
Hatta kimi kentlerde sadece ağaçlandırılmış birkaç yol ve meydan kamunun sahip olduğu simgesel yeşil alanlar olarak kalmıştır.
Planlı gelişen kentlerde yollar kentin iskeletidir ve kentlerin gelişim yönünü belirler. Eğer topoğrafik yapı ve hâkim rüzgârlar iyi değerlendirilmiş ise geniş bulvarlar aynı zamanda kentin havalanmasını sağlayan koridorlardır. Yolların kırsal alana geçilen bölgelerinde yapılan ağaçlandırma uygulamaları kentsel ve kırsal peyzaj arasındaki bağlantıyı kurar. Kent girişleri kentlerin saygınlık alanlarıdır. Kente ilk gelen kişi kentle ilgili ilk izlenimlerini burada edinir. Çağdaş kentlerde bu izlenime önem verilir ve burada yol ağaçlarının payı büyüktür (Aslanboğa 1986).
Kentlerde ağaçların insanlara en yakın ve yararlı oldukları yerler yol mekânlarıdır. Ancak bu alanlar giderek ağaçlar için uygun bir yaşam ortamı olmaktan uzaklaşmaktadır. Aslında orman ekosisteminin birer öğesi olan yol ağaçları, kent ekosisteminin ve kentsel yapılaşmanın olduğu kadar yaşamın da yoğun biçim de sürdüğü yol boylarında çeşitli baskıların etkisi altındadır. Bu baskılar nedeniyle sağlıklarını yitirmekte, kırsal alandaki türdeşlerine oranla daha yavaş büyümekte ve daha kısa ömürlü olmaktadırlar. Sonuç olarak, kent halkının kendilerinden bekledikleri işlevleri yeterince yerine getirememektedirler.
Ağaçların fiziksel ve ekolojik yararlarını önemseyen çağdaş kentlerde, yol ağaçlamaları kent planlaması çerçevesinde irdelenmekte ve yeni yapılacak ağaçlamalar bir sisteme göre uygulanmaktadır. Bir taraftan var olanların korunması ve yetişme yeri koşullarının iyileştirilmesi çabaları sürdürülürken, diğer taraftan da kent ekosisteminin ağaç yaşamı için olumsuz etkilerine daha az duyarlı ağaç türlerinin yetiştirilmesine çalışılmaktadır. Bütün bu çabaların temelini tasarım, teknik ve estetik' bilgilerin yanı sıra biyolojik ve ekolojik bilgilerin oluşturduğu ortadadır (Aslanboğa 1986).
Kentlerdeki binalar, yollar, yeşil alanlar doğal yüzeysel yapıyı değiştirmektedir. Bunun sonucu olarak; güneş ışınlarının yansıtılması ve sıcaklık kapasitesi değişmekte, yer yüzeyi daha pürüzlü bir yapı kazanmakta, rüzgârın hızı azalmakta, konveksiyon olayı artmakta, buharlaşma yüzeyleri azalmaktadır. Isıtma ve endüstriyel işlemler sonucu ek sıcaklık üretimi söz konusu olmakta ve özellikle kışın radyasyon yüzeyleri artmaktadır. Böylece kentler çevrelerine göre daha sıcak adaları oluşturmaktadır.
Kentler, genellikle açık araziye ve ormanlara kıyasla daha sıcak olurlar. Çünkü binalara ait duvarlar ve çatıları, asfalt yolları açık alanlara kıyasla daha büyük bir ışınlanma yüzeyine sahiptirler, dolayısı ile daha çok güneş enerjisi adsorbe ederler. Ayrıca kent içine düşen yağış suları asfalt yol ve meydanlarda çabucak akarak kanalizasyona giderler. Bu nedenle güneş radyasyonu bu yüzeylerde, açık alandaki nemli bir toprağa kıyasla daha etkili olur ve bu yüzeyleri daha çok ısıtır. Bu sert yüzeyli kent içi yapıların karasal radyasyon ile ısı kaybı da daha yavaş olacağından, kentin ortalama sıcaklığı daha yüksek olmaktadır
Kent içindeki beton, taş, asfalt gibi katı cisimler ısıyı, kent çevresindeki yeşil alanlara kıyasla 10 kez daha çok ilettiğinden gündüzleri çok ısınır. Gece de yapı yoğunluğuna göre ısı kaybı o derece az olur. Çünkü kent üzerindeki yoğun (kirli) hava karasal radyasyonu çok azaltır (Çepel 1994).
