Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü
Giriş
Bovine Spongiform Encephalopathy (BSE), "Deli inek" veya "deli dana" hastalığı ilk olarak Nisan 1985 yılında İngiltere'de tespit edilmiş ve 1986 yılında farklı bir hastalık olduğu teşhis edilmiş olan bulaşıcı bir sığır hastalığıdır. Beyin hücrelerindeki normal prion proteinlerin (PrP c ) yerine değişmiş patolojik prion proteinlerin (PrP sc ) geçmesi sonucu, merkezi sinir sisteminde gelişen süngerimsi yapı ile kendini gösteren bir hastalıktır
Spongiform Encephalopathy'ler nadir görülen hastalıklar olup (dünyada yaklaşık milyonda bir olarak görülür), bu grup hastalıklar içinde en iyi bilinenleri, bu yüzyılın başında ortaya çıkan ve BSE'nin insanlarda görüler formu olan Creutzfeldt Jacop Disease (CJD), 1957 yılında Yeni Gine'de belirlenen Kuru hastalığı ve 18.yy'ın başından itibaren koyun ve keçilerde görülen Scrapie hastalığıdır.
Prionlar doğal olarak sinir hücrelerinde PRNP geni tarafın üretilen proteinlerin patojenik varyantlarıdırlar. PRNP geninde meydana gelen mutasyonlar normal gen ürünü olan protein (PrP c ) yerine mutant gen ürünü proteini (PrP sc ) üretmekte ve üretilen mutant protein farklı bir forma dönüşmektedir. Hücrede mutant prion proteinler, normal prion proteinlerin formlarını değiştirerek patojenik hale dönüştürürler. Kimyasal olarak her iki proteinde aynıdır yalnızca şekilleri farklıdır. PrP sc proteinin bu formu enfeksiyonun bulaşmasından sorumludur. PrP sc enzimatik parçalanmaya ve kaynama sıcaklığına dirençlilik gösterir. Prionlar, nöronların akzonları, kan ve lenfositler vasıtasıyla beyine geçer. BSE'nin, patolojik prion proteinlerle bulaşık yem maddeleri, hayvansal kaynaklı yem katkı maddeleri vasıtasıyla sığırlara ve diğer hassas hayvan türlerine bulaştığı kabul edilmektedir. 2004 OIE kayıtlarına göre 23 ülkede BSE vakalarına rastlanmıştır.
BSE nin ortaya çıkışı ve yayılması
Bovine Spongiform Encephalopathy (BSE), "Deli inek" veya "deli dana" hastalığı ilk olarak Nisan 1985 yılında İngiltere'de tespit edilmiş ve 1986 yılında farklı bir hastalık olduğu teşhis edilmiş olan bulaşıcı bir sığır hastalığıdır. Bu hastalık sığırlarda beynin süngerimsi bir yapı almasına sebebiyet vererek ölümüne yol açar. 20 Mart 1996 tarihinde " BSE hastalığının insanlara da bulaştığına ilişkin kuvvetli şüpheler bulunduğu" nun resmen açıklanmasından itibaren, bütün dünya korku ve endişeye kapılmış ve o tarihten bu yana BSE gündemdeki yerini korumuştur.
1986 yılında İngiltere'de " Central Veterinary Laboratory" tarafından farklı bir hastalık olarak tespit edilen BSE, koyunlardaki Scrapie hastalığına benzemekle birlikte ondan farklı bir hastalık olduğu belirtilmektedir. BSE'nin Scrapie'den ölen koyun kadavralarının et kemik unu üretiminde kullanılması ve bu et kemik unlarının sığırlara verilmesi sonucunda ortaya çıktığı sanılmaktadır.
İngiltere'de hayvanlarda protein kaynağı olarak kullanılan et-kemik ununun hazırlanması aşamasında önceleri kullanılan yüksek ısı ve çözücüler ile yağların ekstraksiyonu gibi çeşitli işlemleri parasal kaybı aza indirgemek için (dolayısı ile petrol ürünlerinden organik çözücülerin fiyatlarındaki artışlar), 1980-1989 yılları arasında uygulamadan çıkartılmasının hastalık etmeninin ortaya çıkışı üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir. Rendering metotlarında yapılan değişikler sonucu; scrapie'li koyun veya gizli kuluçka periyodunda olan BSE'li ineklerden hazırlanan et-kemik ununun hayvanlara yedirilmesinin, BSE salgınının başlamasında temel faktör olduğu düşünülmektedir. Koyun-keçi "Scrapie prion proteini" nin sığıra adapte olarak "BSE prion proteini" şekline dönüştüğü kabul edilmektedir. Hastalık İngiltere'den canlı hayvan ve hayvan ürünleri ve rendering ürünlerinin ithali ile diğer ülkelere bulaştığı belirtilmektedir. 2004 yılı Nisan ayı sonlarına kadar 23 ülkede BSE görülmüştür (Tablo 1).
