
Geçenlerde bahçıvanlık kursu öğrencileri ile çevre üzerine sohbet ederken avcılık bahsi de geçti. Öğrenci arkadaşlardan bir tanesi "ama hepsini ben öldürdüm dedi" diyerek sanki avlanmaya karşı çıkıyormuş hissini bende uyandırdı. Ve olay üzerine biraz konuştuk. Belki "öldürmek" kelimesinin insanlar üzerinde soğuk ve negatif etki yaptığı doğrudur. Hani temel gibi alıştıra alıştıra söylemek varken direkt neden o soğuk gelen kelime kullanılsın. Fakat bir şey gözden kaçıyor galiba. İnsanoğlu aslında sürekli öldürüyor. Tabii burada başka insanların canlarına ve mallarına kasteden canilerden bahsetmiyorum. Yediğimiz tavuklar, balıklar, sığırlar, koyunlar.... Bir şekilde öldürülürler. Onlar dikkati çekmez de nedense av ve avlanmak dikkat çeker.
Bu olayı başlangıcındaki gibi ihtiyaçtan çok bir spor ve turizm faaliyeti olarak görüyorum. Ve gerçek avcılığın çevreye çok daha fazla koruyucu katkı sağlayacağına inanıyorum.
Kontrollü avcılıkta avlanma kuralları vardır. Bu kurallara uyulması gerekir. Ben söyleyeyim. Uyulmazsa da olur? Eskisi gibi okla yayla av yapılmadığı için katliam olur.
Aslında avcılığı bir çevrecilik faaliyeti olarak algılayıp o çerçevede yapmak lazım. Bu söylediğimi son zamanların moda tabiri ile "bohçacılar" (kuralsız avlananlar) anlayamazlar. Kural kaide tanımayan insanlara hiçbir şey anlatamazsınız. Onlar birtek şeyden anlarlar. Yasal yaptırım. Onuda uygularsan. Yol kenarındaki meyve ağacınız için ‘geçenlerin yemesi serbest' deseniz bu tip insanlar bir günde toplayıp hepsini götürür. Oysa niyet herkesin faydalanmasıdır.
Avcılıkta öyle bir şeydir aslında. Olmalı demiyorum zaten İnsanlık tarihinin başlangıcından beri yapılan avcılık böyledir. Yavru zamanı av yapılmaz. Dişi hayvan avlanmaz. Yavru hayvan avlanmaz. Ağır kış şartlarında av yapılmaz. Belirli sayının üzerinde kuş avlanmaz. Silaha ikiden fazla mermi koyulmaz gibi kuralları vardır. Kural tanımayan insanlara bunları anlatsanız herhalde bıyık altından size güler.
Biz toplum olarak biraz duygusalız. Bu tür olumsuzlukları görsek bile "komşumdur, tanıdıktır, akrabadır, adama yazıktır" gibi duygularla gereğini yapmayız. Onun içinde gerekenler ilgili kişiler tarafından yapılamaz. Bundan dolayı da bizim Ülkemizde maalesef BOHÇACI sayısı fazla. Oysa bunları her gören yetkililere haber verse tükenmez ama çok azalır.
Koruma avcılığının bir diğer adı da sürdürülebilir avcılık olsa gerek. Bazı ülkeler bu avlanma şeklini turizme dönüştürmüşler ve ciddi gelirler elde etmişler.
İnsanlara çevreyi sevdirmek istiyorsanız yasaklarla değil yaptırımlarla anlatmalısınız. Yani "şunu yapabilirsiniz ama karşılığında şunu da yapmalısınız". Veya " şu şartlar altında yapmalısın." Yasak olmamalı. Denize açılma demenin mantığı olmaz. Denize atık boşaltmamanın mantığı olur.
Avcılık da böyledir. Katliam yapılmamasını, avcılık yapılmasını insanlara öğretelim.
Selam ve dua ile
Kenan ALBAYRAK
Ziraat Mühendisi
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!