Ülkemizde üretim yapan çiftçilerin arazilerinin küçüklüğü ve kullandıkları daha doğrusu kullanamadıkları teknik imkanlarda göz önüne alınırsa , birde buna girdi maliyetlerinin yüksekliği eklenince rekabet şansının hiç olmadığı anlaşılacaktır.
Bugün Avrupada tarıma uygulanan sübvansiyon miktarı 40 milyar avro, Amerikada tarıma uygulanan sübvansiyon miktarı 50 milyar dolar dır. Bunlarla beraber uygulanan tarım politikaları, üretim teknikleri ve farklı toprak yönetimi gibi faktörleri göz önüne alırsak Türk çiftçilerinin hiç şansı yok gibi.
Bütün bunları topladığınızda her yerden ortaya mantar gibi spekülatörler çıkıveriyor. Tıpkı küresel ısınmada olduğu gibi. Sanki küresel ısınma bir yılda olup biten bir şeymiş gibi bütün suçu yükledik üzerine, meydanı verdik spekülatörlere. onlar da istedikleri gibi at koşturuyorlar. ‘küresel ısınmadan dolayı buğday olmadı’ fiyatlar yukarı. ‘küresel ısınmadan dolayı ayçiçeği olmadı’ yağ tavan yapsın. Şimdi de aynı oyun pirinç üzerinde oynanıyor. Hem ülkemizdeki stoklar hem dünyadaki stoklar yeterli olduğu halde nasıl böyle oluyor anlayabilmiş değilim. Yoksa birileri. Ülkemize ‘ben istersem yaparım mesajımı veriyor’ diye de aklıma gelmiyor değil.
Buradan şu sonuç çıkar ‘üretmeden asla olmaz’. Biz ürettiğimiz müddetçe kimse bizi speküle edemez.
Ama efendim kuraklık var üretemiyoruz. Bahane. Al tedbirini etkilenme. Evet suyumuz her mevsim o kadar bol değil ama depolamaya yetecek kadar var. Yeterki uygun ve akıllı yatırımları devlet eliyle yapabilelim.
Ezcümle devlet elini çiftçimizin üzerinden çekmemeli.
Selam ve dua ile
Kenan ALBAYRAK
Ziraat Mühendisi
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!