Zirai ilaçların eğitimini, öğretimini almayan ve bilimsel çalışmalarda bulunmayan eczacıların, eczanelerinde en tehlikeli kimyasallar olan pestisitleri, çocuk mamaları ve beşeri ilaçlar gibi insan sağlığını doğrudan ilgilendiren ürünlerle yan yana satması kabul edilebilir mi?
Şimdi bilinçsizce kabul edilmiş olan bu acı gerçeğin ileride ne kadar vahim sonuçlar doğuracağı da hesap edilmemiş mi?
Yine, kalıntı sorunu nedeniyle ihraç edilen ürünlerimizin gümrük kapılarından sürekli döndüğü günümüzde, tüketici ve halk sağlığının her şeye rağmen mücadele vermeye çalıştığı ülkemizde bu sorunları çözmek yerine, sıkıntıları daha da artıracak olan, bitki koruma ürünlerinin eczanelerde, konu uzmanı olmayan eczacılar tarafından satılmasına izin veren bir düzenleme yapılması gelecekte ülkemizde kanser vakalarını destekleyeceği, kanserle daha çok insanı tanıştıracağı anlaşılamamış mıdır?
Hâlbuki aynı yönetmeliğin perakende satış yerlerinde aranan şartlar başlıklı 12. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde yer alan “bayiler her ne suretle olursa olsun insan ve hayvan ilaçları ile gıdalarını satamazlar ve bitki koruma ürünleri ile bir arada bulunduramazlar” hükmü ile eczanelerin bitki koruma ürünleri satabilmeleri hükmünün çeliştiği aşikârdır. Ayrıca, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın eczaneleri kontrol yetkisi olmadığı için bu konuda denetim ve cezai yaptırım imkânı da bulunmamaktadır. Bu nedenle, bitki koruma ürünlerinin eczanelerde satılması, sayılmış olan risklerin yanında denetim boşluğu ve kaosa da neden olacaktır.
Bu sebeple bitki koruma ürünleri mutlaka bu alanda eğitim almış uzman kişiler tarafından satılmalı ve yine bunların gözetiminde kullanılmalıdır. Bitki koruma ürünlerinin perakende veya toptan satışını yapanların zirai mücadele uygulamaları konusunda yeterli bilgi birikimine sahip olmaları gerekir. Yeterli bilgi birikimine sahip olmayan kişilerin, bitki koruma ürünlerini satmaları ileride ciddi sorunları beraberinde getirecektir.
Zararlıların yanlış teşhisi ve bunun sonucu yanlış tavsiyeler neticesinde canlılarda akut ve kronik zehirlenmeler, çevre kirliliği, kalıntı, fitotoksite ve etki düşüklüğü gibi önemli riskler meydana geleceği gibi, kanserojenik, teratojenik, mutajenik, sinir sistemini felç edici, sakatlık ve ölümlere bile neden olabilecek istenmeyen durumları ortaya çıkarabilecektir. Sonuçta çevre, hava, su, toprak ve buradan yararlanarak yaşamını sürdüren tüm canlılar zincirleme olarak etkilenecek, sürekli darbe vurulan ekolojik denge bir kez daha yenilecektir
Pestisitler imal edildikten sonra çiftçiye satışa sunuluncaya kadar çoğu zaman yüzlerce kilometre taşınır ve bu taşınma sırasında toksisitelerinden dolayı insanlara, hayvanlara ve çevreye olumsuz etkileri olur. Bazı ilaçlar kolay alev alabilir ve yanma sırasında da zehirli gazlar çıkarabilirler. Bu ürünlerin satışının yapıldığı yerlerde zararlı kokuların giderilmesi bakımından havalandırma düzeni ile el ve yüz yıkanabilecek su ve lavabo tertibatı, yeteri kadar yangın söndürme cihazının bulunması gerekir. Satış yerlerinde sadece zirai mücadele ilaçları muhafaza edilmeli ve buralarda insanların tükettiği gıda ve ilaçlarla bir arada bulundurulmamalıdır. Yine satış elemanı, eğer ilaçların bulunduğu büroyu kullanıyorsa mutlaka içeride kabin şeklinde kendisine ait bir büro yaptırmalıdır. Çünkü bu ilaçların buharlaşmaları sonucu oraya çıkan zehirli gazlar ciddi sağlık sorunlarına sebep olmaktadır.
