Bir tarımcıdan bitkisel ve hayvansal gıda üretimi hakkında teknik bilgiler bilmesi
beklenir.
Bu bilgilerin uygulanması ile tarımsal üretimin daha verimli, etkin
ve
akılcı yapılması amaçlanır.
Ancak aşikardır ki sadece bilgi, bir bardak süt üretilmesini
sağlamaz.
Bilgi insanlara aktarılmalı, aktarılan bilginin doğru kullanılması
sağlanmalıdır.
Açıkçası tarımsal üretimde teknik bilgi sahibi kişinin, bu bilgiyi
nasıl aktaracağını çok iyi bilmesi; çok iyi bir iletişimci olması
şarttır.
Ve tarımın her alanında bilgi aktarımının ana kurallarını bilmek ve
bu kurallara riayet etmek elzemdir.
İletişim Süreci
Dediğimiz gibi eğer üretilen düşünce ya da bilgi, uygun şekilde
diğer insanlara aktarılamazsa; yapılacak iş, o düşünceyi üretenin işgücü
ile sınırlı kalır.
Oysa sağlıklı, iyi düşünülmüş bir fikir uygun şekilde insanlara
aktarıldığında, her şeyden güçlü olabilir.
Koca piramitler bir düşünce ile yapıldı. Çin Seddi bir düşünce ile
yapıldı. İnternet bir düşünce ile, bilgisayar, önünüzdeki masa�
İnsan icadı ve insan yapımı her şey üretilip doğru aktarılmış bir
düşünce ile üretilip bize kadar ulaştı.
Yani bir iletişim sürecinde,
üretilmiş bir düşüncenin doğru aktarılması ile...
Peki bu iletişim süreci nasıl işler?
-
Önce bir düşünce/bilgi üretilir: Düşünce ya da bilginin üretilme aşaması bence işin en önemli kısmı. Elbette üretilen bilgi/düşünce aktarılamazsa pek bir işe yaramaz ancak kolayca aktarabilmek için uygun bilgiyi üretebilmek gerekir.
-
Düşünce/bilgi kodlanır ve mesaj oluşturulur: Bir düşünceyi buldunuz ve iletmeyi amaçlıyorsunuz. Ancak önce onu anlaşılabilir bir cümle, bir hareket ya da bir ses gibi bir ileticiye dönüştürmeniz gerekir. Aksi halde Nasreddin Hoca� nın hindisi gibi düşünüp durursunuz.
-
Düşünce/bilgi bir kanal aracılığı ile iletilir: Düşünce/bilgileri anlaşılabilir kodlara dönüştürdükten sonra bu anlaşılabilir kodları bir kanal aracılığı ile iletmek gerekir. Örneğin ben kendi oluşturduğum kodları bu makale ile sizlere iletiyorum. Konuşma, beden dili, işaret dili oluşturulan kodların aktarılmasında kullanılan kanallardır.
-
Düşünce/bilgi alıcı tarafından alınır: Üretip, kodlayıp bir kanal aracılığı ile aktardığınız bilgi/düşünce, bilgiyi ulaştırmak istediğiniz kişiye ulaşmalı ve bilgi bu kişi tarafından alınabilmelidir. Örneğin çok ses olan bir fabrikada ses/konuşma ile aktarmaya çalıştığınız bilgi karşıdaki tarafından alınamayabileceği için yazılı anlatımı seçebilirsiniz.
-
Düşünce/bilgiye alıcı tarafından kod çözme işlemi uygulanır: Bilgi/düşünceyi alan kişi bunu aldıktan sonra bilgiyi üretenin kodunu çözmeye çalışır. Eğer kodu çözebilirse bilgi/düşünce onun açısından kullanılabilir olacaktır. Örneğin biri size bilmediğiniz bir Afrika dilinde bir şey söylerse, kodu çözemeyeceğiniz için bu kişinin dediğini anlamazsınız. Kodu çözebilmek için uygun bilgi/beceri/deneyime sahip olmak gerekir.