Kent üzerindeki kirli havanın güneş radyasyonunu yüzde 15-20 oranında azalttığı belirlenmiştir. Eğer kent yeşillendirilirse, özellikle ağaçlar kirli havayı süzdüğü, tozların büyük bir kısmını tepe taçları ile tuttuğu için, dolaylı olarak kente gelen güneş enerjisi miktarını arttırırlar (Çepel 1994).
Kent içi yol ağaçları konumlarına göre farklı oranlarda ışıktan yararlanırlar. İki tarafında yüksek binaların yer aldığı değişik yönlerde uzanan caddelerde, gün içerisinde farklı saatlere göre güneşin değişik gölge etkileri görülmektedir. Doğu batı istikametinde uzanan bir caddede, yolun kuzey tarafındaki ağaçlar güney tarafındakilerden daha fazla ışık alır. Kuzey güney istikametinde seyreden bir caddenin iki tarafındaki ağaçlar gün boyu eşit derecede ışık alırlar (Ürgenç 1990).
Ağaçların asıl yetişme ortamları orman ekosistemleridir. Ormanı oluşturan ağaçlar varlıklarını diğer canlı ve cansız doğal faktörlerin yanı sıra karşılıklı yardımlaşma ve savaşım içinde sürdürmek zorundadırlar. Orman dışında açık alanlarda tek başına yaşayabilen ağaçlar güçlü rüzgârlara, kızgın güneş ışınlarına dayanıklı, hızlı sıcaklık değişmelerine uyum sağlamış, don olaylarına karşı dirençli, fakir topraklarda bile yetişebilen türler olmalıdır.
Kent yollarına dikilmiş olan ağaçlar genellikle orman dışındaki açık alanların olumsuz etkilerine benzer koşullarda yaşamak zorunda kalmaktadırlar.
Kent içi yeşil alanlardaki toprak sıkıştırılmış olduğundan su tutma kapasitesi azalmıştır. Toprak yüzeyi kaplı olduğundan ağaçlar yağmur suyundan yeterince yararlanamaz. Toprakta yeterli su olmazsa ağaç kökleri gelişemez, mikroorganizmalar aktivite göstermez ve organik madde ayrışamaz
Kent yollarının düzenlenmesi, genellikle içinde yoğun miktarda inşaat artıkları, kireç ve tuğla kırıkları bulunan ya da temel kazılarından çıkan ham topraklar1a yapılır. Toprağa karışmış durumda olan inşaat malzemeleri içindeki yüksek kalker oranı nedeniyle, orman topraklarının çoğu ile karşılaştırıldığında, daha yüksek bir PH değeri içerdiği görülür. Yüksek PH değeri ağaçların demir, alüminyum, manganez, bakır ve çinko gibi elementlerle beslenmelerini engellediği gibi, toprakta mikroorganizma florasının oluşumunu da etkiler (Şahin 1989).
İnsanın bulunduğu mekanı algılamasında, kavramasında ve mekan ile duygusal bir bütünleşme yaşamasında önemli rol oynayan elamanlardan birisi olması, yolların insan yaşamındaki etkisini bir kat daha artırmaktadır.
Yaşamımızda büyük önemi olan yolların tasarımı da önem kazanmaktadır. Özellikle yollara estetik değer kazandıran yol ağaçlandırmaları, çeşitli nitelikleriyle yollar için önemli olmaktadır ve üzerinde dikkatle durulması gereken bir konudur.
Şehir kimliği oluşturan elemanlar;
- Doğal elemanlardan
- Sosyal elemanlardan
- İnsan yapımı elemanlardan
oluşur. Ağaçlandırma, bitkilendirme de şehir kimliğini oluşturan doğal elamanlardan biri olarak önem kazanır.
