Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) geçtiğimiz yıl içinde “Dünya Çocuklarının Durumu 2013: Engelli Çocuklar” raporunu yayınladı. Bu rapora göre, dünyadaki 14 yaş ve altındaki 93 milyon çocuğun, orta ve ileri düzeyde olmak üzere bir tür engeli var. Başka bir ifadeyle, dünyadaki her 20 çocuktan biri engelli.
***
Konu çocuk, üstelik engelli çocuk olunca dikkat çekiyor. Engelli çocuklar da başkaları gibi yaşam hakkı; yeterli sağlık, beslenme ve eğitim imkânlarının sağlanmasından kaynaklanan fırsatlar; görüş açıklama, kararlara katılma ve yasalar çerçevesinde eşit korunma haklarına sahiptirler. Bu haklar, Çocuk Haklarına dair Sözleşme ve Engelli Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmıştır. Ancak toplumlara göre değişmekle birlikte, bu hakların yaşama geçmesini önleyen fiziksel, kültürel, ekonomik, iletişimsel, hareketlilikle ve tutumlarla ilgili engeller var. Bu engellerin varlığı, engelli çocukları sessizliğe ve marjinalliğe itmektedir.
***
Bu engelleri kaldırmadığımız takdirde engelli çocukların, zaten hayatta kalma ve gelişip büyümesi diğer çocuklara göre daha güç olmaları nedeniyle, yoksul kalma riskleri daha büyüktür. Bu şekilde engelli çocukları hayat yarışında geride bırakmakla kalmayıp, aynı zamanda onların ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda topluma katkıda sunma potansiyellerinden de mahrum oluyoruz.
***
O halde gerekli olan, adalet ve herkesin yararına, toplumun şiddet ve istismara en açık dezavantajlılarına öncelik tanımak üzere bu çocukların haklarına ve geleceklerine sahip çıkılmasıdır. Bu amaçla, engelli çocukları dışlamadan, onlara toplumun bir üyesi olduklarını hatırlatacak kapsayıcı tedbirlerle, aidiyet kazandırılması gerekiyor.
***
Raporda, ister zihinsel isterse bedensel olsun, farklı engelli gruplarındaki çocukların, aile ve toplum içerisinde karşılaştıkları dışlamalara, farklı ülkelerden örnekler verilmiş. Dışlamanın şekli ve etkisi, engellilik türüne, yaşanılan yere, kültüre, cinsiyete, gelire göre değişiyor. Ancak bütün örneklerdeki engelli çocukların vurguladıkları tek şey, kör, topal gibi sıfatlarla tanımlanmadan, engelli olmayan akranları gibi toplumun bir ferdi olarak görülmeleri.
***
Ancak bunun için öncelikle gerçekleşmesi gerekenlerin başında toplumdaki, medyadaki ve hükümetlerdeki engelli çocuklara karşı tutum değişikliği geliyor. Bunu, yani engelli çocukların da başkaları gibi aynı haklara sahip olduklarının; sadece hayırseverlik işlerinin yararlanıcıları olmanın ötesinde değişimin ve kendi geleceğini belirlemenin özneleri olabileceklerinin; seslerine kulak verilmesi, bu seslerin politikalar ve programlar belirlenirken dikkate alınması gerekliliğinin kabulünü başardığımızda, onları da topluma kazandırmış oluruz.
Prof. Dr. Mehmet MERT
Kaynak: UNICEF “Dünya Çocuklarının Durumu 2013: Engelli Çocuklar” raporu
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!
Yorumlar 2