İSTANBUL SARAY BAHÇELERİNE ÖNERİLER

Bahçe sanatı tarihi süreç içinde farklı kavramlar çerçevesinde gelişme göstermiştir. Kültür, dinsel inançlar ve yaşam tarzındaki çeşitlilik direkt olarak bahçe sanatının ortaya çıkması ve gelişmesinde etkili olan öğeler olmuştur.

XVIII. yüzyılda Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi' nin Fransa' yi ziyareti sırasında gördüğü Versailles Sarayı bahçesinden etkilenerek izlenimlerini   İstanbul'  a ve padişaha taşıması sonucu gerçekleştirilmiş olan Sadabad Kasrı bahçesi ile ilk Batı bahçe stili etkileri görülmüş, Lale Devri'nden sonra Cumhuriyet' in ilanına kadar geçen zaman içinde ise, özellikle de III. Selim döneminde Bati etkisi aşırıcı derecede hissedilir olmuştur.

 

Geleneksel Osmanlı saray ve bahçeleri, bu devirde Batı'dan etkilenerek tek aşamada ve planlanarak yapılmaya başlanmışlardır. XIX..yüzyılda Dolmabahçe ve Beylerbeyi Sarayları bahçelerinde yapılan düzenlemeler ile Osmanlı bahçelerindeki sadelik, yerini gösteriş ve karmaşaya bırakmış, bahçede ayrıntılarda görülen ileri Rönesans ve Barok bahçe stili etkileri, bahçelerin büyük kısmını yaşanılır olmaktan çok, pencereden seyredilen dış mekanlara dönüştürmüştür. Bu nedenle, Osmanlı mimarisinde, bahçeyi oluşturan ana mekanlardan biri olan 'Avlu', 18. yüzyılın büyük ölçekli saraylarında gerçek anlamıyla tam olarak yerini alamamıştır.

Dolmabahçe Sarayı'n da olduğu gibi saray yapısının yanı başındaki formal stilde düzenlenmiş bahçe, Fransız Barok bahçesinin özelliğine uygun olarak bütün genişliğiyle gözler önüne serilmiştir. Beylerbeyi Sarayı'ndaki gibi setlemeler, eski Osmanlı bahçesindeki yumuşak ve alçak gönüllü niteliklerinden uzaklaşmış, İtalyan Toskan'ıyla, Fransız Barok görkemini birleştiren bir Avrupa etkisine girerek, Rönesans Bahçe stilini örnek teşkil edebilecek bir bahçe yapısı oluşturmuştur. Toskan bahçesindeki uzun merdiven dizileriyle ulaşılan bir ölçekte algılanır hale gelmiş olsa da, Osmanlı bahçesinde formel stildeki Batı etkisi, İstanbul gibi büyük kentlerdeki sayılı örneklerinin dışında, alçak gönüllü Osmanlı bahçesinin yumuşak yapısıyla birleşmiştir.

XIX. yy. saray bahçeleri genellikle formal düzen biçiminde kendini göstermiştir. Yıldız saray bahçelerindeki gibi, saray binası yanı başında formal düzen ile, uzaklaştıkça informal düzenin birlikte uygulandığına da rastlanmıştır. Ancak bu durumda formal düzenli kesim kısıtlı yaygınlıkta bulunduğundan, bahçe anlatımında çok sınırlı bir yeri vardır. Formal tutumun, aşırı olduğu ve tek başına uygulandığı Dolmabahçe ve Beylerbeyindeki durumlarda ise, bahçeyi içinde yaşanılırlıktan, pencereden seyredilecek bir tabloya dönüştürdüğü görülmüştür.

Türk bahçe kültüründe abartılmış ‘Natüralist' eğilim XIX. yy. sonu ile  XX.yy. başlarında görülmüştür. İstanbul'daki bir çok saray ve kasır bahçelerinin Rönesans ve Barok parter ve su öğeleri, yerlerini doğal biçimdeki düzenlemelere terk etmiştir. Türk Bahçe zevkinin fonksiyonel bir tarzı olan setli bahçelerde bir bir ortadan kalkmıştır. Yıldız Sarayı, Korusu ve Emirgan Korusunda da görüldüğü gibi geometrik yeşil parterler ve planda aksiyalite kaybolmuş, onların yerine İngiliz Bahçesi tarzında kavisli yollar, serbest ağaç grupları ve doğal çim alanları hakim olmuştur.

