YILDIZ SARAYI VE SARAY BAHÇESİ

1. Konumu ve Tarihsel Gelişimi

yldzsryBizans kaynaklarında adı geçen, 'Darphne' olarak erken Bizans şiirlerinde övülen ve defne ormanları içinde sevimli Pan'ın flütünü çaldığı hayal edilen alanlar olarak tasvir edilen, Osmanlı döneminde ise hazineye ait değerli bir alan olan Yıldız Sarayı'nın bulunduğu Beşiktaş tepesi, çok güzel olan manzarası sayesinde ilk olarak Kanuni Sultan Süleyman'ın dikkatini çekmiş ve Hazine-i Hassa 'ya kayıtlı olan bu alan 'Koru-u Hümayun' adını taşımıştır (Gülersoy, 1979; Pamay, 1985).

1600'lü yılların başında 'Kazancıoğlu Bahçesi' adını taşıyan bu şahıs malı alan, padişah mülkleri arasına alınmıştır. III. Selim de, buranın güzelliğine hayran kalmış ve annesi Mihrişah Sultan için bir kasır yaptırmıştır (Pamay, 1985; Kuban, 1996; Demirkaya, 1999).

 

Sultan II. Mahmud döneminde ise koru, askerlerin talim yeri olarak önem kazanmış ve II. Mahmud, gözdesi 'Yıldız' için bir de köşk yaptırmıştır. Abdülmecid ise, 1842 yılında annesi Bezm-i Alem Sultan için 'Kars-ı Dil Kuşa' adlı yeni bir köşk yaptırmış, bu arada diğer köşkler yıktırılmıştır (Pamay, 1985).

1876 Mayıs ayında tahta geçen II. Abdülhamid, Dolmabahçe Sarayı'nda oturmaktan çekinmiş, Abdülhaziz tahttan indirilirken Dolmabahçe Sarayı'nın denizden kuşatılmış olmasını göz önünde bulundurarak özellikle bu sarayın denizden ve karadan her an kuşatılma tehlikesinden rahatsız olmuş, 7 Nisan 1877'de Yıldız Sarayı'na gitmiş ve bu taşınmadan sonra burası "Yıldız Saray-ı Hümayunu" adını almıştır (Şehsuvaroğlu, 1955; Ülgen, 1997) (Şekil 4.38).

Ahşap kasırlar ve köşkler dışında, Osmanlılar'ın son sarayı Yıldız Sarayı'dır. II. Abdülhamid, daha önceki sultanların köşklerinin bulunduğu Yıldız'da, muhteşem bir korunun içinde, Beşiktaş'a ve güzel manzaralı bahçelere bakan tepelerde, bütün İstanbul'u ve Boğaziçi'ni gören, yaklaşık 500.000 m2 yüzölçümlü bir bahçe bir konut kompleksi inşa ettirmiştir. Kısacası 19. yüzyılda gelenek haline gelen her sultanın kendi sarayını yaptırma müsrifliği, II. Abdülhamid zamanında da Yıldız Sarayı'nın inşası ile sürmüştür Sultan II. Abdülhamid, otuz üç senelik saltanat  dönemi sırasında Yıldız'ın etrafını emniyeti sağlamak amacıyla, birçok kışlalarla, yüksek ve kalın  duvarlarla çevirtmiş, ayrıca büyük bahçeler, parklar ortasındaki Yıldız kasırlarına kalabalık Harem takımlarını, maiyet-i seniyyeyi barındıracak daireler ilave ettirmiştir. Bu arada, Hasbahçe ile koruluk, Ortaköy sırtlarına kadar genişletilmiş, kısa zamanda burası küçük bir şehir halini almış ve saray 1877'den 1922'ye kadar, tam 44 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetim merkezi olarak kullanılmıştır (Şehsuvaroğlu, 1955; Demirkaya, 1999).

19. yüzyılda Osmanlı sivil mimarisine göre biçimlendirilmiş köşk ve kasırlardan meydana gelen Yıldız Sarayı, II: Abdülhamid'in Şale, Çadır, Malta Köşkleri'ni katması ile genişlemiş ve onun sarayı olmuştur. II. Abdülhamid, ayrıca bir Harem dairesi, bir tiyatro, zengin bir kütüphane ve atölyeler yaptırmıştır (Aslanapa, 1986, 1993).

