
Dünya ısınıyor, hem de hızla. Peki bizler bu ısınmanın ne kadarından sorumluyuz?
Şu anda Alaska'dan And Dağları'nın karlı zirvelerine kadar her yer ısınıyor, hem de hızla. Sıcaklıklar geçtiğimiz yüzyıldan bu yana Dünya genelinde 0,6 C arttı ancak en soğuk, en uzak noktalar çok daha fazla ısındı. Sonuçlar pek de iç açıcı değil. Buzullar eriyor, nehirler kuruyor, kıyılar erozyona uğruyor ve yakınlarda yaşayan toplulukları tehdit ediyor.
Yüzlerce yıldır ormanları kesiyor; kömür, petrol ve benzin yakarak bitkilerle okyanusların soğurabileceğinden çok daha büyük bir hızla karbon dioksit ve ısıyı tutan diğer gazları atmosfere salıyoruz. Atmosferdeki karbon dioksit düzeyi bugün, yüz binlerce yıl önce olduğundan çok daha yüksek. İklim uzmanlarından George Philander, "Bizler artık iklimi belirleyen süreç üzerinde etkili olabilen jeolojik unsurlarız" diyor.
Bazı şüpheciler, "Hemen karar vermeyin"
diyor. İklim kararsızlığıyla ünlüdür. Bin yıl önce Avrupa ılımandı ve
İngiltere'de şaraplık üzümler yetişiyordu; 400 yıl öncesine
gelindiğinde ise iklim değişmiş, hava serinlemiş ve Thames belirli
aralıklarla donmaya başlamıştı. Şu andaki ısınma da doğanın kaprisi,
geçici bir durum olamaz mı? Uzmanlar, "Bundan çok da emin olmayın"
diyor. Kuşkusuz, izleyen sayfalarda okuyacağınız ısınma belirtilerinin
bazıları iklimin doğal ritmiyle açıklanabilir. Ancak gezegen genelinde
ateşi yükselten bir diğer etken daha var.
IPCC (BM
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli), yüzyılın sonuna kadar 1,5
ila 5,5 C'lik bir sıcaklık artışı öngörüyor. Ancak ısınma aşamalı
olmayabilir. Ve bazı uzmanlar günümüzdeki sıcaklık artışının yıkıcı bir
iklimsel sendelemeyi hızlandırabileceği konusunda kaygılı.
IPCC,
iklim sisteminin nasıl işlediğini ve insan etkinliklerinin bunu nasıl
değiştirdiğini anlamamızı sağlayan daha güçlü kanıtları içeren üçüncü
değerlendirme raporunu 2001 yılında yayınladı. Bu değerlendirmeye göre,
"son 50 yılda gözlenen ısınmanın büyük bölümünün insan etkinliklerine
bağlanabileceği konusunda yeni ve daha güçlü kanıtlar" vardır.
Raporda
ayrıca, küresel ısınmanın daha önce düşünülenden daha hızlı ve şiddetli
gerçekleştiği saptaması da yer almaktadır. Ve iklim modellemeleri,
yanardağ ve güneş patlamaları gibi doğal iklim güçlerinin tüm bu
ısınmayı açıklayamadığını gösteriyor.
IPCC, iklim değişiminin şu anda yaşandığına ilişkin şu kanıtları gösteriyor:
*
1990 yılı bilinen en sıcak onyıl, 1998 ise en sıcak yıl olmuştur (Not:
BM Dünya Meteoroloji Örgütü'ne (WMO) göre, 1998 kaydedilmiş en sıcak
yıl olmaya devam ederken, 2002 en sıcak ikinci yıl olarak 2001'i de
geride bıraktı).
* Ortalama küresel yüzey sıcaklığı arttıkça, kar örtüsü ve buz alanları da azalmıştır.
* Ortalama küresel deniz düzeyi yükselmiştir ve okyanuslar ısınmaktadır.
*
Bölgesel iklim değişiklikleri, özellikle de sıcaklık artışı, şimdiye
kadar birçok fiziksel ve biyolojik sistemi etkilemiştir. Bu etkiler
şunları içermektedir:
- Buzulların küçülmesi,
- Permafrost tabakasının çözülmesi,
- Nehir ve göllerdeki buz tabakalarının daha geç oluşması ve daha erken erimesi,
- Orta-yüksek düzeydeki büyüme mevsimlerinin uzaması,
- Bitki ve hayvanların yaşam alanlarında değişiklikler,
- Bazı bitki ve hayvan popülasyonlarında azalma,
- Ağaçların erken çiçeklenmesi, böceklerin erken ortaya çıkması, kuşların erken yumurtlaması
* Akdeniz bölgesi de tehlikeli iklim değişimi etkilerine karşı savunmasız durumdadır.
İklim değişimi;
besin üretimi, içme suyu kaynakları ve sürdürülebilir kalkınma için bir
tehdittir. Deniz düzeyinin yükselmesi, aşırı doğa olayları ve çölleşme,
özellikle yoksul ülkelerde yaşayan milyonlarca insan için büyük bir
tehlike oluşturmaktadır. Bugün ekonomik zorluklar yaşayan Akdeniz
ülkeleri, büyük ölçekli, yıkıcı iklim felaketlerinin, yüksek ve önceden
kestirilemeyecek maliyetleriyle başa çıkmak açısından da en az beceriye
sahip ülkelerdir.
Isınmanın nedeni; son yüzyılda ciddi
bir artış gösterdiği belirtilen küresel ısınmanın en önemli nedeni,
seragazlarının (GHG) sanayileşmeyle birlikte insanoğlunun faaliyetleri
sonucu atmosfer içindeki emisyonlarının çok önemli oranlarda artmasıdır.
İklim
değişikliğine neden olan başlıca altı tane seragazı vardır. Bunların
içinde en önemlisi CO2 gazıdır ve toplam seragazı miktarı içindeki payı
% 80 civarındadır. Diğer seragazları ise büyüklük sırasına göre Metan
(CH4), Azotoksit (N2O), Hidroflorokarbon (HFC), Perflorokarbon (PFC) ve
KükürtHekzaFlorid (SF6) olarak sıralanabilir.
Seragazları içinde
en önemlisi olan CO2 gazı salımı, çok önemli oranda ekonominin her
sektöründe kullanılan fosil yakıtların (kömür, petrol, doğal gaz)
yakılması sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle enerji politikaları ve
çevre ilişkisi, seragazı salımlarının azatlımı açısından büyük önem
arzetmektedir.
kaynak:http://zinderud.com
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!