Neden mi bahsediyorum, krizden. Ne krizi? Olmayan ekonomik kriz. Zira bu defaki kriz kriz değil daha çok tıkanma. Hani hak ettiğimiz ve gümbür gümbür gelirken inadına tedbiri almadığımız tıkanma. Tabii ki bahsimiz küresel krizin etkisi dışındaki krizdir.
O kadar enteresan bir ticaret şeklimiz var ki ne ayak uydurmak mümkün, ne dayanabilmek ne de tecrübesiz kalabilmek. Öyle şeyler yaşıyorsunuz ki yeryüzünde bir örneği daha var mı bilemiyorum. Bu örneklerle bırakın bir kitabı ansiklopediler yazılır eminim.
İşte bu kriz bu memlekette dürüst ticaretin yapıldığı zamanlara doğru gidildiğinin tıkanık ekonomisini yaşıyor şimdilerde, bir zıplama noktası, bir sıçrayış.
Hükümetler ekonomik önlemler alırken uyarırlar vatandaşı ve hepte öyle olmuştur ki kimse dinlemez bildiğini okur. Hani yeni zenginler yaratıyor ya krizler, işte o zenginler hükümetlerin politikalarına uyanlar, o politikalara paralel hareket edip yatırımlarını ona göre yapanlar veya o politikaların açıklarından iyi yararlanan fırsatçılardır (hükümet deyince şu zaman yada bu zaman hükümeti deyip belli bir partiyi yada hükümeti hedef göstermediğim bilinsin zira bu yazı siyasi içerikli bir yazı değildir).
Kayıt altına alınmaya çalışan bir ekonomide hele hele bir çok şey AB normlarına gümbür gümbür uydurulurken siz alışagelmiş ticari tekniklerle sıfır sermaye ile al-sat aracılığını dengesiz yapmaya kalkarsanız veya ölçüsüz sermaye ya da itibar ticareti ile yine ölçüsüz ticaret yapıp devam ederseniz ayağını yorgana göre uzatmayı öğrenememiş boyundan büyük sermayelere bulaşan birilerine mutlaka toslarsınız kendini tıkar sizi de tıkar hatta kendisi ile birlikte zincirleme çok kişiyi de tıkar. Ölçüsünü bilen aldığının sattığının hesabını yapan ayağını yorganına göre uzatan esnafa yada ticaretçiye diyeceğim yoktur ancak ekonomik verilerin bankalar üzerinden geçtiği ve yavaş yavaş sistemin o yöne kaydığı bir ticaret şeklinde, eski alışkanlıklar yürümüyor anlayın işte. Yürümeyen her iş için memur gibi maaşı önceden harcanmış ve zamanla birilerinden borç alıp evi veya işi döndürecek duruma düşüyorsunuz. Artık yürümüyor yürümüyor yürümüyor…
Şöyle bir düşünüyorum öyle durumlarla da karşılaşıyorsunuz ki kendisini ağırdan satan bir adama dünyanın irtibatını satıyorsunuz ve hatta yeri geldiğinde inanılmaz paralarla vadeli mallar veriliyor geri dönmeyen ödemelerde ne yapacağınızı şaşırıyorsunuz, bu tip ticari karakterlerle ancak kayıtlı ekonomiyle mücadele edilir. Kim ne almış ne vermiş, ne kadara almış ne kadara vermiş bilinsin, bilinmeli, bilinecek. Mesela bir kamyon malı yüklüyorsun adamın ifadelerine güvenerek sonra iş paraya kalıyor hesaplaşma zamanı bol keseden konuşan adam değişiyor birden para yok, vadeye mi verseniz yoksa o kadar size maliyet bindiren malı mı geri alasınız, kala kaldınız. Bir mal için pazarlık yapıyorsun adam ser verip sır veriyor ama malın fiyatını en son söylemeye çalışıyor sonuçta size beklediğinizin iki katı fiyatla karşılaşıyorsunuz iş geri dönülmez hale gelmişken. Nasıl ticaret anlaşılmaz. Kuralsız, sadece bir tarafın kuralı ile işleyen bir ticaret, adeta yılların tecrübesiyle bile yeni tecrübeler yaşadığınız bir ticaret.
İşte dostlar bu defaki krizin kriz olmamasının nedeni bu. Ekonomik sistem değişiyor, ticaretimiz değişiyor, para alış verişi değişiyor. Buna ayak uydurdunuz uydurdunuz uydurmadıysanız veya uydurmaya niyetiniz yoksa sizde bir bankanın haczini yada ayağınızı yorgana göre uzatmadığınız için ödeyemediğiniz senet ve faturaların bedeline kendinizi hazırlayın.
Zaman hesabını kitaba dökme zamanıdır.
Selahattin YILMAZ
Zıraat Mühendisi
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!