Osmanlı İmparatorluğu'nun Dolmabahçe Sarayı'ndan sonra geniş kapsamlı olarak tasarlanan son yapılar topluluğu olan Yıldız Sarayı, yüksek duvarlarla çevrili olup ana mekanlar üç avlunun çevresinde sıralanmıştır.

Birinci avluda Çit Kasrı, Büyük Mabeyn, Yaveran Dairesi ve Silahhane gibi resmi daire ve hizmet yapıları bulunmaktadır. Birinci avlunun güneyinde sarayın kütüphanesi, rasathanesi ve bir ara saray eczanesi olarak da kullanılan Güvercinlik Köşkü yer almaktadır (Ülgen, 1997).

Saltanat Kapısı'yla geçilen ve içten ikinci bir duvarla çevrili olan ikinci avluda harem ve sultana ait dairelerden Harem yapıları, Gedikli Cariyeler Dairesi ve Tiyatro yer almaktadır. Sultan ve ailesinin kullanımına ayrılan bu bölüm, Özel Bölüm olarak da adlandırılmaktadır (Ülgen, 1997).

Yıldız Sarayı'nın Dış Bahçe ya da Üçüncü Avlu olarak bilinen bölümde, bugün sarayın en iyi korunmuş, etrafı duvarlarla çevrili Şale Merasim Köşkü ile Malta, Cihannüma ve Çadır Köşkleri gibi yapılar yer almaktadır (Ülgen, 1997). Malta ve Çadır Köşkleri, bugün İstanbul Belediyesi'ne ait olan ve "Yıldız Parkı" adıyla anılan koruluk içind e kalmıştır.

 

Yıldız Sarayı'nın yapım prensiplerinde, sahildeki Dolmabahçe ve Çırağan Sarayları'nın varlığı ve yeni oluşları gibi nedenlerle, burada büyük boyutlu saray yapımını önlemiş, köşk ve pavyon biçiminde küçük boyutlu yapılaşmayı teşvik etmiştir. Sonunda Topkapı Sarayı'nı anımsatan bir yerleşme ve yapım modeli ortaya çıkmıştır (TBMM, 1993).

Yıldız Sarayı'nın binaları, Topkapı Sarayı'nın köşklerini andıran ve Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan müstakil binalardır. Geniş bahçelerin derinliklerinde doğayla uyum içinde serpiştirilmiş bu binaların görüntüde şehirle hiçbir bağlantısı olmadığı gibi, uzaktan bile görülmemektedir. Padişahın Yıldız'daki varlığı ise yalnızca Yıldız Sarayı'nın görkemli anıtsal girişinden ve yüksek duvarlarından hissedilebilmektedir.

Yapıları ve bahçeleri ile 50 hektarı bulan saray kompleksi, farklı büyüklük ve formda tasarlanmış rustik havuzlardan, adalardan, sera ve limonluklardan, çay-kahve köşklerinden, metal şemsiye ve vazo biçimindeki çiçeklerden, kameriyelerden oluşan özgün bir değer halinde ortaya çıkmıştır. Burada kullanılan yapıların doğal görünümlü olmaları oldukça önemli olmuştur.

 

Yapıların birbiriyle ilişkilerinde ve mekanların oluşturulmasında geometri ve aksiyalite gözetilmemiş, konumlandırmada ve özellikle ekleme ve bağlantılarda spontane davranılmıştır. Böylece yapılar arasında yer yer küçük meydanlarla genişleyen bir tür sokak dokusu ortaya çıkmıştır. Bu eğim farklarından doğan setlemeler, yapıları birbirine bağlayan galerilerin altındaki tonozlu geçitler ve büyük yapılara eklenen pavyonların girinti ve çıkıntılarıyla ve dar aralıklı teraslarla biçimlenen bir doku oluşturmuştur (Batur, A.).

Sarkis ve Agop Balyan'ın ardından, Alexander Vallaury ve Raimondo d'Aronco ile diğer mimarlar hem saray, hem de bahçelerde değişik yorum ve biçimlerle çalışmalar ortaya koymuşlardır (Sözen,1991; Ülgen, 1997).

