1. Kent Ormanlarının Planlanmasında Amaç ve Öncelikler
Kentlerin çevresindeki ormancılık faaliyetleri, her şeyden önce kentin içinde bulunduğu doğal koşullara uygun olmak zorundadır. Prensip olarak doğal ve kültürel bitki dokusunun bulunmadığı ya da yetersiz olduğu kentler çevresinde kent koruları ve yeşil kuşaklar tesis etmek, doğal vejetasyonun mevcut olduğu koşullarda da bu vejetasyonu ıslah etmek ve kentin gelişimini mevcut vejetasyonun korunmasına göre planlayarak kent-vejetasyon-kırsal alan kaynaşmasını dengelemek esastır.
Kent ormanlarının yönetim ve kuruluşları ile ilgili planlamalarda, doğal bitki örtüsünün nitel ve nicel durumu yanında, kent ormancılığına konu edilen kentin sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan gelişmişlik düzeyinin de dikkate alınması gerekir. Günümüz kent ormancılığı uygulamalarında, gelişmiş ve az gelişmiş ülke kentlerine ve de kent çevresindeki endüstriyel yoğunluğa göre farklı planlama yaklaşımları benimsenmektedir.
Gelişmiş ülke kentlerinin çoğunda, kent ormanlarının estetik, psikolojik ve ekolojik işlevleri ön planda tutularak kentsel ortamların yaşam kalitesinin yükseltilmesi hedeflenmektedir. Kent içi iklim koşullarını iyileştirmede ve kent çevresindeki toprak, su, vejetasyon, yaban hayatı gibi doğal kaynakları korumadaki rolleri de, kentsel ve kırsal çevre arasında organik bağlar kurarak kaynaştırıcı çözümler üretmeye hizmet etmektedir. Kaynaştırıcı çözümler hem kentsel çevre ile kırsal çevre arasındaki etkileşimlerin düzenlenmesiyle ekolojik boyutta, hem de kent halkının rekreatif hizmetlerinin karşılanmasıyla sosyo- kültürel boyutta gerçekleşmektedir.
Az gelişmiş ülkelerin plansız gelişen kentlerinde oluşturulan ormanlar ise, daha farklı işlevleri ile önem kazanmaktadır. Bu ormanların kuruluşunda, kuşaklama etkileri ile kentlerin planlı ve düzenli gelişiminin sağlanması ve kaçak yapılaşmalarla kontrolsüz gelişimlerinin önlenmesi öncelikli amaçlar arasındadır. Fakir ülkelerdeki kent ormancılığının diğer bir amacı da, estetik ve ekolojik işlevleri ile birlikte yerel odun gereksinimini karşılayan bir kaynak olmasıdır.
Endüstri merkezlerindeki kent ormanlarının planlanmasında ise estetik ve ekolojik işlevler öncelik taşımaktadır. Günümüzde, endüstri ağırlıklı kentlerin yaklaşık yarısındaki kent ormanlarında sadece estetik işlevlerinin ön planda tutulmuş olduğu dikkati çekmektedir (Kuchelmeister, Braatz, 1993).
Bu gibi kentlerde sadece estetik işlevlerle yetinmeyip aynı zamanda ekolojik işlevleri de gerçekleştirebilecek bir planlamanın benimsenmesi gerekir. Kent ormanları gürültü, toz, koku ve gaz gibi endüstriyel zararların kenti kirletmesini etkili bir şekilde önleyebilmekte, kirlenmiş kent havasının doğal arıtımını ve temizlenmesini gerçekleştirebilmektedir. Özellikle Kuzey Amerika ve Avrupa kıtasındaki çoğu şehirlerde hava kirliliği ve gürültünün önlenmesi, kent ormanlarının öncelikli işlevi olarak dikkate alınmaktadır. Bu nedenle endüstri kentlerinde hem görüntü kirliliğinin önlenmesine, hem de o yöredeki endüstriyel kaynaklı spesifik sorunların çözümüne katkı sağlayabilecek planlama yaklaşımları benimsenmelidir.
