
Günümüzde insan sağlığını ilgilendiren en önemli konulardan biri de, modern tıp ile alternatif (tamamlayıcı-destekleyici) tıp arasındaki ilişki. Bazı modern tıp otoritelerinin, tamamlayıcı tıbbı tümden reddetme anlayışı gütmesi, aslında büyük bir çelişki. İnsanlık hastalanmaya modern çağlarda başlamadı ki... Hastalıklar ile teşhis ve tedavileri, insanlık tarihi kadar eski. Bugün modern tıpta kullanılan ilaçların çoğunluğu bitkilerden elde ediliyor. Şifa sağlayan bir ilaçtaki etken maddenin laboratuar ortamında isimlendirilmesi, formüle edilmesi ya da kimyasal işlemlerden geçirilmesi; onun kökenindeki bitkinin inkârı anlamına gelmiyor.
Dünyanın birçok ülkesinde tıpta modern-tamamlayıcı ayrımı neredeyse ortadan kalkmış durumda. Kimi ülkelerde aradaki ilişki tamamıyla bütünleşme halini almış, kimilerinde ise ciddi boyutta dirsek teması var. Ancak Türkiye gibi ülkelerde, modern tıp literatüründe tamamlayıcı tıbba neredeyse yer yok. Açıkça körü körüne bir ret söz konusu. Bu da bitkisel tedavi sektörünü ister istemez merdiven altına iterek bilimden uzaklaştırıyor. Hekim gözetimi olmaksızın kullanılan bitkisel ilaçlar şifa dağıtmak yerine korkunç sonuçlara yol açabiliyor. Çeşitli hastalıkları iyileştirdiği iddiasıyla yurt dışından ithal edilen bitki özlü ilaçların Tarım Bakanlığı'nın izni dahilinde piyasaya sunulması da ayrı bir handikap. Reçetesiz satılan bu ürünler adeta ölüme davetiye çıkarıyor. Bir kişinin ölümüne yol açtığı iddia edilen zayıflama ürünü Lida bunun en son örneği. Bu ilaç geçen hafta Sağlık Bakanlığı'nca yasaklandı.
TÜRKİYE ‘DOĞAL TIP' FAKİRİ
Türkiye'de 10 yıldır alternatif tıp, doğal tıp, bitkisel tedavi üzerine çalışan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunu Dr. Erol Ergüler, tamamlayıcı, alternatif, destekleyici, doğal tıp uygulamalarının dünya genelinde öneminin arttığını vurguluyor. Çin, Japonya, Hindistan ve Amerika'da klasik tıbbın içinde yüzde 40 ila yüzde 60 arasında doğal tıbbın kullanıldığını aktaran Dr. Ergüler, özellikle Amerika'da önemli çalışmalar yürütüldüğünü ifade ediyor. Amerika'da doğal-tamamlayıcı tıp yöntemlerinin kullanım oranı yüzde 40'ı geçmiş. Avrupa'da da hızla yayılıyor. Türkiye'de sokakta ya da çarşıda plastik şişede "sülük" satılırken, Almanya'da ise "Hirudoterapi" bir bilim dalı olmuş. Özel çiftliklerde "sülük" yetiştiriliyor. Kliniklerde doktorlar uygulamasını yapıyor. Bunun trajikomik bir tablo olduğunu söylüyor Ergüler.
Türkiye doğal tıptan faydalanma konusunda geri kalmış durumda. Oysa kültürel ve tabii altyapımız akıllıca kullanılırsa alternatif tıp konusunda hızla yol almamız mümkün. Halihazırdaki çalışmalar genellikle bireysel düzeyde. Dr. Ergüler, üniversitelerin gizli kalmış potansiyeli fark edip bu alana girmesi gerektiğini düşünüyor. Doğal-alternatif tıbbın topluma anlatılmasını ve değerinin kavranmasını tavsiye ediyor. Türkiye'de bu alanda kontrolsüzlük var. Tedavi aşaması ve ilaç temini, yeterince denetim altında değil. Sanal ortamda ve merdiven altı tezgahlarda satılan bitkisel ilaçlar, bilinçsiz kullanım sonucu ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Uzakdoğu'dan getirilen bitkisel ilaçların kanunlar gereği Sağlık Bakanlığı yerine Tarım Bakanlığı'nca denetlenmesi de ayrı bir sorun. Ergüler bu konuda şunları söylüyor: "Türkiye'deki durum şu an Allah'a emanet! Tiroide-guatra iyi gelir diye satılan yosun haplarını rastgele kullanan 3 kişide tiroid krizi oluştu, tedavileri 1 sene sürdü. Birisinin hamileliği sonlandırıldı!.. Sağlık ciddi konudur, ticaretine heveslenmemek lazım. Bu ilaçların kullanım, üretim ve ithalatının bilimsel alana alınması gerekir."