Tablo 1. BSE den ölen hayvan sayısı.
Ülke adı |
BSE den ölen sığır |
Büyük Britanya |
182588 |
İrlanda |
1420 |
Portekiz |
898 |
Fransa |
919 |
İsviçre |
453 |
Almanya |
322 |
İspanya |
442 |
Belçika |
124 |
İtalya |
54 |
Hollanda |
76 |
Danimarka |
14 |
Slovakya |
15 |
Japonya |
11 |
Lichtenstein |
2 |
Çek Cumhuriyeti |
10 |
Polonya |
15 |
Finlandiya |
1 |
Yunanistan |
1 |
Luxemburg |
1 |
Slovenya |
4 |
Umman |
2 (1989 ithal inekler) |
Kanada |
2 (1993 ithal inek) |
Falkland adaları |
1 (1989 ithal inek) |
Toplam |
187 375 |
Ülkemizde BSE hastalığı ile ilgili bir vaka bildirilmemiştir
Hastalık etmeni
Bu bugüne kadar tam olarak açıklanamamış olmakla birlikte hastalık etmeni ile ilgili çeşitli teoriler ortaya atılmıştır. Bunlardan, Hastalık yapıcı prion protein teorisi 1982 yılında Stanley Prusiner tarafından öne sürülmüştür ve araştırıcı bu teorisi ile Nobel ödülüne layık bulunmuştur. Bu teoriye göre; Prion protein (PrP c yaklaşık 254 amino asitten oluşmuştur), vücutta birçok dokuda ve özellikle beyinde bulunan normal bir membran glikoproteinidir ve nöronlara glikoinozitol fosfolipid bir bağ ile bağlanmıştır. Birçok araştırma sonucunda, bilim adamları prion hastalıklarında patojen bileşiğin Scrapie prion protein (PrP sc) olduğunu ortaya koymuşlardır. PrP sc ve BSE prion protein (PrP BSE ) olarak isimlendirilen bu proteinlerin vücutta normalde bulunan PrP c 'den meydana geldiği bildirilmektedir. PrP c ve PrP sc birbirlerine benzer olmaları ve aynı amino asitleri aynı sırayla içermeleri nedeniyle, fark anlaşılamadığından bağışıklık şekillenmeyeceği bildirilmektedir. Bu hastalık sınıfını, virus, bakteri, mantar ve bilinen diğer patojenlerden ileri gelen hastalıklardan ayırmak için de "Prion hastalıkları" terimi kullanılmıştır. Ayrıca PrP c ve PrP sc 'nin 3 boyutlu molekül yapılarında farklılık olduğu belirtilmektedir.
Prion proteinin özellikleri ve inaktivasyonu
En küçük virüslerden 100 defa daha küçük olmaları ve filtrelerden geçebilmeleri gibi boyutları ile ilgili değerler nedeniyle küçük virüs sınıflarına konulmasına karşın, DNA ve RNA ihtiva etmemeleri, proteaz ve nükleazlar ile muamelelere, ısı, UV ışınlara dirençli olmaları gibi nedenlerle virüslerden ayrı karakter taşıdıkları bildirilmektedir. Prionların; 100°C de ısıtma ve mikrodalga ışınları ile yeterince inaktive olmadıkları, dezenfektanlara karşı oldukça dirençli oldukları ve pH değişmelerinden etkilenmedikleri bildirilmektedir. Aynı zamanda prionların toprakta biyolojik olarak dekompoze canlılıklarının 3 yıl kadar devam ettiği ifade edilmektedir. Ayrıca PrP c proteinaz-K ile tahrip olurken, PrP sc 'nin bu enzime dirençli olduğu, PrP c sodyum duodesil sülfat adlı deterjan ile çözünürken, PrP sc çöktüğü belirtilmektedir.
Prion proteinlerinin inaktivasyonu için önerilen yöntemler Tablo.2' de verilmiştir. Ancak bu yöntemlerin tam olarak etkili olmadıkları da bildirilmektedir.
