ANGORA TAVŞANI

1-GENEL ÖZELLİKLERİ:

Ankara tavsaninin Ingiliz, Rus, Fransiz, Satin, Alman, Giant, Çin, Tanghang Ankara tavsani gibi birkaç lokal tipi vardir. Fransiz ve Satin Ankara tavsanlari ile Alman ve Giant Ankara tavsanlari birbirlerine benzer özellikler gösterir. Ingiliz Ankara tavsani en küçük yapida ve en ince elyaf yapisina sahip tiptir. Giant ve Tanghang Ankara tavsanlari en iri yapida olan tiplerdir.

       Ayrica Ankara tavsaninin 12 degisik rengi mevcuttur, ama en çok tercih edileni albino olan beyaz Ankara tavsanidir. Diger renkler içinde en önemlileri siyah, mavi, sari, gri, kahverengi, sinsilla ve sincap renginde olanlardir. Beyaz olanlarin tüyleri sik, ipek gibi ince ve uzundur.

2-IRKLARI:

Ankara tavsaninin Ingiliz, Rus, Fransiz, Satin, Alman, Giant, Çin, Tanghang Ankara tavsani gibi birkaç lokal tipi vardir. Fransiz ve Satin Ankara tavsanlari ile Alman ve Giant Ankara tavsanlari birbirlerine benzer özellikler gösterir. Ingiliz Ankara tavsani en küçük yapida ve en ince elyaf yapisina sahip tiptir. Giant ve Tanghang Ankara tavsanlari en iri yapida olan tiplerdir.

 Ayrica Ankara tavsaninin 12 degisik rengi mevcuttur, ama en çok tercih edileni albino olan beyaz Ankara tavsanidir. Diger renkler içinde en önemlileri siyah, mavi, sari, gri, kahverengi, sinsilla ve sincap renginde olanlardir. Beyaz olanlarin tüyleri sik, ipek gibi ince ve uzundur

3-BAKIM-BESLENME:


Tavşanlar ruminant olmayan herbivor hayvanlar olup bitkisel gıdaları (yeşil yemler, dane yemler, yumrulu gıdalar ve kuru kaba yemler) değerlendirme özelliğine sahiptir. Kuru yeşil yonca, saman, kuru ot, havuç, pişirilmiş patates, yulaf, arpa, mısır en önemli tavşan gıdalarıdır. Özellikle yonca iyi bir protein kaynağıdır. Yemler toz halinde, pelet formda veya direk olarak verilebilir. Bunun dışında, etsiz, yağsız sofra artıkları ve kuru ekmek tavşanlara yedirilebilir. Sütle ıslatılmış kuru ekmek, emziren tavşanlar için çok uygun yem özelliğine sahiptir.

Tavşanların sindirim sistemlerinin anatomisi ve fizyolojisi atlarınkine benzemektedir. Ancak, tavşanlarda kaprofaji olayı görülür. Yani bir pseudo-ruminasyon özelliği göstermesiyle atlardan farklılıklar gösterir. Ankara tavşanlarında ızgara zeminli bireysel kafesler nedeniyle kaprofaji pek görülmez. Bu nedenle Ankara tavşanlarında bazı vitaminler suyla birlikte verilebilir.

Ankara tavşanlarının ana ürünü, yaklaşık % 75 oranında keratin içeren yün örtüsü olduğu için, rasyonda alınan enerjinin her ünitesi başına daha çok proteine ihtiyaç vardır. Bu hayvanların rasyonlarında % 17 - 18 oranında ham protein, 2898 kcal/kg sindirilebilir enerji ihtiyacı vardır. Özellikle sülfür içeren amino asitler (% 0.6), lisin, metiyonin, sistin yüksek oranda rasyonda bulunmalıdır. Rasyonda yağ oranı % 3'ü geçmemelidir.

Erişkin bir tavşan bir günde ortalama 170 - 180 g kadar yem tüketmektedir. Ankara tavşanlarında kırkım sonrası yem tüketimi artar. Bunun yanında, kışın yaza göre yem tüketiminde artışlar olur.

