Aromaterapi yöntemleri eski zamanlardan günümüze gelen, Türkçemizde "koku tedavisi" anlamına gelen tedavi yöntemlerinden bir tanesidir. Aromaterapi; bitkilerin özünden distilasyon, sıkma gibi yöntemlerle elde edilen yağlarla yapılmaktadır.
Bu yazımızda aromaterapi yöntemini araştırdık ve aromaterapinin tarihini, nerelerde ve nasıl kullanıldığını, tıbbi ve psikolojik etkilerini belirten bilgileri siz okurlarımızla paylaşmak istedik.
Aromaterapi yöntemi ilk olarak eski Mısır uygarlıkları tarafından mumya yapımında kullanıldığı tespit edilmiştir; ayrıca bu yöntem yaklaşık olarak 6000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Aynı dönemde Çin uygarlığı ise tanrıya olan şükran simgesi olarak aromaterapi yağlarını ve bitkilerini kullanmışlardır.
Kokuları güzel ve çirkin olarak nitelendirir ve bunların aslını kokladığımızı zannederiz. Ancak bildiğimiz bütün kokular, burnumuzdaki koku merkezi aracılığı ile hissettiğimiz elektrik uyarılarından ibarettir.
Güzellik ve tedavi maksatlı kullanımı ise ilk olarak eski yunan medeniyetlerinde ortaya çıkmıştır. Banyo sonrası masaj tekniği ile kullanımını ise Roma imparatorluğu zamanında bulunmuştur. Eski Romalılar aromaterapi yağlarını eski Arap ve Hint medeniyetlerinden getirterek kullanabiliyorlardı. Şimdi kullanılan modern aromaterapinin günümüze uyarlanmış halini modern aromaterapinin babası olarak kabul edilen Dr. René-Mavrice Gattefossé ‘dur.
Aromaterapi yöntemleri unutulmaya yüz tutmuş bir koruyucu tedavi olsa da halen bilinmekte olan ve kabul edilen tedavi yöntemlerindendir.
Aromaterapide kullanılan yağlar; birçok bitkide bulunan verdikleri koku ile bitkiye karakteristik özellik kazandıran, bitkilerin çiçek, gövde, kabuk, yaprak, meyve, tohum, kök gibi kısımlarından farklı yöntemlerle elde edilen kimyasal sıvıları yani bitkinin özsuyu, yağlarıdır. Ayrıca bu yağlar uçucu ve sabit yağ olmak üzere ikiye ayrılır.
Bitkisel yağlar bitkilerin özünü oluştururlar ve her zaman yağ içermezler. Bitkisel yağlar yanıcı olup alkol ve sabun içinde kolayca erirken su içinde ancak %20'ye kadar erimektedir.
Aromaterapik yağlar, tıbbi bitkilerinin bir yönü olarak düşünülebilir fakat tam manasıyla bu doğru değildir. Bitki yağları bitkilerin tıbbi etkisinden daha kuvvetli etki gösterirler. Buna örnek verecek olsak bir ton gül petalinden 250 g. Gül yağı çıkarıldığını gösterebiliriz. Fakat bu kuvvetli etkiye sahip olmasına rağmen pek çok aktif maddeyi de
İçermezler. Bu nedenle tıbbi bitki olarak kullanılan etkisi aromaterapide kullanılan yağın arasındaki farklılık yadırganamaz.
Aromaterapik uygulamalar ruh ve beden sağlığının her ikisini de dengede olmasını amaçlar ve beden ve zihin uyarıcılığını kendi kendine desteklemesi ve tedavi etmesi gerçekliğine dayanır. Aromaterapide kullanılması gereken yöntemler ve materyaller doğru ve amacına uygun uygulanılırsa zararsızdır ve tedavi amaçlıdır. Buna özetle bazı bitkilerin özünde, kimyasal bileşiğinde yani bitki yağında zehirlerinde bulunduğu unutulmamalıdır. Buna örnek olarak okaliptus bitkisinin yağındaki zehir gösterilebilir ve az miktarda olsa ağızdan kullanımda ölüme kadar oluşacak kötü sonuçların olabileceği söylenebilir.
Bu nedenle zararsız gibi görünebilen ve hoş kokusuna kapılıp bilinçsizce kullanımlarda var olan bazı hastalıklara karşı ters bir etki oluşturabilir. Örneğin tansiyon düşüklüğü veya yüksekliği, hamilelerde düşük tehlikesi, ciltte tahriş, kimyasal ilaçlarla beraber kullanımlarda ters etkileşim reaksiyonu oluşturma gibi pek çok kötü sonuçla karşı karşıya kalınabilir ve bunlara çok dikkat edilmelidir. Bu nedenle genel anlamıyla aşağıda belirtilen birkaç unsur dikkate alınarak bir uzman tarafından kontrol altında kullanılması önemle tavsiye edilir.
