Henüz beş yılını bile doldurmayan Türkiye Tohumcular Birliği Türkiye sınırlarında bir m2'lik bir alanda dahi GDO lu üretim yapılmadığını, bu toprakların GDO yönünden tertemiz olduğunu ispat etmenin derdini yüklenmiş duruda.
Türkiye Tohumcular Birliği bünyesinde Bitki Islahçıları Alt Birliği , Fidan Üreticileri Alt Birliği , Süs Bitkileri Üreticileri Alt Birliği , Tohum Dağıtıcıları Alt Birliği , Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği, Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği ve Fide Üreticileri Alt Birliği yer almaktadır.
Özellikle bu ülkede, üstüne vazife olmayanların sesinin fazla çıktığı bir zamanda bu birlik GDO konusunda kamuoyundaki yanlış bilgilendirmenin önüne geçmeyi amaçlayan bir dizi çalışma başlattı.
Türkiye Tohumcular Birliği yönetim kurulu başkanı Hakkı Şafak SES dün bir özel Tv de Türkiye'de hiç bir Sebze ve Meyve yetiştiriciliğinde GDO' lu tohum kullanılmadığını ve kullanıldığını iddia edenleri bu idealarını ispat etmeye çağırdı. Özellikle eline bir iki sebze alıp televizyondan televizyona koşan Tıp Profesörlerine seslendi. GDO var diyenleri istediği yerde ve istediği zaman her türlü tartışmaya acık olduğunu bildiren Hakkı Şafak tüm bu ideaların art niyet olduğunu ve ülke menfalarına hizmet etmediğini açıkladı.
Türkiye çıkarmış olduğu yasalar ile zaten GDO'lu tohum getirmek ve ekimini yapmak kanunen yasak. GDO'lu tohum getirmek Eroin Esrar getirmekten farksız.
Gdo'lu sebze tohumu zaten istesen de ticari alana dikeceğin kadar bulman imkansız. Dünyada Sadece belli ülkelerde hayvan yeminde kullanılmak kaydı ile Soya,Ayçiçeği, Kanola ve pamuk ürünlerin ekimine müsaade etmektedir.
Diğer bir husus Henüz dünyada GDO'lu sebze ve meyvelerin zararını ortaya koyan ve bilimsel verileri yayınlayan hiç bir hakemli dergide mevcut değil. Çeşitli varsayımlarla hareket eden Tıp doktorları, bilim adamlılığına yakışmayacak ön yargılarla biyoteknolojiye karşı bir nevi ayak diretiyorlar. Bu ayak diretenlerin ekseriyeti ülkemizde olması da ister istemez bu Tıp Hocalarının Yıllarca "Anne sütü zararlı çocuklarınıza mama yediriniz. Tereyağ kolesterol yapıyor margarin tüketiniz ve Zeytin yağı yerine bitkisel yag tüketiniz" gibi ipe sapa gelmez beyanları ortada iken, GDO konusunda hiç de üzerlerine vazife olmadığı halde konuşmalarına nasıl itibar edilir merak konusu.
Oysa Biyoteknoloji ve Gen mühendisliği gelecek yılların en ideali bilim alanları. Her teknoloji gibi insalığa iyi niyetlerle kullanılırsa çok büyük faydalar sağlayabilecek bir bilim dalı. Bu bilim dalına karşı gelmektense o bilimin içerirsinde olmak ve faydalı olarak kullanılması gerekmez mi.
Türkiye tohumculuk konusunda son yıllarda inanılmaz bir başarı grafiği yakaladı. Bundan beş yıl öncesine kadar nerede ise bir kg hibrit tohum üretemeyen ülke, bu gün yaklaşık 80 ülkeye Sebze tohumu ihraç eder hale gelmiştir. İnanmayan Antalya,Mersin,Adana,Balıkesir Hatta İstanbul Silivri'ye gidip baksın. Bu üretilen tohumlar sayesinde bu gün yıllık Beş milyar dolar Yaş meyve sebze ihraç eden, 75 milyon kendi insanını doyurduğu gibi her yıl otuz milyon da Yabancı Turist doyuran bir Ülke konumuna geldi.
Bu durumdan kimlerin rahatsızlık duyması gerekiyor. Dışarıdaki rakipleri miz mi yoksa içeride bol keseden fetva veren Tıp Profesörlerimiz mi?
Eğer halk sağlığını düşünüyorlarsa Türkiye'de Nerde ve Ne kadar GDO'lu tohum kullanıldığını ispat etmek zorundalar. Aksi takdirde kendileri hakkındaki su-i zannımız devam edecektir.
Yaz aylarındayız, meyve sebzenin bol olduğu bir memleketteyiz. Gönül rahatlığı ile ve hiç bir endişeye düşmeden bol bol sebze meyve tüketebilirsiniz. Sizlerin kafasını karıştırarak hazır işlenilmiş gıdalara yönlendirenlere kulak asmayınız. İçersinde bin bir katkı maddesi ile sizleri Obezite illetine ve kanser derdine düşürülenlere kanmayınız. Her meyve ve sebzeyi mevsimine göre tüketiniz. Televizyonlarda bu konuda yerli yersiz konuşanlardan mutlaka delil isteyiniz tepkisiz kalmayınız.
En çok kafanızı karıştıran " Neden eski lezzet, koku yok, neden bazı sebzelerde şekil bozukluğu var" deniliyorsa,bunun nedeni kesinlikle GDO değildir. Kullanılan su, Gübre, bölgesel iklim şartları ve tohumların özelliği gibi çok nedenlerden dolayı değişiklik olabilmektedir. Örneğin bundan kırk sene öncesi su nerde var. Kırk sene öncesi çevre temizliği ve kirlenmemiş hava nerde var. Bütün bu faktörleri unutup insanlarımızın kafasını karıştırmak ard niyetten başka bir şey değildir.
Korkmaz MERT
Ziraat Mühendisi Değerlendirme Uzmanı
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!