Ankara tavşanlarında tüy topaklanmasından (trichobezoar, wool block) kaynaklanan mide rahatsızlıkları çok yaygındır. Uzun yün örtüsünden dolayı, tavşan, kedi gibi kendi kendini tımar ederek midesinde tüy topaklarının oluşmasına neden olur. Midesinde tüy topaklanması olan tavşanlar yeterli miktarda yem tüketemedikleri için düşük sıcaklıklarda vücut ısılarını koruyamazlar. Soğuk ve açlığın etkisi yağ metabolizmasını hızlandırarak strese neden olur. Tüy topaklanması olanlarda yeme, içme ve pisleme fonksiyonları durur. Ayrıca bu topaklar mide ve barsakları tıkayarak, genellikle hayvanın ölmesine sebep olur. Tüy topaklanmasının önlenmesi için, hayvanların haftada bir gün aç bırakılması, sadece saman ve su verilmesi uygundur. Özellikle bromelain ve papain enzimleri hastalığın tedavisinde çok etkilidir. Ayrıca sürgüt etkili ilaçlar da tedavide kullanılmaktadır. Ananas suyu ve kivi suyu (actinidin denilen proteolitik enzim içerir) hastalıktan korunmak amacıyla günde 2 çay kaşığı ölçüsünde verilebilir.

Ankara tavşanlarının beslenmesinde yeterli derecede temiz ve serin suyun günlük verilmesi de oldukça önemlidir. Özellikle yeni doğum yapmış olan tavşanlar çok fazla su tükettikleri için, bu hayvanların kafeslerinde temiz serin su sürekli bulundurulmalıdır. Aksi taktirde, anne tavşanın yavruları yeme olayında artışlar görülebilir.

4-ÜREME-ÇİFTLEŞME:

PUBERTASA VE ÇİFTLETME OLGUNLUĞUNA ULAŞMA ZAMANI 

Tavşanlarda dişiler erkeklerden daha erken pubertasa ulaşır. Pubertas yaşı üzerinde, özellikle beslenme durumu, iklim durumlarına nazaran daha önemli etki yapar. Ankara tavşanlarında tipler arasında farklılıklar görülmesine karşın genellikle iyi bakım ve beslenme koşulları altında dişilerde pubertasa ulaşma yaşı 3 - 5 ay kadardır. Dişiler genellikle ergin canlı ağırlıklarının % 70 - 75'ine ulaştıkları zaman pubertasa erişirlerse de, çiftleşmede kullanılmaları için ergin canlı ağırlıklarının % 80'ni düzeyine ulaşmaları beklenmelidir. Çiftleşme yaşı ise dişilerde 5 - 7 ay, erkeklerde 8 - 10 aydır.

Uygun bakım ve beslenme şartları altında yetiştirilen dişi tavşanlar, damızlık üretiminde en fazla beş yıl, erkekler ise en fazla dört yıl kullanılabilirler. Ancak 1.5 - 2 yaş, dişinin en yüksek oranda yavru veriminin olduğu yaşlardır.

 SEKSÜEL SiKLUS, ÖSTRÜS VE ÇİFTLEŞME ÖZELLİKLERİ

Memeli hayvanların bir çoğunun aksine tavşanlar düzenli bir seksüel siklusa sahip değildir. Ancak, özellikle kışın son dönemleri ve ilkbahar, seksüel aktivitenin en belirgin ve yoğun olduğu dönemdir.

Dişi tavşanlarda çiftleştirmenin yaptırılabilmesi için östrüsün doğru bir şekilde belirlenmesi gerekir. Ancak, bu amaçla yapılan testler ve muayeneler kesin ve güvenilir bir sonuç vermemektedir. Vaginal smear, tavşanda östrüsün belirlenmesinde etkili bir yöntem değildir. Östrüsü belirlemede pratikte en çok kullanılan yöntem vulvanın inspeksiyonudur. Vulvada morluk ve hafif şişme belirtileri dişinin en önemli östrüs bulgusudur. Ancak, vulvada şiş olmayan solgun bir görünüm olduğu zamanda bile dişi çiftleştirildiğinde % 10 - 20 oranında gebe kalabilir. Bu yüzden mor renkli, şiş vulva östrüsün güçlü bir işareti olabilir, ancak kesin bir kanıtı değildir. Bunun dışında östrüsteki dişi, kafesinde arka ayaklarını uzatarak yatar. İştahı azalmıştır, huzursuzdur, çok hareketlidir, dudaklarıyla verilen otu dağıtır, dişleriyle tahtaları kemirir, yemlik ve suluklara çenesini sürter.