Pestisitlerin insanlarda ne gibi zararlar yaptıkları incelenmiş ve sinir sisteminde yaptığı tahribatlar sonucu öğrenme güçlüğüne ve hafıza zayıflığına neden oldukları, insanlarda hayati fonksiyonları yerine getiren enzimlere, esterlere ve DNA moleküllerine etki yaparak bozulmalara sebep oldukları, yine bazı pestisitlerin çok az miktarlarının bile vücutta zararlı etkiler yaptıkları ve yağ dokularında birikerek kanser yapıcı, karaciğeri dejenere edici veya böbrek fonksiyonlarını bozucu etkilere sahip oldukları saptanmıştır.
Hakikaten günümüzde dünyanın en önemli problemlerinden birisi şüphesiz açlıktır. Özellikle, gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde açlık hala ölümlere sebep olmaktadır. Dünyada yeryüzünün %12’si ürün yetiştirmek amacıyla kullanılmaktadır. Bu alanın ise ancak, %26’sında gıda üretimi yapılmaktadır. Hızla artan dünya nüfusunu besleyebilmek için yeni tarım alanlarının açılması gerekirken, maalesef, erozyon, yeni yerleşim yerlerinin açılması, yeni fabrikaların kurulması, trafiğin rahatlaması amacıyla yeni yolların açılması gibi sebeplerle tarımsal üretime elverişli sahalar giderek azalmaktadır. Bu durum karşısında yapılacak iş, birim alandan elde edilecek ürün miktarının arttırılmasıdır. Bu sebeple, modern tarım teknikleri ve girdilerinin kullanılması artık zorunluluk haline gelmiştir. Ayrıca, zirai mücadele ilaçlarının kullanımı bazen gereklilik arz etmektedir. İlaç kullanılmadığı takdirde %45-65 oranında ürün kayıplarının meydana geldiği belirtilmektedir. Bu sebeple, tarımsal ürünleri zararlıların etkisinden korumak amacıyla çok çeşitli kimyasal bileşikler kullanılmaktadır. Fakat verimin arttırılmasında büyük rol oynayan bu zirai mücadele ilaçları istenmeyen bazı yan etkileri de beraberinde getirmektedirler.
Şöyle ki, bilinçsizce yapılan ve tekniğine uygun olmayan pestisit uygulamaları sonucunda, insan, hayvan ve çevre sağlığı tehdit edilmekte, hava, su, toprak ve yabani hayat olumsuz etkilenmekte, gıda maddelerinde ilaç kalıntıları söz konusu olmakta, hedef alınan zararlılarda direnç oluşmakta, önemli olmayan bazı zararlılar ana zararlı konumuna geçmekte, yararlıların ve doğal hayatın öldürülmesiyle doğal denge bozulmakta ve bitkilerde fitotoksitite görülmektedir.
Bir pestisitin toprakta bıraktığı kalıntı etkisinin 46 yıl süreceği düşünüldüğünde, toprakla iç içe olan yaşamın her noktası irdelendiğinde, ülkemizde bitki koruma ürünlerinin eczacılar tarafından satışı kararı bana göre talihsiz bir karardır….
Asla geriye dönüşü olmayan sorunları ortaya çıkaracaktır.
Her zaman bindiği dalı kesen bir ülkenin yetiştirdiği bir bilim insanı olarak, bu kararın tekrar irdelenmesi, enine boyuna düşünülmesi geleceğimiz için çocuklarımız için yeni nesillere bırakılacak bir tek ağaç için bile tekrar ele alınması gerektiği kanaatindeyim….
Pof.Dr.Erol YILDIRIM
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!