2. Kent Ormanı Yer Seçiminde Temel Hedefler
Günümüzde yeni kent ormanlarının yaratılması veya oluşturulması, kentsel yönetim politikalarının belirlenmesinde, kent insanının ihtiyaçlarının karşılanmasında ve bilimsel çalışmalar için büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde pek çok kentimizin içinde ve yakın çevresinde küçük ve büyük ölçekte farklı birimler tarafından ağaçlama ve ağaçlandırma faaliyetleri ile kentsel açık yeşil alan miktarına önemli bir katkı sağlanmaktadır. Belediye mücavir sınırları içinde, Park ve Bahçeler Müdürlüğü birimi tarafından başta mahalle ve kent parkları olmak üzere, yol ağaçlandırmaları, meydanlar, mezarlıklar, botanik parkı ve koruluklar tesis edilirken, kent içi ve çevresinde orman rejimi içindeki alanlarda, Ormancılık Teşkilatı tarafından hatıra ormanları veya toprak-su korumaya yönelik ağaçlandırmalar yapılmaktadır. Bunların dışında İl Özel İdare birimleri, Vakıf ve Özel Kişiler tarafından koruluklar veya parklar oluşturulabilmektedir.
Kent içi ve çevresinde yapılan ağaçlandırma çalışmaları farklı birimler veya kişiler tarafından yapılmasına rağmen gelecekte alacağı rolü ve katkıları dikkate alınmadan gelişigüzel yapılmaktadır. Bu kapsamda yapılan çalışmaların amaca uygun ve sürdürülebilir olabilmesi için kentsel ölçekte bilinçli planlama ve yönetimin gerçekleştirilmesi ile mümkündür.
Kent içi ve çevresinde mevcut ağaçlandırılmış alanlar ve ormanların veya yeni tesis edilecek alanların gelecekte kente ve kent insanlarına tatmin edici seviyede imkan ve hizmetler sunabilmesi için başlangıçta kent ormanı olabilme kriterlerinin test edilmesi ve fizibilitenin yapılması zorunludur. Bu nedenle, kent ormanı için en uygun yer seçimi, kent ormanının rasyonel planlama ve yönetimi için ilk yapılması gereken bir işlemdir.
Kent ormanı yer seçimi için, söz konusu alanların rekreasyonel, ekolojik ve kentin fiziksel yapısını dengeleme veya güçlendirmeye yönelik uygunluk ve yapılabilirliğinin araştırılması büyük önem taşımaktadır. Bir kent ormanı yer seçiminde, aşağıdaki temel hedefler dikkate alınmalıdır.
2.1. Rekreasyonel Hedefler
Kent ormanı yer seçiminde, ulaşılabilirlik (mesafe ve süresi), ziyaretçi yoğunluğu, potansiyel doğal, kültürel ve estetik değerleri, rekreasyonel olanaklar, mevcut bitki türlerin yapısı ve kompozisyonu gibi kriterler rekreasyonel uygunluğunun belirlenmesinde önemli rol oynarlar. Kent ormanına ulaşım mesafesi yer seçiminin belirlenmesinde en önemli belirleyici bir kriterdir. Özellikle yoğun ziyaretçilerin günlük ve hafta sonu yararlanabileceği bir konumda ve mesafede olmalıdır. Bu amaçla kent insanının bulunduğu noktadan yürüyerek ulaşabileceği en kısa mesafe kent ormanı için en ideal bir durumdur. En kısa mesafenin, 15 dakika ile 30 dakika arasında olmasının ideal olduğu kabul edilmektedir (Kursten, 1993).
Yeni bir orman tasarımında aynı zamanda farklı ziyaretçi tiplerinin dikkate alınması zorunludur. Ziyaretçilerin aktif olarak boş zamanlarını harcayabileceği doğal çekiciliği olan ormanlık alanlarda dinlenme ve sessizlik gibi doğayı arayan ve yönelen ziyaretçiler olacağı gibi aynı zamanda diğer ana kullanıcı grupları da içerecek şekilde farklılık gösterebilir. Alan, sahip olduğu doğal, kültürel ve estetik değerleriyle çeşitli rekreasyonel etkinliklere imkan sağlamalıdır. Sonbahar yaprak renklenmesi ile kişiler üzerinde olumlu ve hoş etkiler yaratılabilmesi, bitkilerdeki form kontrastının daha rahat algılanabilmesi için geniş yapraklı ile iğne yapraklı karışık ormanların daha çok cezp edici olduğu bilinmektedir. Kent insanları, genel olarak karışık ağaç türlerinden oluşan ve tam kapalı olmayan ormanları, çimenlik ve su kaynağı içeren rekreasyonel alanları tercih etmektedir (Dwyer, 1983).
