Eskiden bir eleştiri şekli vardı bizim mesleğe yönelik. On bin tane (Şimdilerde yirmi otuz bin olsa gerek) işsiz ziraat mühendisi var, bunlara nasıl iş bulunacak diye söylenerek eleştirilirdi. 
Aslında bu yazım eleştirmekten ziyade, hani neredesiniz Ziraat Mühendisleri demeye yönelik bir yazı.

Zaman içerisinde iş endişesi içerisinde farklı sektörlerde istihdam edilmişler ve kendi yolarını çizmişler ancak şimdilerde gelişen tarım için ihtiyaç duyulan Ziraat Mühendisleri neredeler diye de akla gelmiyor değil.

 

Bakın internette bile tarım siteleri meslektaşlarımız sayesinde şekilleniyor ve bahcesel.com bunun en iyi örneklerinden birisidir. 

 

Danışmanlığını yaptığım ve zaman zaman görüştüğüm firmalar hep, mesleki yeterlilikte olmayan yetişmiş ziraat mühendisi bulmanın zorluğundan şikayet ediyorlar. Ülkenin tarımı gelişirken ve değişirken ziraat mühendisleri de nerede diye akla soru gelmiyor değil. Elbette nerede oldukları hakkında çok şey söylenebilir ama ben söylemekten ziyade oralarda bir yerlerde ve bu satırlara rastlamış meslektaşlarıma yönlendirici olmak istiyorum. Bu anlamda www.agaclar.net editörlerinden Ziraat Mühendisi sevgili Mine PAKKANER’in de müsaadesiyle yine ona ait bir yazıyı alıntı yapacağım.

 

“Bizim mesleğin kapsamı öyle geniş ki, her konuyu bilmeye imkan yok, bilgim, tecrübem, becerim dahilinde insanlara yardımcı olma gayretindeyim.

Bir de bu bir fırsattır arkadaşlarım, bizim işimizin sadece çiftçileri, köylüleri ilgilendirmediğini, hayatın bütün köşelerine sızdığını, soframızdan, giysi dolabımıza uzandığını, oturduğumuz koltuktan ayakkabımıza hammadde sağladığını, çevre sağlığından çok önemli ölçüde sorumlu olduğunu, hayatımıza güzellik katan gülünden kuzusuna, simidimizdeki susamından, tavuğuna yumurtasına yetiştirilmesini öğrettiğini, kullandığımız traktörden, attığımız ilaca, çileğimizdeki hormona çok geniş bir sorumluluk alanımız olduğunu duyurma fısatıdır...

Bizimki hayatla iç içe, hatta çok iç içe, bir o kadar da teknik bir meslek. Bir çeşit yaşam bilimi mühendisliği .

Bizim, toplum için gönüllü ne kadar çok şey yaparsak, söyleyecek o kadar sözümüz olacağına inanıyorum.

Yeşil devrim denilen tarım düzeniyle dünya çevre sağlığının, doğal hayatın canına okundu. Şimdi entegre tarım, sürdürülebilir tarım, iyi tarım, organik tarım uygulamalarıyla becerebildiğimiz kadarıyla hayatı geri döndürmeye çalışıyoruz. Genetiği değiştirilmiş organizmalarla (GDO) tarım yapılmaması için mücadele ediyoruz.

Bizlere çok iş düşüyor ve düşecek…” diyor.

 

Bende şöyle söylemek istiyorum meslektaşlarım neredesiniz. Hani derlerdi bizim meslek doktorluktan daha önemliydi ve daha itibarlıydı işte mesleğimiz yine o itibarlı günlerine doğru hızla ilerlerken sizler neredesiniz diyorum. Bu anlamda da son olarak birkaç tavsiye ile yazıma son vermek istiyorum:

 

1-      Mesleğinizde kendinizi geliştirin

2-      Tarımın size heyecan veren kesiminde kendinizi geliştirin

3-      Modern tarım uygulamalarını takip edin

4-      İnternette olsun gerçek hayatta olsun tarım forumları, soru soran yetiştiricileri, tarım forumlarını, tarım bakanlığı sitesini devamlı takip edin.

5-      Tarım firmaları sizleri kapılarından kovsunlar gidin çay için, tanışın bilgilenin

6-      Tarlalarda dolaşın, yoldan geçerken aracınızı durdurun bitkileri inceleyin, çiftçilerle sohbet edin

7-      Kendinizi mesleğinizde geliştirmek için elinizden geleni yapın

8-      Mesleki bilgilerinize ihtiyaç duyan insanlara yardım edin

 

Unutmayın ülkemizin tarımı ellerimizde şekillenecek ama önce kendinizi bu misyona hazırlamalısınız.

Selahattin YILMAZ
Zıraat Mühendisi

Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!