BİZİM ZAMANIMIZDA

 “Gençlik, delilikten bir şubedir.” (Hadis-i Şerif)
    Merhaba sevgili dostlar;
    Hep duyarız:
“ -Biz böyle miydik? ”
“ -Bu gençlere ne oluyor? ”
“ -Saygı kalmamış! ”
“ -Ne olacak bunların hali? ”
“-Bizim zamanımızda….” diye başlayan negatif eleştiri yüklü diyaloglara çokça rastlamışsınızdır. Gençlerle, biz yetişkinler arasında bazen müthiş bir uçurum oluşuyor. Anlaşamıyoruz, vesselam…
Birde olaya gençler açısından bakalım;


“ -Her işime karışıyor. Sanki benim hiç bir yeteneğim yok! ”
“ -Benim büyüdüğümü ne zaman kabul edecekler? ”
“ -İşlerine geldi mi; kocaman adam / kız oldum, gelmedi mi; daha o işleri becerecek deneyimim yok! ”
“ -Bizim zamanımızda, bizim zamanımızda… Offf! bu lafı duyduğumda çok sinirleniyorum! ”
…………………………….
Sevgili dostlar;
        Her çağda mutlaka kuşak çatışması yaşanmıştır. Tarih bize bunu gösteriyor. Bu normal bir hadisedir ve insan olmanın gereğidir. Normal olmayan şey; aşırıya kaçmasıdır, uzlaşamayacak noktalarda olmasıdır. Aranızdan bazılarınızın “ – O sezin dediğiniz gibi değil.. Benim çocuğum iflah olmaz bir hal aldı. Artık tahammül edemiyorum! ” dediğinizi duyar gibiyim. Haklı olduğunuz yanlar var; artık bardak taşmış olabilir. Derecesine göre bazılarınızın işi daha zor ama imkânsız değil. Tam da bu noktada namı diğer, ilmin kalesi hazreti Ali (R.A.)’ın sözünü hatırlatmak isterim; “Gençliği anlamadığınızda, bu dünyada işiniz bitti demektir.”  Bazen bu anlayışı farkında olmadan onlardan bekliyoruz, ne dersiniz?..
        Sevgili dostlar;
Atalarımız derki; “Dökülen su, (artık) kabını doldurmaz.” Şimdiye kadar aramızda geçen tüm olumsuzlukları şefkat, merhamet, anlayış ortamında masaya yatırarak ve gerektiğinde de özür dileyerek, onların da katkısıyla yeni bir süreç başlatsak kıyamet mi kopar? Hayır kopmaz. Bir an için zaman tünelinden onların yaşlarına indiğimizi farz edelim; biz de zaman zaman benzer şeyler yaşamadık mı? Kabul, belki onların gösterdiği tepkiyi gösteremedik. Kim bilir belki de saygı duyduğumuzdandır. Ama sonuçta çoğumuz düşüncelerimizi ortaya koyamadık.
         İnsan ilişkilerinde etkili olmak isteyen kişi, bunun etkilemeye çalışmamaktan geçtiğini lütfen unutmasın. Peki, bu durum bizim çocuğumuzla olan ilişkide değişir mi? Bazı ayrıntılar hariç, hayır. Çünkü o da bir birey. Söylenen şey doğru bile olsa bize dayatılan şeyi hangimiz severek kabul ederiz? Aslında empatik bakış sergilememiz lazım. Yani kendimizi onların yerine koymamız gerek. Asıl biz, her dediğimizi (sorgulamadan) yapan çocuğumuzdan endişelenelim. Onun durumu vahim. Çünkü insan, düşüncesi ile değerli olan varlıktır. Kabul edelim ki düşünen insanın yer yer itiraz etme hakkını kullanabilir. Bunun doğru olmayan yönü, bir şeyi tartışırken çatışmaya dönüştürmemizdir. Hepsi bu...
        Tam da bu noktada aile toplantılarına değinip, yazımı tamamlamak istiyorum. Bizler zaman zaman, özellikle görüş ayrılıklarımız derinleştiğinde, sorunu (öfkelendiğimiz için) otoritemizi kullanarak çözmeye çalışmak gibi kötü alışkanlığımız var. Bir defa bunu kabul edelim. Bunun yerine gelin işler sarpa sarmadan, evladımızla aramızda uçurumlar oluşmadan haftada bir gün ve en az 15-20 dakika, en fazla 1 saat özel zaman ayıralım. Ailenin tüm bireyleri bir araya gelerek toplantı yapalım. İlk başlarda babalar, bir süre sonra da çocuklarımızın yönettiği bir yöntem izleyelim. Görelim o zaman, neler değişmeye başlıyor… Ancak karşılıklı suçlamalara meydan vermeden, “uzlaşmada 6 adım” kuralına göre yapalım bunu. Bunların neler olduğun merak ediyorsanız, köşe yazılarımızı ve (takip edebilenler için) halka açık seminerlerimizi kaçırmamanızı tavsiye ederim. Mesela ocak ayı 9. günü bir seminerim var. Ümraniye belediyesi sitesine girip ayrıntıları görebilirsiniz.       
     Sevgili anne-babalar;
     Gelin çocuklarımızla olan ilişkimiz için bugünden itibaren yeni bir sayfa, bir hesap açalım. Gelecekte medeniyetimizin bekçisi, bu güzel vatanın ve dünyamızın daha yaşanır olmasını istemiyor muyuz? O zaman bunu sağlayacak olan yarının büyükleri olduğunu onlara hissettirelim. Onların bizden çok daha fazla hata yapmaya hakları olduğunu asla unutmayalım. Onları anlamak için çaba ve zaman harcayalım. Hangi anne- baba evladı için iyi olanı istemez? Ancak onlara yaklaşırken, onlara baskıcı otorite değil, danışman otorite sergileyelim. Korku disiplini değil, sevgi disiplini uygulayalım. Tartışacaksak, bunu haklı olmak için değil, doğrusunu beraberce bulmak için yapalım. Ve daha güzel bir ülke için onların da desteğini yanımıza alalım. Göreceksiniz; ailemizi ve ülkemizi kimsenin yıkamayacağı dinamizme, güce ulaştırmış olacağız. Daha güzel yarınlara kavuşmak için, umut ve sevgi ile…
                                                                                                                                       İsmail Hakkı KAR
İnsan İlişkileri Ustası