Ağaçlar da bir yol mekanının ilk algısında etkili bir rol oynar. Belirli bir yol güzergahında sıra ile dizilmiş ağaçlar veya bir yol kavşağında toplanmış bir grup ağaç, çeşitli aralıklarla oluşturulmuş farklı ağaç kümeleri, yola belli bir karakter kazandırırken yolun algısı bireye hoş gelir. Birey gerek yeşil rengin kişide uyandırdığı sakinlik, sessizlik, huzur duygusu, gerek biyolojik yapısına verdiği ferahlık ile yolu zihninde kazandırdığı pozitif etki ile belli bir sınıfa oturtur. Oysa sadece bina yüzeyleri ile çevrelenmiş bir yol insanda ilk etapta olumsuz bir etki yaratır ve ilk algısı olumsuz olan bir insan için o yol artık hiçbir zaman ilgi çekmez.
Yeşil alan düzenlemelerinde büyük önem arz eden ve başarıyı doğrudan etkileyen tür seçimi konusunda geçmişte yeterli özenin gösterilmediği görülmüştür. Kent içinde yapılacak bitkilendirme çalışmalarında kullanılabilecek bitki türlerine ait liste tablo 5.1'de verilmiştir.
Tablo 5.1 : Kent içi yol bitkilendirmelerinde kullanılabilecek bitki türleri
Ağaç Türleri |
Kullanım yerleri ve özellikleri |
Acer saccharum Şeker akçaağacı |
Rüzgara, egzoz gazlarına ve hava kirliliğine dayanıklı, orta büyüklükte bir cadde ve park ağacıdır. Sonbaharda yaprakları kırmızı, turuncu ve parlak sarı renkli ve son derece dekoratif görünümlüdür. |
Acer platanoides Çınar yapraklı akçaağaç |
Cadde ve park ağacı olarak kullanılır. Hava kirliliğine dayanıklıdır. İlkbahar başında çiçeklenir ve sonbahar rengi güzeldir. |
Acer pseudoplatanus Dağ akçaağacı |
Zor kent koşulları için uygundur. Rüzgar ve tuza dayanıklıdır.Hızlı büyür. Tohumları serbestçe çevreye saçılır. Aşırı üreme sorun olabilir. Kaba yaprakları yazın hastalanabilir. |
Aesculus hippocastanum Beyaz çiçekli atkestanesi |
Park ve meydanların süsüdür. İlkbahar çiçeklenmesi etkileyicidir. |
Ailanthus altissima Cennet ağacı |
Kent meydanları ve caddeler için uygundur. Dumana karşı dayanıklıdır. Fakir topraklarda yetişir. Yaprakları etkileyicidir. |
Alnus glutinosa Toros kızılağacı |
Kentlerde nehir ve göl kenarları için uygundur. Gruplar halinde dikilir. İlkbaharda çiçeklidir. |
Betula verucona Gümüşi huş |
Gruplar oluşturur. Sınırlı mekanda binaların yakınına dikilir. Küçük boyutludur. Hızlı büyür kısa ömürlüdür. Bol ışığa gereksinim gösterir. Rutubetli ya da kurak koşullarda yetişir. Bütün yıl ilginçtir. Dalları narin, yaprakları açık renkli ve kabukları dikkat çekicidir. İlkbaharda çiçeklidir. |
Carpinus betulus Adi gürgen |
Kuzeye açık yerlerde, caddelerde ve koruma kuşaklarında kullanımı uygundur. Dayanıklıdır. Kuru kahve rengi yaprakları kışın dallarında kalır. |
Crataegus monogyna Adi geyikdikeni |
Cadde ve parklarda kullanılır. Çiçek ve meyveleri ile bütün yıl boyunca ilginçtir. |
Fagus sylvatica Avrupa kayını |
Parklarda gruplar halinde kullanılır. Geniş mekanlara gereksinim gösterir. Koruma kuşakları için uygundur. Rüzgara dayanıklı sağlam yapılı bir orman ağacıdır. İlkbaharda açık yeşil olan yaprakları sonbaharda altın rengine dönüşür. Form ve renk bakımından ilginç varyetelere sahiptir. |
Fraxinus americana Amerikan dışbudağı |
Sıcak ve soğuk koşullara ve hava kirliliğine karşı oldukça dayanıklıdır. Özellikle derin topraklı ve nemli ortamları sever; gövde kabuğu gri, dallanması muntazam aralıklı, sonbaharda yaprakları bazen mor yada sarı renklidir. Cadde ve park ağacı olarak uygundur. |
Fraxinus excelsior Adi dışbudak, Avrupa dışbudağı |
