Dünyamızın milyarlarca yıllık bir süreç içinde geliştirdiği doğal çevrim kendi kendisini yenileyen mükemmel bir sistemdir. Yaşam, güneşten aldığı enerjiyi kullanarak sürdürülebilir bir döngü içinde kendini yeniler. Ancak doğanın bu çevrimi bugün ciddi bir tehlike ile karşı karşıya bulunuyor. Bu tehlikenin adı, "insan etkinlikleri"dir. İnsan hem yenilenebilir hem de yenilenemeyen kaynakları hızla tüketen, doğal çevrimlerin üstesinden gelmekte zorlandığı hızda ve türde atıklar üreten bir canlı olarak bu çevrimi aksatıyor. | ![]() |
Sürdürülebilirliğin Anatomisi
Sürdürülebilir toplum hedefine ulaşmak kolay değil; ancak kesinlikle bir zorunluluk. Bugün, doğanın yerine yenisini koyabileceğinden daha hızlı bir tempoyla, eskisinden daha fazla kaynak tüketiyor ve bu tüketim sonucu doğanın baş etmekte zorlandığı bir hızla atık üretiyoruz. Ağırlıklı olarak yenilenemeyen kaynaklara dayanan tüketim alışkanlıklarımız dünyamızı, dolayısıyla da insanı, sonuçları çok ağır olabilecek sorunlarla karşı karşıya bırakıyor. Bu durumun farkında olan birçok sorumlu kuruluş, kaynak temininde, üretim süreçlerinde ve ürünlerinin yaşam döngülerinde sürdürülebilirliği sağlamanın yollarını arıyor. Ancak sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşmak için toplumun her kesiminin, bir bütün olarak katkıda bulunması gerekiyor.
Sürdürülebilir toplum için sürdürülebilir şirketler
Gelişmesini ve faaliyetlerini sürdürülebilir zemine oturtmuş bir topluma ulaşabilmek için sanayi alanında faaliyet gösteren şirketlerin üzerine düşen görev ve sorumluluklar bulunuyor. Her üretici şirket, aynı zamanda kullandığı kaynakların da tüketicisidir. Bu nedenle tedarikçilerinden sağladıkları hammaddelerin sürdürülebilir olmasını talep etmeli ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına yönelmelidirler.
Doğa ile Uyumlu Yaşam
Doğa ve insan sürekli olarak birbirini etkiler. İnsan, varlığını doğanın çevrimi içinde sürdürür; ihtiyaç duyduğu maddeleri doğadan alır ve atıklarını doğaya bırakır. Doğa, kendi çevrim döngüsü içinde tükenen kaynakları farklı hızlarda yeniler. Ancak, toplumumuzun ürettiği atıklar bugün gerek nitelik gerekse nicelik olarak doğanın yenileme kapasitesini zora sokmaya başladı. Doğanın sırtına yüklediğimiz yükü hafifletmek, dünyamız ile barış içinde yaşamak ve sürdürülebilir çevre hedefimize ulaşabilmek için uymamız gereken dört temel kural bulunuyor:
2-İnsan yapısı maddelerin birikmesini önlemek: Ürettiğimiz atık miktarını azaltmalı, kalıcı olan ve yapay bileşimlerin yerine daha bol miktarda olanları ya da doğada kolayca çözünenleri tercih etmeli, toplumun ürettiği her ürünü verimli bir şekilde kullanmalıyız.
3-Yenilenebilir kaynakların yerine yenilerini koymak: Kaynaklarımızı iyi yönetilen eko-sistemlerden elde etmeli, bu kaynakları üretken ve etkin bir şekilde kullanmalı ve doğayı değiştirirken dikkatli olmalıyız.
4-Dünyanın her yerinde insanlığın uzun vadeli ihtiyaçlarını karşılamak: Bütün kaynaklarımızı verimli, adil ve sorumlu bir şekilde kullanmalı, böylece yaşamlarını etkilediğimiz insanların ihtiyaçlarının ve daha henüz doğmamış kuşakların gelecekteki ihtiyaçlarının karşılanmasını bugünden güvence altına almalıyız.
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!