MEYVE HASTALIK ve ZARARLILARI
ELMA KARALEKE HASTALIĞI
(Venturia inaequalis)
Hastalığın belirtileri ağacın yaprak, meyve ve sürgünlerinde görülür. Yaprağın üst ve alt yüzünde oluşan lekeler başlangıçta yağlımsı görünüştedir, giderek zeytin rengini alır ve daha sonra da kahverengileşir. Lekeler kadifemsi yapıdadır ve bu kısımdaki dokular zamanla ölür, üzerinde çatlaklar ve delikler oluşur. Ağır enfekteli yapraklar erkenden sarararak dökülür.
Meyvedeki lekeler yeşilimtrak olup zamanla kahverengine dönüşür. Küçük lekeler zamanla birleşirler ve bu kısımlarda meyvenin gelişmesi durduğu için deforme meyveler oluşur.
Elmada sürgün enfeksiyonları bazı duyarlı çeşitlerde görülür. Lekeler oval veya yuvarlak kabarcıklar şeklindedir. Püstül olarak tanımlanan bu kabarcıklar ilkbaharda çatlar ve içinde oluşan konidi yatakları açığa çıkar. Püstüller zamanla birleşerek "uyuz" veya "sıraca" denilen yaraları oluşturur.
Hastalığın zararı doğrudan veya dolaylı olmaktadır. Yaprak enfeksiyonları nedeniyle fotosentez ve solunum olayları engellendiğinden, ağaç yıldan yıla zayıflamaktadır. Hastalık nedeniyle oluşan ürün kaybı ortalama % 20-45 arasında değişir. Hastalık ülkemizde elma yetiştirilen tüm bölgelerde yaygın olarak görülmektedir.
Elmakaralekesi (V.inaequalis).
Meyvedeki zararı
MÜCADELESİ
Kültürel önlemler
Sonbaharda yere dökülen ve primer enfeksiyon kaynağı olan karalekeli yapraklar toplanıp yakılmalı veya sürüm ile toprağa gömülmelidir. Var ise sıracalı dallar budanıp yakılmalıdır. Ağaçlar, yaprakların daha hızlı kurumasını sağlayacak hava akımına izin verecek uygun aralıklar ile dikilmelidir. Aynı amaçla ve ilaçla kaplamanın arttırılması için ağaçlar düzenli olarak budanmalıdır.
Kimyasal mücadele
Kimyasal mücadele tahmin ve uyarı esaslarına göre uygulanır. Buna göre, birinci ilaçlama doğada askospor uçuşu başladıktan sonra ağaçların duyarlı fenolojik döneme ulaşması ve enfeksiyon periyodunun oluşması durumunda yapılır. Karadeniz Bölgesinde birinci ilaçlama fenolojiye göre sigorta şeklinde yapılabilir. İkinci ve diğer ilaçlamalar bir önceki ilaçlamada kullanılan ilacın etki süresi ve enfeksiyon periyodunun oluşması dikkate alınarak yapılır. İlaçlamalara son vermede, askospor uçuşunun sona ermesi, primer enfeksiyonlar ve enfeksiyon periyodu oluşumu dikkate alınır.
İlaçlamalarda kullanılacak ilaçlar, enfeksiyon oluşumundan sonra geçen süre, külleme veya diğer başka hastalıklara da etkili olup olmama, duyarlılık azalışı, elma bahçelerinde saptanan yararlılara etkisi ve kalıntı açısından değerlendirilerek Elma karalekesi hastalığına karşı ruhsatlandırılmış ilaçlar arasından aşağıdaki ilkeler doğrultusunda seçilir:
Ø Fenolojik dönem uygunsa (çiçeklenme öncesi ) bakırlı preparatlara yer verilmelidir.
Ø Zorunlu olmadıkça tek yer engelleyici fungisitler kullanılmamalı; çok yer engelleyici fungisitlere öncelik verilmelidir.
Ø Tek yer engelleyici fungisitler zorunlu olarak kullanılacaksa etki şekli farklı gruplar dönüşümlü olarak kullanılmalıdır.
Ø Karışım preparatlara öncelik verilmelidir.
Ø Bahçede küllemeye karşı da mücadele yapılacaksa her iki hastalığı da kontrol eden ilaçlar seçilmelidir.
Ø İlaçlama programına külleme ilaçlaması ile başlanılması durumunda gelecek karaleke ilaçlaması, küllemeye karşı uygulanan fungusitin etki süresi içinde kalıyorsa yapılmamalıdır.

ELMA İÇKURDU (Cydia pomonella)
Elma içkurdu kışı daha çok ağaç gövdesinin çatlamış kabukları arasında, kısmen de yere dökülmüş toprakta bulunan kalıntılar arasında, ambalaj ve depolama yerlerinde ördükleri kokonlar içerisinde olgun larva döneminde geçirmektedir. Kışı geçiren olgun larva mayıs başlarına doğru pupa olur. İlkbaharda ergin çıkışı genellikle mayıs ( bazı yıllar nisan ortalarında) ayında başlamakta ve bazen temmuz ortalarına kadar devam etmektedir. Ergin kısa bir preovipozisyon döneminden sonra yumurta bırakmaya başlar, ancak bunun için akşam alacakaranlık sıcaklığının üst üste iki gün 15°C' nin üzerinde olması gerekmektedir.