2.2. Kentin Fiziksel Yapısını Güçlendirme Hedefleri
Kentsel ortamda açık yeşil alanların formu ve boyutu, kent peyzajının oluşturulmasında ve mekan sınırlamasında önemli katkı sağlar. Özellikle kentin doğal sınırını oluşturacak olan kent ormanı, kentsel kullanım birimlerini birbirinden ayıran veya tamamlayan tampon görevi üstlenmelidir. Kentsel mekanla, doğal alanlar arasında organik bir bağlantı kurmalıdır. Kent ormanı, görsel ve akustik tampon alanı olduğu kadar, toprak, su ve hava koruma alanları gibi çevresel işlevlerini de yerine getirebilmelidir (Lust, 1992).
2.3. Ekolojik Hedefler
Kent ormanının büyüklüğü, formu ve konumu, biyolojik ve ekolojik kaliteyi geliştirmede önemli rol oynar. Bunun için, klimatik yarar sağlaması (CO2 gazını bağlama, oksijen üretme, havadaki katı kirleticileri tutma veya filtre etme, zehirli gazların etkilerini azaltma vb.) yanı sıra toprak-su koruma, su kalitesini artırma, bitki toplulukları ve yaban hayatı için uygun yaşama ortamları sağlama gibi önemli işlevleri yerine getirebilmesi için yeterli geniş alana ihtiyaç duyulmalıdır. Bu tür yüksek doğal değerlere ve farklı zonlara sahip alanlar en uygun alanlar olup, birbirine yakın uyuşabilecek alanlarla optimize edilmesi önemlilik arz eder. Özellikle biyolojik çeşitliliği yüksek olan bitişik yaşlı doğal ormanlık alanlardan yeni kent ormanı içersine flora ve faunanın göç olanakları önemli bir avantaj sağlayacaktır (Raedeke, 1995).
Biyolojik çeşitliliğinin oluşturulmasında ve sürdürülmesinde kompozisyon (tür zenginliği, bir tür içindeki genetik zenginlik, peyzaj içindeki ekosistem çeşitliliği), yapısal (tür-yaşama ortamları ve toplulukların zaman ve mekan içindeki çeşitliliği) ve işlevsel (ekosistemler arasındaki karşılıklı ilişki ve karışıklıkları içeren ekolojik işlemler) çeşitlilik dikkate alınır.
3. Kent Ormanlarının Planlama süreci
Kent ormanlarının planlama süreci genel kapsamlı olmalı, kentler çevresindeki gerek kamuya ve gerekse şahıslara ait tüm ağaç ve orman varlığı ile potansiyel ağaçlandırma alanlarını kapsamalıdır. Yerel yönetimlerin söz konusu ağaç ve orman varlığını denetim altında tutması mümkün olamayacağı için bu alanlardaki orman ve ağaç varlığının yönetim ve denetimi için özel amenajman planları hazırlanmalıdır.
Planlama sürecinde kent ormanlarının söz konusu kentin yapısal bir parçasını oluşturduğu dikkatten uzak tutulmamalıdır. Gelişimini tamamlamış eski kentlerde kent ormancılığının planlanması mevcut bitki dokusunun bakımı ve ıslahı konuları ile sınırlıdır. Buna karşılık, hazırlanmış bir şehir planı çerçevesinde gelişmekte olan kentlerde, aynı zamanda şehirleşme sorunlarına çözüm oluşturacak planlama yaklaşımlarının benimsenmesi gerekir. Kentler çevresinde değerlendirilebilir büyük bir potansiyelin mevcut olması durumunda ise kentsel peyzaj - kırsal peyzaj planlamalarını da dengeleyen alan kullanım kararları ön plana çıkacaktır.
