Bence bu “güme “ giden konulardan bir de Yabancılara Toprak satışı. Ne doğru dürüst tartışıldı ne de halkın haberi oldu. Kanun çıktı ve yirmi dört saat geçmeden onaylandı.
Geçmişe dönük haberleri ve verilen beyanları araştırdım. Konun uzmanı denecek Hocalarımızdan söylenmiş bir söz bulamadım. Tek tük birkaç siyasetçinin beyanından başka bir şey yok
Televizyon kanalları, hiç olmadık lüzumsuz “ Oğlum Bak git” e gösterilen ilgi kadar eğilip bakmadı. Her gün Saatlerce Kadın programı diye “Aile mahremiyetini” sokağa döken Basın Baronları, bu kadar ülke geleceği için hayati önem taşıyan bir konuda bir tek program yapmadı.
Yabancılara toprak satışı 25 dönümden 300 dönüme çıkaran kanun onaylandı. Toprak satışı yeni bir konu değildi. Ancak yabancıya toprak satışında bir kural vardı. Satış miktarları hem çok kısıtlı hem de mütekabiliyet esasına göreydi. Eğer yabancı bir ülkede Türk vatandaşlarının toprak almasına izin veriliyorsa, o ülkenin vatandaşlarının da Türkiye’de toprak almasına müsaade ediliyordu. Şimdi hükümetin çıkarmış olduğu son kanunda mütekabiliyet şartı kaldırılıyor. Yani bu yasaya göre bize bir tas suyu vermeyecek olan bazılarına binlerce dönüm arazinin tapusunu vereceksin. Urfa’nın Harran ovasındaki bir köyden beş İsrailli gelip bin beş yüz dönüm yani köyün yarısını alabilecek. Alabilir mi? Evet bal gibi fazlası ile alır. Hem de etrafını duvarla örer ve içenine de savcılıktan yazı almadan adımını atamazsın.
Geriye dönüp bakarsanız İsrail’in Golan tepelerine Kolzohlar ( Tarım arazilerinin kiralayarak kullanım hakkı ) kurarak girdiğini ve neticesinin ne hale geldiğini şahidiz.
Bazılarımız biz Filistin değiliz biz güçlüyüz bize yapamaz diyebilir. Ancak yârinin neler getireceğini kimse kestiremez. Üstelik biz kiraya değil Tapusunu veriyoruz. Yarın orada olabilecek olumsuz olaylarda işe karıştığın an veya müdahale etmeye kalkıştığınızda “Özel mülkiyete müdahale” diye tüm dünya Ülkelerini karşında göreceksin. Yani durup dururken ve hiçbir neden yokken kendi kendimizi Ateşe atmanın manası nedir.
Bu kanun Türkiye güvenliği ve yarınlarımız için için tehlike arz ediyor. Son derece ülke geleceği için sakıncalı bir gelime. Kısa zamanda para sahipleri teknolojik gelişmenin getirisinin verdiği avantajla buralara çörekleneceklerdir. Nerde ise yüz adet telefona veya bir iki füze fiyatı ile bir köyün yarısını alabilecektir.
Gelir elde etmek için mutlaka bu tür bir düzenleme yapılacaksa satış yerine uzun süreli kullanım hakkı verilmeli ve özellikle GAP bölgesi ve diğer stratejik bölgeler bu düzenlemede istisna tutulabilinirdi.
Ekonomik acıdan ne kadar zor durum da olsak bile toprak satışının onaylamak, Tarihi şuurumuzun dumura uğradığını ve Cennet Mekan Sultan Abdülhamit Han Hazretlerini hiç anlamadığımızın bir gösregesi olsa gerek.
Mesleğimiz acısında asıl bizi ilgilendiren kısmı Milli servet olan bir kaynağın yok olması. “Gıdaya hükmeden Geleceğe hükmeder” bilincinin yok olması. Bir gram toprak oluşması için asırların geçemesi gerçeğine bakılmadan en verimli hazinemizin hoyratça harcanmasıdır.
Bundan sonra ne yapılabilinir?
Kamuoyu acilen gündem oluşturarak baskı yapmalı ve yetkililerin tekrar bir düzenleme yapma yoluna gitmeleri sağlanmalıdır.
Korkmaz MERT
Ziraat Müh.
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!