Çevre denince aklımıza illa batan petrol tankeri mi gelmeli veya eriyen buzul mu gelmeli yada nesli tükenmekte olan komodo ejderhaları mı gelmeli?. Yanı başımızdaki kokarcadan beter mikrop yuvaları haline gelmiş şehirlerdeki ve köylerdeki umumi tuvaletler neden akla gelmez. Ta kutuplardaki buzullara çözüm üretilirken buralara neden bir çare bulunmaz.

Ülkeler; köyleri ile şehirleri ile topyekün ayağa kalkarlar. Bu kalkış esnasında alışkanlıkları ve kültürler gelişerek değişir. Çünkü toplumlar ve dolayısıyla ülkeler canlı varlıklardır. Bizde tersine mi oluyor ne?!!

Bir zamanlar Avrupanın Versay sarayında tuvalet yokken,  Fransızların şehirlerinde, evlerinin camlarından sokaklara  ifrazatlarını boca ettiklerinden şapkalar icad edilirken, banyo yapmadıkları için kötü koktuklarından parfümlar icad ederlerken biz onlara temizliğin kurallarını ve kurumlarını anlatmış, öğretmişiz. Ama. Maalesef bu günkü geldiğimiz nokta itibariyle kelimenin tam anlamıyla sınıfta kalmışız. Bu gün "Batıda" demeyi hiç sevmiyorum ama mecburen bu örneği veriyorum çünkü kıyasa oradan başladım. İtalyada bir şehirden diğer bir şehre giderken yol üzerinde alalade bir tesiste mola verdik. Tuvaletlerin zemininde ıslaklıktan eser yoktu. Drenaj süper. Koku yoktu. Sifonların tamamı çalışıyordu. Kağıdı sabunu tam ve pırıl pırıldı. Kapıda "free" yazıyordu.

Ya bizim Üsküdarın .....meydanının yanı başındaki tuvalet veya Eminönü meydanının yanıbaşındaki tuvalet, bir başka yer şişlideki umumi tuvalet. Yahutta bilmem hangi kasaba veya köyün umumi tuvaletleri, okulların tuvaletleri..... bir kere baştan çok çok mecbur kalınmamışsa oraya gidilmez. Çok çaresiz iseniz paçaları dizlere kadar kıvırın. Çünkü içeri adımınızı atınca suya düşeceğiniz garanti. İkincisi nefes almayın ve gözünüzü iyice kısın. Kokudan şişersiniz. Gözünüzü asit yakar. Taşlardaki delikler tortudan iyice tıkanmıştır. Kapıların arkası yazılı içerde  pislik dolu ve sifonlar asla çalışmaz.

Böyle mi olmalı?!! Böyle büyük ve köklü bir medeniyetin torunlarının şehri böyle olmamalı. Ben eminim ki Türkiye ye gelen her bir turist biz bir zamanlar nasıl onların pisliğini konuşuyor idiysek şimdi onlar bizim pizsliğimizi konuşuyorlardır.

Sayın Belediye Başkanlarım, Sayın Valilerim, Sayın Kaymakamlarım, Sayın Muhtarlarım.... Kısacası Sayın Yetkililerim. Lütfen bu konuda üzerimize düşeni yapalım. Lütfen bu işletmelere( işletmeler diyorum çünkü hepsi paralı ) makul bir iyileştirme süresi verip gereğini yapmayanların gereğini biz yapalım. Kapatalım-yıkalım gitsin. Şehrin göbeğinde köşe başlarında her birisi yüzük taşı gibi duran güzelim camilerimizin yanı başında birer pislik abidesi gibi duran umumi tuvaletleri barındırmayalım.

Yeniden bizim temizliğimiz konuşulsun çünkü biz büyük bir medeniyetin torunlarıyız.  Yeniden kendi benliğimizi bulup örnek olalım.

Selam ve dua ile...

Kenan ALBAYRAK
Zıraat Mühendisi

Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!