Planlama sürecinde kamuoyunun etkinliği oldukça önemlidir. Çalışmaların başarıya ulaşabilmesinde kent halkının doğrudan ya da dolaylı katkıları göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle planlama sürecinde kent halkının katılımının sağlanmasına ve kent ormanlarının bilinen yararları konusundaki bilinç ve duyarlılık düzeylerinin artırılmasına yönelik çalışmalar yürütülmelidir. Bu çalışmalar;
- Planlamayı gerçekleştiren resmi organlarda halk temsilcilerine görevler verilmesi,
- İlgili sivil toplum örgütleri ile gerekli temasların kurulması,
- Özel sektör temsilcileri ile gerekli görüşmelerin yapılması olmak üzere üç grupta toplanabilir.
Planlama sürecinin diğer önemli bir bölümünü ise parasal öngörüler oluşturur. Yeterli bir başarının sağlanabilmesi için kent ormancılığının sağlayacağı yararların ve fayda - maliyet analizlerinin kabul edilebilir ölçülerde somut olarak ortaya konması gerekir (Kuchelmeister, Braatz, 1993).
3.1. Planlamanın Teknik Esasları
Kentin ve kenti saran çevrenin doğal ve kültürel yapısı, kent ormancılığının amaçlarındaki değişikliklere bağlı olarak farklı planlama tekniklerinin uygulanmasını gerektirir. Örneğin kentler çevresinde endüstriyel tesisler ve oto yollar gibi yoğun gürültü zonlarının yer aldığı durumlarda, kent ormanlarını gürültü perdelerinin kuruluş esaslarına göre planlamak gerekir. Bu durumda, kent ormanlarını 30 m. den dar olmamak koşuluyla olabildiğince geniş, sık ve gürültü yönüne dik kuşaklar şeklinde tesis etmek gerekir. Gürültü perdelerinde yüksek boylara ulaşabilen ve yoğun dallanma ve yapraklanma yapabilen özellikle her dem yeşil ağaç türleri ile bu ağaçların gövde boşluklarını dolduran ağaççık ve çalı türlerinin kombinasyonu oldukça etkilidir (Ata, Dirik, 2004).
Kentler çevresindeki taş, toprak ve maden ocakları gibi hammadde kaynakları ile toz üreten endüstriyel tesislerin bulunduğu yerlerde, kent ormanları toz filtrasyonunu sağlayacak şekilde oluşturulmalıdır. 30 mt genişlikteki bir yeşil kuşak, havadaki tozların çok önemli bir bölümünü tutabilmektedir. Yoğun toz zararlarının olduğu yerlerde etkili bir filtrasyon için kent ormanlarının geçirgen bir kuruluşa sahip olması gerekir. Tozların tutulmasına özellikle yaprakları mumsu ve tüysü tabakalarla kaplı olan türler daha çok etkili olmaktadır. Toz perdelerini hakim rüzgar yönüne dik kurmak ve tozların yakalanmasındaki etkinliğini artırmak için de hareketli bir tepe çatısı oluşturacak şekilde farklı boylara ve tepe tacı özelliklerine sahip türlerin kompozisyonunu öngörmek gerekir.
Bazı durumlarda, kent ormanlarının kentler çevresindeki endüstriyel tesislerden kaynaklanan gaz zararlarını önlemesi işlevi ön plana çıkabilir. Bu gibi hallerde de yeşil kuşakları zararlı gazları taşıyan hakim rüzgar yönüne dik olacak şekilde ve sık dikimlerle kurmak gerekir. Özellikle düzenli çöp depolama alanlarının çevresinde gaz zararlarına karşı ormanlar kurulmalıdır. Orman çiftlikleri kurmak, arazi sahibinin prestijini artırdığından kent çevresi ormancılığı kuşaktan kuşağa geleneksel olarak uzun süre devam ettirilmiş, son zamanlarda ise kent ormanı ve korularının tesisleri halkın rekreatif taleplerine cevap verebilecek yeni bir anlayışla ulusal ve yerel yönetimler tarafından planlı ve kapsamlı çalışmalara konu edilmiştir (Konijnendijk, 1997).