Soğuk yörelerde kent alanlarının ağacıdır. Duman ve rüzgara karşı dayanıklıdır. Açık yeşil alanlar için uygundur. Hafif gölge koşulları sever, sağlam yapılıdır. Kışın heykel etkisine sahiptir. Binalardan uzak yerlere dikilmelidir. |
Gleditsia triacanthos Glediçya |
Yetişme ortamı istekleri az, yoğun ışığa dayanıklı, besin maddesi bakımından zengin ve nemli toprakları seven bir cadde ve açık alan ağacıdır. Rüzgara ve hava kirliliğine dayanıklıdır. Fasulye şeklinde ve oldukça uzun görünümlü meyveleri de çok dekoratiftir; fakat özellikle gövdenin alt kısımlarına kadar inen genellikle üçlü ve kalın dikenleri ile insan sağlığı bakımından son derece tehlikelidir. Ancak peyzajda dikensiz olan kültivarlarının kullanımı daha uygundur. Genç yaşlarda yaprakları etkili sarı, yaşlandıkça sarı-yeşil renklidir. |
Ilex aquifolium Adi çoban püskülü |
Çit ve soliter süs bitkisi olarak kullanımı uygundur. Dumana, rüzgara ve deniz koşullarına dayanıklıdır. Herdemyeşil, kışın renklidir. |
Liquidamber styraciflua Amerikan sığlaağacı |
Yapraksız dönemde görünümü görkemlidir. Sonbaharda yaprakları çok güzel parlak kırmızı bir renk alır. Park ve bahçeler için uygundur. Nemli ve yetişme yeri koşulları iyi olan alanları sever. Özellikle kurak yerlerden kaçar. Kışları soğuk geçen yerlerde çok genç fertlerin dondan korunması gerekir. |
Picea omorika Balkan ladini |
Park ve açık alanlarda gruplar halinde ve soliter olarak kullanımı uygundur. Bütün yıl boyunca ilginç bir görünüme sahiptir. Binaların yakınında iyi bir form ve renk öğesidir. |
Platanus x hybrida x acerifolia x hispanica Londra çınarı |
Endüstriyel alanlar için uygun cadde ağacıdır. Hava kirliliğine, soğuk rüzgarlara, toprak sıkışmasına ve kuvvetli budamaya dayanıklıdır. Büyük yapraklı, kabukları benekli, yuvarlak tohumları bütün yıl boyunca dalındadır. Dekoratif ve zarif bir ağaçtır. |
Prunus avium Süs kirazı |
Parklar, açık alanlar ve caddeler için uygundur. Çiçekleri, kabukları ve sonbahar rengi güzeldir. |
Quercus robus Saplı meşe |
Parklarda soliter, küçük grup ve yol ağacı olarak kullanılır. Büyük mekanları gerektirir. Çok dekoratif, hafif gölge ağacıdır. Yaprak şekli ve palamutları ilginçtir. |
Robinia pseudoacacia Yalancı akasya |
Zemini sert malzeme ile kaplı avlu ve meydanlar, caddeler için uygundur. Dayanıklı ve dumana karşı az duyarlıdır. Çiçekli, sığ köklü ve gevrek dallıdır. |
Salix babylonica Salkım söğüt |
Su kenarları için soliter bir ağaç türü olup büyük mekanları gerektirir. Kentlerde göl ve nehir kenarlar için uygundur. Hızlı büyür. |
Sorbus aria Ak üvez |
Bina çevresi, dar alanlar ve caddeler için uygundur. Rüzgara karşı dayanıklıdır. |
Sorbus aucuparia Yabani üvez |
Ufak boyutlu olup küçük mekanlar için güzel bir ağaçtır. Tüysü yaprakları dikkat çekicidir. Kışın meyveli, ilkbaharda beyaz çiçeklidir. |
Tilia x euchlora Adi ıhlamur |
Park ve açık alanlar için uygundur. Büyük mekanları gerektirir. Görkemli soliter bir ağaçtır. Gruplar halinde ve cadde ağacı olarak kullanımı uygundur. Canlı, taze ve küflü yeşil yaprakları sonbaharda sarı renklidir. Uzun ömürlü, budamaya karşı toleranslıdır. |
Ulmus americana Amerikan karaağacı |
İyi bir cadde ağacıdır. Hava kirliliğine ve kuraklığa karşı dayanıklıdır. Genç yaşlarda oldukça hızlı büyür. Sonbaharda yaprakları sarı renge dönüşür. |
Kaynak : Seçkin, Bülent.(2003). Peyzaj Uygulama Tekniği. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi.