Ünlü İtalyan mimar Raimondo d'Aronco, 1893'te İstanbul'a geldikten kısa bir süre sonra, Art Nouveau, en gözde üsluplardan biri haline gelmiştir (Kuban, 1996).

 

2. Yıldız Sarayı  Bahçesi

Yıldız Saray bahçesi, dıştan savunma amacıyla olduğu söylenen, fakat nöbet kuleleri, nöbetçi gezinme setleri gibi bilinen savunma öğeleri bulunmayan ayırıcı duvarlarla çevrilmiştir. Genel çevrelemenin dışında duvar içeride de sürdürülmüş, padişaha ve hareme ait yapıları ve Hasbahçe'yi içeren kısım, ikinci bir duvarla daha çevrilmiştir.

 

Böylece saray arazisi; resmi daireler ve saray hizmet binalarının bulunduğu Resmi Bölüm, harem ve padişaha ait saraylar, köşkler, Hasbahçe'nin bulunduğu Özel Bölüm, büyük gezinti parkı ve dış köşklerin bulunduğu Dış Bahçe ile Çevre Yapıları olarak birbirine bitişik, fakat görsel olarak birbirine kapalı dört bölüme ayrılmıştır.

Sarayın etrafı yüksek duvarlarla çevrilmiş, giriş ve çıkışlar dört büyük dış kapıyla sağlanmıştır. Saray bahçesini çevreleyen kale duvarı gibi surun, dört tarafında birçok kapıları bulunsa da, bunlardan yalnız üç tanesi açık tutulmuştur. Harem Kapısı'ndan içeriye girilince, karşıya öncekinden daha yüksek ve daha kalın bir duvar gelmektedir. İşte, Abdülhamid'in Harem dairelerinin bulundukları yerleri dış dünyadan gizlenen duvar budur. Yıldız'ın iç bahçesi bu duvarın arkasındadır (Ezgü, 1962).

 

Resmi Bölüm, Yıldız'ın formel yerleşme ve bahçe düzenine sahip olan bölümüdür. Buna rağmen belirli bir geometrik ilişkiyi Büyük Mabeyn çevresi dışında bulmak mümkün değildir. Büyük Mabeyn bahçesi aksiyal bakışımlı ve geometrik düzenlidir. Yine de bu düzen, tarhların geometrisi ile sınırlı tutulmuş, doğal gelişimine bırakılmış çiçek kümeleri ve ağaçları yumuşatılmış, Büyük Mabeyn Sarayı'nın önündeki dikdörtgen biçimli formel stildeki bahçenin kuzeyini Çit Kasrı, doğusunu Yaveran Dairesi sınırlamakta, kuzeydoğu köşesindeki büyük Harem Kapısı ile de Özel Bölüm'e geçilmektedir (Batur, A.; Yaltırık, vd., 1997).

Bahçeler; doğal stilde planlanmış ve Natüralistik İngiliz bahçe stilinde bir dokuya kavuşturulmuştur. Planın ana çizgileri ve bitki dokusunun önemli elemanları, bugüne kadar gelmeyi başarmıştır. Bahçenin peyzaj düzenlemesinde hakim olan anlayış, bahçenin çok geniş ve eğimli olmasına da bağlı olarak, doğala benzer pitoresk görünümü, tasarımın ana çizgisi olarak kabul eden, fakat yer yer yapılara ilişkin formel bahçe adacıklarının kurulmasını da öngören karma bir tutumdur. Yıldız Sarayı bahçesi çevresinde bulunan koruluk alan, bahçenin bir uzantısı şeklinde düşünülmüştür (Altınoluk, 1986; Aydın 1993; Pamay, 1982).

Yıldız Sarayı bahçeleri, yapıtlar yakınındaki formel stildeki bahçelerin giderek doğal stile dönüşmesi niteliğini taşımaktadır. Burada doğala dönüşme, formelin doğala dönüşmesi şeklinde değil de, doğal düzen içinde formel stildeki bahçe adacıklarına yer verilmesi şeklinde kendini göstermektedir.