Dikkat edilecek hususlar:
- ü Hamilelik ve çocuklarda kullanımlar
- ü Bazı yağlar tahriş edicidir bu nedenle cilde uygulanırken dikkat edilmelidir.
- ü Organizmada tehlike unsuru olabileceğini özellikle karaciğer hastaları unutmamalıdır.
- ü Alerji hastaları materyallere karşı bir tepkimesi olup olmadığını araştırmalıdır.
- ü Asla gözlere uygulanmamalıdır.
- ü Preparatlar damaklı ve zarar görmeyecek şişelerde muhafaza edilmelidir ve çocuklardan uzak tutulmalıdır.
- ü Bergamot, greyfurt, limon, ağaç kavunu, portakal, turunç ve melekotu gibi yağlar güneşe karşı duyarlılık (fotosensivite) etkisi olduğu için duyarlılığı artırma riski oluşturur. Bu nedenle güneşte veya solaryumda kullanılamaz.
- ü Şeker hastaları okaliptus, ıtır, limon yağları kullanmamalıdır.
- ü Epilepsi (sara) hastaları okaliptus, rezene, kekik yağlarından kullanmamalıdırlar.
- ü Biberiye yağı yüksek tansiyona iyi gelmez.
- ü Karanfil, fesleğen, yalancı mirha, ardıç, biberiye, tatlı mercangüç, oğulotu, adaçayı, rezene, anason, servi, yasemin, hardal, karaturp, İngiliz nanesi, kekik gibi bitki yağlarını kesinlikle hamileler kullanmamalıdır.
- ü Havuç tohumu, tarçın, anason, Hint limonu, karanfil, kekik ve kafur benzeri yağlar seyreltilmeden saf olarak kullanılmamalıdır.
- ü Yüze uygulanmaması gereken yağlardan bazıları tarçın ve karanfil yağlarıdır.
- ü Ast içeren yağlar ciltte uygulanmamalıdır.
- ü Ateşli hastalıklar, deri ve eklem iltihapları, bilinmeyen kaşıntı ve kızarıklıklar, ödem ve şişmeler, bilinmeyenli iltihaplı yaralar, sporcu yaraları(yaralanmaları), burkulma, kas yırtılması, bağ dokusu zedelenmeleri, kemikler, kırıklar, açık yara ve yanıklar, varisler, kanser türleri, ameliyat sonrası tedavi maksatlı olarak aromaterapi uygulama yöntemleri uygulanmamalıdır.
Aromaterapi yöntemleri sadece tıbbi tedavi etki gösteren bir özelliği yoktur. Ne kadar tedavi amaçlanmış olsa da psikolojik etkide göster bir yöntemdir. Bu terapi yöntemi hastalık tedavileri yanı sıra vücutta, saç bakımında, banyoda, güzel kokulu ortam oluşturmada ki bunlar oda, salon, tuvalet, araba gibi kapalı mekanlar için gibi farklı amaçlıda kullanılabilir.
Psikolojik etki gösteren aromaterapik bitki yağlarına örnek olarak bir kaçı şunlardır:
- Ø Melekotu: Heyecan ve stresi azaltır.
- Ø Anason: Canlılık verir.
- Ø Defne: Yatıştırıcıdır.
- Ø Asilbent: Yatıştırıcı ve sakinleştirici, yalnızlık hissinden uzaklaştırıcıdır.
- Ø Bergamot: Hayal kırıklığı için teskin edici ve rahatlatıcıdır.
- Ø Huş: Dinç ve canlılık içindir.
- Ø Kajuput: Zihinsel ve duygusal durgunluk içindir.
- Ø Sedir: Gerilimler içindir ayrıca meditasyon aracıdır.
- Ø Citronella: Depresyon içindir.
- Ø Clary tohumu: Zihinsel olarak ağır çalışan kişilerin zihinsel yorgunluğunu, klostrofobi(dar alanda kalma korkusu) heyecan, panik, karmaşık duygular hissi için çabuk ve olumlu etki gösterir.
- Ø Okaliptus: Zihin açıklığına ve konsantrasyon bozukluğuna iyi gelir. Enerji dengesizliğinde kullanılır.
- Ø Galbanum: değişken modları olan insanlar için dengeleyici etki gösteren bitki yağıdır.