XIX. yüzyılın sonlarına doğru Natüralistlik anlatıma dayanan İngiliz bahçe stili Osmanlı bahçelerinde yerleşmeye başlamıştır. Sultan Abdülmecid dönemine gelindiğinde, bu yüzyılın başında hala bir dereceye kadar varlığından söz edebileceğimiz bahçe geleneğimizin karakteristiği artık iyice silinmeye başlamış, doğayı kopya etme özentisi adeta taşkınlık haline gelmiş ye bunun bir yansıması olan grotto motifleri hemen her bahçede yer almıştır.

Saray yapısının mimari stiline uygun olarak yaratılmaya çalışılan bahçelerde mimari yapı bahçenin uyumlu stili aynı şekilde korunmalıdır. Barok bahçe stili özelliklerine uygun olarak tasarlanmış Dolmabahçe Sarayı bahçesi, 2. Devir Rönesans bahçe stili özelliklerine uygun olarak tasarlanmış Beylerbeyi Sarayı bahçesi ve Natüralistlik bahçe stili özelliklerine uygun olarak tasarlanmış Yıldız Sarayı bahçesinde hep bu bahçe sanatlarının, izlerinin devam ettirilmeye, çalışılması öncelikli hedef olmalıdır

Saray bahçelerindeki mimari ünitelerden köşk, kameriye, limonluklar ve kuş kafesleri gibi yapılar belli aralıklarla bakım altına alınmalı, özellikle Yıldız Sarayı bahçesindeki dökme demir malzemeden yapılmış olan kameriyeler korozyona uğramaları önlenmelidir. Saray bahçelerindeki atıl durumda bulunan limonluklar onarılarak tekrardan aktif hale getirilebilir.

Saray bahçelerinin genelinde çiçekli ağaçlara ve çalılara pek fazla yer verilmemiş; renk daha çok yeşilin tonlarıyla, ağaçların yapraklarında meydana gelen mevsimsel değişimlerle sağlanmaya çalışılmıştır. Bunun yanı sıra su, çim, heykel ve çiçek parterleriyle de alanlar da renk yaratılmıştır. Dolmabahçe ve Beylerbeyi Sarayı bahçelerindeki geometrik ve formal stilde düzenlenmiş çiçek, parterlerindeki mevsimlik çiçeklerin seçiminde tek tür veya en fazla iki tür rengin bir arada kullanılmasına özel önem gösterilmiş olduğu dikkati çekmektedir. Çiçek tarhlarının geometrik formları da parterlerin çevresine ufak boylu şimşirler (Buxus sp.) dikilerek ortaya çıkarılmaya çalışıldığı görülmektedir. XIX. yüzyıl İstanbul saray bahçelerinde bu özellikler dikkate alınarak, yapılacak mevsimlik çiçek tarhları düzenlemelerinde hem geçmişte oluşturulmuş olan geometrik formlar korunmalı, hem de her bir tarhta yalnızca tek tip renk kullanılmasına dikkat edilmelidir.Dolmabahçe ve Beylerbeyi Sarayı bahçesindeki çiçek parterleri bu özellikle uygun tasarlanmışken, Natüralistlik bahçe stiline uygun olarak doğal formlarda tasarlanmış olan Yıldız Sarayı bahçelerinde ise daha çok içinde bulundukları kır ve ormanlık alanın özelliklerine uygun mevsimlik çiçek parterleri oluşturulmuştur. Bu sayede saray bahçesi, kır ve ormanlık alanın bir uzantısı olarak hissedilmiştir.

Ülkemizdeki tüm tarihi bahçelerin orijinalitelerine uygun bir şekilde korumasının ve bakımının yapılabilmesi için öncelikle bu bahçelere ait geçmiş dönem plan, fotoğraf ve gravürler detaylı olarak incelenmeli, bu çalışmaların ışığında alanların mimari ve bitkisel tüm tasarım özellikleri ortaya konularak kapsamlı ve gerçeğine uygun bir çalışma gerçekleştirilmelidir. Ancak bu şekilde gerçekleştirilecek çalışmalar sayesinde bahçelerin orijinal izleri korunup, yozlaştırılmadan gelecek nesillere aktarılabilir.

