Organik hayvancılık, yüksek kaliteli, sağlıklı, ve risksiz ürünler talep eden tüketici kitlesine yönelik, çevre dostu üretim teknikleriyle kontrollü ve sertifikalı olarak gerçekleştirilen bir hayvansal üretim faaliyetidir. Organik hayvancılığın 4 temel ilkesi bulunmaktadır:
- Organik yemle besleme (arazi varlığı ve rasyon),
- Uygun barınaklar, sağımhane, gezinti alanları (mera)
- Sağlıklı hayvan yetiştiriciliği,
- Uygun damızlık ve ırk seçimidir.
Organik hayvancılıkta, tür ve ırk seçiminde yerel koşullar göz önüne alınmalı ve doğal olarak hastalığa dayanıklı tür ve ırk seçimine dikkat edilmelidir. Organik hayvancılıkta, organik tarım metoduyla üretim yapan işletmelerden getirilen ve tamamen organik yemlerle beslenen, genetik yapısı değiştirilmemiş, çevreye, iklim koşullarına ve hastalıklara dayanıklı hayvanlar kullanılmaktadır .
Türkiye'de gelişmekte olan organik hayvansal üretim, Gümüşhane/ Kelkit'te Avrupa'da ilk ve tek olan Doğan Organik tesislerinde yapılan organik süt hayvancılığı ile başlamış bulunmaktadır. Burada üretilen Türkiye'nin ilk organik sütü Pınar Sütün İzmit tesislerinde paketlenerek piyasaya sunulmaktadır.
Türkiye'de Organik Hayvancılıkta Avantajlar
Kanuni alt yapının hazır olması
Sertifikasyon ve kontrol kuruluşlarının tecrübeli ve akredite olması
Hayvansal üretimin yapılabileceği kirletilmemiş arazi varlıklarının olması
Küçük boyutlu işletmeler için alternatif bir üretim yapabilme olanağı
Üretilen hammaddenin fiyat farkı yaratarak pazar bulabiliyor olması
Dış pazarlara satış yapılabilme şansının konvansiyonel ürünlere göre daha fazla oluşudur.
Türkiye'de Organik Hayvancıklıkta Dezavantajlar
Türk tüketicisinin ve üreticisinin organik gıdaların farkını bilmemesi
Yeterli bilgi ve tecrübeye sahip yetişmiş eleman sıkıntısı
Üretim tonajlarının satılabilir boyutta yapılabilmesi
Pazarın ne boyutta olacağı ve nasıl büyüyeceği konusundaki belirsizliktir.
ORGANİK HAYVANSAL ÜRÜNLER NEDEN DAHA SAĞLIKLIDIR ?
Organik bitkisel ve hayvansal ürünler sentetik ilaç, gübre, antibiyotik ve hormon kullanılmadan üretilirler.
Konvansiyonel tarımda 500 den fazla çeşit sentetik kimyasal kullanılırken organik tarımda sadece 4 çeşidinin sınırlı kullanımına izin verilmektedir.
Ülkemizde çeşitli gıdalarda ve anne sütünde maksimum kalıntı düzeyinin, %10-46 kat aşıldığı saptanmıştır.
ABD' de 0-2 yaş grubu çocuklara yönelik bebek mamalarında organik ürünlerin kullanılması yasa ile zorunlu kılınmıştır. Organik tarımın geliştiği diğer ülkelerde de benzer çalışmalar yürütülmektedir.
Her türlü kalıntı düzeyi 0 ya da çok düşüktür
ABD'de 20 ürüne ait 94.000 örneğin analizinde konvansiyonel ürünlerin % 73'ünde pestisit kalıntısı bulunmuştur. Çevreden bulaşabilen DDT, dieldrin ve klordan gibi organik klorlular açısından incelendiğinde konvansiyonel örneklerin % 71'i bulaşıktır.
Mineral maddeler, fenolik maddeler gibi bazı içerik maddelerce zengindir.
41 inceleme ve 1240 karşılaştırma çalışması, organik ve konvansiyonel ürünlerin besin içerikleri arasında kayda değer istatistiki farklılıklar ortaya koymuştur. Organik ürünlerin daha fazla C vitamini, demir, magnezyum, fosfor vs. ve daha az (%15) nitrat vb. içerdiği görülmüştür.
Ölü hayvan kısımları (deli dana) veya sentetik kimyasallara (petrol türevlerinden kaynaklanan dioksin) izin verilmediğinden deli dana ve dioksin hastalığından korunmayı sağlar.
Organik olarak yetiştirilen hayvanlarda bugüne kadar deli dana hastalığı tespit edilmemiştir.
orguder.org.tr
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!