Dişi tavşan erkeğin olduğu yerde, sırtını aşağıda tutup, arka tarafını kaldırarak lordosis pozisyonu alır ve bu östrüsün karakteristik bir duruşudur. Diöstrüste ise kafesin bir köşesine oturma eğilimindedir ve erkeğe karşı saldırgandır. Genellikle dişi tavşan östrüste iken çiftleşmeyi kabul eder. Bazen dişi östrüste olsa bile erkeği reddedebilir. Buna rağmen, dişinin erkeği kabul ettiği dönem östrüs, reddettiği dönem ise diöstrüs olarak kabul edilir. Bazı araştırıcılar, tavşan ovaryumlarında folliküllerin devamlı olarak geliştiğini, çiftleşme olmazsa, folliküllerin 12 - 16 gün boyunca aynı büyüklükte aktif olarak kaldığını, daha sonra bunların regrese olduğunu ve bu sırada başka folliküllerin olgunlaştığını ileri sürmüşlerdir.

Tavşanlarda östrüs birkaç gün sürer. Bazen dişi çiftleşene kadar birkaç hafta da sürebilir. Dişi tavşan gebelik döneminde de çiftleşmeyi kabul edebilir. Özellikle gebeliğin ikinci yarısında bu durum çok fazla görülen bir davranış özelliğidir. Gebelik boyunca görülen çiftleşmeler fötüslere zarar vermez. Doğumdan hemen sonra dişi genellikle östrüstedir ve yaklaşık 1 - 3 gün süreyle çiftleşmeyi kabul edebilir. Yavru sayısının fazla ve meme bezlerinin aktif olduğu emzirme döneminde genellikle östrüs görülmez veya östrüs görülüp çiftleşme olsa bile implantasyon gerçekleşmez. Doğumdan sonra gebe kalmayan tavşan, laktasyonun genellikle 4. veya 5. haftasında östrüs belirtilerini tekrar gösterir. Çiftleşme olursa, yüksek oranda gebe kalır.

aAnkara tavşanlarında genellikle elle çiftleştirme yöntemi uygulanır. Çiftleştirmek amacıyla daima dişi tavşan, erkeğin kafesine götürülmelidir. Çünkü dişi tavşan kafesinde başka bir tavşan istemez ve erkeğe saldırarak yaralayabilir. Ayrıca erkek tavşanda yabancı bir kafeste çiftleşmeyebilir. Çiftleştirmeler sabahın erken saatlerinde veya akşamın geç saatlerinde yaptırılmalıdır. Günün en sıcak saatlerinden kaçınılmalıdır. Dişi tavşan erkeğin kafesine konar konmaz çiftleşme gerçekleşir. Çiftleşme sürecinde, erkek dişinin üstüne biner, 8 - 12 adet hızlı çiftleşme hareketi yapar ve ejakülasyon anında erkek tavşan karakteristik bir ses çıkararak yana veya geriye doğru devrilir. Bu olgu 5 - 50 saniye sürer. Çiftleşme sırasında hayvanlar gözlenmeli ve dişi çiftleşmeden hemen sonra kendi kafesine alınmalıdır. Aksi takdirde erkekle kavga edebilir. Çiftleşmeden birkaç saat sonra, fertilizasyonun kontrolü için dişi yeniden erkeğin kafesine götürülür ve bu anda erkeği reddederse gebe kalmış kabul edilir.

