her ikisinin de saksıda veya kapta olması gerekir. Bu yöntem başka metotlarla aşılanması mümkün olmayan bitki türlerinde kullanılır.
Yanaştırma Aşı yılın herhangi bir zamanında yapılabilirse de büyüme mevsiminde yapılması halinde aşı yarasının kapanması daha hızlı olur. İki bireyin birbirine yanaştırılan kesim yüzeyleri kambiyumları üst üste gelecek şekilde intibak ettirilip sıkıca bağlanır ve yaranın hava alıp kurumaması için macunlanır.
Açılan aşı yaraları çeşitli şekillerde olur.
Eğer bitkilerin her ikisinin gövdesinde 2,5-5 cm. uzunluğunda birer odun parçası kesilerek birer kertik oluşturulmuş ise de bu takdirde "kertikli Yanaştırma Aşı " söz konusudur. Bu her iki bitkinin tercihen aynı kalınlıkta olması arzulanır. Böylece her iki bitkide eşit büyüklükte kambiyum yaraları açılmış olur. Kesit yüzeyleri düzgün olursa kolaylıkla birbirine intibak ederek sıkı bir bağlama ve macunlama ile başarı şansı yükselir.
Kamelyalarda bu tip bir aşı uygulaması yapılmaktadır.
Eğer her iki bitki gövdesinde açılacak yaralarda ikinci bir kesişle ince birer dil oluşturur ve bunlar birbirlerine sık bir şekilde geçirilir. Sıkıca iki gövde birbirine bağlanırsa amaç sağlanmış olur. Bu yanaştırma aşı yöntemine ise "Dilcikli Yanaştırma Aşı" denir.
Gene aynı ana yöntem içinde 3. Bir şekilde "kakmalı yanaştırma aşı" dır. Bunda anaçta 7,5-10 cm. uzunluğunda bir oyuk açılır. Daha ince olan kalemin gövdesinde bu oyuğa oturtulacak şekilde ve aynı uzunlukta bir kama şekli oluşturulur ve bu anaç gövdesinde açılan oyuğa oturtulur. Bu yöntemde anaç kalemden daha kalın olması halinde intibak iyi olur. Her üç şekilde de aşı yerinde kaynama olduktan sonra anaç yaranın üstünden, kalemde yaranın altından kesilerek anacın kökü, kaleminde toprak üstü kısmını oluşturduğu aşılı bitki ortaya çıkmış olur. Ancak kalemde yaprak fazla ise dengeyi sağlamak için yaprak alanının azaltılması gerekir.
Bunun değişik özel bir şekli de "şişe metodu'"dur.
Yarma Aşı: (Cleft Grafting)
Bu aşı genellikle tepe seviyesinde yapılır. Bunun için anaçta kalem kalınlığına denk yükseklikte tepe sürgünü kesilerek atılır. Bu kısımda ibre ve yapraklar temizlenir. Bundan sonra kesitin ortasında kalemi oturtacak şekilde ve uzunlukta tepe sürgünü boyunca uygun derinlikte bir yarık oluşturulur. Diğer taraftan aynı kalınlıkta kalem de kama şeklinde iki yüzü kesilerek hazırlanır. Ancak kalem dik bir açıyla kısa kesilirse anaç yarığına iyi temas etmez. Bu durumda başarı şansı azalır. Müteakiben anaçta açılan yarığa kalem kama şeklinde oluşturularak aşı tamamlanır. Eğer anaçta yarığın açıldığı yerde anaç kalınlığı kalem kalınlığı ile denk ise iki taraflı kambiumlar kalaylıkla üst üste intibak eder. Yanaştırma Aşıda kalemin anaca yerleştirilmesi başarıda çok önemli rol oynar. Çoğunlukla anacın kabuğu kaleminkinden kalın olduğundan, kambium tabakalarının karşılıklı gelmelerini temin için kalemin anaç kabuğunun dış kısmından biraz içeriye oturtulması uygun olur. Eğer kalem anaçtan ince ise bu takdirde hiç olmazsa bir taraflı intibak özen gösterilmelidir. Bu durumda kalem daha ince ise anaç yarığının iki tarafına birer kalem yerleştirilir. Bundan sonra aşı lastik veya plastik bir bantla bağlanır, macunlanır. Aşı yapılacak dal ince olursa yarık iki taraftan kalemi kafi güçte sıkıştıramaz. Fazla kalın olursa o zaman da fazla sıkıştırarak ezer. En iyisi 2,5-7,5 cm. kalınlıkta olmasıdır.
