Çölün Gülü Altıntaş

Muhammet BALSOY

* Kamuflaj sadece canlılara has bir hususiyet midir, çeşitli kamuflaj teknikleriyle
donatılmış bitkilerden ne kadar haberdârız?
* Çöllerin gülü olan altıntaşlara bahşedilen özelliklerin çöl şartlarında
ortaya çıkan bazı hikmetleri...
* Genel olarak serin yerlerde yaşayan, fakat bazı türlerinin çöl şartlarında
56 oC'ye kadar hayatiyetini devam ettirmesine imkân tanınan
altıntaş bitkisinin enteresan hayat hikâyesi...

Her coğrafya ve iklimin kendine has canlı türlerine ev sahipliği yaptığını, yapılan her yeni keşifle daha iyi anlıyoruz. Rahmet-i Sonsuz her ortama uygun canlı türleri yaratmıştır. Bu hakikate en güzel misâl, çöllerde yaşayan ‘Lithops' isimli bitkidir. Türkçede ‘taş öpen', ‘taş emen', ‘inek toynağı', ‘yaşayan taş', ‘çiçek açan taş' veya ‘altıntaş' gibi isimlerle ifade edilen bu bitki, bildiğimiz canlıların yaşamasının imkânsız olduğu Güney Afrika çöllerinde yetişmektedir. Kuru toprak, kum ve çakıllarla dolu olan bu yerlerde su yoktur.

Güney Afrika çöllerinde araştırma yapan bilim adamlarının dikkatini kumlar arasında şekil ve desenleri birbirinin neredeyse aynısı olan çakıl taşları çeker. Ancak bunlar taş değil, etraftaki taşlara benzeyen kendilerini saklamış bitkilerdir. Altıntaş bitkileri genellikle başka bitkinin bulunmadığı, kavurucu sıcaklık ve kuraklığın hüküm sürdüğü yerlerde hayatlarını sürdürerek Allah'ın, Hayy ve Kayyum isimlerinin tecellisine âyine olmaktadır.

Afrika'nın orta, güney ve kuzey bölgelerinde yaşıyan altıntaş bitkisi (Lithops), Mesambryanthemaceae ailesinin su depolama özelliği olan ve en çok bilinen çeşididir. Şu ana kadar 37 türü ve 93 çeşidi tespit edilen bu bitkinin tür ve çeşitleri; çiçeklerinin rengi, meyvelerinin şekli, tohumlarının yapısı, yapraklarının görünen kısımlarının rengi, deseni, şekli, boyu gibi birçok özelliğiyle birbirinden ayrılır. Hattâ oluşturdukları kolonideki bitki sayısı bile bu bitkinin türü hakkında bilgi verebilmektedir.
Bu bitkilerin yayılmasında en önemli faktör, su ve topraktır. Denizden yaklaşık 2.500 m yükseklikte bulunan bu bitkiler, çoğunlukla kurak iklimlerde; kireçli, kumlu, demirli ve taşlı topraklarda yaşar. Türlerine göre sıcaklığa dayanıklılıkları değişen bu bitkiler, genel olarak serin yerlerde yaşamasına rağmen, L. leslei 56 ºC'ye kadar dayanabilmektedir. Aynı bölgede bulunan L. turbiniformis ise 45 ºC'den sonra yaşayamamaktadır. Her iki tür de -10 ºC'de belli bir süre dayanabilmektedir. Yaprakları ters dönmüş ve birbirine bitişik iki koni şeklinde yaratılmış olan bu iki tür; gri, yeşilimsi gri, kırmızımsı ve pembe renklerde olabilmektedir.

Kamuflaj uzmanı
Çapları yaklaşık 2-3 cm olan altıntaşlar, şekil ve renk bakımından bulundukları yerdeki çakıllara benzer. Gövdeleri görülmeyecek kadar küçüktür. Dıştan sadece ters konik yaprakların çakıl şeklindeki üst kısımları görünür. Alt kısımları ise toprak altındadır. Bundan dolayı çakıl taşlarıyla aynı hizada yer alırlar ve onlardan ayırt edilmeleri çok zordur. Altıntaşlara ihsan edilen bu kamuflaj tekniği, onları hayvanlara yem olmaktan da korur.

Bu bitkilerin yapraklarının üst kısmında (epithelium'da) ‘tanin' denen bir kimyevî madde vardır. Bu madde, görünür ve morötesi ışığın alttaki dokulara fazla gitmesini engeller ve yaprakların mermer gibi değişik renk ve desende görünmelerine sebep olur. Bu şekiller sayesinde bitkiler, çok güzel kamufle olmakta ve zararlılarından korunabilmektedir. Çünkü taş hiçbir zaman bir hayvan için cazip bir yiyecek değildir.