Cadde ve yollarda yapılacak ağaçlandırmalar planlaması ve uygulaması ile kent ve kentlinin beklediği estetik fonksiyonlara cevap verecek şekilde olmalı, çeşitli düşüncelerle bu disiplinin dışına çıkılmamalıdır.
Yol ağaçlandırmasını gerçekleştiren kuruluşun, örneğin belediyenin telefon, kullanma suyu, atık su, doğalgaz, enerji hatları tesisiyle görevli ve bunları onaran kuruluşlar ve trafik idaresiyle sıkı işbirliği içinde olması gerekmektedir.
Uygulamalarda dikilecek fidanlar, kent ağaçlandırmalarına ve standartlarına uygun, kullanım yerine göre, asgari üç kez repikaj görmüş, en az 2,5 m dalsız gövdeye sahip, gövde çapının asgari 5 cm tepe ve kök dengesinin belirtilen oranlarda olması gerekmektedir. Halaskargazi Caddesinde dikilen bazı ağaçların standartlara uymadığı gözlemlenmiştir.
Bitkisel tasarım kriteri olarak 5 m'den dar yollarda ağaç dikilmemelidir. Kaldırım kenarına mesafenin asgari 1-1,5 m, binalara mesafenin 2.5 m olması gerekmektedir. Genişliği 4 m'den az olan orta refüjlere ağaç dikilmemesi, çalı türleri ile bitkilendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca; genişliği 2 m'nin altında olan orta refüjlere çalı grubu bitki dahi dikilmemesi gerekmektedir. Çünkü kullanılan bu bitkiler, ağaçların egzoz gazlarından ve tozdan olumsuz etkilenmektedir. Halaskargazi ve Büyükdere Caddeleri orta refüjünün dar alanına ağaç dikilmesi yanlış bir uygulamadır.
Cadde ve yollardaki dikimlerde, sulama, gübreleme, havalandırma işlemlerinin sağlıklı yapılabilmesi için bacaların (delikli plastik borularının) yerleştirilmesi uygun olacaktır.
Ağaçlara verilecek dikim aralıkları; yaya kaldırımı kenar bordürünün ağaç gövdesi merkezine asgari 1 m havai hat direklerinden 4 m, kanalizasyondan asgari 2 m doğalgaz hattından 2 m yüksek ve alçak voltaj ve telefon kablolarından 2 m mesafede olmalıdır (Aksoy 2002).
Ağaçların dikimden sonra dik durması için çeşitli herekleme yöntemleriyle sağlamlaştırılmasına önem verilmelidir. Herekleme esnasında, kullanılan kazıkların ve iplerin ağaçların gövdesini, kabuğunu zedelememesine de özen gösterilmelidir.
Bir alana ağaçları dikmek, ya da o yeri yeşil alan yapmak ile iş bitmemektedir. Belki ondan daha önemli olan, koruyabilmek ve bakımını yapabilmektir. Bu nedenle başarıyı getirecek olan bakım konusuna ağırlık verilmesi gerekmektedir.
