İstanbul Büyükşehir Belediyesi, DSİ ile ortak çalışarak Melen Çayını İstanbula içme suyu olarak getiriyor. Hayırlı olsun. Güzel olur. Denize akmaktansa değerlenmiş olur.
Neden Sakarya değil de Melen! Çünkü Sakarya nehri hemen hemen geri dönülmez bir şekilde sanayi artıkları tarafından kirletildi de ondan. İnsan sağlığı açısından kullanılamayacak derecede kirletildi. Özellikle ağır metal kirlenmesinin mevcut olduğu biliniyor.
Dünya bize geçmişimizden bir miras değil geleceğimizin emanetidir. Emanete ihanet etmeyelim. Bütün insanlık alemi olarak ona sahip çıkalım. Karadeniz S.O.S. veriyor ve ölmek üzere... geçmişte 26 çeşit balık ticari olarak avlanırken şimdi altı çeşide indi. Sebebi küresel ısınma falan değil. KİRLENME! Avrupa'nın bütün pisliğini taşıyıp, Karadeniz'e döken Tuna Nehri gibi onlarca akarsu gece gündüz hiç durmadan Karadeniz'i kirletmeye devam etmektedir. Yakında bu gidişle istavrit'ten kefal'den başka balık bulamayacağız...
Düzce kalkınmada öncelikli iller arasına dahil edildi. Ve çok sayıda sanayi tesisi kuruldu. Bu tesisler kirli sularını sözüm ona arıtarak Efteni gölüne dökülen ve Melen çayına birleşen derelere bırakıyorlar. İlk önce zaten can çekişmekte olan Efteni gölü ölecek. Çünkü Düzce havzasının iki büyük çayı olan Küçük Melen ve Aksu Çayı ile birçok küçük dere birleşip efteni gölünü oluşturmaktadır. Efteni gölünden de melen çayı doğup Karadenize doğru akmaktadır. Dolayısıyla bu derelere verilen atık sular efteni gölüne dökülecek ordanda melen çayı olarak çıkacaktır.
Dolayısıyla da Melen çayı, sanayi artıklarıyla kirlenmiş olduğundan elden çıkacak, Melen suyu da yakında Sakarya nehrine dönecektir. Bunun olmaması için göstermelik organik tarım teşviklerinden sözde gübre ve ilaç kullanma sınırlandırmalarından vazgeçip, derhal ciddi ve radikal bir proje üretip uygulamaya geçmekten başka çare yoktur. Bunu bence demiyorum çünkü bunun bencesi yok. Aklın yolu birdir. Bu projede ancak bu atıkların kapalı borularda toplanıp Melen Çayı boyunca kenardan götürülüp arıtıldıktan sonra direk Karadeniz'in açıklarına bırakılmadıkça başarılı olamaz. Yani önce arıtılıp sonra dereye bırakma yöntemlerinin başarılı olması mümkün değildir. Çünkü bunun yüzde yüz denetlenmesi mümkün olmadığından, vicdanı elveren sanayiciler denetlenmenin yapılmadığı zamanlarda 3 kuruşa tenezzül ederek atıklarını yine derelere bırakacaklardır.
Bunu hem İstanbul halkına sağlıklı su sunma adına hemde efteni gölü ve melen havzasını korumak adına yapmalıyız. Aksi olursa hepimiz üzülür, oturur kaybettiklerimize ağlarız. Başkada bir şey yapamayız.
Türkiye'de tehdit altında olan sadece melen çayı olmayıp birçok akarsuyumuz aynı akibeti beklemektedir. İlgili ve yetkililere duyurulur.
Henüz iş işten geçmedi.
Selam ve dua ile...
Kenan ALBAYRAK
Zıraat Mühendisi
http://www.bahcesel.com/
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!