Bugün, peyzaj mimarları, mimarlar ve mühendislerin gezegenimizdeki çevresel yok oluşun etkilerini hafifletme konusunda çok kritik rolleri var. Buna pek çok kişi hala inanmıyor. Çok iyi bir şekilde tasarlanan yeşil alanlar (villa bahçeleri,siteler ve parklar) bitkilendirmeyle beraber oluşturulacak gizemli alanlarla farklılık oluşturacak doğal ve ekolojik koşullara uyumlu bir görsellik kazandırır.
Bu bitkilerin birbirine uyumlu bir şekilde sergilediği mükemmellikte bir tasarım minimal bir yansımanın eseridir.
İnsanlar bilgisayarların başına oturuyor ve toprağın gözlemlenmesinin ya da ekolojinin derinliğinin gücünü idrak etmeden, bilgisayarların onlara bütün cevapları vereceğini düşünüyor. Bunu genele indirgediğimizde daha çocukken aldıkları eğitimle alakalı. Bugün birçok şehirde çocukların bulunduğu şehir parkındaki ağaçları bildiğini söyleyebilir miyiz? Ağaçlar etiketlenmemiş, bu yüzden çocuklar onları görmüyor. Ve onlarla beraber oturan dadıların da tek derdi çocukların kum havuzunda oynarken çok kirlenmemeleri.Ayrıca evde beslediği köpeğini dolaştırırken bulunduğu mekanı algılaya biliyormu?
İyi yöndeki değişimler ABD Yeşil Bina Konseyi'ndeki LEED'den kaynak lanmakta. Peyzaj mimarlarına ve mimarlara yeşil alanlar üretmeleri konusunda baskı yapıyorlar. Bu çok iyi, ama yapılacak daha fazla iş var. Bu oluşum ülkemizde henüz yer almaya çalışılıyor ve bukonuda eğitim almış kişiler Türkiye şartlarına uyarlamaya çalışıyor.
Ekoloji, tasarımın herhangi bir bölümü olmaktan fazla bir şey. Alanın ruhu ile bütünlüklü bir şekilde ele alınmalı. Eğer bunu kabul edebilirsek, peyzaj mimarları ekibi olarak kullanıcılara ekolojik tasarıma dayalı yeni ve estetik boyutları ulaştırmada başarılı oluruz. Bugün,batıda birçok kentte yapılan çalışmalar yağmur suyunun denetimi, binaların ayak izlerinin sınırlanması ve yeşil çatılara yönlenmiş durumda.Binaların tasarımı yapılırken bahçe düzenlemesinden bu noktalara gelmek zorunluğu doğmalıdır. Onun için şu anda bir bahçe yapıyorsanız, sulama için yağmur suyunu biriktirebilmelisiniz. Eğer özel bir malikane yapıyorsak, bu arazinin sahiplerine suyun akıp gideceği değil, tekrar toprağa dönebileceği sistemler yapmak gerektiğini öğretmek zorundayız.
Oyun alanları ya da küçük parkların hepsi toplumun birer parçaları.Toprak artık kıt bir şey.Özellikle Büyükşehirlerde yeşil alan kullanımı giderek azalmakta. İnsanların artık çok küçük bahçeleri olacak, o yüzden artık bina inşa etmek için ayrılan zemini alıp kullanılabilir alanlar yapmamız gerekli. Dünyada bir nüfus patlaması var. 1950'de dünya nüfusunun sadece %30'u kentlerde yaşıyordu, şimdi bu oran %50'nin üzerinde, hatta birçok merkezde neredeyse %80. Kentlerin üzerinde nüfus baskısı var, insanlar kentte yaşamak istiyor, artık köyde yaşamak istemiyor ve bu bizlerin işini daha zorluyor.
Örneğin, Renzo Piano'nun yaptığı New York Times binası için ünlü Hank White'dan (HM White Site Mimarlık) bir peyzaj mimarı ile beraber çalışılmış.Binada bir avlu olacak, minimalist bir avlu, ve tepede bir çatı bahçesi. New York'da böyle bir işi yapabilmek için, ışığın nerede en iyi olduğunu gösterecek ve rüzgarın insanların oturabilmesi için nerede uygun olduğunu gösterecek bir mikro - klima çalışmasının yapılması gerekliydi. Bu çalışma yakın zamanda Amerikan Peyzaj Mimarları ödülünü kazanmıştır.
Elisabeth Whitelaw ve Eva Matsuzaki ile çatı yeşillendirme üzerine bir tanıtıcı el kitabı yazılmış. Öncelikle bu bir ada etkisi, yağmur suyunu yavaşlatır ve çatılara görsel bir estetik kazandırır. Siz ofisinizden çakılla dolu bir çatıya mı bakıyorsunuz? Çatıya bakarken aslında çatı katında olduğunuzu hissetmezsiniz.
İç mekanda tanımlanan her öğe her detay sadece marka imajına uyulması gereken aynı zamanda en son teknolojinin yapacağı kurumsal kimlik ile insana verilen değerin en iyi şekilde yansıtılmasını gerektirir. Ofiste çalışanla veya işyeri ev arası mekik dokuyan kişilerde oluşan kopukluğun giderilmesini sağlayan yaklaşım her iki mekanın birbiriyle odaklanmasından geçer.İç mimarideki yaklaşım dışarıda oluşan peyzajla bir bağlantı oluşturmalı. Gün eksilmeyen pencerenizden beton yığınlarını değil, gökyüzüne fırlatılmış bir kasımpatı gibi duran güneşi ve mavi-beyaz tutkunu bir ressamın bulutsu tablolarını göre bilmektir. Evden işe, işten eve, bunalmadan ulaşabilme özgürlüğüdür huzur; ha deyince kendini kent yaşamının içinde bulabilmektir. İnsan gibi yaşamak için gerekli her türlü konforda ve size verilen değeri en ince ayrıntısında bile görebileceğiniz güvenli mekânlarda yaşayabilmektir. Kentli yaşam kültürünü insan-doğa-mekân uyumu içinde sunan, dış huzuru iç huzura dönüştüren bir dünyada yaşayabilmektir. Yani onlarla bir harman oluşturacak şekilde tasarlanmalı .Oluşacak konsept uyumlu olmalıdır. Bugün minimalizm; düşüncenin kolay algılanmasını sağlayan bir ifade şeklidir.Yani insanın beklentilerinin sessiz algılanmasıdır.Minimalist tasarımlar modern yaklaşımlarla durgunluğun ve tevazünün yanı sıra kültürel etkinliği beraberinde barındırmak tadır.Minimalizm bir takım duygu ve düşünceleri olumlu ve iyi hissettirmeyi amaçlayan tarzıdır.
Çağlar AYDIN
Ziraat Mühendisi
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!