Yakılarak mı, suda boğularak mı, trafik kazasından mı yoksa çok sevdiğiniz bir meyvenin veya sebzenin boğazınıza durmasıyla mı? Olmadı bence en iyisi İnsanın kendi eli ile kendisini zehirlemesi ile.......

Ölüm, hak olan bir gerçek, ondan kaçış yok. Tıbbi çalışmaların büyük bir kısmı insan ömrünün uzatılması konusunda yapılıyor. Ancak ölümünde “beterin beteri var” deyimini izah edecek nitelikte çeşitleri var.

 

Gelin, çok sevdiğimiz canımıza nasıl kıyalım, nasıl olsun ölümümüz? Ağrılımı, ağrısızmı, sürünerek mi yoksa güle oynaya mı ölelim? Gelin beraber seçelim nasıl öleceğimizi...

Dünya nüfusu 2008 tarih itibari ile 6,6 milyara dayandı. Bunca İnsana yiyecek içecek ve giyecek lazım. 1927 yıllarında 2 milyar insanı besleyemeyen dünya ciddi manada kıtlıkla karşı karşıya kalmış Çin’de, Sibirya’da toplu ölümler olmuş, milletler yer değiştirmişti.

 

     Dünyada Sürdürülebilir Tarımsal alanda artış yok. Olabilmesi için, bir yanı yapayım derken bir yanı yıkarak yani ormanları meraları yok etmen gerekecek. Aksine gecen yüz yıllara göre tarımsal alanlar, bitkisel yağ için soya ve kanola alanlarının hızla yaygınlaşması Tarımsal ürünlerdeki çeşitliliğin artması ile hayati değer taşıyan Buğday, Pirinç ve Mısır alanları daralıyor. Bu daralmaya birde erozyon ile kaybolan verimli toprakları ve insan eli ile kirletilen alanları da eklenirse durumun vahameti daha da anlaşılır hale geliyor.

      O zaman tek çare Tarımsal verimde olağan üstü sıçramaların yapılması gerekiyor. Oysa her ürünün bir genetik kapasitesi var. Çok iyi gübreleme, sulama ve bakımının yapılması bitkinin genetik kapasitesini aşmanız mümkün değil. 1960–1970 yıllarındaki tarımsal üretimindeki sıçramanın artık bir daha yapılması mümkün görünmüyor. O zaman ne yapılacak? Tek çare  bitkilerin genetiği ile oynamak..

 

      Herkes konuşuyor GDO’ lu ürünler hayır. Kimyasal ilaçlamalara ve gübrelere hayır. Organik tarım yapalım.

     Söylemesi çok kolay. Organik tarımda verim beklide mevcut verimin 5 katı azalacak. İlaçlama, gübreleme yok. Tohumlarda ıslah çalışmaları kısıtlı. Bir çiftçinin var olan 500 dekar arazisini aile efradı ile ekili alanlardaki ürünün mücadelesini el ile yapmayı yetiştiremeyeceğinden beklide arazisinin büyük bir kısım boş kalacak. İşçi tutsa aldığı ürün masrafı karşılayamayacak. Yani aclık dünyanın kapısına çok erken dayanacak.

 

    Yok, GDO’lu ürünler olsun her türlü kimyasal mücadele ve gübreleme yapılsın üretim artsın diyorsanız. O zamanda her türlü, atalarımızda görmediğimiz hastalıklardan ölmeye hazır olun.

 

 Ya Ölümlerden ölüm beğeneceğiz ya da. Acil çözüm yolları bulacağız. Toprak ve su kaynakları hızla kirlenerek ve amaç dışı alanlarda kullanılmasından dolayı azalıyor.

 

 Tek çıkar yol dünya insanı için topraksız tarıma hızla geçiş ve sınırlı ve kontrol edilebilir derecede GDO’ lu ürünlere ağırlık vermek.Yoksa toplu olarak ya açlıktan veya kanser gibi hastalıktan ölümler bizi bekliyor .Yani kendi ölümünüzü kendiniz seçiniz.

 

Korkmaz MERT
Ziraat Mühendisi

Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!