-
Çözülen mesaj özümlenir: Kod çözüldükten sonra mesaj anlaşılarak bir eyleme, tepkiye dönüşebilir. İşte bu noktada kişi bu fikri/düşünceyi almış ve özümlemiştir ve ancak söz konusu düşünce/bilgi bu noktadan sonra bir diğerine aktarılabilir olur.
Çizelge 1: İletişim süreci (Armağan G., Tarımsal Yayım ve İletişim, Adnan Menderes Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü, sayfa 20)
İletişimdeki Temel Problemler Nelerdir?
Ve işte en önemli kısım... Yukarıdaki tablo, yukarıdaki maddeler düzenli olarak arka arkaya gelmez ve bu sürdürülemez ise iletişimde sorunlar oluşur.
Bilgi/düşüncenin doğru aktarılamadığı durumlarda işler hatalı ve kötü yapılır.
Örneğin bir bitki zararlısına yanlış ilaç atılır, yanlış gübre kullanılır, toprak yanlış sürülür, zeytin yanlış hasat edilir, sütte mikroorganizma sayısı yüksek olur, seralarda toprak yorgunluğu olur, Rusya domates satın almayı keser, fındık gelir getirmemeye başlar, tarımda büyük sorunlar olur...
Açıkçası doğru iletişim, toplumsal hayatta her şeyin başı olduğu gibi tarımda da en önemli konulardan biridir.
İletişimdeki temel problemler ise şunlardır:
-
Düşünceler uygun şekilde ifade edilemeyebilir / dile getirilemeyebilir: Düşünceleri uygun şekilde ifade edebilmek için konuyu bilmeli ve hangi ifade, mimik, ses tonu ile aktarmamız gerektiğine doğru karar vermeliyiz. Örneğin mutlaka yapılması gereken bir işin nasıl yapılacağı anlatılırken, tereddütlü ifadeler kullanır, kısık sesle konuşursak bu uygun bir ifade şekli değildir ve problem yaratacaktır.
-
İfade edilenler/konuşulanlar duyulmayabilir: Düşünceyi/bilgiyi doğru ifade ettiniz ancak karşıdaki algılamadı ise iletişim sağlanamamış demektir. İyi bir iletişim için ortam, karşıdakinin algılamasını önleyecek etmenlerden arınmış olmalıdır. Örneğin iki kişinin aynı anda konuştuğu bir tartışmada taraflar birbirlerini algılayamayacaktır. Bu durumda ortak bir düşüncede birleşmek, uzlaşmak mümkün olmayacaktır.
-
Algılananlar/duyulanlar anlaşılmayabilir: Bilgiyi/düşünceyi alan kimsenin bu bilgileri anlayacak kod çözücü bilgileri olmalıdır. Bilgi veren bu kod çözücüleri ortaya çıkarmak için gerektiğinde örneklere başvurabilir. Örneğin yeni bir sulama sistemi anlatılırken tarladan gerçek uygulama resimleri göstermek ve önceki sulama sistemlerine göre avantajlarını anlatmak anlaşılmayı bu açıdan kolaylaştıracaktır.
-
Anlaşılanlar kabul edilmeyebilir: Alıcı bilgiyi/düşünceyi almış ve anlamıştır ancak kabul etmeyebilir. Bu, tarımsal yayımda sık karşılaştığımız bir durumdur. Yeni bir gübreyi üreticiye anlatırsınız, ancak üretici anlattıklarınızı anlasa da uygulamak ve denemek istemez çünkü size inanmamıştır. Açıkçası bu konuda haklıdır çünkü gübre satan biri açısından bir kişinin o gübreyi kullanıp kullanmaması çok önemli değildir ancak kullanan açısından gübreyi tanıtanın eksik/hatalı bilgi vermiş olması üreticinin bütün bir yılını sefalet içerisinde geçirmesine sebep olabilir. Bu sebeple bence üreticinin her yeniliği kolayca kabul etmemesi doğru bir davranıştır. Bu sebeple tarımsal bilgiyi yayarken, yeni teknolojileri tanıtırken en doğrusu sözel veya yazılı anlatım değil; örnek uygulamalar yaparak üreticiye göstermektir.