Aromaterapinin tıbbi açıdan tedavi edici özelliği olduğunu herkesçe bilinmektedir. Ve gerekli uzmanlar tarafından hastalara uygulanmaktadır. Birçok hasta bu yöntemlerin tabiî ki doktor kontrolünde kendi tedavisi için uygun olacağını ve fayda göstereceğini inanmakta ve tedavisini görmektedir.
Aşağıda hangi bitki yağının nasıl bir tıbbi etki göstereceği hakkında bilgiler sunulmaktadır.
ANASON YAĞI: Anason bitkisi maydanozgiller familyasından gelen bir bitkidir. Bu bitkiden distilasyon yöntemiyle yağ çıkarılmaktadır. Yağın içerisinde etken madde olarak özellikle anethol maddesi bulunmaktadır. Bu tıbbi bitki yağının tedavide kullanılma amaçları şunlardır: Uyarıcı salgı bezlerinin düzenli çalışması, kalp basıncı desteklenmesi, nefes alış verişi, enfeksiyonlara karşı bağışıklık sistemimizin düzenli çalışması, sinirsel hücrelerimizin verimli olması, sinirsel migren, sindirim sistemi uyarılması, karın ağrısı, adet sancısı, sindirim sistemi tıkanıklıklarında, öksürük, boğmaca, astım bronşit, kan dolaşımı, iktidarsızlık, iştahsızlık, gaz çıkarma, bağırsak parazitine karşı, boğaz ağrısı, uykusuzluk, anne sütü azalması durumlarında etken bir drogdur. Haricen anason yağı kullanımında; sarkmış göğüs ve vücudun diğer deforme olmuş bölgelerinde masaj yolu ile başarıyla kullanılır. Dahilen kullanımda günde on damladan fazlası uyku ve uyuşukluk verir, Yağı dahilen alıp araç ve iş makinesi kullanmak sakıncalıdır. Ayrıca birçok kaynakta düşük riskine karşı hamilelerin kullanması yasaklanmıştır.
ARDIÇ KATRANI: Trakya bölgesinde yetişen Orta Avrupa kökenli bir bitkidir. Bu bitkinin etken maddeleri; glikoz, sakaroz, reçineli bileşikler, organik asitler, acı madde içermektedir. Tıbbi etkileri; dinçlik verir, sindirim sistemi ni temizler, ter ve idrar söktürücü, soğuk algınlığı, damar sertliği, romatizmaya karşı masaj yapılabilir. Dahilen günde altı damladan fazla kullanılmamalıdır. Fazla kullanımda böbrekleri tahriş eder.
ACI BADEM YAĞI: Badem gülgiller familyasından gelen ve olgun acı tohumların sıkılması yöntemiyle elde edilen sabit bir yağdır. Bitki yağının içerisinde amilgadin (glikoz) bulunmaktadır. Bu acı badem bitkisinin meyvelerinde zehirli bir bileşik bulunmaktadır. Bu bileşik siyanhidriktir ve oluşumu bilgikozitin parçalanmasıyla meydana gelir. Bu zehirli maddenin varlığından dolayı bu bitkinin ve bitki yağının kullanılması konusunda çok dikkat edilmelidir. Bitki meyve olarak 8 adet, yağ olarak 10 damladan fazla kullanımlarda zehirlenme vakaları görülebilir. Bitki yağı dâhilen kullanılışında; öksürük kesici, kurt düşürücü, yumuşatıcı ve şeker düşürücüdür. Yağ haricen kullanımlarda masaj uygulaması olarak stres ve yorgunluk için kullanılabilir. İyi bir cilt bakım ürünü olarak da kullanılmaktadır. Çocuklardan uzak tutulmalıdır.
TATLI BADEM YAĞI: Bu bitki acı badem gibi gülgiller familyasındandır ve genel olarak kuru yemiş şeklinde tüketilir. Tatlı badem yağı dolgun meyvelerin soğuk sıkma yönteminin uygulanmasıyla elde edilir. Ceviz tadında, hafif kokulu, sarı renkte olan sabit bir yağdır. Bu yağ tüm sindirim sisteminde ki tahriş edici unsurların giderilmesinde, öksürük, yüksek ateş, idrar söktürücü olarak dâhilen kullanılabilinir. Haricen kullanımlarda ise; pişik, yanık, tahriş, kaşıntı gibi rahatsızlıklarda kullanılabilir. Ayrıca saç ve cilt için çok faydalıdır.