Ağaçlar kök boğazına kadar asfalt, beton vb malzemelerle kaplanmayıp parke, Arnavut kaldırımı ve diğer kaplama malzemeleri asfalta tercih edilmelidir. Parke taşı kaplamalı alanlarda yağış suları ağaç kök bölgesine ulaşabilmesine karşın asfalt alanlarda yüzey akışı olmaktadır.
Fidanın dibindeki toprağın sıkışmasını önlemek için metal ızgara veya taş-çakıl blokajı kullanılabilir (Alptekin 1997).
Çeşitli nedenlerle mekanik olarak yaralanmaya maruz kalmış ağaç türleri kaderleri ile baş başa bırakılmamalıdır. Hiç olmazsa ucuz koruma maddeleri ile ağacın ömrünün bir süre daha uzatılmasına gayret edilmelidir.
Ağaçlar üzerine çakılmış, bağlanmış tüm maddeler kaldırılarak ve yerlerine gerekli koruma tedbirleri uygulanmalıdır.
Ağaçların kökleri ve konumları alt yapı ile uyumlu olmalıdır. Toprak alt kısımları alt yapıyı, toprak üstü ( dal-gövde ) çevreyi rahatsız etmemelidir.
Yol üzerindeki ağaçlara uygulanacak kültür bakımını bilir kişiler tarafından türe, amaca ve tekniğe uygun bir şekilde yapılmalıdır.
Üzerinde çürük ve kovuk bulunan yaşlı ağaçların tedavileri ve restorasyonları acilen yapılmalıdır. Bu ağaçlar hepimizin ortak mirasıdır.
Yol kenarına ve gaz zararlarının yoğun olduğu kesimlere sedir, köknar, ladin gibi türlerin getirilmemesine dikkat edilmelidir.
Kırılmış yanlış budanmış, kurumuş dallar ağaçlarda yeniden gözden geçirilmelidir (Aykutlu 1992 ).
- Kentiçi yol çalışmalarında tür seçimi oldukça önemlidir. Değişik form ve büyüklükteki ağaçların seçiminde yol genişliği ve şekli, yolun geçtiği yer (konut bölgesi, sanayi bölgesi, ana arter gibi) ve yolun geçiş şekli (dik, kıvrımlı) önemli rol oynar.
- Yol ağaçlarının seçiminde ağaçların morfolojik ve fizyolojik özellikleri dikkate alınmalıdır. Örneğin, ağacın nihai boyutu, dallanma şekli, yapraklarının görünüşü ve rengi, filizlenme zamanı, yaprakları döküldükten sonraki görünüm, sonbahar renklenmesi ve zamanı, çiçeğinin ve gövdesinin rengi, gövdenin şekli ve yapısı gibi.
- Kent içi yol ağaçlandırmalarında seçilecek türler böcek ve mantarlara, rüzgara, gürültüye, tuza dayanıklı türler olmalıdır. Seçilecek türler gölge yapabilme fonksiyonuna sahip olmalı, kök ve kütük sürgünü oluşturmayan türler olması ve mekanik zararlara (çarpma, sıyrılma vs) karşı dayanıklı olmalıdır.
Hava kirliliği kent içi yol çalışmalarında bitki türü seçiminde önemli bir faktördür. Sanayileşme ve çarpık kentleşme sonucu meydana gelen hava kirliliği tüm bitkilerin ortak sorunudur.
Gelişmiş ülkelerde ağaçların gelişmeleri ve gördükleri zararlar, kurumuş ve kısmen kurumuş ağaçlar türlerine göre ayrı ayrı kızıl ötesi hava fotoğrafları yardımı ve uzaktan algılama yöntemleri ile verdikleri farklı renklere dayanılarak tespit edilmektedir. Bu kızıl ötesi fotoğraflarda; donlu havalarda serpilen tuzun etkileri, bina yol ve asfalt sınırlarında ağaçların kök durumları, gaz sızmaları, toprak kompaktlaşması ve toprakta çeşitli zararlı maddelerin (ağaç diplerine dökülen veya gelen deterjan ve diğer zararlı artıklar gibi) dökülmesinden dolayı oluşan zehirlenmeler, su ve besin maddeleri yetersizlikleri, yüksek sıcaklık ve aşırı soğuk etkileri, trafik, kazı ve dolgu zararları, mantar ve böcekler tarafından meydana gelen zararlar tespit ve yersel yöntemlerle de kontrol edilerek kayıtlara geçilir. Bunun için her şeyden evvel ağaçların caddelerdeki konumlarını belirleyen sağlıklı bir harita gerekir. Böylece tespit edilen durum her bir caddedeki ağaçlar için bu haritalara ve kartlara tek tek işlenir.