Tablo 2. Prion proteinleri için önerilen inaktivasyon yöntemleri
360°C kuru ısıda 1 saat 134- 137°C de 18 dakika veya aynı ısıda ve her biri 3 dakika olacak şekilde 6 kez otoklavlama % 2 aktif klor içeren sodyum hipoklorit de 1 saat 2 Molar sodyum hidroksitte 1 saat |
BSE Hastalığının Teşhisi ve Belirtileri
Hastalık etkeni alındıktan sonra sığırlarda 2-6 yıl, insanlarda 8-10 yıl sonra kendini göstermesi enfeksiyonun önceden teşhisini zorlaştırmaktadır. Hastalıklı hayvanlar ancak beyinlerinin incelenmesi ile teşhis edilebilirler. Hastalığın tedavisi yoktur, hastalık belirtileri görüldükten sonra 1-2 ay içinde ölüm olur.
BSE'li hayvanlarda klinik olarak sinirsel semptomlar gözlenir ve bunlar üç kategori altında toplanır.
1. Davranış bozuklukları (Olayların % 98'inde) : Huzursuzluk, sinirlilik, heyecan, öfke, dikkat, korkaklık, kas titremesi, başın aşağıda durması, salya artışı, diş gıcırdatma, burun oynatma, arka ayaklarla başı kaşımaya çalışma ya da duvara sürtme, toprağı eşelemek, son safhada sabit şekilde durma gibi gözlenebilir.
2. Duyarlılık bozuklukları (Olayların % 95 inde) : En dikkat çekici olan ses veya dokunmaya karşı aşırı duyarlılıktır. Baş, boyun, omuz, sağrı ve bel bölgesine dokunulduğunda çoğunlukla savunma reaksiyonuna neden olur. Sağımda da dokunmaya karşı şiddetli tekmeleme eğilimi gösterebilirler.
Hayvanın yakınında metal bir kaba vurulduğunda, BSE'li sığır her bir darbede huzursuz olur ve geri çekilerek reaksiyon gösterir.
Optik uyarılara aşırı duyarlılık: Hasta hayvanlar çoğunlukla huzursuzdur, geri çekilirler ve karanlık bir yerde aniden ışık açılır ya da ışık kaynağı hastalıktan şüpheli hayvanlara karşı yöneltilirse korku reaksiyonu gösterirler.
3. Hareket bozuklukları (Olayların % 93 nde) : Hasta hayvanlar çoğunlukla tereddütlü, tutuk ya da horoz benzeri yürüyüşler, dönme bozuklukları, dört bacakta özellikle arka bacaklarda uyumsuzluk ve güçsüzlük, gözlenebilir. Son devrede hayvanın yıkılıp çöküşü ve sabit halde yatışı dikkati çeker.
Bunların dışında ağırlık kaybı, vücut kondisyonunda düşme, süt üretiminde azalma gibi genel klinik semptomlar gözlenir ve sonunda hayvan ölür.
Bulaşma
Hastalığın en önemli bulaşma kaynağı hasta hayvanların et-kemik unlarının hayvan yemi olarak kullanılmasıdır. Laboratuar şartları altında BSE'li sığırlardan alınan beyin dokusu ile koyun, keçi, mink, fare ve sığırların beslenmesi sonucu oral taşınma başarılmıştır. Tabii şartlarda oral taşınmanın gerçekleştirilebilmesi için 100.000.000 partikül içeren proteinin ağız yoluyla alınması gerekmektedir.
Tablo 3.BSE etmeninin bulunduğu kısımlar
Risk Derecesi |
Hastalık etmeninin bulunduğu kısımlar |
I. Derece (Yüksek) |
Beyin, Omurilik |
II. Derce (Orta) |
Dalak, Bademcik, Lenf düğümcükleri, İnce bağırsak, Kalın Bağırsağın üst kısmı |
IIIa. Derece (Zayıf) |
Siyatik Sinir, Hipofiz bezi, Böbrek Üstü bezleri, Kalın bağırsağın alt kısmı, Burun mukozası |
IIIb. Derece (Çok Zayıf) |
Beyin-Omurilik sıvısı, Kemik iliği, karaciğer, akciğer, pankreas |
IV. Derece (Tespit edilemez) |
İskelet kasları, kalp. Meme bezleri, Kolostrum, Süt, Kan pıhtısı, Serum, Dışkı, Böbrek, Troid bezi, Tükürük bezleri, Yumurtalık, Rahim, Testis, Sperm kanalı |
I. ve II. Derce deki organlar 1 Ekim 2000 tarihinden itibaren bu kısımların yiyecek olarak kullanılması yasaklanmıştır. Bu yasak Avrupa çapında bu organların hayvan yemi olarak kullanılmasını da kapsamaktadır.
Kümes hayvanları ve balık bugünkü bilimsel açıklamalara göre güvenilirdir. Koyunlar da 200 yıldır bilinen scrapie'nin insanlara geçtiği görülmemiştir.