BİBERİYE YAĞI: Bu bitki ballıbabagiller familyasındandır. Yağ bitkiden distilasyon yöntemiyle çıkarılmaktadır ve yağın bileşiminde kanfen, pinen, sineol, kâfurun, borneol, bornilesetat maddeleri bulunmaktadır. Özelliği olarak antiseptik oluşudur. Dâhilen iyi geldiği rahatsızlıklar; romatizmal hastalıklar, gut, kansızlık, idrara çıkamama, sindirim yolu taşları, astım, kalp çarpıntısı, salgı bezleri çalışması, karaciğer, kurt düşürücü, depresyon, sürmenaj, uykusuzluk sinirsel migren, ağız diş sağlığı gibi birçok hastalığa karşı olumlu tedavi edici özellik gösteren bir drogdur. Haricen olarak; ezikler, bereler, burkulmalar, mikrobik durumlarda kullanılır ve ayrıca bu yağda cilt temizlik ve bakımı olarak çok iyi bir üründür.
BERGAMUT ESANSI: Sedefotugiller familyasından olup portakal ve limon arasında yabani bir meyvedir. Meyvenin taze kabuklarından sıkma yöntemiyle uçucu yağ çıkarılmakta ve bu yağa esans denmektedir. Portakal ve limonun yağlarının yerine de kullanılabildiği gibi hoş koku veren esans olarak da kullanılabilir.
CEVİZ YAĞI: Cevizgiller familyasından bir bitkidir. Ceviz ağacının meyvesinin iç kısımlarındaki zardır. Yağ, oran olarak %70 civarındadır ve sabit yağdır. Önce soğukta daha sonra sıcakta sıkılması yöntemiyle elde edilmektedir. Karakteristik özellik olarak acık sarı renginde tatlımsı lezzette olan bir drogdur. İçerisindeki kimyasal maddeler; B vitamini, protein, sindirilebilir şekerdir. Bu bitkisel yağın dâhilen tedavide kullanılma özellikleri şöyle sıralanmaktadır; kanı temizlemede, kanama durumlarında, kılcal damarları sıkıştırarak kanamaları durdurmada, basuru rahatlatmada, peklik hastalığında, dizanteride, fazla regl kanamalarında, ülserde kurt düşürmede, iç iltihapta, safra salgılanmasına karşı kullanılabilir. Haricen ise; yaralarda, kesiklerde, mikrobik durumlarda, apselerde, saç dökülmesinde, sinir sistemi ve adale gevşemelerinde kullanıldığında faydası görülmektedir. Bazı literatürlerde bu bitkinin şeker hastalarına tedavi edici özelliği olduğu belirtilmektedir fakat bazılarına göre çok şekerli olduğu belirtilerek sakıncalı olabileceği söylenmektedir. Bu nedenle şeker hastalarının uzman doktor kontrolünde kullanması önemle tavsiye edilir.
ÇAM TEREBENTİN ESANSI: Bu drog çam terebentin veya ağaçtan alınmak üzere distilasyon yöntemiyle elde edilen bir yağdır. Bu yağın karakteristik özelliği; güzel kokulu, renksiz, yakıcı lezzette bir yağdır. Kimyasal maddesi pinendir. Haricen kullanılır. Ağrı kesicidir, ciltte kan dolaşımını hızlandırır, saçta faydası çoktur. Kepeklenmede, saç dökülmesinde, saç kırılmasında, mat görünümünde fayda sağladığı gibi birkaç şekilde buna örnek verilebilir. Şampuana karıştırılarak kullanılabilir.
ÇÖREKOTU YAĞI: Düğün çiçekgillerden bir bitkidir. Kimyasal maddeleri; %35-15 oranında sabit yağ bulunur. Bunun yanında uçucu yağ, saponinler ve acı madde bulunur ve bu yağ sıkma yöntemi ile elde edilir. Tedavi edici özellikleri; gaz söktürücü, iştah açıcı, baş ağrılarında, süt arttırmada, idrar arttırmada, regl söktürücü olarak çok faydalı bir drogdur. Haricen kullanımda; vücuda dinçlik verir, mide ve bağırsak gazlarını söktürür, sivilceleri geçirir. Ayrıca saç bakımında çok faydalı bir üründür.
HİNT YAĞI: Hint yağı bitkisi anavatanı Hindistan olmak üzere sütleğengiller familyasından bir bitkidir. Ayrıca yurdumuzun güneydoğu bölgesinde de görülmektedir. Hint yağı, bitkinin tohumlarından soğukta sıkma ve temizleme yöntemiyle çıkarılan sabit bir yağdır. Kimyasal maddesi ricinoelikasittir. Bu bitkisel yağ iyi bir müshildir ve içerisindeki etken maddesinden dolayı ağrı yapmaz. Ayrıca haricen kullanımlarda ise saç kıran ve saç dökülmelerine de faydalı bir drogdur.