-
Kabul edilenler uygulanmayabilir: Aktarılan bilgi/düşünce kabul edilebilir ancak bunun uygulanabilmesi için gerekli mali kaynaklar, teknik bilgi, uygun zaman gibi konular uygun olmayabilir ve kabul edilenler uygulanmayabilir. Örneğin şu anda ülkemizde damlama sulama konusu büyük oranda böyledir. Neredeyse bütün üreticiler damlama sulamanın faydalı olduğunu kabul etmekte ancak en çok ekonomik sebeplerden ötürü bunu uygulayamamaktadırlar.
-
Uygulananlar sürdürülmeyebilir: Uygulama sadece 4 numaralı maddeyi doğrulamak için yapılmış olabilir. Yani bilgi anlaşılmıştır ancak kabul etmek/inanmak konusunda şüpheler vardır. Bu durumda deneme üretimi yapılabilir. Eğer deneme üretimi uygun sonuç vermezse aktarılan bilgi/düşünce sürdürülmeyecektir. Bu sebeple tarımda deneme üretimlerinin yapısı önemlidir. (Dikkat: Deneme üretimlerinde en çok verim tahminlemede hata yapılır. Bahçenizin önündeki bir incir ağacı 500 kg incir verebilir. Eğer düz mantıkla dönümde 20 ağaç ile bir dönümden 10 ton incir alınabileceğini hesaplarsanız hata yaparsınız. Benzer şekilde 10 metrekareden 800 kilo domates alıp, bu durumda dekardan 80 ton ürün alırım ve alıyorum derseniz hata yapar, insanları yanlış yönlendirirsiniz. Deneme üretimleri sahada gerçek üretimler olarak test edilmeden asla kesin sonuçlar vermezler.)
-
Sürdürülenlerden memnun kalınmayabilir: Bence iletişimdeki en elim sonuç, bu son sonuç olacaktır. Buna yıllarca yapılan DDT kullanımını örnek verebiliriz. Herkes yıllarca neredeyse sabun kullanır gibi kullandı. Ancak sonunda görüldü ki etkisi bitkiden, hayvana oradan insana sonra tekrar bitkiye şeklinde on yıllarca devam eden bir kimyasalmış DDT. Ya da örneğin Güneydoğu Bölgemizde sulama. Yüzyıllardır suya hasret olan topraklar su ile buluşunca vahşi şekilde salma sulama yapıldı. Bu uygulama yüzünden bir kaç yıl sonra topraklarda tuzluluk oluştu ve tarım yapılamaz hale geldi.
Çizelge 2: İletişimdeki problemler (Armağan G., Tarımsal Yayım ve İletişim, Adnan Menderes Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü, sayfa 20)
Son söz
Açıkçası iletişim toplumsal hayattaki en önemli konulardan biridir. Tarımda da sorunlarımızın en temelinde hatalı iletişimin yattığını görürüz.
Emin olunuz herkes yukarıda anlattığım iletişimin ana kurallarına dikkat ederek bilgi/düşüncelerini aktarmaya çalışsa, çok fazla konuyu kökünden çözeriz.
Bu bağlamda her ne kadar tarımsal üretimle alakasız gibi görünse de bu yazımda iletişimden dem vurmaya çalıştım. Çünkü tarımda en önemli konulardan biri bilgi aktarımıdır. Bilgi aktarımı, para aktarımı gibi değildir. Geçenlerde okuduğum ve çok beğendiğim bir söz konuyu çok net özetliyor:
Bende 1 Lira Vardı.
Sende 1
Lira vardı.
Paraları değiştirdik yine 1 liramız var.
Ben de 1 bilgi
vardı.
Sende 1 bilgi vardı.
Bilgileri değiştirdik şimdi sende 2, bende 2
bilgi var...
Bilgi paylaşıldıkça çoğalır..
Saygı ve sevgilerimle,
Hakan Ozan Erzincanlı
Ziraat Yüksek Mühendisi
www.tarimsal.com
{nomultithumb}
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!