UZAKDOĞU'DA BİTKİSEL İLAÇ, REÇETEYE TABİ
Bizde "bilim dışına" itilen ve bilinçsizce kullanılan bitkisel ilaçlar, birçok bitkisel ürünün anavatanı bilinen Uzakdoğu'da doktor kontrolünde reçeteyle satılıyor. Doktorun yazdığı reçeteye göre bitki eczacıları, hastanın ilacını hazırlıyor. Bazen kimyasal ilaçtan pahalıya mal oluyor. Bitkisel ilaç satan ezacılar da hangi hastalığa ne tür ilaç verecekleri konusunda tecrübe sahibi. Buna rağmen reçetesiz ilaç uygulaması rağbet görmüyor. Eczacılar ayrıca, kimyasal ilacın prospektüsüne bakıp bitkisel ilaç hazırlama becerisine ulaşmış. İsteyen hastalar bitkisel ile kimyasal ilaçları aynı anda kullanabiliyor.
UZAKDOĞU'NUN İLAÇ UZMANLARI: BİTKİ ECZACILARI
Uzakdoğu'nun hemen her köşesinde bulunan bitki eczaneleri yasal çalışıyor. Bu işe, aile mesleği olarak küçük yaşlarda başladıkları için ilaç yapımı ve hastalıklar konusunda uzmanlaşıyorlar. Reçeteye gram üzerinden yazılan bitkiler hassas terazide tartılıp, hastanın isteği doğrultusunda şurup ya da kuru halde hazırlanıyor, hastaya kullanma talimatı da veriliyor. Baş ve kas ağrıları için verilen bitkisel ilaçlar için reçete istenmiyor. Çin, Rusya, Tayvan gibi birçok ülkede, bitkisel ilaç yapımı üniversitelerde tıp branşı konumunda. Bu konuda araştırma-geliştirme (Ar-Ge) merkezleri de var.
Bitkisel ilaç yapımı tahmin edildiği kadar da kolay değil. Bitkilerin toplanma ve işlenme süreci çok önemli. İlacın tesiri bu sürece bağlı. Eczacılar, değişik ilaçların bitkilerinin farklı mevsimlerde toplanması gerektiğini vurguluyor. İlaca göre tohum, kök, çiçek ve meyveler en verimli dönemine göre toplanıyor. Bitkiler işlenirken duruma göre haşlama, kurutma, buharda veya suda pişirme, mayalama, filizlendirme ve damıtma aşamalarından geçiriliyor. İşlenmiş maddeler özelliklerine göre ya güneş ya da gölge altında saklanıyor. Bazen çürümeyi, buharlaşmayı ve bozulmayı önlemek için ışık ve hava geçirmez paketlere konuluyor ilaçlar. Çin, bitki zenginliği ve iklim çeşitliliği açısından bir hayli şanslı. Bu alanda ilerlemesinin bir sebebi de bu.
Çin, bitkisel ilaçların merkezi olarak biliniyor. Ülkenin bin yıllık köklü bir geçmişi bulunuyor bitkisel ilaçlar konusunda. Hanedanlıklar dönemine (M.Ö 11. yüzyıl) kadar dayanan bir süreçte, bitkisel ilaçlar tek tek kayıt altına alınmış, nesilden nesile aktarılmış. İlaçların üzerindeki çalışmalar da sürdürülmüş, gelişimi sağlanmış zaman içinde. Çinli doktorlar geçmişte deneme yanılma yöntemini çok etkin kullanmışlar. Bir ilacın testi yıllarca sürmüş. Bu alanda bilinen ilk eseri M.Ö 200'lü yıllarda Çinliler kaleme almış. 1961 yılında ise 6 bine yakın bitkisel ilaç "Geleneksel Çin İlaçları Terimleri" kitabında toplanmış. Yazılı kaynakların ardından ilaçları araştıran, üreten ve dersini veren merkezler, fakülteler açılmış ülkede.
