Bitkisel Üretimi sınırlayan, hastalık, zararlı ve yabancı otların zararından bitkileri korumak; bu yolla tarımsal üretimi arttırmak ve kalitesini yükseltmek amacıyla yapılan tüm işlemlere Bitki koruma veya başka bir deyişle Zirai Mücadele denir. Hastalık, zararlı ve yabancı otların neden olduğu ürün kayıplarının en aza indirilmesi zorunluluğu vardır.
Farklı ekolojik bölgelere ve buna bağlı olarak çok zengin bir bitki çeşidine sahip olan ülkemizde ekonomik değere sahip 60'ın üzerinde kültür bitkisi yetiştirilmektedir. Bu bitkilerde ekonomik olarak zarar yapan 450 civarında hastalık, zararlı ve yabancı ot türü bulunmaktadır. Bunların 245'i zararlı (böcekler, kırmızı örümcekler, nematodlar, kemirgenler, kuşlar vb.) 85'i hastalık etmeni (fungus, bakteri, virüs, mikoplazma) ve 70'den fazlası da yabancı ot türüdür.
İnsanlar ekip diktiklerini değil, hastalık ve zararlılardan arta kalan mahsulü elde etmektedir. Dünyada tarımı yapılan bitkilerde hastalık ve zararlılar nedeniyle meydana gelen ürün kaybı % 35 olarak hesaplanmıştır. Mücadele yapılmadığı zaman bu kayıp iki katına kadar çıkabilmektedir. Örnek olarak, mücadelesi yapılmadığı zaman, Elma içkurdu'nun elmayı % 96 oranında kurtlandırarak neredeyse tamamının dökülmesine sebeb olduğu; hububat alanlarında zarar yapan Süne nedeniyle, % 5'in üzerinde emgili dane bulunan buğdaydan ekmek yapılamadığı çalışmalarla belirlenmiştir.
Üretimin kalitesini ve miktarını artırmada sulama, gübreleme, toprak işleme, ıslah vb. ne kadar önemli ise zirai mücadelede o kadar önemlidir. Ülkemizde hastalık, zararlı ve yabancı otlara karşı yılda ortalama 30-34 bin ton tarım ilacı kullanılmaktadır. Bu miktar gelişmiş ülkelere oranla oldukça düşüktür. Ancak ülkemizin bazı bölgeleri ile bazı ürünlerde gereğinden fazla ve bilinçsiz olarak ilaç kullanımı olduğu da bilinmektedir. Dolayısıyla hatalı ilaç kullanımının insan sağlığı, hayvanlar, çevre ve doğal yaşam üzerinde pek çok olumsuz etkileri bulunmaktadır.
Yetiştirilen bitki çeşidine bağlı olarak, farklı zararlı ve hastalıkların görülmesi doğaldır. Ancak, gerek hastalık gerekse zararlı olsun her zaman problem olmayabilir. Yapılan en önemli iş, ürün kaybına neden olan etkenlerin hangi seviyede iken zarar meydana getirebileceklerinin saptanmasıdır. Her zararlı veya hastalık için önce zarar yapma seviyesi, zarar derecesi belirlenmeli, sonra uygulanacak mücadele yöntemi seçilmelidir.
Günümüzde bilinçsiz İlaç kullanımından kaynaklanan doğal dengenin bozulması gibi sorunların gündeme gelmesi, mekanik, kültürel, biyolojik ve kimyasal mücadele yöntemlerinin koordineli bir şekilde uygulandığı Entegre Mücadele Yönteminin uygulamaya aktarılmasına neden olmuştur.
Zararlılara, hastalıklara ve yabancı otlara karşı mücadele yöntemlerini yedi grup altında toplamak mümkündür. Yapılacak mücadelede bu yöntemlerden biri veya birkaçından yararlanılır.
Kaynak : tedgem.gov.tr
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!