Yanaştırma Aşı latent devrede yapılabilirse de en iyisi, anaç uyanmaya başlarken ve kalem henüz (soğuk depolamayla saklandığı için) latent halde yapılmasıdır. Bu takdirde aşı yeri en iyi şekilde kaynar.
Yanaştırma Aşı Hatmiler, Kamelya, Kartopu, Melez (larix) vitis, Mürver, cinslerine ait türlerde başarı ile uygulanmaktadır. Yanaştırma Aşı Göknar, Sedir ve Çam türlerinde de başarı ile uygulanır.
Keçiayağı (Triangula) veya Kakma Aşı :
Bu metot yaprağını döken türlerde geniş bir uygulama yeri bulmaktadır. Yalnız anaç ve kalemdeki oyukların intibakını sağlayacak şekilde iyi açılabilmesi için deneyim ister.
Metot anacın kalemden kalın olduğu durumlarda daha önce gördüğümüz yarma aşının yerini alır. Ancak yarma aşıdaki gibi büyük bir yarığın açılmasına gerek yoktur. Böylece yara daha küçük olur. Ve dolayısıyla mikro organizmalar tarafından enfekte olma olasılığı çok daha azalır.
Metodun uygulanmasında anaçta bir tarafa doğru hafif meyilli pürüzsüz bir kesit açılır. Sonra kesitin daha yüksekte kalan kısmında aşı çakısı ile üç köşeli uzunca (10 cm. kadar) bir kama oyuğu oluşturulur. Anaçtaki bu oyuğun derinliği kenardan merkeze doğru 3-4 cm. olması yeterlidir. Kalemde de bu oyuğa uygun iki tarafı kesilmiş bir kesit meydana getirilir. Anaçtaki oyuğa kalem tam intibak ettiği zaman bağlamaya veya çivilemeye ihtiyaç dahi kalmaz. Fakat mutabakat anaçtaki kesit yüzeyini de kapsayacak şekilde iyi bir macunlama şarttır. Böylece tutma bakımından daha garantili hareket edilmiş olur.
Bazı durumlarda eğik kesilen anaç üzerinde düz yüzeyli bir kesit daha yapılır. Kalem oyuğu burada açılır. Bu durumda kalem anaca daha sağlam oturmuştur.
Aşı vejetasyon devresi başlamadan evvel 2-3 ay gibi oldukça uzun bir süre içinde yapılabilir. Ancak Crataegus türleri gibi ilkbaharda erken süren türlerde daha erken Dışbudak, Yalancı akasya gibi geç süren türlerde de daha geç yapılabilir. Eğer sürme başlarken yapılacaksa, kalemlerin daha önce soğuk koşullarda (buzdolabında) saklanmış ve sürmemiş olmaları gerekir.
Yanaştırma veya kenar (yan ) aşı yöntemi
Buna bazı türlerde "yandan oturtma" veya "parafin aşısı" da denmektedir. Bu ana metotun "dipçikli yan aşı", "yayvan kesimli yanaştırma", "sivri kesimli yanaştırma" gibi tali şekilleri de söz konusudur.
Genelde bu ana metot da kalem kendinden daha kalın olan anacın alt kenarına oturtulur.