Ergin, sağlıklı bir erkek tavşan iyi bakım ve beslenme şartları altında günde 2 - 3 çiftleşme yapabilir. Fakat genç erkek damızlıkları fazla yormamalıdır, bunlar çiftleşmeye alıştırılmalıdır. Bunun için haftada bir kez çiftleştirme yeterlidir. Daha sonra haftada iki kez, sonraları haftada 3 - 4 kez, nihayet ileri yaşlarda hergün çiftleştirilir. Erkek tavşan bir günde bir kez düzenli olarak kullanıldığında maximum spermatozoa üretimi elde edilir. Bir erkeğe günde üç kez çiftleştirme yaptırılacak olursa, her üç günlük çiftleştirme döneminden sonra bir hafta dinlendirilmelidir. Genel olarak, 10 dişi tavşan için bir erkek damızlık düşünülmelidir. Erkekler daima ayrı tutulmalıdır. Yakın akrabalığı önlemek için, en az iki erkek damızlık kullanılması daha uygun olur.
 OVULASYON (YUMURTLAMA) ZAMANI

Tavşanlarda provoke ovulasyon görülür. Ovulasyon normal olarak çiftleşmeyle uyarılır. Çiftleşmeden 9 - 13 saat sonra ovulasyon gerçekleşir. Bununla birlikte bazı araştırıcılar, çok yüksek bakım ve beslenme şartları altında ovulasyonun spontan olarak oluşabileceğini de bildirmişlerdir.

Vaginanın mekanik olarak uyarılması, vazektomize bir erkekle yapılan çiftleşmeler ve LH, HCG enjeksiyonları ovulasyonu uyarabilir. Bunun dışında seksüel olarak aktif bir erkeğin görülmesi, vaginal smear uygulamaları, bir dişinin diğer bir dişi üzerine atlaması, kendi yavrularının üzerine oturarak oluşan uyarımlar, sahibi tarafından çok fazla ellenmesi ve aydınlatmada ani değişmeler ovulasyonu uyarabilir. Ayrıca, bel bölgesinde veya baş bölgesinde, omurilik üzerine yapılacak elektriksel uyarımlar ovulasyona neden olabilir. Ancak bu durumlarda, ovum fertilize olamaz ve yalancı gebelik oluşur.

GEBELİK VE GEBELİK TANISI

Tavşanda gebelik süresi yaklaşık olarak 30 - 32 gündür. Bu süre, yavru sayısına bağlı olarak 28 - 35 gün arasında değişebilir. Yavru sayısı az olanlarda gebelik daha uzun sürer.

Ovulasyonla serbest kalan oosit fertilize olmazsa, 15 - 17 gün süren bir yalancı gebelik oluşabilir. Tavşanda bu olgu sık görülür. Yalancı gebelik, dişi tavşanın davranışlarından ve doğum için erken yuva yapmasından anlaşılır. Yalancı gebelikteki tavşanların % 75'i, 14. - 15. günde yuva hazırlama belirtileri gösterir. Ancak böyle hayvanlar, hazırladıkları yuvayı uzun süre korumazlar.

Gebe dişilerin daha iyi bakılmasını kolaylaştırmak için ve gebe olmayan dişilerin erkenden tekrar çiftleşmesine olanak vermek amacıyla gebelik tanısı yapılmalıdır. Gebe tavşanların davranışları kısmen değişir. Daha sakin bir mizaç, iştah artışı, gebeliğin ikinci yarısında ağırlık artışı ve karın büyümesi gibi belirtiler görülür.

Deneyimli bir kişi tarafından, çiftleşmeden yaklaşık olarak dokuz gün sonra abdominal palpasyonla gebelik tanısı konulabilir. Uterusta küre şeklindeki şişliklerin çapı 9. günde 12 mm, 13. günde 20 mm kadardır. Fötusun kemik yapısı doğum öncesi son günlere kadar kolayca anlaşılamaz. Gebeliğin son haftasında meme bezleri de hızla gelişir. Palpasyon özenle yapılmalıdır, aksi taktirde abortuslar görülebilir. Tanıda şüpheye düşülünce, en geç bir kaç gün sonra muayene tekrarlanmalıdır. Palpasyonla gebe olmadığı anlaşılan dişiler, en kısa zamanda tekrar çiftleştirilmelidir.