KAKAO YAĞI: Kakao tropik ağaç tohumlarıdır. İki çeneliler sınıfının sterculiaceae familyasındandır. Kakao yağı, tohumlarından daha fazla tedavide etki göstermektedir. İçerisinde teobramin adı verilen alkoloid maddesi vardır ve kakao yağı kakao tohumlarından çıkarılmaktadır. Tedavide göstermiş olduğu faydaları; iştah açıcı, uyarıcı, kuvvet verici, idrar söktürücü, vücuttaki toksinlerin (zehirlerin) atılmasına yardımcı, böbrek iltihaplarında kullanılmasıdır. Haricen havuç yağı, menekşe yağı ile karıştırılarak yazın kullanılabilecek iyi bir bronzlaştırıcı olabilir. Bunlar haricinde basur memelerinde, kadınlarda oluşan meme ve karın çatlaklarında da kullanılabilecek ürünlerdendir. Kakao yağı çıkarılan bitkisel yağlar içerisinde tek katı yağ olma özelliğini taşıyan bir drogdur. Bu nedenle şişesi ile birlikte sıcak suda eritilerek kullanılması uygun olacaktır. Kakao yağının içerinde ayrıca kafein maddesi bulunmaktadır bu sebeple dâhilen kullanımlarda 10 cc' den fazla kullanılması çarpıntı oluşturabilecek sebeplerdendir.
KETEN YAĞI: Keten bitkisi Limum usitatissimum familyasındadır. Bu bitkinin yağı sıkma yöntemi ile çıkarılmaktadır. Bu bitki yağının ne kadar keten yağı olarak bilinse de aynı zamanda bezir yağı olarak da bilinmektedir. Keten yağında doymamış yağ asitleri bulunmaktadır. Tedavide kullanılma amaçları ise; akciğer hastaları, bronşit, soğuk algınlıklarında, kronik öksürükte, kabızlıkta lavman olarak kullanılmasıdır. Haricen kullanımlarda dolama, çıban, köpek memesi gibi hastalıklarda kullanılabilir.
LAVANTA YAĞI: Ülkemizde bolca yetişen ballıbabagiller familyasından olan bir bitkidir. Yağ genel olarak kozmetik olarak (esans, banyo yağı) kullanılmaktadır. Lavanta yağı cilde sürüldüğünde ateş düşürücüdür ayrıca kokusu uyarıcı özellik gösterir.
DEFNE YAĞI: Defne ağacı defnegiller familyasından olan ve her mevsim yeşil görünümünü koruyan güzel kokulu bir bitkidir. Defne ağacından çıkarılan defne yağı uçucu bir yağdır. İçerisinde %35-50 arasında sineol maddesi bulunmaktadır. Defne antiseptik bir drogdur ve birçok hastalığa faydası bulunmaktadır. Bunlardan birkaçı şöyledir; dâhilen kullanımlarda baş ağrısında, nefes darlığı, öksürük, yel, karın ağrısı, romatizma, mesanede oluşan hastalıklarda kullanılabilen ve başarılı sonuçlar alınan bir drogdur. Haricen kullanımlar da ise; romatizma, adale ağrılarında, mantar gibi rahatsızlıklarda kullanılabilir. Önemle dikkat edilmesi gereken ise hamilelerin kullanmaması gerektiğidir.
KANTARON YAĞI: ülkemizde çokça bulunan ve gentiyangiller familyasından bulunan bir bitkidir. İçerisinde uçucu yağ, rezin ve glikozitler bulunan bir drogdur. Kantaron bitkisinden emiştirme yöntemi ile kantaron yağı elde edilmektedir. İyileştirici özellik gösterdiği başlıca hastalıklar; mide ülseri, gastrit, karaciğer, bağırsak asalakları, sindirim sistemi uyarılması, ateş düşürücü, idrar söktürücü, tükürük bezlerinin çalışması, dinçleşme, mikroplara karşı savunma mekanizmamız olan alyuvarların arttırılmasında kullanılan bir drogdur. Yan etki olarak 10 cc' den fazla kullanımlarda kusturucu özellik gösterebilir. Bu nedenle dikkatli kullanılması uygun olur.