Osmanlı bahçesinin içinde 'katı kalıplardan uzak yaşanabilirlik' özelliği hiçbir zaman kaybolmamıştır. Etkisinde kalınan ve aktarılan Avrupa üslupları, Osmanlı saray ve köşk bahçelerini, bitkisel açıdan bakıldığında, İstanbul' un iklim koşulları nedeniyle tür yönünden fazlaca değişikliğe uğratmamıştır.

Özetlemek gerekirse, Türk bahçelerinde gerek Rönesans ve Barok formalizmi, gerek Uzakdoğu kaynaklı İngiliz Natüralizmi, geniş ölçüde uygulama bulamamıştır. Bunda Türk toplumunun yaşam biçimi, bahçe kültürü kadar, arazi yapısı ve iklim özelliklerinin etkisi olmuştur.  Her iki akımında uygulama alanı ancak İstanbul'da hükümdarların, devlet adamlarının, zengin soyluların sahip oldukları malikânelerin büyük bahçe ve korularında kısmen ve bir ‘Moda'yı aşmayan çapta kalmıştır. Saray ve kasırların dışında yalı ve köşk ve bahçelerinden özelikle boğazın iki yakasında bulunan ve günümüze kadar gelebilen örnekte, Türk bahçe kültürünün izlerini hala bulmak mümkündür. Aksiyal olmayan genel planları, birbirine birkaç basamak ile başlayan setleri, selsebil, çeşme ve havuz detaylarındaki sadeli ve boğaz peyzajının yeşil örtüsünde hakim olan yaprağını döken ulu ağaçların Servi, Çam, Sedir ve Erguvan türleri ile kombinasyonları, Türk Bahçe zevkini temsil eder.        

Sonuç olarak ülkenin her yönden sıkıntılar içinde olduğu günlerde üretilen XIX. yüzyıl Osmanlı Sarayları, Avrupa'dan alınan borç paralarla ve toplumun kültürüne yabancı üsluplarla yapılmış olsa da, o eserin kültürel mirasçısı olan bugünün insanına düşen görev, onu sanatsal ve kültürel bir değerlendirmeyle koruyup yaşatmaya çalışmak olmalı, bunu yaparken, XIX.yüzyıldan itibaren gelişen, giderek silinmeye başlayan Osmanlı bahçesi anlayışını yeniden canlandıracak planlama ve uygulama çalışmalarına başlanılmalı, Osmanlı bahçesinin nitelikleri üzerinde daha fazla durularak, çağdaş yorumlar getirilmelidir. Osmanlı mimarisinde ve çevre düzenlemelerinde, ortam koşulları ve gelenekler göz ardı edilerek, tepeden inme bir biçimde devam eden olumsuz anlamdaki taklitçilikten vazgeçilmelidir.

Kaynak;FAHRİ MUTLU,2006, "Xıx. Yüzyıl osmanlı saray bahçelerinde batılılaşma'nın tasarıma etkilerinin Peyzaj tasarım ilkeleri açısından irdelenmesi",B.Ü.Fenbilimleri Enst. Yüksek Lisans Tezi, İSTANBUL


Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!
Yorum ekle

Yorum ekle

    • bowtiesmilelaughingblushsmileyrelaxedsmirk
      heart_eyeskissing_heartkissing_closed_eyesflushedrelievedsatisfiedgrin
      winkstuck_out_tongue_winking_eyestuck_out_tongue_closed_eyesgrinningkissingstuck_out_tonguesleeping
      worriedfrowninganguishedopen_mouthgrimacingconfusedhushed
      expressionlessunamusedsweat_smilesweatdisappointed_relievedwearypensive
      disappointedconfoundedfearfulcold_sweatperseverecrysob
      joyastonishedscreamtired_faceangryragetriumph
      sleepyyummasksunglassesdizzy_faceimpsmiling_imp
      neutral_faceno_mouthinnocent
Okunamayan kodu yenilemek için resmin üstüne tıklayınız