Avrupa'da belediye ya da semt ormanların tesisleri yanında özellikle 17. ve 18. yüzyıllarda İtalya, Fransa, Avusturya ve İngiltere'nin birçok seçkin kentinde estetik amaçlı bitkilendirmeler gerçekleştirilmiştir. Bu gelişmelere paralel olarak, salt estetik amaçlı şehir ağaçlandırmaları Afrika ve Asya kentlerinde de uygulamaya geçirilmiştir. İspanyollar, ev bahçeleri, kamusal alanlar ve kent çevresi alanlarda ağaçlandırma ve yeşillendirme konseptini Latin Amerika'daki sömürge ülkelerine de transfer etmişlerdir (Kuchelmeister ve Braatz, 1993).
Çin, kent ormancılığı çalışmalarında dikkat çekici atılımlar gerçekleştirmiş bir ülkedir. 1949 yılında Çin Halk Cumhuriyetinin kurulması ardından Mao Zedong, 12 Martı ulusal ağaçlandırma günü ilan ederek ülke genelinde kent ağaçlandırmalarını teşvik etmiştir. Ağaçlandırma kampanyası ile doksanlı yıllara kadar sadece Pekin'de kent içi ve çevresine dikilen ağaç sayısı 500 milyona ulaşmıştır. Pekin kentini rüzgar ve tozdan korumak için gerçekleştirilen çevre ağaçlandırmaları 10 bin ha aşmıştır (Dembner, 1993).
Türkiye'deki kent ormancılığının tarihini ise Osmanlı İmparatorluğu döneminden başlatmak gerekir. İmparatorluk döneminde (1450-1530) başkent İstanbul'da oluşturulan ya da düzenlenen korular, kent ormancılığı anlayışını yansıtan örneklerdir. Cumhuriyet döneminde ise başkent Ankara'da Atatürk'ün direktifleri ile tesis edilen "Atatürk Orman Çiftliği", kent ormancılığı uygulamalarının en çarpıcı örneğini oluşturmaktadır. Bunu zamanla İstanbul - Florya Atatürk Ormanı, Eskişehir - Kocakır Kent Ormanı, Balıkesir - Değirmenboğazı Kent Ormanı, Kahramanmaraş - Ahırdağı Kent Ormanı gibi uygulamalar izlemiştir. Daha sonra, Orman Bakanlığı tarafından bir çok kentte yeşil kuşak projeleri hazırlanmış ve uygulamaya geçirilmiştir (Orman Bakanlığı verilerine göre toplam 32 ilde 925.681 ha'lık alan yeşil kuşak olarak projelendirilmiş, bunun 121.896 ha'lık alanı ağaçlandırılmıştır). Bu çalışmalar bir taraftan da kent içi yeşil dokunun oluşturulması ve artırılmasına yönelik diğer çalışmalarla desteklenmiştir. Başta İstanbul - Atatürk Arboretumu olmak üzere birçok kentte botanik bahçeleri, hayvanat bahçeleri, parklar, kitle ağaçlandırmaları, yol ağaçlandırmaları vb. tesis edilmiştir.
Günümüzde kent tarımı ve tarımsal ormancılığını da kapsamına alan kent ormancılığı, dünya inisiyatifi çerçevesinde kapsamlı projelere konu edilmektedir. Yerel düzeyde "Eylem 21 (Action 21)" in uygulamasına geçilen La Paz (Bolivya), Sao Paulo (Brezilya), Tahran (İran İslam Cumhuriyeti), Durban (Güney Afrika Cumhuriyeti), Kampala (Uganda), Zürih (İsviçre), Bombay (Hindistan) ve Yokohama (Japonya) gibi kentlerde, hazırlanan programlar çerçevesinde kapsamlı kent yeşillendirmeleri gerçekleştirilmektedir (Kuchelmeister, 2000).
Kaynak: Peyzaj Mimarı Murat ERMEYDAN, 2005 " KENT ORMANLARININ PLANLANMASI İSTANBUL ÖRNEĞİ"Bahceşehir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi,İstanbul
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!