ÇİN, 8 BİNDEN FAZLA BİTKİSEL İLAÇ ÜRETİYOR
Yüzyıllar boyunca Taoist rahip-doktorlarca geliştirilmiş bitkisel ilaçlar. Bugün bu iş tıp fakültelerinde açılan özel bölüm ve araştırma merkezlerinde yapılıyor. Çin gelinen noktada bitki tıbbını tüm Uzakdoğu'ya ihraç ediyor. "Bitkisel ilaç üretme" bölümleri dünya çapında öğrenci ve doktor kabul eder duruma gelmiş. Ülkedeki farklı coğrafi yapı ve çeşitli iklim şartları, her dönemde bitki üretimine imkan sağlıyor. Bugünlerde ülkede 8 binden fazla bitkisel ilaç üretiliyor. Daimi kullanılan bitkisel ilaç sayısı 600'ü aşmış. Çin, yurtiçi ihtiyacını karşılarken, 80'den fazla ülkeye de ihraç gerçekleştiriyor.
8 yıldır Çin'de yaşayan Salih Tınmaz da, bu ilaçları kullananlardan biri. Aksiyon'un sorularını cevaplayan Tınmaz, Çinlilerin bitkisel ilaç ve eczanelerine yoğun talep gösterdiğini belirtiyor. Özellikle yaşlılar kimyasal ilaç kullanmaktan kaçınıyormuş. Doktorlar hastaya ilk önce bitkisel ilaç isteyip istemediğini soruyormuş. Bazı Çinliler de bitkisel ile modern ilaçları birlikte kullanıyormuş. Bitkisel ilaçların genelde kimyasal ilaçlardan daha ucuz olduğunu aktaran Tınmaz, hemen her hastanenin yanında bitkisel ilaç satan eczaneler bulunduğunu söylüyor.
TÜRK HASTALAR FIRSATÇILARIN AĞINA DÜŞÜYOR
Yrd. Doç. Dr. Erol Ergüler, Türkiye'de bazı kişilerin bitkisel ilaçlara ticari fırsat gözüyle baktığına, bunun da büyük sakınca oluşturduğuna dikkat çekiyor: "Sanal ortamda ilaç satışı globalizmin insanlara verdiği bir fırsat; tabii ki bunu yapanlar da öncelikle fırsatçılar oluyor. Kendini çaresiz hisseden hastalar ve hasta sahipleri bu fırsatçıların kucağındalar, yeterli bilgi olmayınca ne yapsınlar... Bir şey yapılacaksa bunu sağlık otoritelerinin yapması lazım." Türkiye'de doğal tıp konusunda köklü adımların atılmasının zamanı çoktan gelmiş görünüyor.
VİETNAM'IN KİMYASAL İLAÇ KULLANMAYAN HASTANESİ
(Nagehan Öztürk, Ho Chi Minh)
Bitkisel ilaçlar, Vietnamlı hastaların da ilk tercihi. Bitkisel ilaçların yanı sıra bitkisel yöntemlerle tedavi uygulayan hastaneler de her gün binlerce hastaya şifa dağıtıyor. Bu hastanelerde acil vakalar hariç, her hastaya bitkisel tedaviler uygulanıyor. "Vien Y Duoc Hoc Dan Toc" da bu hastanelerden biri. Normal standartlardaki bir hastaneden hiç farkı yok. Bitkisel tedavi yöntemleri üzerine araştırmalar yürütülüyor burada. Bu hastanedeki doktorlar, bitkisel ilaçlar üzerine de eğitim almış ve staj yapmış. Bu tür bir eğitimden geçen Dr. Thi Phuoc Hoa, kimyasal ilaçlara sadece acil durumlarda başvurduklarını, diğer tüm tedavi aşamalarında bitkisel ilaçları kullandıklarını ifade ediyor. Dr. Hoa, Vietnamlıların kimyasal ilaçlara göre daha uzun süren bitkisel tedaviyi, yan etkisi olmaması sebebiyle tercih ettiklerini belirtiyor. Teşhis aşamasında modern tıbbı kullandıklarını söyleyen Dr. Hoa, bitkisel ilaçların mide hastalıkları, kulak-burun-boğaz hastalıkları, baş ağrıları, şeker, strese bağlı hastalıklar, kolesterol ve zayıflama konusunda tam netice verdiğini vurguluyor. Ülkedeki diğer hastanelerde de doktorlar, hastanın isteği doğrultusunda bitkisel ilaç reçetesi yazabiliyor.