KARABİBER YAĞI: Karabiber bitkisi; iki çeneliler sınıfından karabibergiller familyasından olan bir bitkidir. Karabiber yağı uçucu bir yağdır ve içerisinde piperin maddesi bulunmaktadır. Türk mutfağında baş baharatlardan olarak bilinen ve kullanılan bu bitkinin yağı da birçok hastalığa iyileştirici etki göstermektedir. Bunlardan bazıları; hazmı kolaylaştırır, sindirim sistemindeki mikropların temizlenmesinde yardımcı olur, afrodizyak etki gösterir, sinir sistemine, şeker hastalığına, gaz çıkarmada, iştah açmada gibi hastalıklarda faydası görülmektedir. Haricen kullanımda romatizma, yel, adale ağrılarında kullanılabilir. Önemle dikkat edilmesi gerekenler ise; ülser, gastrit, basur, egzama, damar sertliği ve kalın bağırsak iltihabı olan hastaların kullanmaması gerektiğidir.
KARANFİL YAĞI: Karanfil bitkisi tropikal iklimi olan bölgelerde yetişen ve mersingiller familyasının bir çeşidi olan bir bitkidir. Karanfil yağı; karanfil tomurcuklarından su buharı distilasyonu ile çıkarılan bir drogdur. Kimyasal içeriği hidrokarbür, eugenol, salisikasit, karyofilin maddeleridir. Kuvvetli bir antiseptiktir. Dâhilen kullanımlarda ağrı kesici, hazım kolaylaştırıcı, koku giderici, iştah açıcı, afrodizyak etkili, ishal kesici, doğum kolaylaştırıcı olarak kullanılır.
OKALİPTÜS YAĞI: Okaliptüs ağacının anavatanı Avustralya'dır. Ülkemizde ise güney bölgelerinde çokça bulunmaktadır ve 160 çeşidi vardır. Okaliptüs yağı; okaliptüs ağacının taze yapraklarından distilasyon yöntemiyle çıkarılmaktadır. Bu bitki yağının içerisinde okaliptol (sineol) maddesi bulunmaktadır. İyi bir antiseptiktir. Tedavide kullanılma amaçları başlıca söyle sıralanmaktadır; solunum yolları, astım, bronşit, anjin, nezle, grip, soğuk algınlığı, sindirim sistemi sorunları, diş eti, ağız içi hastalıkları, burun iltihapları, döl yatağı hastalıkları, basur memeleri, yüksek ateş, sıtma, verem, halsizlik, nefes darlığı, şeker hastalığı, balgam söktürücü gibi rahatsızlıklarda günde 3-5 damla olmak koşulu ile kullanılabilir. Adale kanamalarında masaj yoluyla, nefes darlığı ve solunum rahatsızlıklarında tütsüleme yoluyla kullanılabilir. Dikkat edilmesi gerekenler ise; baş ağrısı, baş dönmesi gibi şikâyetler olursa kullanımı kesilmelidir ve önerilen dozdan daha fazla kullanılmamalıdır.
PORTAKAL YAĞI: Turunçgiller familyasına ait portakal ağacının meyvesi olan portakal; meyvenin kabuklarından sıkma yöntemi ile uçucu yağı çıkarılmaktadır. Bu drog dâhilen damar sertliği, felç riski, soğuk algınlığı, nezle, grip, yorgunluk, sinir bozukluğu, hazımsızlık, kansızlık, karaciğer tembelliği, safra artırmada, ateşlenmede, şeker hastalığı ve kilo verme gibi hastalıklarda kullanılmakta ve iyi sonuç verdiği bilinmektedir. Haricen fazla yağlı ciltlerde kozmetik ürün olarak iyi bir bakım ürünüdür. Dikkat edilmesi gereken mide rahatsızlığı olanlar kullanmamalıdır.
REZENE YAĞI: Rezene bitkisi ülkemizde Ege ve Akdeniz bölgelerinde profesyonelce yetiştirilen bir bitkidir ve maydanozgiller familyasındandır. Uçucu yağ ihtiva eder ve distilasyon yöntemiyle yağı elde edilir. Kullanılma amaçları başlıca şöyle sıralanmaktadır; sindirim kolaylaştırıcı, bağırsak yumuşatıcı, gaz çıkartıcı, regl (adet) kanamalarını düzenleyici, süt arttırıcıdır. İçerisinde bulunan glaktojen maddesinin etkisinden dolayı meme şişkinliklerine, güçlenmede, iştah açmada, kurt düşürmede, uykusuzlukta, sakinleşmede, boğmaca ve astım nöbetlerinde, sakinleştirici olarak kullanılabilir. Bunlar dâhilen kullanımlar içindir, haricen kullanımlarda göğüs tıkanıklıkları, karın ağrıları gibi şikâyetlerde kullanılabilir. Hamilelerin kullanması sakıncalı olabilmesinden dolayı kullanmaması daha uygun olabilir.