DOĞUM
Doğumdan 1 - 2 gün önce gebe tavşan göğüs ve karın altı tüylerini yolarak ve saman, sap gibi malzemeleri taşıyarak yuva hazırlamaya başlar. Bu davranış, östrogen/progesteron oranının ve prolaktin salgılanmasının artmasıyla ortaya çıkar. Ancak dişi tavşan, her zaman yuva hazırlamaz veya bazen yuva hazırlamasına rağmen yuvanın dışında doğum yapabilir.

Doğum hazırlığı için doğumdan en az bir hafta kadar önce kafes iyice temizlenmelidir ve kafese bir doğum sandığı konmalıdır. Doğum sandığı, ısı yalıtımı iyi olan tahta, sunta, sert plastik gibi malzemeden, 40 x 30 x 30 cm ebatlarında yapılabilir. Doğum sandıklarına bol ve temiz yataklık (kuru ot, ağaç yongası vb.) konur.

Tavşanda doğum genellikle gece ve sabahın erken saatlerinde görülür ve çoğunlukla gözden kaçar. Doğum tamamen hijyenik bir ortamda olmalıdır. Doğum kolay olup, yavruların büyüklüğüne ve sayısına bağlı olarak yaklaşık 7 - 30 dakika sürer. Bazen doğum çok daha uzun sürebilir. Yavruların bir kısmı birkaç saatte doğar, diğerleri bir günde veya daha fazla zamanda doğabilir. Bu yüzden doğum sonrası abdominal palpasyon yapılmalı ve uterusta yavru varsa doğum uyarılmalıdır.

Ankara tavşanlarında bir doğumda doğan yavru sayısı 1 - 15 arasında değişir (ortalama 5 - 6 adet). Ankara tavşanında yavru sayısı ortalaması altı olunca olağanüstü kabul edilir. Yavru sayısı ortalaması sekiz veya daha fazla olunca mortalite artar. Çünkü anne hayvanın sekiz adet memesi vardır. Yavru zarları doğan yavrularla birlikte atılır ve anne tarafından yenir. Bu sırada bazen yavruların da anne tarafından yendiği görülmüştür. Ancak anne genellikle sakat veya çok zayıf doğan yavruları yer. Ayrıca doğum sonrası annenin su ihtiyacı çok fazla olduğu için, kafeste su yetersizliği veya protein, B ve D vitamini yetersizlikleri sonucu da anneler yavrularını yiyebilirler. Ani ve yüksek gürültü, annenin yavrularını yemesine sebep olabilir.

Doğum sonrası uterus çok hızlı eski konumuna döner ve 48 saatten daha az zamanda ağırlığının yarısından fazlasını kaybeder.
YAVRULARIN GELİŞİMİ VE BAKIMI
Ankara tavşanlarında yavruların doğum ağırlıkları 47 - 55 g arasında değişir. Yavrular doğdukları zaman tüysüzdürler, göz kapakları kapalıdır ve göz kapaklarının üzerinde bir tüy vardır. Bu tüy üçüncü gün düşer. Anne, doğurduğu tüysüz yavruları yalayarak temizler ve kurutur. Yavrular gözleri kapalı olmasına karşın, annenin memesini bulabilecek kadar yeterli hareket gücüne sahiptirler ve annelerinin kendileriyle ilgilenmesi için sürekli bağırırlar. Göz kapakları 8. - 13. günde açılır. Açılmadığı durumlarda ılık suyla ıslatılmış pamuk ile gözler silinmek suretiyle açılmaya yardımcı olunabilir. Yavrular 5. - 6. günde tüylenmeye başlar ve iki hafta içinde kısa tüylerle örtülürler.

Doğumdan sonra en az iki gün hayvanlar rahatsız edilmemelidir. Bu sürenin sonunda yavrular kontrol edilmelidir. Bunun için anne başka bir kafese konur ve yuvada ölü yavru varsa alınır. Genel olarak her anneye 6 yavru bırakılmalıdır. Yavru sayısı, annenin meme bezi sayısından fazla olmamalıdır. Bu arada yavruların cinsiyeti de tespit edilmeye çalışılır. Yuvayı kontrol sırasında yavrulara dokunmadan önce, el kokusunun yavrulara geçmesini önlemek amacıyla, el tavşana ve maydanoz gibi kokulu bitkilere iyice sürülür. Aksi taktirde, anne tavşan yabancı kokuyu hissederek yavrularını kabul etmez, hatta onları öldürebilir. Bu yüzden, gerekmedikçe çok küçük yavrulara dokunulmamalıdır.