Bilindiği kadarıyla park ve bahçelerin düzenlemesine 1850'de başlanmış, bu iş için yurtdışından çağrılan uzmanlardan yararlanmıştır (Ezgü, 1962; Evyapan, 1972).

A. İç Bahçe (Hasbahçe ve Harem Bahçesi )

Yıldız korusundaki ilk çevre düzenlemeleri Abdülaziz döneminde yapılmış ve bitkisel peyzajın düzenlemesinde Abdülaziz işçileri bizzat çalışmıştır. İç bahçeler, özellikle Hasbahçe ise II. Abdülhamid döneminde yapılmıştır. Bu dönemde, hatta daha önceleri, saray için, bazı yabancılara park-bahçe planları çizdirilmiş, yine aynı amaçla Alman, Fransız, İtalyan bahçe uzmanları görevlendirilmiş, süs fidanlarının birçoğu dış ülkelerden getirilmiş, yerli tür fidanlar ise ülke içindeki ormanlardan söktürülerek sağlanmış ve kullanılmıştır. Bu arada Hasbahçe ve diğer iç bahçelerde süs ve üretim seraları yaptırılmış, hatta Küçük Mabeyn çatısında bir kış bahçesi kurulmuştur (Aydın, a993; Pamay, 1985).

Sultan II. Abdülhamid'in yalnız kendine ve aile üyelerine ait olan iç bahçede bir çok limonluk ve kış bahçeleri yaptırılmış, duvar kenarlarına seralar yapılarak hem bahçeler renklendirilmiş, hem de Beylerbeyi Sarayı bahçesindeki köşklerin yapılma amacında olduğu gibi yüksek duvarların sıkıcı görünümü giderilmiştir, Ayrıca, avlu duvarlarına çeşme, kaskad yapılması, Osmanlı bahçelerinin ortak bir özelliği olmakla birlikte; buradaki durumun, yapım ekonomisi açısından bir yarar sağladığı ve ısı kaybını azaltmak amacını taşıdığı fikri de savunulmaktadır (Altınoluk, 1986; Ezgü, 1962).

 

Oldukça fazla bir eğim üzerinde kurulmuş olan Selamlık Bahçesi'nde, eğimin dağıtılmasında setleme değil de, suyun şelale şeklinde akmasını sağlayacak ani bir düşüş yapılmıştır.

 

Sultan II. Abdülhamid, sarayın iç bahçesine kendi adı ile anılan geniş ve egzotik görünüşlü bir havuz yaptırmıştır. Bu havuzda yer alan adada yaptırılan köşk, tipik bir hayvan kafesi görünümündedir. Bu köşkte çeşitli kuş türleri ve süs balıkları yetiştirilmiştir. Yıldız Sarayı'nda renkli bir çevre oluşturan bu hayvanlar, bakımlı bahçeler içinde egzotik kaskadlar, havuzlar, adalar ve doğaya uygun Abdülhamid dönemi yapıları ile bütün oluşmuştur.

1909 Yılında II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesiyle bu hayvanlar dağıtılmış, bahçelerde süren yaşam  sona ermiştir. Günümüzde ise hayvan kafeslerinin hemen hemen tamamı yok olmuş veya bakımsızlıktan kullanılamaz hale gelmiştir.

Kuruluşu üzerinde büyük bir titizlikle durulmuş olduğu anlaşılan Selamlık Bahçesi'nin biçimlendirilmesi uzun yıllar almıştır (en az 20-30 yıl) ) (Aydın, 1993; Pamay, 1985).

B. Havuz, Kameriyeler ve Seralar

Saray bahçesinin birçok yerinde kullanılmış olan su öğesi, tabii formlar içinde kullanılmış, bu tabii formlu su öğeleri bir incelip bir genişleyerek nihayet bir akarsu halinde bahçeyi dolaşmış ve çıkıp gitmiştir. Doğal formlarda oluşturulmuş bu su öğeleri, tipik Natüralistik İngiliz bahçesinin özelliklerini yansıtmaktadır. Bahçelerin değişik konumlandırılmış bulunan bu havuzların üzerinde betondan yapılmış, dal şeklinde korkulukları bulunan köprüler yer almaktadır.