Su depoları
Bu bitkilerin yaprakları, su depo edebilecek özellikte yaratılmıştır. Yağışların olduğu kısa dönemde eski yapraklardan besin gönderilerek, yeni yaprak çifti yaratılır. Bazen birden fazla yaprak çifti, yani dalcıklar meydana gelir. Dal sayısının 16'ya kadar çıktığı tespit edilmiştir. Kuruyan yaprak sayısından altıntaşların yaşı hesaplanabilir. Bu bitkilerin 95 yıl yaşayanları bulunmuştur. Eğer sezon kuraksa, yapraklar yaratılış programları gereği uyku hâline geçer; bitki çiçek ve yaprak vermez.

Kasılabilen kökler
Bitki büyüdükçe kökler kasılır ve yaprak kısmı aşağı doğru çekilir. Kasılan kökler sayesinde bitkilerin yaklaşık % 90'ı toprağa gömülür. Böylece buharlaşmayla suyunu kaybedebilecek organlar, toprağın daha alt kısımlarına çekilerek buharlaşma azaltılır ve bitki kurumaktan korunur. Toprağın çok kuru olması sebebiyle, bitkideki suyun, difüzyonla toprağa geçme durumu vardır; bu durum, altıntaş için bir tehlikedir. Fakat bitkinin kök hücrelerindeki osmotik basınç öyle yüksek ayarlanmıştır ki, bitkiden dışarı su çıkmasına fırsat verilmediği gibi, civara düşen en küçük su zerresi bile emilerek içeri alınır.

Arı ve çiçek
Her yıl yağmur sezonunda, bu bitkilerin yaprak çifti ortasından yaklaşık 2,5 cm çapında papatya benzeri sarı-beyaz, parlak çiçekler açar. Dört-beş gün yaşayabilen ve çok hoş bir koku yayan bu çiçekler gündüz açılır, geceleri ise kapanır. Çiçeklerin sarı-beyaz renkli ve parlak yaratılması, ayrıca çeşitleri içinde kırmızı rengin olmaması çöldeki arıları ve altıntaşları aynı Zât'ın yarattığına bir işarettir. Sarı ve beyaz renkler, hem morötesi ışığını iyi yansıtır, hem de arıların onları kolayca bulabilmesine vesile olur.

Tozlaşmadan sonra tohumlar, 4-8 bölümü olan kapsül şeklindeki meyve içinde saklanır. Kuru havalarda kapalı olan kapsül, yağmurlarla ıslanınca açılır. Bu esnada, tohumlar kendilerine verilmiş hususî gerilme gücü ile bir metre kadar uzağa sıçrayarak etrafa yayılır. Altıntaşların tohumları, yağışlı hava ve ortamın sıcaklığıyla kumlu nemli topraklarda üç hafta içinde çok hızlı şekilde çimlenir. Yağış döneminde kapsülde kalan tohumlar, bir dahaki yağış dönemine kadar kapsül içinde saklanır.

Su kaybını önlemede vazifeli fotosentez sistemi
Bitkilere, yaprakları üzerinde bulunan küçük delikler (stoma) vasıtasıyla gündüzleri atmosferden CO2 verilir. Köklerin topraktan aldıkları su, havadan alınan CO2 ve güneş ışığı kloroplastlarda fotosentez reaksiyonlarıyla besine (glikoz) dönüştürülür. Fotosentez ile güneş ışığının enerjisi, klorofil denen harika molekül vasıtasıyla, kimyevî enerjiye dönüştürülüp organik gıdaların karbon bağlarında depolanır. Normal ortamlarda deliklerin (stoma) açılmasıyla yaprak içindeki su, buharlaşarak havaya geçer. Kaybedilen suyun oluşturduğu basınç farkının da yardımıyla bitki, köklerinden tekrar su alır. Fakat altıntaşların yaşadıkları ortam sıcak ve kuru olduğundan, diğer bitkilerin yaptığı gibi bir fotosentez, onların ölümüne sebep olur. Altıntaş bitkileri diğer bitkiler gibi olsaydı, her CO2 alınışında içlerindeki suyu vermek zorunda kalacaklardı. Fakat bu bitkilere Crassulacae Asit Metabolizması (CAM) denen yüksek sıcaklarda ve suyun çok az olduğu kurak yerlerde kaktüs gibi bitkilerin yaptığı türden hususî bir fotosentez yaptırılmaktadır. Ayrıca bu bitkilerde klorofil yaprakların daha iç kısımlarına yerleştirilmiştir. Suyu depolayan üst kısımdaki dokular, güneş ışığını derinlerdeki klorofil ihtiva eden dokulara iletecek şekilde şeffaf yaratılmıştır. Dolayısıyla güneş ışığı su depolayan birçok hücreden geçtikten sonra klorofil ihtiva eden dokuya ulaştırılmaktadır. Su depolayan dokular, ışığın ihtiyaç kadarının geçmesine müsaade edecek ölçüde yaratılmıştır. Böylece bitkiye su kaybını engelleyen hususî bir metabolizma olan CAM 4 fotosentezi yaptırılmaktadır.