Bebek maması için üreticiler genelde et kullanırlar. Bu etler, genç ve seçilmiş kesim sığırlarından elde edilir. Kaslar güvenilir olarak kabul edilmektedir. Bu sebeple bebeklerin bu hastalığa yakalanma riskinin oldukça düşük olduğu düşünülmektedir.
İnsan ve hayvanlarda görülen encephalopathy'ler
Sığırların BSE hastalığı, transmisible spongiform encephalopathy (bulaşıcı süngerimsi beyin hastalığı = TSE) olarak tanımlanan daha genel bir grup içinde yer almaktadır. Bu grup hastalıklar içinde en dikkati çekenler koyunlarda scrapie, ineklerde BSE ve insanlarda CJD'dir. Hayvanlar üzerindeki çalışmalar devam ederken, 1986-1996 yılları arasında İngiltere'de CJD'den ölen insanlar arasında bulunan 10 kişinin yaşının 16-42 yaş arasında bulunması (normalde 55-60 yaşından yukarı olması gerekirdi), klinik tablo ve hastalık seyrinin klasik CJD den bazı farklılıklar göstermesi ve bu kişilerden en az ikisinin BSE çıkan çiftliklerde uzun süre yaşamış olmaları dikkat çek"ştir. " varyant CJD" (vCJD) olarak isimlendirilen bu yeni bulaşıcı hastalık (TSE) olguları ilk olarak 20 Mart 1996 tarihinde resmen açıklanmış ve " bu yeni hastalığın sığırlardaki BSE hastalığı ile ilişkili olabileceğine ilişkin kuvvetli şüpheler bulunduğu" ilgili bütün uluslararası bilim ve sağlık otoritelerince kabul edilmiştir. Creutzfeld-Jakob'un yeni formunun (vCJD) ortaya çıkışından sonra bir diğer bulaşma riski, prionlar ile enfekte bireylerden alınan kan ve plazma ürünleri vasıtasıyla enfeksiyon olasılığıdır.
Türler arası geçişin ancak konakçı PrP c ile verici PrP sc nin amino asit dizileri arasında benzerliğin varlığı halinde mümkün olabileceği ve benzerliğin inkübasyon periyodunu da etkileyeceği belirtilmektedir. koyun ve inek PrP c' lerinde sadece 7 amino asitte farklılık olması nedeniyle kontamine gıdalar ile kolayca ineklere hastalık etmeninin transfer olabileceği belirtilmektedir. Aynı nedenle BSE'nin insanlara aktarılamayacağı düşünülmüş, ancak 1996 yılında İngiltere'de insanlarda BSE ile ilişkilendirilen yeni bir varyantın (nvCJD) saptanması ile tür bariyerinin kırılabileceği öne sürülmüştür.
Alınan önlemler
Hastalık vakalarının görülme oranında hızlı artış olması, 1985-1986 yılından sonra bu hastalığın kontrol altına alınabilmesi yönünde bazı tedbirler alınmasını zorunlu kıldı. Bunlar;
1.1988 yılı Haziran ayında;
a. BSE ihbarı mecburi hastalık olarak kabul edildi.
b. Şüpheli hayvanlar kontrol altına alındı.
c. Şüpheli hayvanlar damızlıktan çıkarıldı.
2. 1988 yılı Temmuz ayında;
a. Ruminantların hayvansal (rumen) kaynaklı proteinlerle (rendering ürünleri) ile beslenmesi yasaklandı.
b. I. ve II. Derce deki organlar ile tüm türlerin beslenmesi yasaklandı.
Ülkemizde BSE' yi önleme için neler yapılmaktadır?
Ülkemizde 3285 sayılı Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanununun 7. ve yönetmeliğin 15. maddesi gereğince 25.05.1990 tarihinde ülkemiz insan ve hayvan sağlığının korunması amacıyla İngiltere, Kuzey İrlanda ve İskoçya'dan çift tırnaklı canlı hayvan,hayvan ürünleri, hayvansal orijinli yem katkı maddeleri ve bu maddeleri ihtiva eden yemlerin ülkemize ithali yasaklanmıştır. Ayrıca 27.03.1996 tarihinde Fransa, Portekiz ve İsviçre'ye, 07.04.1997'de Hollanda'ya, 29.11.1997 tarihinde Belçika'ya, 29.08.2000 tarihinde Danimarka'ya, 29.11.2000 tarihinde Almanya ve İspanya'ya, 15.12.2000 tarihinde Liechstenstein ve Lüksemburg'a ve 23.01.2001 tarihinde İtalya'ya yasaklama getirilmiştir.
http://ciftci.ksu.edu.tr/dokumanlar/delidana.htm
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!