STRES YÖNETİMİ 12


SEN BAHANE ARIYORSUN!

       Merhaba dostlar!

         Yazı dizimizi takip ettiği anlaşılan Cemil Bey, stres konusunu bir cümle ile özetledi; “Stres, kaybettiklerinin üzüntüsü, elde edeceklerinin umudu içinde bocalamaktan meydana gelen sıkıntının adıdır.” Kendisini tebrik ediyorum. Aslında bu tarif büyük ölçüde stresi bize tanımlıyor. Böyle olmakla beraber, doktorun “x” hastasısınız demesi sizi ne kadar tatmin eder ve bu açıklamayı yeterli görür müsünüz? Ortalama herkesin ilk sorusu, nasıl hasta olduğu ile ilgili olur. Sebeplerini öğrendikten sonra, nasıl kurtulacağı ve nelere dikkat etmesi gerektiği ile ilgili sorular bunu izler. Her aklı başında insan bunu yapar öyle değil mi?

Evet, gerçekten de stresin en önemli ana sebepleri, paylaşım duygusunun azlığı, hedefsizlik, elde edemediklerinden duyulan pişmanlık ve buna bakarak gelecekte yaşayacağı kötü olayları düşünme endişesinden ibaret.

      Geleceği okumak, tahmine şartlanmak, acele sonuçlara (çoğunlukla) yanlış karar ve akabinde de yanlış sonuçlara varmamıza zemin oluşturur. Gelecekle ilgili varsayımda bulunmak, plan yapmaya benzemez. İkisi de gelecekle ilgilidir. Fakat geleceği okumaya çalışırken bir konunun nereye varacağını tahmin eder ve sanki ihtimal kesin olarak doğruymuş gibi hareket etmeye başlarız. Plan yaparken ise, gerçekleşmesini istediğimiz bir sonucu zihnimizde veya kâğıt üzerinde oluşturur ve bu sonucun gerçekleşmesi için çalışmaya koyuluruz. Geleceği tahmin (çoğu kere) sadece duygulara, plan yapmak ise düşünce, duygu ve mantığın bileşkesi ile yapılan faaliyet biçimidir. Birinde önsezi ve (bunu tamamıyla yok saymamakla beraber) varsayımla hareket ederek, aslında tembelce davranmış oluruz. Diğerindeyse, tüm parçaları da işin içine dâhil ederek esaslı ve sistematik çalışma sergileriz.

      Geleceği okurken, bazılarımızın bir yaftalama, etiketleme, kategorize etme gibi kötü alışkanlıkları vardır. Oysa başkaları hakkında önyargılarla karar verirken, çevremizin de bizim hakkımızda olumsuz kanaat oluşturduğunu neden farkına varmıyoruz ki? Bu şekilde yargılama, strese sebep olan ve insanın öz saygısını zayıflatan bir davranıştır. Mahkeme yargıçlarına bir bakın; kesin görünen bir olay karşısında bile, iddia makamından kabul edilebilir deliller isterler. Bunun ayrıntılarına, buluşum olan empatik yaklaşımda “çift kalem tekniği”  konusunda değiniriz.

      Bir eğitimimde kendi hikâyesini paylaşan Orhan beye kulak verelim; “- Daha yeni işe başlamıştım. Büyük sayılabilecek bir işletmeydi. Yaklaşık olarak 600 – 800 arası personeli bulunuyordu. Herkes gibi ilk günlerde bir gariplik, yabancılık çekiyor insan. Ben de bu duygularla, yeni iş yerimdeki ortamı ve insanları gözlemliyordum. Özel eşyalarımı yerleştirirken fincanımın nerede duracağına karar veremedim. Çay ocağı görevlisi olduğunu söyleyen beye, eski işyerimde bunun çay ocağında durduğunu, burada da aynı uygulama olup olmadığını sordum. Ama adam öyle kibirli ve tepeden baktı ki, akıllara ziyan. “Sen daha çok çömezsin! ” der gibi bir ifadeyle mırıldandı; “ -hallederiz!” . Sert bir hareketle elimden fincanı kaptı. Şaşırmış ve kırılmıştım. Günler sonra, bu arkadaşın yerinden ve hayatından hiç de mutlu olmadığını anlamıştım. Aslında müdür olacak adammış da, bu hakkı yenmiş de çaycı olmuş. Bu tavrı ile çevresine bakıyor, bunun hıncını özellikle benim gibi çömezlerden alıyordu. Yeni iş arkadaşlarım, onun genellikle karşısındaki insan hakkında olumsuz kanaat geliştirdiğini anlattılar. Dost olmamız oldukça uzun sürdü.