CAM bitkileri, fotosentez yapan diğer bitkilerden farklı olarak karbondioksiti atmosferden gece karanlığında almaktadır. Çünkü yapraklarındaki delikler (stomalar) gece açılabilecek hususiyettedir. Böylece stoma hücreleri ve komşu hücreler arasında gerçekleşen metabolik reaksiyonlar neticesinde ortaya çıkan madde yoğunluğundaki değişmeler, stomaların açılmasına sebep teşkil etmektedir. Ortamın asit-baz dengesindeki değişmeler, tetikleyici faktörlerdir. Hücrelerdeki Fosfoenol Pruvate Karboksilaz (PEPC) enzimi, gece alınan karbondioksitin, malik asit şeklinde depolanmasında vazifelidir. Gündüz ışıklarının görülmesiyle, yapraklardaki delikler kapanır. Böylece sıcaklığa bağlı su kaybı engellenir, normal fotosentez reaksiyonları başlar. Karbondioksit kaynağı olarak akşamdan alınıp depolanan karbondioksit kullanılır. Bu mekânizmayla, yapraklardaki delikler gündüz saatlerinde diğer bitkilerde olduğu gibi açık değil, kapalı tutulur. Stomaların gündüz kapalı olması, su kaybını en aza indirir. Akıl ve şuurdan mahrum bir bitkinin gece ve gündüz arasındaki farkları bilmesi, stomalarını ve fotosentez reaksiyonlarını en ideal şekilde ayarlaması hiç mümkün müdür?

Çöle uygun olarak yaratılmış sistemleri, altıntaşı, çölün gülü yapmıştır. Yaprak yüzeylerinin çakıllara benzemesi, onların çöl hayvanlarına yem olmasını engellerken, gövdelerinin toprak yüzeyinden aşağı çekilmesi ve topraktaki en küçük su birikintisini israf etmeden alabilecek bir mekanizmayla donatılmaları da onların en az suyla hayatlarını sürdürebilmeleri için hazırlanmıştır. Ayrıca yaprak üst doku hücrelerinde su depolanırken, güneş ışığının alt dokulara ihtiyaç olan miktarda geçmesi sağlanır. Geceleri açık olan stomalar vasıtasıyla havadan karbondioksit alınırken, gündüzleri kapalı olan yaprak yüzeyindeki stomalar su kaybetmeden ışığı kullanarak fotosentez yaparlar. Altıntaş bitkisinin kavurucu çöl ortamında suyu en güzel şekilde depolaması; çiçeklerinin arının fizyolojisine, faaliyetlerine uygun şekil ve zamanda açılması ve bu sayede döllenmesi; meydana gelen tohumların yağmur yağıncaya kadar saklanıp gözetilmesi gösteriyor ki, bütün kâinata hâkim olan ve her şeye sözü geçen bir Zât, bu minik bitkileri de gözetip koruyor.

http://www.sizinti.com.tr/konu.sizinti?SIN=a1c9ecef92&k=2057&1855973689


Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!
Yorum ekle

Yorum ekle

    • bowtiesmilelaughingblushsmileyrelaxedsmirk
      heart_eyeskissing_heartkissing_closed_eyesflushedrelievedsatisfiedgrin
      winkstuck_out_tongue_winking_eyestuck_out_tongue_closed_eyesgrinningkissingstuck_out_tonguesleeping
      worriedfrowninganguishedopen_mouthgrimacingconfusedhushed
      expressionlessunamusedsweat_smilesweatdisappointed_relievedwearypensive
      disappointedconfoundedfearfulcold_sweatperseverecrysob
      joyastonishedscreamtired_faceangryragetriumph
      sleepyyummasksunglassesdizzy_faceimpsmiling_imp
      neutral_faceno_mouthinnocent
Okunamayan kodu yenilemek için resmin üstüne tıklayınız