SARIMSAK YAĞI: Anavatanı Orta Asya olarak tahmin edilen ve zambakgiller familyasından olan ve Türk mutfağının vazgeçilmezi olarak düşünüldüğü için Türk mutfağı ile bütünleşen bir bitkidir. Antiseptik ve çok faydalı bir drogdur. Faydalarından bazıları şöyle sıralanabilir; Parazit dökücü, idrar söktürücü, zehirlenmelerde, astımda, sarılıkta, diş hastalıklarında, romatizmada, afrodizyak, şeker hastalığı, tansiyon, bağırsakta oluşacak hastalıkların düzenlenmesinde ve tehlikeli bakterilerin üremesini engelleyici, organizmayı destekleyici, karaciğerde, tiroit, böbrek üstü ve tüm salgı bezlerinin iyi çalışmasına, gut, siyatik, baş dönmesi, kulak uğuldaması, glikoz miktarının dengelenmesi, kan dolaşımı, enfarktüs, beyin kanamalarına karşı tansiyonu düşürücü etki gösterir. Damar sertliğinin, kolesterolün olması gerektiği değeri ayarlar. Oksijen taşıyan alyuvarları korur. Haricen kullanımlarda asalakları öldürür. Bel üzerine masaj yapıldığında afrodizyak etkisi vardır. Ayrıca saç kıranda sorunlu bölgeye sürülerek kullanılabilir.
MENEKŞE YAĞI: Menekşe bitkisi baklagiller familyasından güzel çiçekli bir bitkidir. Menekşe yağı distilasyon yöntemiyle elde edilir ve elde edilen yağın özelliği uçucu yağdır. Dâhilen kullanımı tavsiye edilmemektedir. Haricen kullanım; cilt rahatsızlıkları, egzama ve uyuzda kullanılır. Güzel koku verir, kozmetik ve banyoda da kullanılır.
YABANİ GÜL YAĞI: Gülgiller familyasından olup alışılmış bildiğimiz gül yağı gibi üretilmez. Yabani gül yağının diğer bir adı tıbbi gül yağıdır. Yabani gül yağı; emiştirme yöntemi ile elde edilir. Cilde, ishale faydalı olan bu yağ dâhilen değil sürülerek kullanılır.
KEKİK YAĞI: Ülkemizde kırk kadar çeşidi olan iki çeneliler sınıfından ballıbabagiller familyasından olan ve mutfağımızda özellikle de et yemeklerinde önde gelen baharatlardan olan bir bitkidir. Kekik bitkisinden distilasyon yöntemiyle uçucu yağı çıkarılmaktadır. Kimyasal içerik olarak timol ve kavrakol maddeleri bulunmaktadır. Kekik yağının bitkisindeki tıbbi etkiler kadar yağının da birçok rahatsızlığa faydası vardır. Astım kasılmaları, bağırsak ve karaciğer iltihaplanmalarında, regl (adet) düzensizlikleri, sinir yatıştırıcı, grip, nezle, uykusuzluk, sinirsel migren, kulak uğuldaması, baş dönmesi, spazm, boğmaca, öksürük, çarpıntı, şeker hastalığı, mide krampları, damar tıkanıklıkları, böbrek ve idrar kesesi hastalıkları, romatizma, gut, yorgunluk, kuvvetsizlik, kurt, havadaki bakterilerin dezenfekte edilmesi, organizma içerisindeki zararlı mikropların yok edilmesi, tifo, verem, kolesterol, yağ eritme, aşırı kilo almaya karşı kullanmalarda kesme şeker üzerine 6-7 damla damlatılarak günde iki kez kullanılabilir. Bunların dışında haricen kullanımlarda; iyi bir antiseptik olduğu için yaralarda, apselerde, ezilmelerde, burkulmalar, berelenmelerde ve asalak kaynaklı deri hastalıklarında tedavi edici özelliği bulunmakta ve bu konuda başarılı sonuçlar alınmaktadır. Bu drog yüksek tansiyon, guatr ve hamileler için uygun olmayacağında bu tür hastalığı olanlar kullanmamalıdır.
NANE YAĞI: Nane bitkisi ballıbabagiller familyasından yine Türk mutfağında çokça kullanılan baharatlardandır. Nane bitkisinden distilasyon yöntemiyle çıkarılan uçucu yağ; kimyasal içerik olarak mentol, menton, mentofuran maddeleri bulunmaktadır. Mentol sayesinde mikrop atıcı özelliğe sahiptir ve hafif antiseptiktir. Afrodizyak etkisinin de olduğu bilinmektedir. Mide bulantısı, kusma, kolit, idrar yolu rahatsızlıkları, regl (adet) sancıları, yüksek ateş, mide ağrısı, bölgesel şişlik, sarılık, göğüs hastalıkları, nefes darlığı, sinir sistemi yatıştırıcı, gaz söktürücü, karaciğer ve pankreasın düzenli çalışmasını sağlamada, öksürük, astım bronşit, baş ağrısı, uykusuzluk, daralma gibi rahatsızlık durumlarında günde 5-10 damla kullanılmasıyla tedavi edici etkisi görülür. Haricen kullanımlarda gut, romatizma, kesik, yaralar, berelenmeler ve iltihaplı yaralarda drogu sürülerek veya masaj yolu ile uygulama yapılabilir. Bunların dışında diş eti, ağız sağlığı ve ağız kokusu için gargara şeklinde uygulanabilir.