Bir dişi 30-70 yumurta bırakır. Yumurta önceleri yapraklara, ince dallara, daha sonra meyvelere teker teker bırakılmaktadır. Yumurtadan çıkan larvalar genellikle 4-8 saat içerisinde meyveye girer. Larva meyveye çiçek çukurundan veya elmanın yan tarafı ile sapa yakın kısımlarından içeri girdikten sonra meyvenin merkezine doğru tünel açarak ilerler. Elma içkurdu larvası meyvenin çekirdekleri üzerinde de beslenir. Bu özelliği ile çekirdekler üzerinde beslenmeyen meyve içinde zararlı diğer türlerden ayrılabilmektedir. Meyve içinde 30-40 gün beslenerek olgunlaşan larva, ağaç gövdesinin çatlamış kabukları arasında veya toprakta bulunan kalıntılar arasında kokon örmek üzere meyveyi terkeder. Bu larvalar daha sonra pupa olarak ya aynı yılın yaz erginleri şeklinde çıkar veya pupa olmayıp diyapoza girerler.
Elma içkurdu ergin Olgun Larva ve Kokon Meyvedeki Zararı
ZARAR ŞEKLİ
Elma içkurdu başta elma olmak üzere armut, ayva, ceviz ağaçlarının en önemli zararlısıdır. Doğrudan meyvede zarar yapan larvalar, meyveleri delerek içlerinde galeriler açmakta, etli kısmını ve çekirdek evini yiyerek pislikler bırakmaktadır. Bütün bunların sonucu olarak meyvelerin dökülmesine, ağaçta kalabilen kurtlu meyvelerin ise niteliğinin bozulmasına ve dolayısıyla elmanın piyasadaki değerinin düşmesine neden olmaktadır. Mücadele yapılmayan bahçelerdeki zarar % 60-100 olabilmektedir. Ülkemizde elma üretim bölgelerinin her yerinde bulunmaktadır.
MÜCADELESİ
Kültürel önlemler
Ø Öncelikle elma bahçelerinin, elma içkurdunun diğer konukçusu olan armut, ayva ve ceviz gibi meyve ağaçları ile karışık olarak kurulmamasına özen gösterilmelidir.
Ø Elma ağaçlarının altına dökülen meyveler toplanıp uzaklaştırılmalı, ambalaj ve depolama yerleri elma bahçelerinin kenarına kurulmamalıdır.
Ø Bahçenin sürümüne özen gösterilmeli ve ağaç gövdelerine haziran ayı başlarında oluklu mukavvadan tuzak bantlar sarılmalı, bunlara gelen larvalar haftalık kontrollerle imha edilmelidir.
Biyolojik mücadele
Yumurta parazitoiti Trichogramma türleri ile larva ve pupa parazitoitleri E. ragica , T. enecatör ve A. quadridentatus Elma içkurdunun biyolojik mücadelesinde kullanılabilecek önemli faydalılardır. Ancak bu zararlının ekonomik zarar eşiği çok düşük olduğu için, sadece biyolojik mücadele etmenleri ile baskı altında tutmak mümkün olmamaktadır.Yararlı türlerden azami derecede yararlanmak için ;
Ø Zararlının doğal düşmanları iyi tanınmalıdır.
Ø Etkili olan türler, özellikle yumurta parazitoitleri kitle halinde üretilerek veya başka yerlerden getirilerek bahçelere salınmalıdır.
Ø İlaçlama programları yararlıları koruyacak biçimde hazırlanmalı, bu amaçla seçici ilaçlara öncelik verilmelidir.
Bu yöntemden Ege Bölgesi koşullarında başarılı sonuçlar alınmaktadır. Ancak, yöntem, düzenli ve izole edilen bahçeler ile populasyonun düşük olduğu (2-3 diyapoz larva / ağaç) bahçelerde etkilidir. Bu konuma sahip bahçelerde ergin uçuş periyodu boyunca her ağaca 1 adet cinsel çekici tuzak (pherocon tipi) asılır. Tuzaklar hakim rüzgar yönünde ve yerden 1.5-2 m yüksekliğe asılır ve kapsüller 4-6 haftada bir değiştirilir.
Bu yöntemle Elma içkurdu erginleri kitle halinde yakalanmakta ve zararlı populasyonu düşürülmektedir. Aynı bahçede birkaç yıl uygulama yapıldığında sonuç daha olumlu olmaktadır.
Kimyasal mücadele
Elma içkurdu mücadelesinde hedef her döle ait larva çıkışı süresince ağaçları ilaçlı bulundurarak yumurtadan çıkan larvaları meyve içine girmeden önce öldürmektir.Ancak bu mücadelede üründe %2' ye kadar zarar hoşgörü ile karşılanır. Bu nedenle zararlının populasyon seviyelerinin bilinmesi ayrı bir önem taşır. Döllere ait ilk ilaçlama zamanlarını sağlıklı bir şekilde saptamada, ilk larva çıkışlarının belirlenmesi çok önemlidir. Ancak etki şekli bakımından farklı özellik gösteren preparatlar kullanıldığında (Diflubenzuron gibi ) ilaçlama zamanı öne (yumurta dönemi) alınabilir. Bunun için kışlayan ve yazlık döllerin ergin çıkış ve uçuş süresi ile yumurtaların bırakılması ve açılışlarının izlenmesi gerekir.Bunların kesin olarak saptanması için cinsel çekici tuzaklar, etkili sıcaklıklar toplamı, 500 (25x20) meyve kontrolü ve tuzak bant yöntemlerinden yararlanılır. Bu yöntemlerden elde edilen veriler esas alınarak, Elma içkurduna karşı birinci döle 20 gün aralıklarla 2, ikinci döle karşı ise 1 olmak üzere toplam 3 ilaçlama yapılmakta ve genellikle bu uygulama yeterli olmaktadır.



Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!