Selamlık Bahçesi, Romantik-Pitoresk üslupta düzenlenmiştir. Bahçenin ana motifi, ortasında bir adacık bulunan yapay göldür. 300m. uzunluğunda, 15-40m. genişliğinde, 1.20 m. derinliğindeki 'Hamid Havuzu', 'Hasbahçe'nin eksenini oluşturmaktadır. Hasbahçe'nin peyzaj düzenlenmesinde bütün toprak kazılarak tesviye edilmiş, 300 m. uzunluğunda ve 15-20 m. genişliğindeki ırmak şeklinde havuzun inşası yapılmış, etrafında boy boy ve çeşitli birçok ağaçlar yetiştirilmiş, türlü hayvanlar, çeşitli kuşlar getirilmiş, bunlar için zarif yuvalar ve kuşhaneler yapılmıştır. Suyun yer yer daraltıldığı ise yanları dal taklidi korulularla çevrili köprüler kullanılmış, gölün kuzey ucu ise genişletilerek Küçük Mabeyn ve Harem köşkleri önünde bir nimfeum ve kaskad düzenlenmiştir (Evyapan, 1974; Altınoluk, 1986; Aydın, 1993).

Böylece Hasbahçe'deki eğim ve iyi hesaplanmış kot farkları aracılığıyla bahçe, Pitoresk stile dönüştürülmeye çalışılmıştır. Selamlık Bahçesi içindeki gerek yer yer bir nehri andıran yapma göl, gerekse üzerinde yer alan köprüler ve karaya bitiştiği yerdeki nimfeum, grotto ve kaskatlar, tipik Natüralistik İngiliz bahçesindekiler gibidir.

 

Sultan Abdülhamid saltanatıyla çağdaş olmak üzere, zamana denk düşen Arts and Crafts, Art Nouveau, Jugendstil gibi çağın ilerici akımları mimari stil olarak Yıldız Sarayı seralarında hissedilmektedir (Altınoluk, 1986).

Art Nouveau stilindeki Çit Kasrı Limonluğu olarak bilinen yapının boydan boya sarı renkli bir malzeme ile kaplanmış ve limonluk ilk yapıldığı zamanki kimliği kaybetmiştir. Bu limonluğun önemli bir özelliği, limonluğun ısıtma sisteminin, Yıldız Sarayı'nın kalorifer tertibatına bağlı olmasıdır.

Isıtma olanaklarına da sahip bulunan seralar genellikle kış aylarında, bahar ve güz aylarının soğuk günlerinde; köşkler yaz-kış; kaskad ve kameriyeler ise yaz mevsimiyle bahar ve güz aylarının sıcak günlerinde kullanılmıştır. Bu şekilde, yıl boyunca, ama değişik mekanlarda, bir kullanım bütünlüğü sağlanmış bulunmaktadır (Aydın, 1993).

 

Limonluklar kaloriferle ve sıcak hava dolaşımı ile ısıtıldığından, sıcak iklim bitkileri de olsalar bunlar uzun süre yaşayamamıştır. II. Abdülhamid bu nadir bitkilerden mahrum kalmamak için İtalya, Fransa ve Almanya'dan devamlı taze fidandan getirtmiş, saray ziyafetlerinde salonları baştan başa çiçekler ve fidanlarla süsletmiştir (Ezgü, 1962).

Endüstri devrimiyle birlikte, 19. yüzyılda gündeme gelen dökme demir ürünleri, başta saray olmak üzere giderek bir kullanım yaygınlığı göstermiştir. Birçoğu Avrupa'dan sipariş edilerek getirtilen bu dökme demir ürünleri, saray bahçelerinde vazo, çeşme, korkuluk, fener, aydınlatma elemanı, kapı, oturma elemanı gibi donatı elemanlarının yanı sıra; sera, limonluk ve kameriye gibi yapılarda da kullanılmıştır.