LİMON YAĞI: Limon ülkemizde çokça yetişen ve mutfağımızda bolca kullanılan limon ağacının meyvesidir. Limon yağı meyvenin kabuklarının sıkılması yöntemiyle elde edilir. Kimyasal içeriği limonen ve citral maddeleri bulunur. Ateş ve tansiyon düşürmede, damar sertliğinde, romatizmada, nezlede, gripte, bağırsakta, idrar yolları mikroplarında, gıda zehirlenmelerinde, idrar sökme zorluğunda, böbrek ve mesanede kum ve taşlarının düşürülmesinde, cildin güzelleştirilmesinde, aşırı yağlı ciltlerde oluşan sivilcelerde, karaciğer hastalıklarında, diş beyazlatılmasında, skorbüt, boğaz ve bademcik iltihabında, ishalde, kansızlıkta, regl (adet) kanamalarında, nasır, baş ağrısı, vücut ağrılarında, kullanılan tedavi edici bir drogdur. Regl (adet) döneminde az kanamalı bayanların kullanmaması daha uygun olur.
OĞUL OTU (MELİSA) YAĞI: Melisa bitkisi ballıbabagiller familyasındandır ve distilasyon yöntemiyle uçucu yağı çıkarılmaktadır. Bu drog kalp kuvvetlendirici, destekleyici ve çarpıntı kesici özellikleri nedeni ile tam bir kalp dostudur. Bu bitki tüm yaşamsal organların desteklenmesi, iç açıcı olması, sinir bozukluklarına bağlı spazmları çözücü, baş ağrısı, bellek kaybı, uyarıcı, melankoliklere karşı, menopoz, bunalım, depresyon, kasılmalar, kulak uğuldaması, bayılma, sinirsel yorgunluk, migren, tik, karın ağrısı, diş ve kulak ağrısı, regl (adet) düzensizlikleri gibi hastalıklarda günde iki kez 3-4 damla kullanılabilir. Haricen kullanımlarda nevralji, romatizma, burkulma, berelenmeler ve ezilmelerde masaj yöntemiyle uygulanabilir.
PELESEK YAĞI (BALSAM): Antil adalarında yetişen küçük çiçekleri olan bir ağaçtır. Ağacın gövdesinden yaralama yöntemiyle yağı elde edilir. Mide hastalıklarına faydası olan bir drogdur. Ayrıca kabızlıkta, idrar söktürmede, sıtmada, frengide, sarılık gibi hastalıklarda kullanılır. Haricen olarak kulunç, romatizma, adale ve kemik ağrılarında masaj uygulaması yöntemiyle faydası görülebilir.
SUSAM YAĞI: Susamgiller familyasından olan bir bitkidir. Bitkinin tohumları çok yağlıdır ve sıkma yöntemiyle içerisindeki sabit yağı elde edilir. Kimyasal içeriği; oleik, stearik, palmitik, linoleik, asitleri taşır. Susam bitkisinin yağı dahilen kullanımlarda; safra taşlarının düşürülmesinde, karaciğer rahatsızlıklarında, kabızlık ve karın ağrısında, afrodizyak etki etmesinde, nefes darlığı ve bronşitte olumlu tıbbi etkileri görülmektedir. Ayrıca iyi bir masaj yağıdır.
Rahatlatıcı, Canlandırıcı ve Uykusuzluk için Aromaterapi Cep Yağları Tarifleri
RAHATLATICI CEP YAĞI:
Materyaller; (1 küçük şişe için) kapaklı 10-15ml koyu renkli cam şişe, jojoba yağı
Hazırlanışı: Şişeye jojoba yağı konur; gül, alman papatyası, lavanta esanslarından bir tanesi seçilip 10 damla konulan jojoba yağının üzerine eklenir.
Kullanılışı: Hazırlanan preparatlar bileklere birer damla damlatılarak masaj yöntemiyle veya birbirine sürterek kullanılabilir.
Uyarı: Yapılan uygulamalardan sonra ciltte kaşınt
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!