Doğan yavru sayısı çok fazla olduğu zaman, anne tavşan yavruların hepsine tam olarak bakamayacağı için fazla sayıda yavrular doğumdan sonra 5 gün içinde yeni doğum yapmış başka bir anneye, yani süt anneye verilir. Ayrıca annenin hasta olması veya ölmesi durumlarında da yavrular başka bir anneye verilmelidir. Süt annesi, en az yavru doğurmuş tavşanlar arasından seçilmelidir. Süt annenin yavruları ile beraber beslenecek olan yavrular arasındaki maximum yaş farkı 48 saat olmalıdır. Ayrıca, Fransa'da Ankara tavşanı yetiştiriciliğinde yeni doğan fazla erkekler elimine edilerek yavru sayısı azaltılır.

Düşük sıcaklıklar, özellikle yeni doğan yavrularda yüksek oranda ölümlere neden olur. Yeni doğanlar tüysüz oldukları için, onların bulunduğu ortamın çevre sıcaklığı 28 0C'den az olmamalıdır. Anne tavşanlar, yavruların üzerine emzirmenin dışında yatmadıkları için yuva materyalleri zayıf olduğunda, yeni doğan yavru çok üşür ve ölür. Yavruların sağlığı için doğum sandığı içindeki ısı oldukça önemli olduğundan, doğan yavruları soğuktan koruyabilmek amacıyla taban kısmı elektrikli rezistanlarla ısıtılan doğum sandıkları kullanılabilir.

Tavşanlarda laktasyon süresi 5 - 8 haftadır. Süt miktarı 15. - 21. güne kadar yükselir, daha sonra düşmeye başlar. Dişi tavşan doğum sonrası hemen gebe kalırsa bu düşme daha hızlı olur. Anneler yavrularını günde bir kez ve genellikle sabahları emzirirler. Anneler emzirirken ürkütülmemelidir. Aksi takdirde, memelere asılmış olan yavrular, annenin ani yer değiştirmesiyle dağılabilir ve yavrular yeniden yuvaya toplanamadıklarından açlıktan ve soğuktan ölebilirler. Ankara tavşanlarında uzun yün örtüsünden dolayı, bazen de yavru annesini yeterince ememez ve ölür.

Yavrular 20 günlük olunca, azar azar katı gıdalara geçebilir. Ancak üç haftaya kadar barsak florası oluşmadığı için, ishalden korunmak amacıyla bir yemden diğer yeme geçerken çok dikkatli olmalıdır. Yavrular 30. güne ulaştıklarında günlük gıda ihtiyacının % 20'sinden fazlası anne sütünden sağlanmalıdır. Ancak, ticari işletmelerde süt emme dönemi dört haftadır.

Yavrular, üç aya kadar cinsiyet ayrımı yapılmaksızın birlikte büyütülebilirler, sonra cinsiyetlerine göre ayrılmalıdırlar. Erkekler bu dönemde hırçın oldukları için, ayrı ayrı kafeslere konmalıdırlar. Özellikle scrotal bölgede bulunan testisleri bu kavgalar sırasında yaralanır. Dişiler ise 18 - 20 haftaya kadar birlikte kalabilirler.

Ankara tavşanı yetiştiriciliğinde görülen hastalıkların başında pasteurella, coccidiosis, wool block, myxomatosis, viral haemoragic diseases, tularemi, toxoplasmosis, encephalitozoonosis, tüberkülozis, pseudotüberkülosis, uyuz, kanibalizm, enterotoksemi, ortopedik sorunlar, güç doğum, metritis ve mastitis gelmektedir.

5-DOĞUM:

Doğumdan 1 - 2 gün önce gebe tavşan göğüs ve karın altı tüylerini yolarak ve saman, sap gibi malzemeleri taşıyarak yuva hazırlamaya başlar. Bu davranış, östrogen/progesteron oranının ve prolaktin salgılanmasının artmasıyla ortaya çıkar. Ancak dişi tavşan, her zaman yuva hazırlamaz veya bazen yuva hazırlamasına rağmen yuvanın dışında doğum yapabilir.