Yıldız Sarayı bahçesinde beş metal ve bir rustik karakterli olmak üzere altı kameriye bulunmaktadır. Bunların iki tanesi, İç Bahçe'de inşa edilmiştir. İlki III. Selim Çeşmesi yanındaki altıgen planlı rustik kameriyedir. Tarihi Tilia tomentosa (ıhlamur) ağacının gölgesindeki bu kameriye ve oturma elemanları; kum, çimento, kireç ve sudan meydana gelen karışımın, metalden oluşturulan taşıyıcı sisteme, birbirini saran ağaç dalları biçiminde sıvanmasıyla yapılmıştır. İç Bahçe'deki ikinci kameriye ise Cihannuma Köşkü yakınındaki sekizgen planlı metal kameriyedir.

 

C. Yürüme Yolları

Yıldız Sarayı bahçesinde sirkülasyonu sağlayan yollar, arazinin tesviye eğrilerine uygun, tatlı kavisler yapacak şekilde planlanmıştır. Sert zemin malzemesi, diğer saray bahçelerimizde olduğu gibi çakıl-kum karışımı olup, Bozhane kumudur. Günümüzde Şale Köşkü'nün de bulunduğu Üçüncü Avlu bahçesi hala  bu malzeme ile döşeli bulunmakta, yolların iki tarafında ise beyaz dere taşları kullanılarak yağmur suyu oluğu yapılmış olduğu görülmektedir. Havuz ve göletlerin çevresinde kullanılan döşeme malzemeleri ise sıkıştırılmış topraktır.

D. Bitkisel Elemanlar

Sarayın bulunduğu alanın ağaçlandırılması arazinin form ve hareketlerine uygun şekilde yapılmıştır. Yuvarlak tepe tacına sahip ağaçlar, hareketli çizgileriyle manzaraya yumuşak bir fon teşkil etmişken; sütun formunda olanlar, sonsuzluk içinde statik bir vurgu etkisi yaratmıştır.

Yıldız Sarayı İç Bahçesi bitkisel peyzaj düzenlemesinde kullanılmış olan önemli egzotik ağaç ve çalılar; 100 yaşını geçmiş anıtsal boyutlardaki Taxus baccata L. 'Fastigiata' (konik porsuk), Cephalotaxus harringonia (Japon yalancı porsuğu), Calocedrus decurrens (Kaliforniya su sediri) ve kanal şeklinde uzanan havuzun kenarındaki otağı çadırı görünümündeki , boyutları ve habitusu muhteşem Quercus ilex (pırnal meşe)'dir. Bunların yanı sıra, boylu ağaçların gölgesinde yetişmiş ve günümüze kadar ulaşabilmeyi başarmış olan Osmanlı saray çimleri de önemli türde yer örtücüler olarak saray bahçesinde bulunmaktadır.

Bitkisel materyalin tür seçiminde, yapraklı ulu ağaçlar ağırlık kazanmışken; Ulmus glabra (karaağaç), Fagus slyvatica (kayın) Tilia tomentosa (ıhlamur), Castanea sativa (at kestanesi), Platanus orientalis (çınar) gibi yapraklı boylu ağaçlar dışında, özellikle Cedrus sp. (sedir) ve Cupressus sempervirens (servi) türleri ibreli tür olarak esası teşkil etmiştir. Saray bahçesinin genelinde çiçekli ağaçlara ve çalılara yer verilmediği, rengin daha çok yeşilin tonlarıyla, mevsimlerde değişen yaprak ve gövde görünümleri ile sağlanmaya çalışıldığı görülmektedir.

E. Dışbahçe (Yıldız Korusu)

Dışbahçe de, gölet şeklindeki geniş havuz, ağaç topluluklar, bitkisel kompozisyonlar, kıvrımlı patikalar, arazideki eğimler, alçalma ve yükselmeler naturalistik İngiliz bahçesi etkisini göstermiştir.

Saray bahçesindeki bitkisel düzenlemelerde kasır ve köşklerin yakın çevreleri hariç, koruluğun doğal yapısı ve bitki örtüsüne çok fazla müdahale edilmemiştir.

Yıldız Sarayı ve Bahçesi'nin bulunduğu alanda geçmişte padişahların güzelliğe hayran olarak, çeşitli kasır, köşk ve çeşme gibi yapılar yaptırılmıştır. 19. yüzyılda sadece padişah ve yakın çevresinin kullanıldığı koruluk, II. Abdülhamid tarafından deniz kenarındaki yoldan itibaren günümüzde hala mevcut bulunan bir köprü ile Çırağan Sarayı'ndan yeni sarayı olan Yıldız Sarayı'na bağlatılmıştır. Bu dönemde bazı yabancı bahçıvan ve mimarların çalıştığı koruluk ve park, çeşitli düzenlemelerle son şeklini almıştır (Evyapan, 1974).