 İletişim:
E-MAİL:info@edimer.net
             
kesifyolculugu@gmail.com
WEB     :www.edimer.net

Önemli not;
• Web sitemizle ilgili görüşlerinizi almaya devam ediyoruz. Öneri gönderen tüm arkadaşlara teşekkürler.
• Halka açık ve grup seminerler için, önceden görüşme yapması karara bağlanması gerekmektedir. Taleplerinizi
info@edimer.net adresine bırakınız.
• Sizlerden gelen yazıları, belirli zaman periyodunda grubumuza göndermeye devem edeceğiz. Her türlü eleştiri ve görüşe açık olduğumuzu tekrar belirtmek istiyoruz.


Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!
Yorum ekle

Yorum ekle

    • bowtiesmilelaughingblushsmileyrelaxedsmirk
      heart_eyeskissing_heartkissing_closed_eyesflushedrelievedsatisfiedgrin
      winkstuck_out_tongue_winking_eyestuck_out_tongue_closed_eyesgrinningkissingstuck_out_tonguesleeping
      worriedfrowninganguishedopen_mouthgrimacingconfusedhushed
      expressionlessunamusedsweat_smilesweatdisappointed_relievedwearypensive
      disappointedconfoundedfearfulcold_sweatperseverecrysob
      joyastonishedscreamtired_faceangryragetriumph
      sleepyyummasksunglassesdizzy_faceimpsmiling_imp
      neutral_faceno_mouthinnocent
Okunamayan kodu yenilemek için resmin üstüne tıklayınız