Doğum hazırlığı için doğumdan en az bir hafta kadar önce kafes iyice temizlenmelidir ve kafese bir doğum sandığı konmalıdır. Doğum sandığı, ısı yalıtımı iyi olan tahta, sunta, sert plastik gibi malzemeden, 40 x 30 x 30 cm ebatlarında yapılabilir. Doğum sandıklarına bol ve temiz yataklık (kuru ot, ağaç yongası vb.) konur.

Tavşanda doğum genellikle gece ve sabahın erken saatlerinde görülür ve çoğunlukla gözden kaçar. Doğum tamamen hijyenik bir ortamda olmalıdır. Doğum kolay olup, yavruların büyüklüğüne ve sayısına bağlı olarak yaklaşık 7 - 30 dakika sürer. Bazen doğum çok daha uzun sürebilir. Yavruların bir kısmı birkaç saatte doğar, diğerleri bir günde veya daha fazla zamanda doğabilir. Bu yüzden doğum sonrası abdominal palpasyon yapılmalı ve uterusta yavru varsa doğum uyarılmalıdır.

Ankara tavşanlarında bir doğumda doğan yavru sayısı 1 - 15 arasında değişir (ortalama 5 - 6 adet). Ankara tavşanında yavru sayısı ortalaması altı olunca olağanüstü kabul edilir. Yavru sayısı ortalaması sekiz veya daha fazla olunca mortalite artar. Çünkü anne hayvanın sekiz adet memesi vardır. Yavru zarları doğan yavrularla birlikte atılır ve anne tarafından yenir. Bu sırada bazen yavruların da anne tarafından yendiği görülmüştür. Ancak anne genellikle sakat veya çok zayıf doğan yavruları yer. Ayrıca doğum sonrası annenin su ihtiyacı çok fazla olduğu için, kafeste su yetersizliği veya protein, B ve D vitamini yetersizlikleri sonucu da anneler yavrularını yiyebilirler. Ani ve yüksek gürültü, annenin yavrularını yemesine sebep olabilir.

Doğum sonrası uterus çok hızlı eski konumuna döner ve 48 saatten daha az zamanda ağırlığının yarısından fazlasını kaybeder.

6-BARINAK ÖZELLİKLERİ:

Ankara tavşanı, cinsel olgunluğa (3 - 4 ay) eriştikten sonra diğer tavşan ırklarında olduğu gibi bireysel kafeslere alınırlar. Canlı ağırlıkları 4 - 5 kg olan yün tavşanları için minimum kafes ölçüsü 60 x 60 x 50 cm'dir. Ancak damızlık dişi kafeslerde doğum kafesi, kafes içinde olacaksa ölçü 60 x 80 x 50 cm'nin, doğum kafesi kafes dışında olacaksa ölçü 60 x 60 x 50 cm'nin altında olmamalıdır.

Hayvanlar küçük boyutlu kafeste bacaklarını gererek, uzanacak yeterli yer bulamaz, sürekli olarak arka ayakları üzerinde aynı pozisyonda oturmak zorunda kalırlar ve bu durumda ayak tabanı yaraları oluşur. Ayrıca, küçük kafeslerde keçeleşmiş yün oranı da artar. Tavşanlarda ayak kemikleri ile deri arasında yumuşaklığı sağlayan bir kas tabakası yoktur. Deri ve kemikler üzerine gelen basınç, sadece ayak tabanındaki tüylerle tamponlanmaktadır. Ayak tabanındaki deri tabakası çok ince olduğu için taban yaraları çok sık görülmektedir. Ayak tabanı yarasından ileri gelen ağrılar yüzünden tavşanların yem tüketimi düşmekte, buna bağlı olarak da verim ve ömür azalmaktadır. Bu olgularda yün verimi % 25 oranında düşmektedir.