F. Sonuçlar

  • Hasbahçe'nin düzenlemesinde aksiyalitenin kesinlikle gözetilmediği görülmekte, bu özellik Yıldız Sarayı bahçesinin formel stilde düzenlenmiş Batı bahçelerinden ayıran en önemli özellik olarak karşımıza çıkmıştadır. Yapılan bahçeye doğru inen yolun yönü, ön kısmındaki gölün biçimlenmesi ve konumu bunu açıkça yansıtmaktadır.
  • Mimari elemanlar olarak Yıldız Sarayı bahçesinde heykellere pek yer verilmediği görülmektedir. Geçmişten günümüze ulaşabilmek bulunan vazo ve saksıların bazıları köşklerin girişlerinde kullanılmakta, ancak birçoğu da özellikle Hasbahçe'de alanın dağınık yerlerinde gelişi güzel olarak durmaktadırlar.
  • Mimari eleman olarak oldukça değerli olan gerek bu kameriyeler, gerekse de diğer donatı elemanlarının günümüzde bakımsızlık nedeniyle korozyona uğramış oldukları ve metal kısımlarının paslanarak, çürümüş oldukları görülmektedir.
  • Cumhuriyet döneminde Yıldız Saray Kompleksi 3'e bölünmüş ve deniz tarafındaki koruluk içindeki Çadır ve Malta Köşkleri ile birlikte İstanbul Belediyesi'ne verilmiştir. 1950 yılında da bu alan belediyenin almış olduğu kararla halka açılmıştır. Daha sonra yeterince bakılmayan alan, 1979 yılında TUNİNG tarafından ele alınmış ve içindeki köşkler onarılarak bütün alan çeşitli rekreasyonel faaliyetlere ve halkın kullanımına uygun hale getirilmiştir. Şimdi ise BELTUR taraından restaurant olarak işletilmektedir.
  • Yıldız Korusu, konumu ve özellikleri çeşitli işlevleri bünyesinde barındırmasından ötürü halkın özellikle yaz aylarında kullandığı bir rekreasyon alanıdır. TUNİNG'in çalışmaları ile bugün daha iyi durumda olan park, yoğun kent yaşamı içindeki insanlar için doğası ile de ilgi çekmektedir. Yıldız Korusun'da yer alan tarihi Malta Köşkü, yemek yemek için buraya gelen ziyaretçilere nezih bir ortam sunmaktadır. Ayrıca koruda yer alan Çadır Köşkü, kır kahveleri, oturma yerleri ve dinlenme alanları da kullanıcılara hizmet sunan diğer alanlardır. Bu alanların genel olarak yeşil alanlarla uyum içinde bulunduğu görülmektedir.

Kaynak;FAHRİ MUTLU.,2006, "Xıx. Yüzyıl osmanlı saray bahçelerinde batılılaşma'nın tasarıma etkilerinin Peyzaj tasarım ilkeleri açısından irdelenmesi",B.Ü.Fenbilimleri Enst. Yüksek Lisans Tezi, İSTANBUL


Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!
Yorum ekle

Yorum ekle

    • bowtiesmilelaughingblushsmileyrelaxedsmirk
      heart_eyeskissing_heartkissing_closed_eyesflushedrelievedsatisfiedgrin
      winkstuck_out_tongue_winking_eyestuck_out_tongue_closed_eyesgrinningkissingstuck_out_tonguesleeping
      worriedfrowninganguishedopen_mouthgrimacingconfusedhushed
      expressionlessunamusedsweat_smilesweatdisappointed_relievedwearypensive
      disappointedconfoundedfearfulcold_sweatperseverecrysob
      joyastonishedscreamtired_faceangryragetriumph
      sleepyyummasksunglassesdizzy_faceimpsmiling_imp
      neutral_faceno_mouthinnocent
Okunamayan kodu yenilemek için resmin üstüne tıklayınız