TAYVAN'DA BİTKİSEL İLAÇLARI SİGORTA ÖDÜYOR
(İsmail Hamdi Köseoğlu, Taipei)
Tayvan'da bitki eczanelerinin kullanım oranı yüzde 40'ı buluyor. Bu eczaneler, sağlık bakanlığına bağlı Çin Tıbbı ve Eczası Kurulu tarafından da denetleniyor. Tayvan'da bitki eczaneleri de genel sağlık sigortasına tabi ve hastanın ilaçları sigortadan karşılanıyor. Diğer eczanelerden farklı olarak bitki eczaneleri kendi doktorlarına da sahip. Hemen her eczanede çalışan bir doktor bulunuyor. Teşhisi nabız, dil ve göze bakarak yapıyorlar. Bitki-eczacı You Lian-Chi, ekolojik hayatın zarar görmesinden dolayı bitkilerin azaldığını, bu yüzden ilaç hazırlamanın giderek zorlaştığını kaydediyor. Bu durum haliyle fiyatlara da yansıyor. Bitkilerin ancak doğru şartlarda yetiştirilip, toplanmasıyla faydalı olabileceğini vurguluyor Chi. Tayvan'da bitki tedavileriyle ilgili araştırma yapan birçok kuruluş mevcut. Çin Tıbbı Üniversitesi ile Çin Tıbbı Araştırma Merkezi başta gelenleri. Bu kurumlar ayrıca bitkisel ilaçların standartlaşması için de çaba sarf ediyor. Amaç, ilaçların doğallığını bozmadan fabrikasyon üretimi sağlayabilmek. Bazı ilaçlar şimdiden fabrikalardan çıkmaya başlamış bile. Eczacı Chi, tamamen doğal olan bitkisel ilaçların Batı insanını da cezbetmeye başladığını söylüyor.
LAOS'UN YENİ KUŞAK İLAÇ UZMANLARI ÇİN'DE EĞİTİM ALIYOR
(Engin Yaşmun, Vientiane)
Uzakdoğu ülkesi Laos'ta da durum farklı değil. Bitkisel ilaçlar doktor kontrolünde, reçete ile veriliyor hastalara. Ülkedeki ilk bitkisel tedavi yöntemleri, yarım asır evvel Çin'den göç eden tabip aileler tarafından kullanılmış, çok kısa zamanda kabul görmüş, aradan geçen zaman diliminde de geliştirilmiş. Bugün Laos'ta hastaların tüm ihtiyaçlarına cevap verebilecek sayıda bitkisel ilaç satan eczane mevcut ve bu eczaneler tamamıyla yasal durumda. Laos'ta 30 yılı aşkın süredir bitkisel ilaç eczanesi işleten Somkiat Inthavong, hastaların bu ilaçlardan fayda gördüğünü anlatıyor. Bitkisel ilaçların hamilelerde bile kullanıldığını ifade eden Inthavong, hastalarının tam netice aldığını söylüyor. Yeni kuşak bitki eczacıları da yetişiyor Laos'ta. Genelde aile mesleğine devam etmek isteyen gençler, eğitim almak için Çin'e gidiyor. Eğitim sürecinin sonunda ülkelerine dönenler bitkisel tedavi alanında faaliyet gösteriyor. Çin'deki araştırma merkezleri ile üniversitelerde açılan ilgili bölümlerin verdiği eğitimden memnunlar.
http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=28531
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!