Bu ana yöntem Mavi ladin, Kırmız çiçekli at kestanesi, vs. Başta olmak üzere birçok iğne yapraklı türlerle geniş yapraklı ve dar yapraklı daimi yeşil yapraklı türlerde geniş bir uygulama yeri bulunmaktadır. Acer, Aesculus, Alnus, Amalanchier, Asimina, Betula, Celtis, Cercis, Colutea, Cornus, Cotoneaster, Crateagus, Cytisus, Diospiros, Eleagnus, Fagus, Fraxinus, Ginkgo, Gladistia, Hamamelis, Hibiscus, Juglans, Laburnum, Liriodendron, Magnolya, Morus, Nyssa, Phellodendron, Qercus, Tilia, Sorbus, Salix, Robinia, Viburnum, Vitis, Wisteria gibi yapraklı türlerle Picea, Cedrus, Pinus, Chamaecyparis, ve Larix gibi bir çok iğne yapraklı türler bu temel yöntemle aşılanmaya uygundur.
Uygulamada anacın alt gövde varsa iğne yapraklar uzaklaştırılarak temiz bir gövde yüzeyi ortaya çıkarılır ve anaç gövdesi üzerine mümkün olduğu kadar altta, kabuk dar ve mümkün olduğu kadar kalem uzunluğuna yakın uzunlukta bir şerit halinde kesilerek uzaklaştırılır. Kalemde de benzer bir düşey kesit oluşturulup kalemin arka tarafı da anaçtaki dilcik kısmına girecek şekilde 2. Fakat kısa bir kesim yapılır. Kalemin kesilen yüzeyi anaçta kesilen yüzeyin üstüne ve kambiyumları iki taraflı üst üste gelecek şekilde oturtulur. Eğer kalem anaçtaki kesit yüzeyden dar ise bu takdirde hiç olmazsa bir tarafın kambium intibaklarının tam olmasına itina edilir. Sonra aşı yeri rafya veya lastik bir şeritle bağlanıp macunlanır veya parafinlenir.
Bu ana metodun tali şekilleri "küt aşı metodu" ve "dilçikli yan aşı" ve "kertikli yan aşı" da söz konusudur.
Yara kaynadıktan sonra anaç dalları yavaş yavaş alınarak mevsim sonunda yalnız kalemden gelişen sürgünler geride kalmış olur. Bu işte gecikme kalemin gelişmesini zayıflatır. Hatta kalemi öldürür. Ağaç dallarının süratle alınması ise bitkinin besin maddesi sirkülasyon dengesini bozar. Kaynaşma olup gelişme başlayınca eğer lastik kullanılmamışsa rafyayı arka taraftan jiletle keserek uzaklaştırmak gerekir. Aksi halde rafya ağaç ve kalemi boğar. Bu ana yöntem ilkbaharda anaç sürmek üzereyken fakat kalem latent halde iken açıkta yapıldığı gibi anaçlar aşıdan 3-4 hafta evvel sera ve sıcak camekana alınarak sürmeleri sağlanarak da uygulanabilir. Bu durumda latent halde saklanana kalemlerle aşı gerçekleştirilir. Aşılarda kaynaşma ve tutma hali görüldüğünde zaman zaman havalandırma artırılarak 4 hafta içinde daha iyi, sertleşmesini sağlamak için soğuk camekanlara alınabilir. İlkbaharda da dışarı gölge bir yere intikal ettirilebilir. Bunlarda yazın Ağustosta (yaz aşısı) dışarıda aşı yapmak mümkündür.
Kabuk Aşısı :
Anaca su ürüyüp kabuğun odundan kolaylıkla ayrılabildiği bir zamanda yapılır. Ancak kullanılacak kalen latent halde olmalıdır. Bu yöntem amatörlerinde kolaylıkla yapabileceği hızlı ve kolay bir aşı yöntemidir. Yalnız anaç kalın olmalıdır. Kabuk aşıları iyi kaynaşsa bile başlangıçta kırılmalara karşı hassastır. Bu itibarla aşı sürgünleri bitkinin dibine dikilen bir kazığa bağlanmalıdır. Birkaç yıl sonra aşılı fidan buna ihtiyacı kalmayacak kadar kuvvetlidir.
Kabuk Aşısı çeşitli tiplerde olmaktadır.
Bunlardan belli başlı bir tip anaçta kabuk üzerinde uzunluğuna bir kesim yapıl
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!