Her bir ağaca ait teşhis kartında aşağıdaki bilgilerin yer alması gerekmektedir:
Genel Görünüm: Türün kendine has karakteristiklerinden sapmalar, yapraklarda normal dışı renklenmeler, yapraklarda olgunlaşmadan dökülmelerin olup olmadığı, tepe kuruması durumu, mantar ve böcek zararı işaretleri ve anormal büyümeyle ilgili gelişimlerin olup olmadığı tespit edilir.
Pozisyonu: Ağacın yola yakınlığı, trafiği engelleyebilecek alçak veya ileri doğru dallanma durumu, ağacın binalara yakınlığı, ağaçların dikim aralıkları, inşaat kazı vs nedenlerle bir zarara uğrayıp uğramadığı belirlenir.
Kök Sahası: Aşırı toprak dolgu, kazı, beton veya asfaltın köklere yaklaşması, kök yayılış alanının üst kısmının çimle örtülü olup olmadığı, kanalizasyon suyu, doğal gaz ve elektrik borularından bir etkilenme olup olmadığı, varsa derecesi, gaz ve serpilen tuz etkilerinin görünürlüğü, kök sahasına bazı zararlı maddelerin (deterjan vs ) dökülüp dökülmediği, kök sürgünlerine rastlanıp rastlanmadığı tespit edilir.
Gövde: Kök boğumunda bir zarar veya çürüme işareti, kabukta mekanik zarar, yüksek sıcaklık ve don çatlağı etkileri, kovuk oluşumu ve mantarlaşma gözlenip gözlenmediği (bu konuda ağaca takoz vs özel çekiçler vurularak iç kovuk olmadığının saptanması), gövdede su sürgünlerinin bulunup bulunmadığı belirlenir.
Tepe Durumu: Tepe yapısında çatallanmalar, dal kırılmaları, dal çürümeleri, kuru dal oluşumu dallarda çatallaşma, kötü budama etkileri olup olmadığı, tespit edilir (Ürgenç 1990).
Elde edilen ve kayıtlara geçirilen tüm verilere göre kent içi yol ve meydanlarının ağaç haritaları çıkarılır ve ağaçların aşağıda belirtilen sınıflama içerisindeki yeri belirlenir.
- Ağaçların yol ve meydanlardaki dağılımları
- Mevcut türlerin bulunuş yüzdeleri ve ilçedeki dağılımları, yaş kategorileri
- Ağaçların genel sağlık durumları
- Potansiyel ağaçlandırma veya dikim alanları
- Mevcut ağaçlı alanlarla potansiyel alanlara ait ortam koşulları ve alt yapı durumları (Dirinç 1994).
Şehir planlarına göre yol ve meydanların gelişime eğilimleri de dikkate alınarak, ortaya konan bu tür bilgilerle, belirlenen teknik ve politik düzeydeki hedeflere ulaşmak üzere yapılması gereken çalışmalar, bu çalışmalar içinde ve arasındaki öncelikler, çalışmalarla ilgili zaman ve maliyet analizleri ve de gereksinimler saptanarak yol ve meydan ağaçlarının yönetimi ile ilgili teknik ve yönetsel esaslar belirlenir. Bu esaslara göre bir yatırım planlaması çerçevesinde, yapılması kararlaştırılan tüm çalışmaları zaman ve mekanlara göre organize eden uygulama planları hazırlanır. Bu kapsamda dikim, gübreleme, budama, ağaç restorasyonu, zararlılarla mücadele ve ortam koşullarının iyileştirilmesi çalışmaları ayrı ayrı planlamalara konu edilir (Dirik 1994).
Yapılan planların beş ile on yıllık süreler sonunda envanter aşama
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!