       Bir gün şu sizin anlattığınız “altı adım” a benzer bir metot izleyerek, bu davranışının kendisine ve karşısındakine ne denli zarar verdiğini anlattım. Ona, bir insanın ilk bakışta anlaşılmasının, nasıl bir karaktere sahip olduğunu tam olarak bilemeyeceğimizi anlattım. Benimle paylaştığı hayat hikâyesinde, karşılaştığı ihanet ve temiz duygularının nasıl sömürüldüğünden bahsetti. Bu yüzden en ufak bir belirtide hemen önlemini aldığından söz etti. Ona bunun çok “peşin hükümcülük” olduğunu, bazı “pire” misali şeyleri, adeta “deve” yapmamasını tavsiye ettim. Sabırlı olmasını, gözlemlerini mümkün oldukça duygularından ziyade mantığını kullanarak yapmasını tavsiye ettim. Duygularına göre bir kanaat geliştirse bile, hemen sonuca gitmemesini salık verdim. Sakin bir kafa ile plan hazırlamasını ve bunu uygulayarak karşıdakine, kendisi ve çevresi için olumlu davranışları bulunan bir insan olma yolunda yardım etmesi gerektiğini söyledim. Buna örnek olarak kendisi ile arkadaş olma çabamı anlattım. “- Bak dostum; senin hakkında ilk izlenimlerimle hemen sonuç çıkarsaydım, mutlaka kavga ederdim. Kim bilir, beklide dövüşmemiz gerekirdi. Oysa şimdi arkadaşız” dedim.

      Barbara Braham, kitabında diyor ki; “Sakın abartmayın ve büyütmeyin. Böyle yaparak sadece kendinizi stres altına sokarsınız. Gerçekleri olduğu gibi kabul etmeye başladıkça, kendinizi de kabul ettiğinizi ve hayatın bu şekilde daha kolay aktığını göreceksiniz. Eğer düşünce tarzınız, o an için olumsuzsa, karşılaştığınız sorunu çözme konusunda atacağınız ilk adım kendi düşüncelerinizi değiştirmek olmalıdır. ”

      Dostlarım; kaygılanmak, tasalanmak, insani bir duygudur. Fıtri, yani doğuştan gelen içgüdüsel bir kaynağa dayanır. İnsanın kendini ve sevdiklerini savunması için Yüce Yaratanın bize hediyesidir. Ama nasıl ki her şeyin aşırısı zararlı ise, bu tutumun da fazlası bize zarar veriyor. Peki, bunu ne azaltır? Tabiî ki önce bu konuda bilgilenmemiz ve sonra da hayata uygularsak bu mümkün olur. 

      Haftaya bizi en çok nelerin kaygılandırdığı, endişeye sevk ettiğini sıralayacağız. Hepinizin sevgi ve saygı çemberiyle kuşatılmış bir çevreniz olmasını Yüce Allah’tan niyaz eder, esenlikler dilerim. 

İsmail Hakkı Kar
İnsan İlişkileri Ustası


Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!
Yorum ekle

Yorum ekle

    • bowtiesmilelaughingblushsmileyrelaxedsmirk
      heart_eyeskissing_heartkissing_closed_eyesflushedrelievedsatisfiedgrin
      winkstuck_out_tongue_winking_eyestuck_out_tongue_closed_eyesgrinningkissingstuck_out_tonguesleeping
      worriedfrowninganguishedopen_mouthgrimacingconfusedhushed
      expressionlessunamusedsweat_smilesweatdisappointed_relievedwearypensive
      disappointedconfoundedfearfulcold_sweatperseverecrysob
      joyastonishedscreamtired_faceangryragetriumph
      sleepyyummasksunglassesdizzy_faceimpsmiling_imp
      neutral_faceno_mouthinnocent
Okunamayan kodu yenilemek için resmin üstüne tıklayınız