Ankara tavşanları tel tabanlı kafeslerde barındırılamayacak kadar ağırdırlar. Yataklık kullanılmadığı taktirde taban yaralarını önlemenin en iyi yolu kafes tabanında kenarları yuvarlatılmış ahşap ızgara kullanmaktır. Kafeslerde optimum ızgara genişliği 25 - 30 mm, ızgara aralığı ise 10 - 15 mm'dir. Hayvanın yününü temiz tutabilmek için kafes tabanının, idrar ve dışkının çabuk bir şekilde uzaklaştırmasına olanak sağlayacak şekilde düzenlenmesi gereklidir. Ankara tavşanı kafesinin taban ızgaralarında veya tel tabanlı kafeslerde, tüyler ızgaralar veya teller arasında birikebilir. Tüyler bir alev makinasıyla yakılarak temizlenebilir. Ancak, ısının etkisiyle tellerin galvanizi bozulacağından pürüzler oluşur. Bu da taban yarası oluşumunu artırabilir.

Kafeslerin ve ekipmanın yapılmasında kullanılan malzemelerin yüzeyi pürüzsüz olmalı, etkili bir şekilde dezenfekte edilebilmelidir. Kafesler hayvanların birbirlerinin yünlerini yolmalarına engel olacak şekilde düzenlenmelidir. Kafes büyüklüğü, hayvanın ağırlığı ve yün verimi göz önünde tutularak seçilmelidir. Ayrıca, kafes içleri aydınlık olmalıdır.

Ankara tavşanları şiddetli soğuktan daha çok, yüksek sıcaklıktan etkilenirler. En uygun sıcaklık 10 - 25 oC'dir.

Tavşanlar % 55'in altında nem bulunan ortamlardan etkilendikleri halde, yüksek nemden (% 80 - 85'e kadar), hava çok sıcak veya çok soğuk olmadığı sürece etkilenmezler. Tavşanlıklarda nem oranı yaklaşık % 60 - 65 olmalıdır.

Tavşanlarda üreme veriminde ışığın önemli rolü bulunur. Erkek tavşanlarda, günde 8 - 12 saatlik aydınlatmada sperma üretimi ve cinsel aktivite, oldukça yüksek düzeydedir. Buna karşın, dişi tavşanda günde 14 - 16 saatlik ışık uygulamalarında üreme verimi artmıştır. Çoğu yetiştiricilikte, erkek ve dişi tavşan aynı ortamda bulunduğu için aydınlatma süresi günlük 12 - 14 saat, ışık yoğunluğu 1.5 watt/m2 olmalıdır. Işık barınağa eşit oranda dağılmalıdır. Işıklandırmada gün ışığına ilave olarak floresan tüplerden yararlanılabilir. Işık kaynakları hayvanlardan 3 metreden fazla uzakta olmamalıdır. Aydınlatmada ani değişmeler, üreme verimini olumsuz yönde etkiler. Spontan ovulasyonlara, korku ve yaralanmalara neden olur.

Tavşanlar çok ürkek hayvanlar olduğu için gürültüden son derece etkilenir. Özellikle damızlıkların bulunduğu tavşanlıklarda ani gürültüler sırasında oluşan panik sonucunda yavru kayıpları artar. Tavşancılık işletmelerinde gürültü (ani gürültüler, radyo, televizyon sesi, yağmur sesi v.s.) kesinlikle olmamalıdır. Bu yüzden hava alanı ve demiryolları civarına işletme kurulmamalıdır.

Tavşanlıklarda güçlü bir havalandırma ve hijyen de s


Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!
Yorum ekle

Yorum ekle

    • bowtiesmilelaughingblushsmileyrelaxedsmirk
      heart_eyeskissing_heartkissing_closed_eyesflushedrelievedsatisfiedgrin
      winkstuck_out_tongue_winking_eyestuck_out_tongue_closed_eyesgrinningkissingstuck_out_tonguesleeping
      worriedfrowninganguishedopen_mouthgrimacingconfusedhushed
      expressionlessunamusedsweat_smilesweatdisappointed_relievedwearypensive
      disappointedconfoundedfearfulcold_sweatperseverecrysob
      joyastonishedscreamtired_faceangryragetriumph
      sleepyyummasksunglassesdizzy_faceimpsmiling_imp
      neutral_faceno_mouthinnocent
Okunamayan kodu yenilemek için resmin üstüne tıklayınız